Padişah
Padişah (Farsça: پادشاه), bazı İslam hükümdarları tarafından kullanılan ve yücelik belirten unvan. Farsça bir sözcük olup "şahların en büyüğü" manasına gelmektedir. Esasen İslamiyet öncesi İran'da hüküm süren Sasani hükümdarlarının sıfatı iken daha sonra Osmanlı hükümdarları ve Delhi sultanları tarafından benimsenmiştir. Hindistan'da bazı bölgesel İslam hükümdarları (örneğin Maysor hükümdarı Tipu Sultan) ile Afganistan'daki Dürraniler de "padişah" unvanını kullanmıştır.
Sözcüğün aslı Eski Farsça olup bey, efendi, muktedir anlamına gelen "pāti" ve hükümdar anlamına gelen "şāh" kelimelerinden oluşur.
Osmanlıda padişahlık
Osmanlı hükümdarları padişah unvanını 1421'de devletin başına geçen II. Murat'tan itibaren kullanmaya başlamışlardır. II. Murat dönemine dek "sultan" unvanını kullanan Osmanlı padişahları ayrıca halife, hakan ve kayser unvanlarını da kullanmışlardır. Bu unvanlardan padişah İran geleneğine, sultan ve halife Arap-İslam geleneğine, hakan eski Türk geleneğine, kayser ise Rum geleneğine işaret etmekte ve Osmanlı İmparatorluğu'nun eski İran, Abbasi, Türk ve Rum imparatorluklarının varisi olma iddialarının altını çizmektedir.
Padişahlık hem halife hem de sultan makamlarını ihtiva eden unvandır. Kanun-ı Esasî'de Osmanlı hükümdarı sadece padişah unvanıyla tanımlanmış ve diğer unvanları kanun metninde yer almamıştır. Padişahın hak ve yetkileri Kanun-ı Esasî'nin 3, 7, 27, 29, 35, 44, 45, 46, 54, 60, 64, 101, 105 ve 113. maddelerinde tanımlanmıştır.
Padişahlık makamı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922 tarihli anayasa değişikliğiyle lağvedilmiştir.
Etek ve saçak öpme adeti
Abbasiler'den Osmanlılara geçen bir adet olan saçak ve etek öpme adeti V. Mehmed döneminde terk edilmiştir. Özellikle bayramlaşma merasimlerinde tüm devlet erkanı padişahın eteğini veya tahtının saçağını öperdi. Devletin ilk yılların etek öpmek adet iken son zamanlara doğru bu adetin yerini saçak öpmek almıştır. Saçak öpmek "eteğiniz o kadar mübarektir ki ona dokunmak haddim değildir" manasına gelmektedir.[1]