I. Basileios
I. Basileios, Makedonyalı (Yunanca: Βασίλειος ὁ Μακεδῶν, Basileios ho Makedhon; (d. yak. 811 – ö. 29 Ağustos 886) Trakya'da doğup zorlu şartlarda Konstantinopolis'e gelerek imparatorlukta çeşitli görevler almış ve 867 ile 886 döneminde Bizans imparatoru olmuştur.
I. Basileios ίλειος ὁ Μακεδῶν | |
---|---|
Basileios, oğlu Konstantinos ve ikinci karısı imparatoriçe Eudokia İngerina. | |
Bizans İmparatoru | |
Hüküm süresi | 867 - 886 |
Önce gelen | III. Mihail Sarhoş |
Sonra gelen | VI. Leon Bilge |
Eş(leri) |
Eudokia İngerina Maria |
Çocukları |
Konstantinos VI. Leon Bilge, Aleksandros, I. Stefanos |
Hanedan | Makedon Hanedanı |
Doğum |
yak. 811 Makedonya |
Ölüm | 29 Ağustos 886 |
Trakya'da bir basit köylü ailenin çocuğu olan Basileios, Konstantinopolis'e gelip çeşitli şahsi hizmetlerde bulunmuş; güreşciliği dolayısıyla imparator III. Mihail'in gözüne girip imparatorun şahsi arkadaşı ve muhafızı olmuştur. İmparator'un gözdesi ve metresi olan bir kadınla, imparatorun isteğiyle evlenmiş ve bu evlilik sırasında da imparatorun Basileios'un eşi ile olan ilişkisi kesilmemiştir. Bu ilişki nedeniyle Basileios kendine rakip olanları ortadan kaldırtmış; yüksek Sezar rütbesine erişmiş; 866'da III. Mihail'e ortak imparator olmuştur. 867de imparator III. Mihail'e karşı yaptığı başarılı bir suikast ile tam yetkili olarak imparatorluğu eline geçirmiştir.
Basileios imparatorluk döneminde de üstün devlet idareciliği yeteneklerini göstermiş; hem imparatorluk siyasal gücünün tekrar zirveye erişmesine hem de Bizans sanatında "Makedon Rönesansı" adı verilen bir yenilik akımına kaynak olmuştur. Zamanında ve sonradan Bizanslılar tarafından en büyük imparatorlar listesinin başında geldiği kabul edilmiştir. Kurmuş olduğu Makedonyalılar Hanedanı saltanat döneminin Bizans için çok görkemli ve en refahlı bir çağ olduğu kabul edilmektedir.
İmparatorluktan önceki yaşamı
Basileios Trakya'da, o zaman Adrianopolis (Edirne) merkezli Makedonya bölgesinde doğmuştur. Ailesinin Ermeni asıllı olduğu genellikle kabul edilmektedir. Bazı tarihçiler Basileios'un ana dilinin Ermenice olduğunu ve hayatının sonuna kadar Ermenilere özel bir aksanla Rumca konuştuğunu bildirmişlerdir.[1] Diğer tarihçiler ise, özellikle Arap tarihçiler, Basileois'un Slav asıllı olduğunu yazmaktadırlar. Ama bu iddiaya karşıt olarak Arapların Balkanlar doğumlu her kişiyi Slav asıllı gördükleri ifade edilmiştir.[2] Bazı kaynaklar Basileois'un ailesi ile Bulgar Kralı Krum tarafından esir alınarak Bulgar topraklarına taşındıklarını, Basileois'un Bulgar idaresinde kölelik altında 836'ya kadar yaşadığını ve bu tarihte birkaç yoldaşı ile Trakya'nın Bizans idaresi altında bulunan kısmına kaçtığını yazarlar.[3]
Basilieous Konstantinoopolis'e gelip, İmparator III. Mihail'in dayısı olan sezar unvanlı Bardas'ın yakın akrabası olan Theofilitzis'in hizmetine girdiği ve bir seyis olarak onun ahırında çalıştığı bildirilir. Bu işi yaparken Patras şehrini işvereni ile ziyaret etmekte iken o şehirdeki kadınların, özellikle yaşlı olan Danielis'in dikkatini çekmiş; bu kadının hizmetine girmiş ve onun vasıtası ile bir şahsi servet edinmiştir. Bu zamana kadar Basilieous'un ilgisi atlara, güçlü fiziği ile güreşçiliğe ve servetli yaşlı kadınlara dönüktü. Bu sıralarda katıldığı bir amatör güreş müsabakasında karşılaştığı her rakibini yenmekle ünü bilinen bir Bulgar şampiyon güreşçiyi yenmesi sonucu bu müsabakayı seyreden imparator III. Mihail'in gözüne girmiştir. Rezil rüsva yaşamı; etrafına topladığı serseri kişiler grubu ve devamlı sefahat alemleri yapması ile, kendine verilen "Sarhoş" unvanına çok uyan imparator III. Mihail, Basilieos'u kendine bir sefahat arkadaşı olarak seçmiş; ona kendi güreş şampiyonu ve şahsi koruyucusu (parakoimomenos) olarak görev vermiş ve bundan sonra devamlı Basilieos imparatorun maiyetinde bulunmuş ve ilgisini siyasete yöneltmiştir.[1]
865 civarlarında imparator III. Mihail'in emirlerine uyan Basileous, karısı olan Maria'dan boşanmış ve imparatorun uzun zamandır gözdesi ve metresi olan "Eudokia İngerina" adlı bir kadın ile evlenmiştir. Fakat Basileios ile Eudokia İngerina'nın evlenmeleri ile birlikte, imparator Mihail ile metresi Eudokia İngerina arasındaki yakın ilişki kesilmemiş ve devam etmiştir. Basileios'un bu evliliği ile Eudokia İngerina güya kocası Basileios'un yanında yaşamak üzere saraya yerleşmiş ve Mihail'in devamlı yanında olabilmiştir. Çok genel olarak, Basileios'un Eudokia İngerina'dan birinci oğlu olarak kabul ettiği; imparator olduktan sonra varis kabul ettiği ve Basileios'un imparator olup ölümünden sonra onun yerine tahta geçen VI. Leon Bilge Basileios'un oğlu değildir ve III. Mihail'in oğlu olduğu kabul edilmektedir. Basileios'un da bunu bilip kabul ettiği; Leon'u bu nedenle hiç sevmediği bilinmektedir.[1]
Împarator bu sefih hayatı yaşarken imparatorluğun gerçek idaresi Sezar unvanını taşıyan imparatorun dayısı Bardas'ın elindeydi. Basileios imparator ile yakınlığını ve onun üzerinde etkisini artırmaya başlayınca Basilieos ile Bardas arası iyice açılmaya başladı. 865'te bu rekabet o kadar fazla yüksek seviyeye erişti ki, Bardas ertesi ilkbahar için planladığı Girit adasını eline geçirip Girit Emirliği'ni kuran Araplar üzerine yapılacak seferden vazgeçtiğini açıkladı. Fakat 21 Mart 866'da Bardas ve Basileios dini bir ayinle birlikte bir dostluk anlaşması imzaladılar. Bunun üzerine Paskalya yortusundan sonra Bizans ordusu başlarında imparator, Bardas ve Basileios olmak üzere sefere çıktı ve karadan Miletus şehrine geldi. Buradan gemilerle Girit'e gidilmesi planlanmıştı. Bu ordunun deniz seferine çıkmasından bir akşam önce 21 Nisan 866'da imparator çadırında yapılan bir ziyafetten sonra Basileios kendi kılıcı ile Bardas'ı herkes önünde öldürdü. İmparator bu suikastın dayısı Bardas'ın ihanet içinde olması ve imparatorluğu kendisi üzerine almak niyetinde olması nedeniyle adilce yapıldığını ilan etti. Böylece açılan Sezar görevini de Basileios üstlendi. Bu haberi alan Konstantinopolis Patriği, eski Sezar Bardas'ın bu şekilde öldürülüp ortadan kaldırılmasını kabul etti; ama ordunun Girit seferi'ne gitmeyip geri dönmesini tavsiye etti. Böylece Bizans ordusu planlanan bu seferi bırakarak başşehre döndü. Fakat Basileios'un siyasi ilerlemesi daha bitmemişti. 26 Mayıs'ta Aya Sofya'da yapılan bir törenle Basileious ortak imparator ilan edilip Patrik tarafından taç giydirildi.[1]
Bu ortak imparatorluk on sekiz ay sürdü. İki imparator bu sırada ortaya çıkan Franklar'ın kralı ile olan ilişkiler ve dinsel sorunlarla uğraştılar. Mihail gittikçe sefih hayata daha da dalmaya başladı. Ayık olduğu zamanlarda da sadece hipodromda at yarışları ile ilgileniyordu. At yarışı için özel bir takım topladı, bu takıma halkın serseri saydığı birçok genci yerleştirdi ve çok süslü ahırları ve geniş at yetiştirme pistleri olan yeni bir saray yaptırdı. O zamana kadar arkadaşı olan Basileios'un serzenişlerini dinlememeye ve at arabası yarışçılarından yeni gözde arkadaşlar bulmaya başladı. Basileios kendinin iktidar gücünü kaybedeceğinden korkmaya başladı ve III. Mihail'e karşı bir komplo hazırladı. Sonunda 23/24 Eylül'de özel at yarışı için, yeni yapılmış olan sarayda bulunan imparator, Basileios ve Eudokia'nın katıldığı bir yemek aleminden sonra sarhoş olarak kendi odasına geçildi. Gecenin geç saatlerinde Basileios 7 kişilik bir grup başında İmparator'un yatak odasını bastı. İmparatorun önce ellerini kestiler ve sonra Basileios'un kuzeni onu öldürecek olan son kılıç darbesini vurup III. Mihail'in hayatına son verdi. Sonra Basileios Haliç'i geçerek büyük saraya gidip tam yetkili imparator olarak göreve başladı.[1]
İmparatorluk yaşamı
I. Basileios ortaya çıkardığı Makedonyalılar Hanedanı adlı yeni hanedanla Bizans İmparatorluğu tarihinde yeni bir çağ açmıştır. Bu hanedanın hüküm sürdüğü dönemde Bizans İmparatorluğu arazileri genişletilmiştir ve Bizans İmparatorluğu Avrupa'da en nüfuzlu siyasi güç olmuştur.
İçişleri politikası
Kendi ailesinin yeni bir hanedan olarak imparatorluk tahtında devam etmesi maksadıyla I. Basileios 869'da büyük oğlu Konstantinos'u ve 870'te ise ikinci oğlu Leon'u ortak imparator ilan etti ve onlara taç giydirtti.
Basileios döneminde -I. Justinianus döneminden sonra ilk defa olarak- Bizans-Roma kanunları yeniden sistematik olarak toplanıp birleştirilmiştir. Bu yeni toplanan kanunlar sistemine Basilica adı verilmekte ve bu sistem 60 tane kitap ile Prochiron ve Epanagoge olarak anılan daha küçük özet hukuki danışma kitaplarından oluşmaktadır. Bu temel Roma-hukuku eserleri VI. Leon Bilge döneminde tamamlanıp bitirilmiştir.[1]
Basileios devlet maliyesini çok ustalıklı şekilde kullanmış ve özel savurgan harcamalardan ve yüksek vergilendirmeden kaçınmıştır.
Buna rağmen Basileios döneminde, yine I. Justinianus döneminden özenilerek, Konstantinopolis'un imarına önem verilmiş ve şehirdeki çok sayıda eski eser restore edilip güzelleştirilmiş ve yeni mimari eserler inşa ettirilmiştir. Yapılan yeni mimari eserlerden en iyi bilineni Nea Ekklisia adlı büyük basilikadır. Ne yazıktır ki Basilieos'un dönemi eserlerinden şu anda İstanbul'da hiç nişane kalmamıştır.[1]
Basilieos'un dinsel sahada politik stratejisi Roma'da bulunan papa ve idaresi ile iyi ilişkilerin kurulup devam ettirilmesi olmuştur. Basilieos tahtı eline geçir geçirmez, ilk işi Roma ile çok kötü ilişkileri olan Konstantinopolis Patriği Fotios'u yerinden uzaklaştırmak ve yerine Papa II. Adrian ile iyi ilişkisi olan İgnatios'u geçirmek olmuştur. Fakat Basileios Roma kilisesi ve Papa'ya fazla taviz vermekten kaçınmıştır. Yeni kurulan Bulgar Kilisesi'ni Papa direkt kendine bağlamak istemesine karşın, Basileios'un desteği ile Bulgar Kralı I. Boris Bulgar Kilisesi'ni Konstantinopolis Patrikliğine bağlamıştır. Fakat İgnatios öldükten sonra Konstantinopolis Patriği olarak yeniden Fotios göreve getirilmiş ve Roma-Konstantinopolis kilise ilişkileri sanki buzluğa konulmuştur. Basileios döneminde kilise ve devlet birbirini devamlı korumuştur. Örneğin Patrik Fotios tarafından hazırlanan ve içeriği çok geniş olarak yayımlanan yeni bir şecere listesi ile Basileios'un sülalesinin basit köylülerden gelmediği ama Ermenistan kralları "Arşakuni Hanedanı"ndan geldiği ilan edilmiştir.
Dışişleri politikası
Basileios döneminde Doğu Anadolu'da Bizans Arap sınırında yerleşmiş Paulusçuluk mezhebine inananlara karşı dinsel asıllı savaşlar devam etmiş ve hatta daha şiddetlenmiştir. 856'da Divriği (o zamanki Tephrike) civarında yerleşip o kaleyi üs alan Paulusçular, Abbasi Araplarla müttefik olarak Bizans arazilerine hücumlarda bulunmaktaydılar. Başlarında bulunan Chrysocheir adlı dinsel-siyasi lider idaresindeki Paulusçu ordular bu hücumlarda İç Anadolu'da ilerlediler; birçok Bizans şehrini tahrip edip 867'de ta İznik (o zamanki Nicea) ve Efes'e kadar akıncı hücumlarını ilerlettiler. Birçok Bizans papazını esir alarak geriye kendi arazilerine köle olarak götürdüler.
868'de İmparator Basileios, Petrus Siculus adlı bir elçiyi bir barış imzalamak için ve özellikle köle olarak alınmış Bizanslı papazları kurtarmak hedefiyle Paulusçuların üssü olan Divriği'ye gönderdi. Burada 9 ay kalan Petrus derin gözlemler yaptı ve dönünce de Paulusçuların hayatlarını ve tarihlerini kendi Tarihi'nde yazdı. Fakat bu müzakereler çıkmaza girerek bir barış anlaşması imzalamak imkânı olmadı. Savaş yeniden başlayıp Basileios, damadı olan general Kristof komutası altında bir Bizans ordusunu Paulusçular üzerine sevketti. Bu ordu 872'de Paulusçuların lideri Chrysoceres'i öldürmeyi başardı ve Paulusçuların askeri gücünü kırdı. Fakat diğer Paulusçular daha barışçıl olarak Bizans arazilerinde yaşamaya devam ettiler ve hatta V. Konstantinos tarafından Balkanlara göç ettirilerek Slav barbar kavimlere karşı sınır bekçileri olarak kullanıldılar.
Basileios zamanında Araplarla Doğu Anadolu'da sınır hücumları karşılıklı olarak devam etmekle beraber bunlar önemli bir sonuç çıkarmadı. Ancak 280 yıldır bir Kıbrıs Arap-Bizans Kondominiyumu şeklinde idare edilen Kıbrıs adasını 868'de Bizans'lılar tekrar işgal ettiler ama bu işgal ancak 7 yıl sürüp sonunda ada yine Arapların eline geçti.
Batı'da Basileios, Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Louis ile ittifak kurarak Araplara karşı mücadeleye girişti. 870'te 139 kadar gemiden oluşan bir Bizans donanma filosu Arapların Adriyatik Denizi'nde kıyılara yaptıkları hücumları önlemek üzere bu denizde faaliyet gösteren Arap korsan gemilerine karşı gönderildi. 871'de karadan II. Louis Bari şehrini Araplardan geri aldı ve sonunda 876'da bu şehir Bizans idaresi altına geçti. Fakat Sicilya'da Bizans idaresi daha da zorlandı. 878'de önemli bir Bizans şehri olan Siraküza Arap Sicilya Emirliği eline geçti. Bunda Basileios'un bir hatası olduğu yazılmaktadır; Siraküza'yı destek için gönderileceklerine Bizans donanma gemileri İstanbul'a yeni yapılan Nea Ekklisia isimli kiliseye mermer taşımak için emir almışlardı. Fakat ana İtalya'daki Bizans generali Yaşlı Nikiforos Fokas 880 yılında Kalabriya'nin büyük bir kısmını ve Taranto'yu Araplardan almayı başardı. Böylece İtalya'da bulunan Bizans toprakları için yeni bir çığır açılmış oldu. Basileios zamanında bu başarılarla Bizanslılar Güney İtalya'da, Akdeniz'in bu kısmında ve Adriyatik Denizi'nde yeniden en önemli güç oldular.
Gücünü kaybetmesi ve ölümü
Basileios büyük oğlu olan Konstantinos'u çok beğenmekte; onun kendini takip eden imparator olacağını beklemekte ve bu nedenle bu oğluna devlet idaresinde tecrübe kazanması için çeşitli önemli görevler vermekte idi. Fakat 879'da Konstantinos hiç beklenmedik bir şekilde öldü. Basileios bu kaybını çok fena karşıladı ve etrafındakiler yaşama ve idare etme gücünü kaybettiğini yazmaktadırlar. Bu sefer ikinci oğlu olan Aleksandros'a büyük önem vermeye başladı. Buna karşılık, gerçekte III. Mihail'in oğlu olduğunu sandığı ama resmen kendi oğlu olarak görülen Leon ile geçinememekteydi.[1]
Basileios'un nasıl öldüğü de çok gizemlidir. Apamea Myrleanos (şimdiki Mudanya) yakınlarındaki av köşkünden Ağustos 886'da bir sürek avına iştirak etti. Zamanın tarihçileri bu sürek avında ortaya çıkan bir kaza sonucu öldüğünü söylemekle yetinirler. Fakat Simon Logothete ve bir diğer adı bilinmeyen tarihçi bazı ayrıntıları verirler. Bu avda kendisine refakat eden Fergana'lı Türk asıllı özel muhafızlara rağmen Basileios yalnız başına bir büyük geyiği su içerken görmüş; bu geyik kaçacağına ona hücum etmiş; Basileios'u kemerinden büyük boynuzlarına takarak atından düşürüp epeyce uzun bir mesafe (20 km kadar) onu ormanda sürüklemeye başlamış, sahipsiz kalan atının geri dönmesi ile Ferganalı Türk muhafızları onu aramaya koyulmuşlar ve bir Ferganalı muhafız geyiği kılıcıyla öldürerek imparatoru boynuzlardan kurtarmıştır. Ancak Basilieos aklı başına gelince kendini öldürme niyeti olduğu kuşkusuyla bu muhafızı hemen idam ettirmiştir. Basilieos saraya getirilerek çok ciddi mide kanaması ile 9 gün daha yaşadıktan sonra 74 yaşında 29 Ağustos 886'da gözlerini hayata kapamıştır.
Bu gizemli, inanılmayacak kadar acayip olaylar sonunda ölümüne nedenin bir komplo olabileceği söylentileri tarihlere geçmiştir. Bunlara göre av sırasında kendisini aramaya koyulan Fergana'lı Türk muhafızları birliğinin komutanının, İmparatorun oğlu ve onun yerine geçen varisi Leon'un Ermeni metresi olan kızın babası "Stylian Zautes" olup; bu kişinin Leon döneminde önemli mevkilere geldiği bildirilmekte ve bu kişinin Basileios'u öldürdüğü iddia edilmektedir.[1]
Ailesi
I. Basileios ve birinci karısı Maria'nın birkaç çocuğu olmuştur ve bunlardan ismi bilinenleri şunlardır;
- Symbatios, verilen yeni adıyla Konstantinos; (d. yak.865 - o. 3 Eylül 897). 6 Ocak 868'den ölümüne kadar I. Basileios'la ortak imparator. Tarihçi Ostrogorsky'ye göre Konstantinos 869'da Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu İmparatoru "II. Louis" ve "Engelberga"nın kızı olan Provans'li Ermengrd ile nişanlanmıştı ama 871'de Basileios ile Louis'in arası açılınca bu nişan bozulmuştur.
- Anastasia, general Hristoforos ile evlenmiştir.
İmparator III. Mihail'in gözdesi ve Basileious'un ikinci karısı olan Eudokia İngerina ile I. Basileios'un resmen üç oğlu olmuştur:
- VI. Leon Bilge, babası yerine imparator olmuştur. Gerçekte III. Mihail'in oğlu olduğu kabul edilmektedir.
- Patrik I. Stefanos, Ortodoks Kilisesi Konstantinopolis Patriği. III. Mihail'in oğlu olması da mümkündür.
- Aleksandros, 912'de imparator olmuştur.
Kaynakça
- Norwich, John Julius (1991), Byzantium: The Apogee Londra:Penguin ISBN 0-394-53779-3 (İngilizce)say.79
- Bury, John Bagnell (1912) A History of the Eastern Roman Empire, from the Fall of Irene to the Accession of Basil I, A.D. 802-867 Londra:MacMillan (İngilizce)
- Treadgold, Warren (1997).A History of the Byzantine State and Society. Stanford: University of Stanford Press. ISBN 0-8047-2630-2 say.455.
Dış kaynaklar
Wikimedia Commons'ta Basil I ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |
- Gregory, Timothy E.(çev. Esra Ermert), (İlk bas.:2008 3.bas.:2016), Bizans Tarihi, İstanbul:Yapı Kredi Yayınları ISBN 9750815072
- Gibbon, Edward (çev. Baltacıgil, Asım) (1994), II. Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi, 6 cilt, İstanbul:Arkeoloji ve Sanat Yayınları
- Norwich, John Julius, (1988) Byzantium: Early Centuries, Londra:Penguin ISBN 0-14-011447-5, say.366-375(İngilizce)
- Alexander Kazhdan, (Ed.) (1991). The Oxford Dictionary of Byzantium (İngilizce). Oxford ve New York: Oxford University Press. ISBN 0-19-504652-8.
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: III. Mihail |
Bizans İmparatoru 867–886 |
Sonra gelen: VI. Leon Bilge |