Tasmanya Soykırımı
Tasmanya Soykırımı (İngilizce Tasmanian Genocide ya da Tasmanian genocide, Tasmanian Aboriginal Genocide, Tasmanian Aborigine genocide, Palawa genocide), Avustralya kıtasının güneyinde eyalet olarak ona bağlı Tasmanya adasında yaşamış olan ve 48 kabileden oluşan avcı ve toplayıcı Tasmanya yerlilerine (Palawa, Parlevar) karşı 1803-1847 yıllarında Britanyalı yerleşimciler tarafından uygulanan soykırım.[1] 1828-1832 yılları arasında yapılan Kara Savaş, kaydedilen ilk modern soykırım örneğidir.[2] Kara Savaş çatışmaları safkan Tasmanyalıları yok etmeye yönelik bir soykırımdır.[3] Tasmanya olayı Avustralya'daki soykırımın bilinen tek örneğidir.[4] Tasmanya olayları çağdaş Avustralyalılar için «soykırım» (genocide) yerine ondan daha ciddi olan «imha» (') biçiminde görülür.[5] Türkçe kaynaklarda Tasmanya adasındakiler ile Avustralya adasındakiler (özellikle de Queensland eyaletindekiler) Aborjin Soykırımı adı altında da ele alınır.[6]
Soykırım |
---|
Yerli halkların soykırımları |
|
Osmanlı toplu katliamları |
Sovyet Soykırımları |
|
İkinci Dünya Savaşı |
Soğuk Savaş |
|
Sömürge sonrası Afrikasında soykırımlar |
|
Modern soykırımlar |
|
Tasmanya'ya ilk Britanyalı yerleşimciler 1803 yılında gelmiştir. 1803 yılındaki yerli nüfusunun 4.000 ilâ 9.000 arasında olduğu tahmin ediliyor.[7][8] Tasmanya'daki Britanyalıların nüfus artışı 1817-1830 yılları arasında 2.000 kişiden 23.000 kişiye ulaşmıştır.[4] Tasmanya'ya geldikten sonra 75 yıl boyunca uygulanan Britanya politikası, çoğunluğu 1803-1847 yıllarında 4.000 ilâ 7.000 arasındaki Tasmanya yerlisinin imhasına yol açmıştır.[9][10] 1835 yılında açıldığında sağ kalan son 300 Tasmanya yerlisinin konduğu ve etnik gulag olarak nitelendirilen Flinders Adası'ndaki toplama kampı 1847 yılında kapatıldığında yalnızca 46 yerli hayatta idi. En sonki "safkan" Tasmanya yerlisi erkek 1869 yılında ölen William Lanne, en sonki "safkan" Tasmanya yerlisi kadın ise 1876 yılında ölen Truganini'dir ve "Tasmanya yerlilerinin sonuncusu" olan Truganini'nin geride bir avuç "yarımkan" bırakarak ölmesiyle soykırım tamamlanmış oldu. Tasmanya dillerini akıcı biçimde konuşabilen son kişi ise "yarımkan" Fanny Cochrane Smith (1834–1905) olup ölümü üzerine Tasmanya dileri de tükenmiş oldu.
1803 yılındaki Britanya sömürgeleştirmesi öncesinde Tasmanya yerlilerinin nüfusu 3.000–15.000 arasında tahmin edilmektedir.[11][12]
Bağışıklık sistemi Avrasya'nın bulaşıcı hastalıklarına karşı zayıf olan Tasmanya yerlilerinin kırılmasında bu salgın hastalıkların da çatışmalarla birlikte etkisi olmuştur.[13][14][15]
Tasmanya Soykırımı, Polonyalı sosyolog Zygmunt Bauman'ın tanımladığı[16] modern soykırımın bürokratik profiline uymaz.[17] Yale Üniversitesi'nden soykırım tarihçisi Benjamin Madley'e göre, Avustralya'daki Tasmanya Soykırımı birçok yönden Amerika'daki Yuki Soykırımı ile güneybatı Afrika'daki Herero Soykırımına benzemektedir.[18] Her üçünde de kendini human («insan») olarak vasıflandıran birçok Beyaz yerleşimci tarafından yerliler subhuman («insan-altı, alt-insan : insan olmayan, insanla aynı kategoride bulunmayan, insandan daha aşağıda bulunan») olarak görülmüştür.[19] Sosyal Darwinizm insan evriminin en alt aşağı basamağında Tasmanya yerlilerini sınıflandırır. 19. yüzyılda yaygın biçimde Tasmanya yerlilerinin modern insan (Homo sapiens sapiens) ile onun primat ataları arasında bağlantı halkası olduğuna inanılırdı. Evrim (naturalistic evolution) varsayımları göz önüne alındığında, Tasmanya yerlileri genellikle insandan daha aşağıda görülmüş ve sonuç olarak birçok kişi onlara hayvanlar gibi davranmanın ahlaksız ve yanlış olmadığına kendini inandırmıştır.[20]
Etno-Tarih
Tasmanya'ya insanların 40.000 yıl önce son buzul çağında Avustralya ile Tasmanya arasında Bass Boğazı'nda bir kara köprüsü yoluyla geldikleri düşünülüyor. Buzların erimeye başlamasıyla birlikte kara köprüsünün denizin altında kalması sonucu Avrupalıların 18. yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başlarında gelmesine kadar yaklaşık 8.000 yıl boyunca Avustralya'dan izole yaşadıkları genetik araştırmalarla desteklenmektedir.[21]
Diğer insanlardan binlerce yıldır ayrı kalıp izole ada yaşamı sürdüren yerlilerin konuştuğu Tasmanya dilleri hakkında bilinenler azdır ve başka dillerle tatmin edici bir ilgi kurulamamıştır. Joseph Greenberg Tasmanya dillerini Andaman dilleri ve Papua dilleri ile birlikte Hint-Pasifik dilleri süper-ailesinde sınıflandırmayı önermiş ve bu aileye Avustralya dillerini katmamıştır. Fakat bu tartışmalı aile tarihî dilbilimciler tarafından kabul edilmemektedir.[22]
Tasmanya dillerinde örnekler:[23]
anlamı | Kuzey | Kuzeydoğu | Ortadoğu | Güneydoğu | Kuzeybatı |
kadın | lu | lu | lowa | lowa | nowa |
kadınlar | luriga | luna | lowana | lowana | nowaleā |
Arka plan
Amerika'nın Britanya tarafından sömürgeleştirilmesi sürecinde Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonrası 1783 yılında Amerika sömürgesini kaybeden Büyük Britanya'nın yeni hapishane yerleşimi olarak düşündüğü Avustralya'daki sümürgeleştirme hareketi esas olarak 1788 yılında başlamıştır ve bundan 15 yıl sonra da 1803 yılında Tasmanya'ya ilk Britanyalı yerleşimciler gelmiştir. Bu gelenler yeni bir tarım ceza kolonisi kurmak isteyen asker ve hükümlüler ile serbest kolonicilerden oluşuyordu.[24]
Yerli halk ile göçmen yerleşimciler arasındaki çatışma genellikle birbirine bağlı iki ekonomik sorun etrafında döner: doğal kaynaklara erişim ve toprak kontrolü. Yerleşimcilerin ekonomik rekabeti yerli ekonomisini tehdit etmeye başlayınca yerliler de geleneksel üretim modlarını korumak için mücadeleye başlar.[24] Britanyalılar geldikten kısa zaman sonra yerleşimcilerle yerliler arasındaki ekonomik çatışma başlamıştır.[24]
İlk yıl boyunca Britanya'dan ve Hindistan'dan ithal edilen yiyecekler seyrek olarak adaya getirilir, gelenler de büyük ölçüde deniz suyundan bozulmuş, kurtlanmış tamamen yenilemez durumdaki tahıl ve tuzlama ettir.[25] Böylece, 1803-1804 kışında Derwent Nehri'ndeki yerleşimde iskorbüt, ishal ve nezle (catarrh) görülmüştür. Bu durumu dönemin yetkilileri "neredeyse bir kıtlık tutarı" olarak anmışlardır.[26] Hayatta kalmak için Britanyalı yerleşimciler yerel avlara yönelmiş ve emu (Dromaius novaehollandiae diemenensis), kara kuğu, valabi ve kanguru avlamaya başlamıştır.[24] Açlık ve kıtlıkla mücadele eden ilk yerleşimcilerin hayatını büyük olasılıkla kanguru eti kurtarmıştır.[27] 1808 yılında yerleşimin kurulu olduğu alanda kanguru ve diğer avların sayısı azalınca yerleşimciler içbölgeye uzanmaya başlamışlardır. Azalan avların rekabeti sonucu Britanyalılar ile yerliler arasındaki ilk şiddetli çatışmalar görülmüştür.[28][29]
Britanyalıların 1820-1828 yıllarında kırlık alandaki yerleşimleri ekonomik gerilim yaratmış ve yerliler ile yerleşimcileri kaynama noktasına getirmiş, Beyaz nüfus 5.400 kişiden 18.128 kişiye ulaşmıştır.[30] Beyazlarca Tasmanya'ya getirilen koyun sayısı 1816-1828 yıllarında 12 kat artarak 54.600 baştan 791,120 başa ulaşmıştır.[31] Hükûmet yerleşimciler için geniş arazileri ayırmış ve adanın yaklaşık % 30 kadarı mera ya da tarım arazisi hâline getirilmiştir. Bu kamulaştırılan alanlar yerlilerin birincil avlaklarıdır ve 1828 yılında yerliler Britanyalılara karşı ayaklanırlar.[32]. Arazi kaybı ile birlikte yiyecek kaynaklarının da yok edilmesi yerli yaşamını tehdit eder duruma gelmiştir.[33]
Katliamlar
Tasmanya'daki çatışmalarda taraflar üç kolda toplanır: 1. yerleşimciler, askerler, memurlar; 2. kır haydutları (bushranger); 3. Tasmanya yerlileri.[34]
Tasmanya yerlilerinin erkekleri tüfeklerle vurulmuş, kadınlarına tecavüz edilmiş ya da işkence ve zehirli un verilerek öldürülmüş, çocukları ise çalıştırılmak üzere kaçırılmıştır.[35] Kır haydutları kadınları için Tasmanya yerlilerine saldırmışlardır.[34]
Çoğunlukla kaçak eski hükümlülerden oluşan soyguncu Tasmanya haydutlarının (Tasmanian bushrangers)[36] yaptığı katliamların yalnızca bir tanesi kaydedilmiştir. 1807-8 yılında güney içbölgede (Southern interior) Lemon ve Brown adlı iki kır haydutu (bushranger) ikisi erkek üçü kadın beş Tasmanya yerlisini işkence ederek öldürmüştür[37][37]
Risdon Cove Katliamı 1804
Risdon Cove Katliamı (İng. Risdon Cove Massacre[38], Risdon Cove massacre[39]): Tasmanya'nın başkenti Hobart'ın 7 km kuzeyinde Derwent Nehri'nin doğu kıyısındaki Risdon Cove'de 3 Mayıs 1804 günü patlak veren bu katliam, Tasmanya'da Beyazlar tarafından yerlilere karşı düzenlenen ilk katliamdır.[40][41][42]. Mevsimlik göç sırasındaki bir kanguru av partisinde bir araya gelen Mumirimina kabilesinden çoğu kadın ve çocuktan oluşan 200 yerli Britanyalı yerleşimcilerin Risdon Cove'deki yerleşimine yaklaştıklarında, gündüz öğlene yakın saat 11 sıralarında askerler yerlilerin üzerine ateş açarlar.[43][44] Katliamdan sonra yetim kalan bir çocuk Beyazlar tarafından kaçırılmıştır ve bu kayda geçmiş kaçırılan ilk çocuk olayıdır. Bir görgü tanığı «yerliler sonra evlerinden sürüldüler ve onların kadın ve çocukları sığırtmaçlar () tarafından çalındı» biçiminde anlatmıştır.[41] Yerlilerle Beyazlar arasında cereyan eden bu olay tarihçilerce farklı farklı değerlendirilir.[45] Avustralyalı yazar ve tarihçi Keith Windschuttle'a (d. 1942) göre bu olay bir katliam değil; tamamen yanlış anlamayla kendini savunma olayıdır, zira askerlerin önceden öldürme amacı yoktu ve taraflardan herhangi biri bu olaylardan sorumlu tutulamaz.[46]
Oyster Bay boyunun on kabilesinden biri olan Mumirimina (Moomereriner, Moomairremener) kabilesinin işgal yıllarındaki nüfusu 800 kişidir.[47] Oyster Bay boyunun toprakları Tasmanya'nın güneyindeki en iyi Doğu boz kangurusu (Macropus giganteus) avlağıdır. Burası erken işgal döneminde yerlilerle ciddi açlık sıkıntısı çeken Beyazlar arasında kanguru avı rekabetinin olduğu ve ırklararası çatışmaların görüldüğü alandır. 1808 yılında 100 yerli ve 20 Beyaz bu çatışmalarda ölmüştür. 1808 yılından sonra bölgede Mumirimina kabilesinden eser kalmamıştır.[41]
Cape Grim Katliamı 1828
Cape Grim Katliamı (İng. Cape Grim massacre): Van Diemen's Land'ın (günümüzdeki Tasmanya'nın) kuzeybatı ucundaki Cape Grim burnunda 10 şubat 1828 günü misket tüfeği olan dört Beyaz çoban tarafından North West boyunun Pennemukeer kabilesinden yerlilere yapılan katliam. Pusuya düşürdükleri yerlilere tüfekle ateş açan çobanlar 30 yerliyi öldürüp cesetlerini 60 m yükseklikteki kayalık uçurumdan denize atmışlardır. Kurtulanların sayısı bilinmiyor ve çobanlar katliam yaptıkları tepeyi daha sonra «Zafer Tepesi/Dağı» (Victory Hill / Mount Victory) olarak adlandırmışlardır.[48][49][50][51] Bu katliam, Van Diemen's Land Company tarafından yapılan son şiddet olaydır.[52]
Öncesinde, 1827 Aralık ayında kadınlarını şirket çobanlarının taciz ve tecavüzünden korurken yerliler öldürülmüştür. Misilleme olarak bir yerli adam 118 koyunu yok etmiştir. Şirket de cezalandırma amacıyla Şubat 1828'de 12 yerliyi öldürmüş, son intikamı da 10 Şubat günü çobanlar yapmıştır.[52]
Soykırım
Sosyal Darwinizm insan evriminin en alt aşağı basamağında Tasmanya yerlilerini sınıflandırır. Tasmanya yerlilerinin modern insan (Homo sapiens sapiens) ile onun primat ataları arasında bağlantı halkası olduğu inancı 19. yüzyılda oldukça yaygındı. Evrim (naturalistic evolution) varsayımları göz önüne alındığında, Tasmanya yerlileri genellikle insandan daha aşağıda görülmüş ve sonuç olarak birçok kişi onlara hayvanlar gibi davranmanın ahlaksız ve yanlış olmadığına kendini inandırmıştır. Tasmanya Soykırımı, modern çağda evrimsel natüralizmin (evolutionary naturalism) ürettiği çok sayıdaki trajedinin birçok örneğinden biridir.[20] 1890 yılında Royal Society of Tasmania başkan yardımcısı James Barnard «imha süreci, evrim yasalarının bir aksiyomu ve en güçlünün hayatta kalmasıdır» (the process of extermination is an axiom of the law of evolution and survival of the fittest) biçiminde yazmıştır.[53]
HMS Beagle gemisinin ikinci yolculuğunun sonuna doğru 1836 Şubat ayında (Flinders Adasındaki toplama kampı açıldıktan bir yıl sonra) Charles Darwin Tasmanya'ya uğramıştır:
Ocak sonunda Beagle Tasmanya'daki Hobart Limanı'na —altı günlük bir yolculuğa— doğru demir aldı. Hobart'ta Darwin, Wellington Dağı'na çıkma fırsatı buldu. Bunun için, kendisinin de kabul ettiği gibi, beş buçuk saat süren zor bir tırmanış ve tümüyle zor bir gün gerekti. Topraklarından atılıp Bass Boğazı'ndaki adaya sürülen yerlilere yapılanlar burada da onu çok üzdü: "Çok gaddarca bir davranış."[54]
Darwin günlüğünde şöyle yazar:
The Aboriginal blacks are all removed & kept (in reality as prisoners) in a Promontory, the neck of which is guarded. I believe it was not possible to avoid this cruel step; although without doubt the misconduct of the Whites first led to the Necessity.[55]
İngiliz bilimkurgu yazarı Herbert George Wells 1898 yılında yayımladığı Dünyaların Savaşı romanında önce şöyle demiş, tartışmalar üzerine bir sonraki sürümünde kaldırmıştır:
We must remember what ruthless and utter destruction our own species has wrought, not only upon animals such as the vanished bison and dodo, but also upon its own inferior races. The Tasmanians, in spite of their human likeness, were entirely swept out of existence in a war of extermination waged by European immigrants, in the space of fifty years.[56]
Hayvan soykırımı
Tasmanya'da bazı Tasmanya hayvanları da soykırımdan (soy tükenmesi) kurtulamamıştır.[57][58]
Tasmanya emusu (Dromaius novaehollandiae diemenensis) da 19. yüzyılın ortalarında 1850 civarında Beyazlar tarafından yok edilmiştir.
Tasmanya kurdu ya da Tasmanya kaplanı (Thylacinus cynocephalus): Tasmanya'da içbölgedeki ormanlık ve kıyıdaki fundalık alanı tercih eden Tasmanya kurdunun habitatı Britanyalı yerleşimcilerin sürüleri için elverişli ortam sağladığı için onların hedefi hâline gelmiştir.[59] Beyazların ilk yerleşmeye başladığı dönemlerde Tasmanya kurdunun bulunduğu yöreler kuzeydoğu, kuzeybatı ve kuzey-orta bölgeleridir.[59] İlkbaşlarda Beyazlarca nadiren karşılaşan kurtlar, daha sonra yavaş yavaş koyunlara saldırmaya başlayınca Beyazların dikkatini çekmiştir. Van Diemen's Land Company 1830 gibi erken dönemde kurtlar için ödül koymuş ve 1888-1909 yılları arasında da Tasmanya hükûmeti öldürülen her yetişkin kurt için 1 £ ve her yavru için de 10 şilin ödeme yapmıştır. 2.184 kurt için ödeme yapılmıştır, fakat gerçek sayının bundan daha fazla olduğu düşünülüyor.[60] Neslinin tükenmesinde çiftçiler ile ödül avcılarının payı vardır.[60] Bununla birlikte, yok olmasında birden fazla faktörün sebep olması muhtemeldir. Beyazların getirdiği vahşi köpekler[61] ile rekabet de nihai tükenme sebebi olabildiği gibi, habitat kaybı ve av türlerinin eşzamanlı yok olumu da etken olabilir.[62][63] 1920 lerin sonlarında vahşi doğada ender raslanır olmuştur. Vahşi doğadaki en son bireyi 1930 yılında vurulmuştur.[64]
İnsan soykırımı
Yazılı kayıtların az olmasına rağmen, yerlilerin birincil politik mağduriyetlerinin kötü muamele ve kadın ve çocukların kaçırılıp esir edilmesi görünüyor.[33] Tasmanya'nın erken sömürge döneminde yiyecek sıkıntısı yanında Britanyalı kadınların azlığı da (zira her altı erkeğe bir kadın oranı vardır) ırklararası şiddeti ve yerlilerin hayalkırıklığını artırmıştır.[67][68] 1827 yılında Avustralya sömürge öncülerinden İskoçyalı gemi cerrahı Peter Miller Cunningham (1789–1864) «kolonide kadın hoşluğunun yokluğu/kıtlığı/açlığı» (the dearth of ‘female lovliness’ in the colony) [69] bulunduğunu yazmıştır. Bu yokluk sıkıntısını fok avcıları (sealer) ve yerleşimciler (settler) yerli kadınlara tecavüz ederek ya da onları kaçırıp sürekli karı yaparak gidermişlerdir.[33] Britanyalı yapı ustası ve eğitimsiz vaiz George Augustus Robinson (1791 – 1866) fok avcılarının bu kadın kaçırmasını «minyatür Afrika köle ticareti» (African slave trade in miniature) olarak nitelendirmiştir.[70]
1815 Colonial Secretary of New South Wales yazmasına göre, William Stewart avcıların (sealers) yerli kadınları acımasız köleleştirmesini şöyle tarif eder:
“ | they have also a custom of getting the Native women … who they mostly obtain by force and keep them as Slaves or Negroes, hunting and foraging for them, who they transfer and dispose of from one to another as their own property; very few of whom ever see their Native home, being away for a number of years, and, if they do not comply with their desires or orders in hunting, etc., they by way of punishment half hang them, cut their heads with Clubs in Shocking Manner, or flog them most unmercifully with Cats made of Kangaroo Sinews…) | ” |
—William Stewart (1815), [71] |
Yukarıdaki hesabı doğrularcasına Robinson'un jurnallerinde 18 kaçırma, 10 işkence örneği ve avcılar tarafından öldürülen 7 kadın cinayeti yer almıştır[33][72]. Ayrıca, yerleşimcilerin yerli kadınlara tecavüz etmesi, onları kaçırması ve öldürmesi yerlilerle Beyazlar arasındaki çatışmayı şiddetlendirmiştir.[33] Yerleşimciler, koyun çobanları ve sığırtmaçlar () sık sık yerli kadınlarla zorla birlikte olmuş onları evlerinde hizmetçi olarak çalıştırmıştır ve Britanyalı erkekler yerli kadınlara tecavüz etmek ve öldürmekten suçlu bulunmuşlardır.[73][74] Kadınlarının tecavüz edilip öldürülmesine tepki olarak az da olsa bazı yerli erkeklerin misilleme yaptıkları kaydedilmiştir.[75]
Yerli çocukların köleleştirilmesi de savaşı kışkırtan diğer bir sebeptir. Yerleşimciler işte çalıştırmak ya da ev hayvanı (pets) olarak bakmak için çocukları çalmıştır. Pratikte çok yaygın olan bu çocuk çalma işi uygulamada iki Tasmanya lieutenant governor ’u tarafından kınama konuşması yapılmıştır. Avustralyalı tarihçi Lyndall Ryan'ın (d. 1943) söylediğine göre 1817 yılında en az elli kadar yerli çocuk yerleşimcilerin evinde bulunuyordu.[76] 1826 yılında savaş patlak verdiğinde esir edilen çocuk sayısının büyük olasılıkla çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.[73]. Bir Tasmanya yerlisi ("siyah adam") vaiz Robinson'a ("beyaz adam") şöyle demiştir: «Eğer siyah adam gelir de beyaz adamın karısını (lubra) kaçırıp/götürüp çocuklarını (piccaninnies) da öldürürse, bunun için beyaz adam o siyah adamı öldürmez mi?»[77]
1826 yılında Tasmanya yerlileri ekonomik ve siyasi mağduriyetlerinin giderilmesi ve intikam olarak umutsuz gerilla savaşına başlarlar.[73] Oyster Bay boyunun kabile reisi Tukalunginta (Tongerlongeter, Tongerlongter; Beyaz adı: King William; ölümü: 1837[78]) vaiz Robinson'a kendilerinin ve atalarının Beyazlar tarafından acımasızca istismar edildiğini, öldürüldüğünü, eş ve kızlarının kaçırılıp uzağa götürüldüğünü söylemiştir.[79]
Britanyalıların askeri stratejisi tökezlerken yerliler üç yıl Beyazlar üzerine saldırılarını yoğunlaştırmışlardır.[80] 1826 ve 1827 yıllarında sömürgeciler ve mülkleri üzerine yerlilerin yüzden fazla saldırısı olmuş ve 42 Beyaz öldürülmüş birçoğu da yaralanmıştır.[81][82] Ardından 1828 yılında yerliler iki kez daha Beyazlara saldırı düzenlemiştir.[83]
Gerilla savaşı soykırım sahnesinin ayarlanmasında önemli bir rol oynar. Özel mülkiyetin tahrip edilip yağmalanması, sivillerin öldürülmesi ve set parçalı muharebe direnmesi gibi gerilla savaşı taktikleri askeri davranışı ihlal eder. Yerleşimci toplumlar için bu tür eylemler suç benzetmesiyle nitelendirilir ya da savaşın tatsız unsurları olarak kabul edilir, fakat onlar ahlaki askeri metodlardan kabul edilmez. Savaşmayan sivillerle savaşçılar arasında ayrım parılmaz, bütün yerli halk hedef haline gelir. Kötü hazırlanmış Avrupa tarzı ordular karşısında sürdürülen gerilla savaşı soykırım için bahane yaratır. Savaşı kazanmanın zor göründüğü durumlarda sömürge güçleri soykırıma yönelirler. Yerlilerin mızraklarını ağaçların gerisinden fırlatıp beyazların ummadığı anda hedef olması ya da vurkaç taktiği yaptıktan sonra ormana kaçmışlar, fakat Britanyalılar peşlerinden gitse bile ormanda onları bulamamışlardır.[80]
1 Aralık 1826 tarihli Van Diemen's Land haftalık gazetesi Colonial Times and Tasmanian Advertiser şöyle yazmıştır:[85]
We make no pompous display of Philanthropy. We say this unequivocally SELF DEFENSE IS THE FIRST LAW OF NATURE. THE GOVERNMENT MUST REMOVE THE NATIVES – IF NOT, THEY WILL BE HUNTED DOWN LIKE WILD BEASTS, AND DESTROYED!
Colonial Times gazetesi ayrıca, yerli erkekleri «vahşi hayvanlar» (wild beasts) gibi avlamanın övgüye değer bulunduğunu ve yerli kadınların da «en kötü amaçlı kullanılmaya uygun» olduğunu yazmıştır.[86]
10 Şubat 1828 günü Van Diemen's Land Company şirketine bağlı sivil çobanların yaptığı Cape Grim Katliamı Britanya sömürge yetkililerine savaşları kazanmak için soykırım yapmanın yolunu göstermiş olabilir. Yerleşimcilerin soykırımvari taktikleri (genocidal tactics) askeri çıkmaza bir çözüm olarak görülmüş ve her Beyaz yerlileri öldürme yetkisine sahip potansiyel bir asker olarak kabul edilmiştir.[87] Sömürge yönetimi sıkıyönetim ilân ederek yerlilere karşı askerî operasyonlara başlamıştır.[88] 1828 yılında başlatılan bu savaşın adı daha sonra Kara Savaş (Black War) olarak anılmıştır.
Vali yardımcısı Arthur 1 Kasım 1828[89] tarihinde sıkıyönetimi ilân ettiğinde, eğer soykırım değilse, etnik temizliği zımnen kurumsallaştırmış oldu:[90]
Whereas the Black or Aboriginal Natives of this Island have for a considerable time past, carried on a series of indiscriminate attacks upon the persons and property of divers of His Majesty's subjects: and have especially of late perpetrated most cruel and sanguinary acts of violence and outrage; evincing an evident disposition systematically to kill and destroy the white inhabitants indiscriminately whenever an opportunity of doing so is presented.[91]
Gazeteci, yayıncı ve yazar olan Henry Melville (1799–1873)[92] sıkıyönetimin ilân edilmesinden sonraki on iki ay içerisinde bu «vahşi yaratıkların» (wild creatures) üçte ikisinden fazlasının yok edildiğini 1835 yılında yazmıştır.[93]
Sıkıyönetim ilânı katliam furyasını başlatmıştır.[90][94]
Windschuttle gibi soykırım inkârcıları 1830 Şubat ayında hükûmetin canlı yakalanacak yetişkin Tasmanya yerlisi için kişi başına 5 £, çocuklar için 2 £ ödül verildiğini söyleyerek soykırımın olmadığını savunurlar.[95] Fakat, aynı yıl içinde (1 Ekim - 30 Kasım 1830) vali Arthur hükümlü ya da özgür her güçlü Beyaz erkeğe çağrıda bulunarak Kara Hat (Black Line) olarak adlandırılan bir insan zinciri oluşturup Tasmanya kırlarını tarama seferberliği başlatır. 2000 kişiye yakın sayıda silahlı erkek (500 asker, 700 yerleşimci ve 800 hükümlü ya da eski hükümlü)[96] sürek avına benzer biçimde bir av partisi () gibi hat oluşturmuşlardır. Yerleşim bölgelerinden kırlara sürülen Tasmanya yerlilerini arama faaliyetlerine başlayan bu Kara Hat biçiminde kıstırıcı ve sürücü bir yapılanmayla birkaç hafta boyunca güneye ve doğuya ilerleyerek davam eder. Tasmanya yerlilerinin çok az canlı yakalandığı bu pahalı seferberlik başarısız olmuş, kayıtlara göre 2 (iki) yerli sağ yakalanmış 2 (iki) yerli ise öldürülmüştür.[96] 1831 Nisan ayında Kara Hat denen bu meşale alayları (roving parties) dağıtılır.[97] Tasmanya yerlilerine karşı yapılan bu meşaleli sürek avı Tasmanyalı yazar Rohan Wilson'ın 2011 yılında yayımlanan The Roving Party adlı romanına da konu olmuş ve roman Winner of The 2011 Australian/ Vogel’s Literary Award ödülünü kazanmıştır.[98] Amacına ulaşınca 1832 Şubat ayında sıkıyönetim kararı yürürlükten kaldırılır.[99]
Tasmanya yerlilerinin silahları cirit gibi fırlatmalı mızrak, wadi (ahşap mızrak atma aracı) ile taş atılan kol sapanı (showers of stones) gibi kanguru avlarken kullandıkları geleneksel silahlardır ve savaş teknikleri bunlarla vurkaç (hit-and-run) yapmaktır.[90][100] Beyazların silahı ise misket tüfeği ile tabancadır ve Kara Savaş sırasında uygulanan taktik "bul ve yok et" taktiğidir. 1829 Mayıs ayında Tasmanya yerlilerini avlamak (to hunt) üzere arayıp-bulup yok etme partileri düzenlenmiştir.[90][101]
Bu vurkaç ile bul ve yok et taktikli çatışmalarda Britanyalıların kaybı az Tasmanya yerlilerinin ise fazla olmuştur. Britanyalıların yerlilerin çoğunu öldürmesi ve yaralı bırakmaması ya da çok az yaralı olması bul ve yok et politikası gereğidir. Plomley sağ olan Tasmanya yerlilerinin 1824 yılındaki sayısını 1.500 olarak tahmin etmiştir.[90][102] 1835 yılında ise kurtulabilen sağ Tasmanya yerlisi 300 kişidir.[90] Kayıtlara göre Tasmanya adasında son yakalanan yerli ailesi 1842 yılında yedi kişidir.[96]
Askeri harekat sırasında ve sonrasında, soykırımın son aşaması olan yerlilerin hapsedilmesi Beyazlar tarafından uygulamaya konur. Etnik gulag (ethnic gulag) olarak nitelendirilen bu kapalı rezervasyon alanlarına yerlileri hapsetmek onları mülksüzleştirip Beyazlarla olan ekonomik rekabetini kaldırmak ve siyasi hadımlık (political emasculation) demektir. Bu etnik gulaglar soykırımın devamı için gizli bir bulaşma yeri sağlar.[90] Bu kamplar (ya da Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu gibi Kızılderili rezervasyonları) genelde alenen yerli halkı yerleşimcilerden ve Batı Uygarlığından koruma amaçlıdır. Ancak, Sovyet gulagları gibi, etnik gulaglar da yerlileri nispeten dar bir alana hapsederek yetersiz beslenme (malnütrisyon), yetersiz giyim, yetersiz tıbbi bakım ve sağlıksız koşullar altında önemli sayıda yok etme aracı olarak kullanılmıştır.[105] Yerlilerle diyaloğu iyi olan vaiz George Augustus Robinson 1829 yılında yerlileri bulundukları topraklarından alınıp toplanma alanlarına götürmek için cezbedici müzakerelerine başlamıştır.[106] 3 Şubat 1835 günü gönüllü göç ve zorunlu tehcir (voluntary migration and forced removal) tamamlanmış ve bütün Tasmanya yerlileri Tasmanya ana adasından alınıp onun kuzeydoğusunda bulunan Flinders Adası'na taşınmıştır ve Robinson bunu bir raporla vali Arthur'a bildirmiştir.[107] Vaiz Robinson'un bu projesi ile belki de 35.000 yıldır atalarının yaşadığı topraklardan koparılan ve sağ kalabilen 300 kadar Tasmanya yerlisi gurbetçi yapılmıştır, fakat vaizin yaptığı gerçekte o sağ kalanların da toptan imhasını kolaylaştırmak olmuştur[105][108] Flinders Adası "soykırımın işlendiği bir toplama kampı" olarak tanımlanmıştır.[105] Flinders Adasında Wybalenna («Black Man's House») ya da Settlement Point denen toplama kampında ölümlerin en sık sebepleri arasında grip gibi solunum yolu hastalıkları, verem ve zatürre görülmektedir. 1835 yılında adadaki cerrah Dr. James Allen, Robinson'a verdiği raporda Tasmanya yerlilerin soğuk iklime uygun olmayan giyeceklerle tutulmasının büyük ölümlere sebep olduğunu belirtmiştir.[109] Doktor Allen bu durumun düzeltilmesi için harekete geçmiş, fakat yöneticiler onun bu uyrarılarını dikkate almamıştır.[105] Kurumsallaştırılmış yetersiz beslenme hastalıkların yayılmasını sağlamış ve ölümler başlamıştır. Yerlilerin günlük tayınları "1 pound tuzlama et ve 1,5 pound un" olarak sağlanmıştır ve bunlar beslenme açısından yetersiz, genelde düzensiz ve yerliler için tatsız besinlerdir[110] Bu yetersiz beslenmeyi takviye için yerliler avcılık yapmaya başlamış, fakat sık sık yağmur yağan ve sürekli soğuk rüzgârın estiği Flinders Adasında yetersiz giyeceklerle avcılık verimli olmamıştır.[105] Flinders Adası koşullarının yerliler için ölümcül olduğu başlangıçtan itibaren Britanyalı yetkililer tarafından biliniyordu.[111] 1835 yılında açıldığında son 300 yerlinin konduğu Flinders Adasındaki kamp 1847 yılında kapatıldığında yalnızca 46 yerli hayatta idi.[112] Wybalenna denen kamp yerinde kurtulabilenler Hristiyanlığı kabul etmek zorunda kaldırlar.[113]
Kültürel soykırım
Tasmanya yerlilerine yapılan soykırım sömürge dönemiyle sınırlı kalmamış, fiziksel eylemler yanında kültürel soykırım olarak da sürmüştür. Tasmanya yerlilerinin kendi dilllerindeki adları önce İngilizceye yazılabilirlik ölçüsünde adapte edilmiş ya da kısaltılmış popüler Britanyalı adlar verilmiş, sonra da tamamen Britanyalı kişi adlarıyla değiştirilmiştir:[114]
Yerli kişi adı | Birinci değiştirilmiş adı | İkinci değiştirilmiş adı |
Trowkebuner | Rowlebanna | Achilles |
Maleteherbargener | Moutehelargine | Ajax |
Wowwee | Warwee | Albert |
Moomereriner | Long Billy | Alexander |
Plerpleropa.ner | Big Billy | Alfred |
Memerlannelargenna | Charley | Algernon |
Woorrady | Doctor | Alpha |
Meenerkerpackerminer | Big Jemmy | Alphonso |
Tolelerduick | Dray's Jerry | Andrew |
Wetilleetyer | Jemmy | Arthur |
Toyenroun | Ben | Augustus |
Pendeworrewie | Ben | Benjamin |
Tremebonner | Little Jacky | Buonaparte |
Lenergwin | Lenergwin | Columbus |
Moreerminer | Big Jacky | Constantine |
Tepkiler
Soykırıma tepki vermede, pek çok kurban için ortak olan zorluklardan biri potansiyel yandaşlara ulaşımı sınırlandıran izolasyondur. Örneğin, Tazmanya’nın coğrafik izolasyonu İngiliz kamuoyunun bilgi alışverişini ve işlenen canavarlıklara karşı potansiyel protestoyu sınırlandırmıştır.[115]
Tarih yazımı
Avustralya topraklarında soykırım yaşandığını Avustralyalıların çok az bir kısmı bilmektedir.[116] Avustralya historiyografisi (tarih yazımı), özellikle de Britanya sömürge dönemindeki Avustralya yerli tarihi hararetli tarih savaşları'na (en:history wars) da konu olmakta[117] ve kamuoyu tartışmaları sürmektedir.[118]
Tasmanya Soykırımını kıtalararası benzer soykırımlarla (Amerika'daki Yuki Soykırımı ile güneybatı Afrika'daki Herero Soykırımı) karşılaştırma yaparak çalışan Yale Üniversitesi'nden soykırım tarihçisi Benjamin Madley'dir ve kendisi soykırımın olduğunu kabul etmektedir.[119]
Yale Üniversitesi'nin «Soykırım Araştırmaları Projesi» (Genocide Studies Program) dahilinde Benjamin Madley'in çalışmaları yanında, Avustralyalı tarihçi Lyndall Ryan (d. 1943) da görülmekte ve Tasmanya yerlilerine yapılan katliamları araştırmaktadır.[120] Ryan, esas olarak Tasmanya yerlilerine yapılan katliamlarla ilgilenmekte[121] ve soykırımı kabul etmektedir.[122]
Avustralyalı yazar ve tarihçi Keith Windschuttle soykırımı kabul etmeyenlerdendir ve kendisi ayrıca Risdon Cove Katliamını da katliam olarak nitelendirmez. Windschuttle'ın kitabı (The Fabrication of Aboriginal History, Volume One: Van Diemen's Land 1803-1847) adanın ilk Avrupalı yerleşimcileri tarafından Tasmanya yerlilerine karşı soykırım yapıldığı fikrini yok etme amacıyla kaleme alınmıştır ve kitabın yayımlanmasından sonra kendisi Holokost inkârcılarının Avustralya dengi (the Australian equivalent of the holocaust deniers) olarak görülmüştür.[123]
Avustralya Melbourne'lü iş adamı ve serbest yazar John Dawson'a göre, Tasmanya Soykırımı tezinin canlandırılmasına yönelik tarihçilerin yaklaşımı cinayet-sır konulu Cluedo adlı popüler masa oyununu hatırlatmaktadır. Ona göre Tasmanya Soykırımı bir varsayımdır (assumption) ve Tasmanya'nın Van Diemen's Land olduğu sömürge döneminin, Windschuttle'ın çalışmasının yayımlanmasından sonra, artık "cezasız suç mahalli" olarak adlandırılamayacağını yazar.[124]
Dipnotlar
- Madley 2004, sayfa: 170-176
- Tatz, Colin : With Intent To Destroy: Reflections on Genocide, Verso Books 2003
- Curthoys 2008, sayfa: 229-252, 230, 245-6
- Moses, sayfa: 98
- Curthoys 2008, sayfa: 241 (= To call something “genocide” rather than “extermination” was somehow seen as far more serious for modern Australians; the questions of intent and responsibility were so much closer to home.)
- Ülke İhlal Karneleri: İngiltere. UHİM Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi
- Jones 1974, sayfa: 325
- Butlin 1993, sayfa: 133-4
- Plomley1992, sayfa: 10, 29
- Reynolds 1995, sayfa: 4
- From Terror to Genocide: Britain’s Tasmanian Penal Colony and Australia’s History Wars
- Rhys Jones:3.000-5.000, N. J. B. Plomley: 4.000–6.000, Henry Reynolds: 5.000–7.000, Colin Pardoe: 12.000+ and David Davies: 15.000.
- Bonwick 1870
- Turnbull 1948
- Flood, Dr Josephine, The Original Australians, sayfa: 128–132
- Bauman, Z. (1989). Modernity and the Holocaust. Ithaca, N.Y.: Cornell University Press 1989.
- Shipway 2005, sayfa: 211
- Madley 2004, sayfa: 177
- Madley 2004, sayfa: 169, 186
- Bergman 1996
- Pardoe, Colin (1991). "Isolation and Evolution in Tasmania". Current Anthropology. 32 (1). ss. 1-27. doi:10.1086/203909.
- Blench: Classifications of the Tasmanian languages in relation to the peopling of Australia: sensible and wild theories
- "The Tasmanians, Part 6: The Tasmanian Languages". 6 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2013.
- Madley 2004, sayfa: 170
- Watson 1921, sayfa: 361, 392
- House of Commons 1831, sayfa: 257
- Robson 1983, sayfa: 53
- Nicholls 1977
- Ryan 1996
- Plomley 1992, sayfa: 25
- Ryan 1996, sayfa: 83
- Ryan 1996, sayfa: 85
- Madley 2004, sayfa: 171
- Early Bushrangers
- Tatz 1999, sayfa: 14
- Van Diemonian Time, or, the Civilisational Clean Break, 1803 – 1876 (= Tasmanian bushrangers who claimed they would just as soon “kill a crow as smoke a pipe”, the overarching cause of the decimation and displacement of the Palawa people is to be more properly identified in the expansion of European pastoral interests that began to accelerate from the 1820s onward.)
- Ryan, Abduction and Multiple Killings of Aborigines in Tasmania: 1804-1835, sayfa: 5
- Rayner, Tony (2010). Historical Report Regarding Tasmanian Aborigines and the Brighton Plain. Produced for The State of Tasmania Department of Energy, Infrastructure and Resources. August 2010.
- Welcome to Cleburne (= We acknowledge Tasmanian Aborigines as the traditional owners of the land on which these buildings stand and honour the Mumirimina people who were killed at the Risdon Cove massacre in May 1804.)
- Ryan 2004
- Mumirimina People of the Lower Jordan Valley, sayfa: 3
- Dianne Johnson (2002) Lighting the Way: Reconciliation Stories. Annandale, NSW: The Federation Press, 2002, pp. 216 ISBN 1862874271. (sayfa: 101: Chandler and Ryan chose to hold the event at Risdon Cove on the northern side of the Derwent River in Hobart as it was the site of the first Tasmanian massacre in May 1804.)
- Elder 1988, sayfa: 28-29
- Ryan 2008, sayfa: 2-3
- Massacre at Risdon Cove? An Australian history Mystery
- Windschuttle 2002, sayfa: 26
- Mumirimina People of the Lower Jordan Valley, sayfa: 2
- N.J.B. Plomley, Friendly Mission: The Tasmanian Journals and Papers of G.A. Robinson 1829–1834, Tasmanian Historical Research Association, 1966
- Ryan 1996, sayfa: 135-137
- Jan Roberts, pp1-9, Jack of Cape Grim, Greenhouse Publications, 1986 ISBN 0-86436-007-X
- Ian McFarlane, Cape Grim Massacre 2006, accessed 26 December 2008
- The Companion to Tasmanian History: Cape Grimm massacre
- Some examples of racist inhuman policy in history and today
- Moorehead, Alan (1969). Darwin and the Beagle > Darwin ve Beagle Serüveni. Çeviren Nermin Arık, TÜBİTAK popüler Bilim Yayınları, İstanbul 1996 ISBN 975-403-052-9 4. (sayfa: 181)
- Keynes, R. D. ed. 2001. Charles Darwin's Beagle diary. Cambridge: Cambridge University Press p. 408 23 Mayıs 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- The War of the Worlds at Project Gutenberg
- Tyenna Valley… Tasmanian Tigers Roamed 4 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by Carol Haberle
- Species dying out on Labor’s watch by Cassy O’Connor (= It continues the quiet genocide of Tasmania’s animal and plant life too)
- "Australia's Thylacine: Where did the Thylacine live?". Australian Museum. 1999. Erişim tarihi: 21 Kasım 2006.
- "Wildlife of Tasmania: Mammals of Tasmania: Thylacine, or Tasmanian tiger, Thylacinus cynocephalus". Parks and Wildlife Service, Tasmania. 2006. 21 Temmuz 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2006.
- James Boyce (2006). "Canine Revolution: The Social and Environmental Impact of the Introduction of the Dog to Tasmania". Environmental History. 11 (1). doi:10.1093/envhis/11.1.102. 18 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2006.
- Dr Eric Guiler (2006). "Profile – Thylacine". Zoology Department, University of Tasmania. 18 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2006.
- Paddle (2000), pp. 202–203.
- "Additional Thylacine Topics: Persecution". The Thylacine Museum. 2006. 21 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2006.
- Mumirimina People of the Lower Jordan Valley, sayfa: 9
- Plomley 1987, sayfa: 945
- Plomley 1973, sayfa: 2
- Robson 1965, sayfa: 176, 185
- Cunningham 1827, sayfa: 291–293
- Plomley 1966, sayfa: 82
- Watson 1921, sayfa: 576
- Madley 2004, sayfa: 171 < Plomley 1966
- Madley 2004, sayfa: 172
- Plomley 1966
- Plomley 1966, sayfa: 192
- Ryan 1996, sayfa: 78
- Plomley 1966, sayfa: 546, 219
- Mumirimina People of the Lower Jordan Valley, sayfa: 5
- Ryan1996, sayfa: 121-122
- Madley 2004, sayfa: 173
- Plomley 1992, sayfa: 26
- Ryan 1996, sayfa: 90, 92
- Plomley, 1992, sayfa: 26, 30
- "Governor Arthur's Proclamation". National Treasures. National Library of Australia. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Şubat 2013.
- http://trove.nla.gov.au/ndp/del/article/2448994
- Turnbull 1948, sayfa: 109
- Plomley 1992, sayfa: 175, 183
- Turnbull 1948, sayfa: 249
- Ryan, Abduction and Multiple Killings of Aborigines in Tasmania: 1804-1835, sayfa: 19
- Madley 2004, sayfa: 174
- http://trove.nla.gov.au/ndp/del/article/4219798
- http://adb.anu.edu.au/biography/melville-henry-2445
- Melville 1835, sayfa: 79
- Ryan, Abduction and Multiple Killings of Aborigines in Tasmania: 1804-1835, sayfa: 19-23
- Windschuttle 2002, sayfa: 209
- Ryan 2008, sayfa: 23
- Plomley 1991, sayfa: 108
- "Arşivlenmiş kopya". 28 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Şubat 2013.
- Ryan 1996, sayfa: 113
- Madley 2012, sayfa: 116
- Turnbull 1948, sayfa: 98
- Plomley 1992, sayfa: 29
- Tension in Tasmania over who is an Aborigine
- National Galery of Australia
- Madley 2004, sayfa: 175
- Reynolds 1995, sayfa: 121–157
- Ryan 1996, sayfa: 170
- Ryan 1996, sayfa: xxi, 183
- Turnbull 1948, sayfa: 176–177
- Ryan 1996, sayfa: 186, 196
- Madley 2004, sayfa: 176
- Reynolds 1995, sayfa: 159
- Tasmania (Northern Region): Flinders Island 27 Şubat 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (= Flinders Island itself played a large part in the systematic attempted genocide of the Tasmanian Aboriginal people; between 1831 and 1834 the remnants of the Tasmanian tribes were hunted down and relocated here. Settled at windswept Wybalenna, on the west coast of the island, the Aborigines were without adequate food and shelter, and were forced to accept Christianity as their culture was expunged.)
- Angela Melville, Cultural Genocide in Tasmania
- Bischoping-Fingerhut 1996 (çev: Çalışkan 2003), sayfa: 250
- Tatz 2001, sayfa: 16
- Moses 2008
- Historian dismisses Tasmanian aboriginal genocide "myth"
- Madley 2004
- "Arşivlenmiş kopya". 26 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2013.
- The University of Newcastle Australia: Prof. Lyndall Ryan
- Karen Fox (2011). Māori and Aboriginal Women in the Public Eye: Representing Difference, 1950-2000. Published by ANNU E Press. ISBN 9781921862618 (sayfa: 5)
- New English Rewiev: Why Intellectuals Like Genocide by Theodore Dalrymple
- Dawson 2008
Kaynakça
- Atkins, T. (1869). Reminiscences of Twelve Years’ Residence in Tasmania and New South Wales; Norfolk Island and Moreton Bay; Calcutta, Madras and Cape Town; The United States of America; and the Canadas. Malvern: The “Advertiser” Office.
- Backhouse, J. (1843). A Narrative of a Visit to the Australian Colonies. London: Hamilton, Adams and Co..
- Bacon, J. (1999). “Transcript of Premier Jim Bacon upon his announcement that Wybalenna on Flinders Island is to be returned to the Aboriginal People”. Hobart: Department of Premier and Cabinet.
- Barta, Tony (2005). "Mr. Darwin's Shooters: On Natural Selection and the Naturalizing of Genocide". Patterns of Prejudice 39, no. 2 (2005): 116-36
- Bergman, Jerry (1996), "Nineteenth Century Darwinism and the Tasmanian Genocide". Creation research Society Quarterly, Volume 32, Number 4, March, 1996 → Abstract
- Bischoping, Katherine and Natalie Fingerhut (1996). Border Lines: Indigenous Peoples in Genocide Studies. Canadian Review of Sociology/Revue canadienne de sociologie. Volume 33, Issue 4, pages 481–506, November 1996. Çeviren: Gülhanım Çalışkan (2003). "Sınır Çizgileri: Soykırım Çalışmalarında Yerli Halklar". ASOS, cilt 5, sayı 1, yıl 2003
- Bonwick, James (1870). The black war of Van Diemen's Land. London : S. Low, Son & Marston
- Butlin, N.B. (1993). Economics and the Dreamtime: A Hypothetical History. Cambridge University Press, Melbourne
- Cunningham, Peter Miller (1827). Two Years in New South Wales: A Series of Letters, Volume II. London: Henry Colburn.
- Curthoys, Ann (2008). "Genocide in Tasmania: The History of an Idea". In A. Dirk Moses (ed.) Empire, colony, genocide: conquest, occupition, and subaltern resistance in world history Berghahn Books
- Dawson, John (2004): Washout: On the academic response to The Fabrication of Aboriginal History, Sydney 2004, ISBN 1-876492-12-0
- Dawson, John (2008). "Van Demonisation: The Revival of the Tasmanian Genocide Thesis" [online]. Quadrant, Vol. 52, No. 11, Nov 2008: 48-53. Availability: <http://search.informit.com.au/documentSummary;dn=068564629654062;res=IELLCC> ISSN: 0033-5002. [cited 23 Feb 13].
- Elder, Bruce (1988). Blood on the Wattle, Massacres and Maltreatment of Australian Aborigines since 1788, Child & Associates, Sydney
- House of Commons (1831). Correspondence between Lt. Governor Arthur and His Majesty’s Secretary of State for the Colonies on the Subject of the Military Operations Lately Carried Out Against the Aboriginal Inhabitants of Van Diemen’s Land. London: House of Commons.
- Jones, R.M. (1974). "Tasmanian Tribes", Appendix in N. Tındale, Aboriginal Tribes of Australia. Australian National University Press, Canberra
- McFarlane, Ian (2002). Aboriginal Society in North West Tasmania: Dispossession and Genocide, PhD Thesis, University of Tasmania, Tasmania.
- Madley, Benjamin (2004). "Patterns of frontier genocide 1803–1910: the Aboriginal Tasmanians, the Yuki of California, and the Herero of Namibia." Journal of Genocide Research (2004), 6(2), June, 167–192.
- Madley, Benjamin (2012), "Chapter 9: Tactics of nineteenth-century colonial massacre: Tasmania, California and Beyond". In Theatres of Violence: Massacre, Mass Killing and Atrocity throughout History. Edited by Philip G. Dwyer and Lyndall Ryan. Berghahn Books.
- Melville, Henry (1835). The History of the Island of Van Diemen’s Land from the Year 1824 to 1835, Inclusive; During the Administration of Lieutenant-Governor George Author. Original 1835; reprint with introduction, Sydney: Halstead Press, 1965
- Moses, A. Dirk (2000). "An antipodean genocide? The origins of the genocidal moment in the colonization of Australia". Journal of Genocide Research (2000), 2(1), 89–106
- Moses, A. Dirk (2008)Moving the Genocide Debate Beyond the History Wars, Australian Journal of Politics and History Volume 54, Number 2, 2008, sayfa: 248-270.
- Mumirimina People of the Lower Jordan Valley. Tasmanian Aboriginal Centre, 19 February 2010.
- Nicholls, M., ed. (1977). The Diary of the Reverend Knopwood: 1803–1808. Hobart: Tasmanian Historical Research Association.
- Plomley, Noel J. B., ed. (1966). Friendly Mission: The Tasmanian Journals and Papers of George Augustus Robinson: 1829–1834. Kingsgrove: Halstead Press.
- Plomley, Noel J. B. (1973). An Immigrant of 1824. Hobart: Tasmanian Historical Research Association.
- Plomley, Noel J. B., ed. (1987). Weep in Silence: A History of the Flinders Island Aboriginal Settlement with the Flinders Island Journal of George Augustus Robinson. Hobart: Blubber Head Press.
- Plomley, Noel J. B. (1992). The Aboriginal/Settler Clash in Van Diemen’s Land: 1803–1831. Hobart: University of Tasmania.
- Princsep, A. (1833). The Journal of a Voyage from Calcutta to Van Diemen’s Land: Comprising a Description of that Colony during Six Months Residence. London: Stewart.
- Reynolds, H. (1995). Fate of a Free People: A Radical Re-examination of the Tasmanian Wars. Ringwood: Penguin Australia.
- Richards, J., ed. (1950). Tasmanian Letters. Christ Church: Jayrich Productions.
- Robson, L. (1965). The Convict Settlers of Australia: An Inquiry into the Origin and Character of the Convicts Transported to New South Wales and Van Diemen’s Land, 1787–1852. Carlton: Melbourne University Press.
- Robson, L. (1983). A History of Tasmania, Volume I: Van Diemen’s Land from Earliest Times to 1855. Oxford: Oxford University Press.
- Ryan, Lyndall (1996). The Aboriginal Tasmanians. St Leonards: Allen & Unwin. ISBN 1-86373-965-3
- Ryan, Lyndall (2004). "Risdon Cove and the Massacre of 3 May 1804: Their Place in Tasmanian History", Tasmanian Historical Studies, 9: 107-123
- Ryan, Lyndall (2008). List of multiple killings of Aborigines in Tasmania: 1804-1835, Online Encyclopedia of Mass Violence, [online], published on 5 March 2008, accessed 22 February 2013, URL : http://www.massviolence.org/IMG/article_PDF/List-of-multiple-killings-of-Aborigines-in-Tasmania-1804.pdf, ISSN 1961-9898
- Ryan, Lyndall Abduction and Multiple Killings of Aborigines in Tasmania: 1804-1835. Yale University
- Shipway, Jesse (2005). "Modern by Analogy: modernity, Shoah and the Tasmanian Genocide", Journal of Genocide Research, 7, (2) pp. 205–219. ISSN 1462-3528 (2005)
- Tatz, Colin (1999), Genocide in Australia. AIATSIS Research Discussion Paper, Number 8.
- Tatz, Colin (2001), "Confronting Australian genocide". In Aboriginal History, Volume 25 2001.
- Turnbull, C. (1948). Black War: The Extermination of the Tasmanian Aborigines. Melbourne: Lansdowne Press.
- Watson, F., ed. (1921). Historical Records of Australia, Series III, Volume i. Sydney: Government Printe).
- Watson, F., ed. (1922). Historical Records of Australia, Series III, Volume v. Sydney: Government Printer.
- Wellington, J. H. (1967). South West Africa and its Human Issues. Oxford: Oxford Press
- Windschuttle, Keith (2002). The Fabrication of Aboriginal History, Volume One: Van Diemen's Land 1803-1847. Macleay Press, Sydney. ISBN 1-876492-05-8