IV. Mihail
IV. Mihail Paflagonyalı (Yunanca: Μιχαήλ Δ΄ Παφλαγών, Mikhaēl IV Paphlagōn), (d. 1010 – ö. 10 Aralık 1041), 11 Nisan 1034 ile 10 Aralık 1041 döneminde Bizans İmparatorluğu İmparatoru olmuştur. Tahta çıkışı VIII. Konstantinos'un kızı olan Zoi ile birlikte hazırladığı bir komplo ile Zoi ile daha önce evlenip imparator olarak tahta geçen III. Romanos Argyros'u Saray'da öldürmeleri sonucunda olmuştur. Zoi ile evlenen IV. Mihail Paflangonyalı tahta çıkmış ve 1041'de ölene kadar karısı Zoi ile birlikte imparatorluk yapmıştır.
IV. Mihail Paflagonyalı Μιχαήλ Δ΄ Παφλαγών | |
---|---|
IV. Mihail Paflogonyali (1550'de darp edilmiş bir madalya) | |
Bizans İmparatoru | |
Hüküm süresi | 11 Nisan 1034 – 10 Aralık 1056 |
Önce gelen | III. Romanos |
Sonra gelen | V. Mihail |
Eş(leri) | Zoi |
Hanedan | Makedon Hanedanı |
Doğum | 1010 |
Ölüm |
10 Aralık 1041 Konstantinopolis |
Tahta çıkışı
Mihail'in ailesi Paflagonyalı mütevazı köylüydü. Ağabeyi "İoannis Orfanotrofos" İstanbul'a gelmiş; bir hadım idareci olarak İmparatorluk sarayı bürokrasisi içinde rütbeler içinde çabuk atlayarak imparator II. Basileios Bulgar-Kıran'ın baş idarecisi, sırdaşı ve arkadaşı olmuştu. Onun tarafından Konstantinopolis'in en büyük yetimhanelerinden birini idare reisliğine atanması ile "Orfanotrofos" unvanı ile anılmaktaydı. Dört kardeşini de Konstantinopolis'e getirtmişti. Bunlardan ikisi kendisi gibi hadım olarak Saray'da idareci olmuşlardı. Diğer ikisi de güya sarraflık ile uğraşmaktaydılar. Bunlardan en genç olan Mihail tüm şehirde bir "yakışıklı erkek" olarak ün salmıştı. Norwich'e göre bunlar kalpazanlık yapmaktaydılar.[1]
1033de İoannis Orfanotrofos kardeşi Mihail'i sarayda İmparatoriçe Zoi ve III. Romanos Argyros huzuruna çıkardığı zaman impartoriçe birden bu yakışıklı gence âşık olmuştur. Onu devamlı saraya çağırıp özel imparatoriçe dairesinin devamlı misafiri yapmıştır. Zoi'nin kocası III. Romanos Argyros önce bu ilişkiyi görmemişti ve hatta genç Mihail'i özel hizmeti için kullanmaya da başlamıştı. Fakat Romanos'un kız kardeşi imparatorun kulağını bükünce imparator genç Mihail'i yanına çağırıp karısı ile hiç aşk ilişkisi olmadığına sarayda bulunan Hristiyan evliyaların kalıntıları üzerine yemin ettirmişti. Genç Mihail bu yemini edince İmparator gencin imparatoriçe karısıyla bir ilişkisi olmadığına inanır görünmüştür.[1]
Fakat bazı saraylılar bunun bir kandırmaca olduğunu iddia etmişlerdir. Onlara göre Romanos karısının seksüel iştahını bilmekte ve onun Mihail ile olan ilişkinin karısının diğer daha çok politik bakımdan tehlikeli olan kişilerle alaka kurmasını önlediğini düşündüğünü bildirmişlerdir. Diğer tarihçi otoriterler ise imparatorun Mihail'in epilepsi'den muzdarip olduğunu bildiğini ve bu nedenle kendine politik tehlike yaratmayacağını düşünmüş olduğunu belirtirler.[1]
Ayrıca Romanos Argyros ciddi olarak hasta idi. Tarihçi Psellos'a göre bir yürüyen ölü gibi, yüzü grotesk şekilde şişmişti, soluksuzluktan yürüyemez halde idi ve eskiden güleç ve dost tabiatlı iken devamlı sinirli ve en ufak şeyden öfkelenir olmuştu.[2] Bizans sarayında çok olağan olan bir söylentiye göre onun bu hastalığı Zoi ile Mihail'in yavaş işleyen bir zehir ile Romanos Argyros'u öldürmeye çalışmalarına atıf etmektedirler.
11 Nisan 1034 günü Paskalya Cuma'sı arifesi idi ve imparator Romanos ertesi günkü büyük merasimlere hazırlanmakta idi. Cuma sabahı daha şafak sökmeden Romanos sarayın imparatorluk dairesinde bulunan büyük hamamına gitti. Çok zaman geçmeden saray hamamdan gelen bir yardım veyvalası ile ayağa kalktı; Romanos hamamda bir yatakta kendinden geçkin ölüm yatağında yatıyordu. Tarihçi Psellus'a göre, imparator kendini yıkadıktan sonra hamamın havuzuna girmişti. Orada bulunan hizmetkarlar imparator suya daldığında onun başını su altında tutmuşlar; boğulmaya yüz tutmasına neden olmuşlar ve ondan sonra daha nefesi çok zayıf iken onu sudan çıkartıp bir kaltuğa yatırmışlardır. Ondan sonra bağırarak yardım istemeye başlamışlardır. İmparatorun ölmek üzere olduğunu yardıma gelen büyük grup görmüş ve bu arada imparatoriçe Zoi de gelmiştir. Tarihçiye göre imparatoriçe kocasının hayata dönemeyeceğini anlayınca odadan ayrılmış ve Romanos da hemen sonra son nefesini vermiştir.[1][2]
O sabah Romanos'un ölümünden birkaç saat sonra Ayasofya'dan saraya çağrılan Patrik Aleksios Studitos imparatorun hala hamam dairesinde bulunan naaşını gördükten sonra yakındaki "Chryotriclinium (Taç Giyme Büyük Salonu)"'na alınmış ve orada bir tahtta merasim elbiseleriyle oturup hazır bekleyen imparatoriçe Zoi'yi ve yanında yine merasim elbiseleri ve devlet tacını başına giymiş olan Mihail Paflagonya'yı görmüştür. 56 yaşındaki İmparatoriçe Zoi Patrik'e 26 yaşında bir halktan gençle nikâhını kıymakla şereflendirildiği bildirilmiştir. Nikâh kıyıldıktan sonra da Patrik'in Mihail'i yeni imparator basileus olarak takdis etmesi gerekmiştir.[1]
13 Nisan 1034 akşamı saraya gelen ülkenin ileri gelenleri (Patrik, önemli kilise papazları, senatörler, generaller, devlet idarecileri ve bürokratlar) saraya gelip kendilerini Mihail önünde yere attıktan sonra elini öpüp IV. Mihail'le biat etmişlerdir.[1]
İmparatorluk yaşamı
İçişleri politikası
IV. Mihail çok yakışıklı, zeki ve eli açıktı ama hiç eğitim görmemişti. Hayatı boyunca epilepsi hastalığından muzdarip olup zaman zaman sara nöbetleri geçirmekteydi.
İmparatoriçe Zoi, yeni kocası IV. Mihail Paflagonyalı'nın kendine hamamda öldürülmüş olan daha önceki kocası III. Romanos Argylos'tan daha yakın ve daha sevecen davranışları olacağını sanmaktaydı; ama bunda yanılmıştı. IV. Mihail tahta geçergeçmez Zoi'nin Bizans Sarayı kadınlar dairesi (gynaeceum)'na kapatılmasını ve orada devamlı muhafaza altında tutulmasını emretmişti. IV. Mihail'in imparator olduktan sonra Zoi'ye karşı soğuk tutumu olasılıkla Mihail'in Zoi'nin eski imparatora gösterdiği çok duyarsız tutumunu tekrarlamasından korktuğundan olduğu iddia edilmektedir.[1]
IV. Mihail Paflagonyalı eğitimsizliği ve sağlığının iyi olmaması dolayısıyla devletin içişleri idaresini ve devlet maliyesi ile hazinesi idaresini ağabeyi Sarayli yüksek bürokrat hadım İoannis Orfanotrof'un, VIII. Konstantinos ve III. Romanos Argylos dönemlerinden beri tecrübesi olan, becerikli ellerine bıraktı. İoannis bu dönemde orduda ve devlet maliyesinde reformlar yaparak Bizans İmparatorluğu'nu eskisi gibi güçlü ve hemen dış düşmanlarına karşı koyabilecek bir duruma getirdi. Fakat mali reformların gerektirdiği vergi artışları hem Bizans soylularını ve zenginlerini hem de alelade halkı gocundurdu.[1]
IV. Mihail Paflagonyalı ve kardeşi idareci İoannis Orfanotrof 1034, 1037, 1038 ve 1040 yıllarında hepsi başarısız kalan devlet komplolarına hedef oldular. Bunlardan birinin başının imparatoriçe Zoi olduğu bildirilir ve buna nedenin yeni imparatorun idareyi eline geçirdikten sonra Zoi'yi küçümsemeye başladığını açıkça belirtmesi olduğu kabul edilir. En son 1040 komplosu patrisiyen Mikhail Kiroularios tarafından yapılmaya planlanmıştı. Komplosu başarısız kaldıktan sonra bu kişi hayatını kurtarmak için bir manastıra çekilerek keşiş olmuştu. Sonradan hala keşiş iken Mikhail Kiroularios adı ile Doğu Ortodoks Kilisesi'nin en yüksek din adamları hiyerarşisine görevi olan Konstantinopolis Ekomenik Başpatriği görevini 25 Mart 1043 - 2 Kasım 1058 döneminde ifa etmiş ve Ortodoks Kilisesi ve Katolik Kilisesi'nin resmen ayrılmasıyla sonuçlanan 1054 Bölünmesi öncesindeki gelişmelerde önemli rol oynamıştır.
Edessa
Bizans'ın doğu sınırında III. Romanos Argyros imparatorluk döneminden beri Araplarla savaş devam etmekte idi. Bu dönemde çok başarılı olan Bizans komutanı Georgios Maniakes yukarı Fırat bölgesi olan Bizans "Samosota" (modern Samsat) merkezli "Aşağı Media" bölgesine "Katepano" (askeri vali) tayin edilmişti. Araplara karşı başarı kazanan hücumlarla savaş devam etmekteydi. Bu hücumlardan en önemlisi olan 1037de Edessa (modern Şanlıurfa) kalesi üzerine oldu. Uzunca süren bir kuşatmadan sonra Edesssa kalesi Bizanslılar eline geçti. Böylece yaklaşık 400 yıl önce, imparator Herakleios'un ölümünden sonra, Bizanslılar elinden çıkan şehir ve kale tekrar Bizans toprağı oldu. Bu başarısında dolayı general Georgios Maniakes bir antik Romalı usulüne göre "savaş galibi" ilan edilip kendine büyük şerefler bahsedildi.[1]
Sicilya seferi
Batı'da Sicilya adası Arapların elinde idi. Ama adada çok sayıda hala Rumca konuşan yerli halk bulunması ve çok yakın geçmişte adanın Bizanslılar elinde bulunması dolayısıyla Bizanslılar devamlı olarak bu adayı tekrar ellerine geçirmek için fırsat kollamaktaydılar. 1035de bu hedefi gerçekleştirilmek için yeni bir fırsat ortaya çıktı. Palermo'da başkenti olan bulunan Sicilya Emiri Akhal kardeşi Ebu Hafs'in isyanı ile uğraşmakta idi. Emirin kardeşi Ebu Nefs Tunus'ta Kayravan'da başkenti bulunan Ziriler emrinden oradaki emirin oğlu idaresinde büyük bir süvari kuvveti desteği almıştı. Bu yeni duruma karşı gelmek için Emir Akhal Bizans İmparatoru'na müracaat edip ondan askeri destek istedi ve IV. Mihail Paflagonyalı bu desteği sağlamaya karar verdi. Bizans ordusu ve donanması'na adaya çıkartma yapmak için hazırlıklar yapma emri verdi. Fakat bu sırada Bizans'tan askeri destek isteyen Emir Akhal bir devlet komplosu ile suikaste kurban giderek öldürüldü. Böylece Bizanslıların adaya gelmesi vesilesi ortadan kalkmış oldu. Bununla beraber Bizans ordu ve donanmasının sefere çıkması için yapılmakta olan hazırlıklar durdurulmadı. 1038 yazı başında Bizans donanması ve gemilere bindirilmiş büyük bir Bizans ordusu Sicilya'ya doğru yola çıktı. Bizans donanması komutanı imparatorun kayınbiraderi (sonra imparator olacak Mihail Kalafatcı'nın babası) "Amiral Stefan" ve ordunun ve bu seferin komutanı doğuda başarılı olarak ün yapmış Georgios Maniakes idi. Bizans ordusu paralı askerlerden oluşmakta ve çok sayıda İskandinav asıllı "Varangian Muhafızları", güney İtalya'dan Puglia'dan gelen Lombardları ve yine güney İtalya'dan Normanlar'ı ihtiva etmekteydi. Arapların siyasi bakımdan bölünmüş olmalarına rağmen gösterdikleri çok şiddetli direnmeye rağmen, yazın sonunda Bizans ordusu Sicilya'da ilerlemeye başladı. Messina adaya çıkan ordunun eline hemen düştü; Palermo yolunda olan Rametta kalesi için büyük çarpışmalar oldu; Siraküza ise 1040'ta Bizanslılar eline geçti.[1]
Fakat tam bu sırada ordunun komutanı olan Maniekes ve orduya refakat eden donanmaya, sadece imparatorun kayınbiraderi olması dolayısıyla, komutan yapılan "Amiral Stefan" arasında bir çatışma ve mücadele başladı. Komutan Georgios Maniekes İstanbul'a geri çağrıldı ve orada hapse atıldı. Sicilya'daki Bizans güçlerine komutanlığa önce "Amiral Stefan" ve onun çok geçmeden ölümü ile "Basileos" adında bir hadım getirildi. Bu komutanlar pek tecrübesizdiler ve beceriksiz çıktılar. Sicilya'daki Bizans ordusu moralini kaybetti. Bu yetişmiyormuş gibi tam bu sırada Puglia'da bulunan Lombardlar oradaki Bizans idaresine karşı isyana geçtiler ve Bizans'ın bölgede bulunan "Katapan" unvanlı valisini öldürdüler. Güney İtalya'da bulunan Bizans garnizonlarında paralı asker olarak bulunan Lombard asıllı askerler de ordu içinde isyan çıkartıp Bizans'a karşı isyana katıldılar. Bu nedenle Bizanslılar Sicilya'daki ordularının büyük bir kısmını Güney İtalya'ya geçirmek zorunda kaldılar.[1]
Böylece Bizanslıların Sicilya seferi Sirakuza'yı ellerine geçirdikten sonra tam bir zaferle sona ermekte iken birden bir çöküş göstermeye başladı. Birkaç hafta sonra, Messina hariç, Bizanslılar Araplardan kazandıkları bütün şehir ve arazileri terk etmek zorunda kaldılar. Sicilya'da siyasi durum sanki bu büyük Bizans seferi hiç olmamış gibi eski haline dönüştü.[1]
Balkanlar
IV. Mihail Paflagonyalı tahta çıktığında Balkan'lar büyük karışıklık içindeydi. Kuzey Sırplar isyan etmişler ve Bizans valilerini ülkelerinden atıp kendilerini bağımsız olarak idareye başlamışlardı. Peçenekler'in yaptıkları Balkan yarımadasında güneye doğru akıncı hücumları ta Selanik civarına kadar erişmişti. Sırplar önce Peçeneklerin hücumları dolayısıyla isyanı bırakarak Bizanslıları tekrar idareci olarak kabul ettiler. Fakat 1040'ta yeniden bir Sırp isyanı başladı.[1]
Batı Bulgaristan ve Makedonya'da bulunan Bulgarlar da Bizans idaresinde gittikçe hoşnutsuzlaşmaya başladılar. Bunun önemli nedeni yapılan mali reformlar dolayısıyla Bulgar köylülerinden nakit vergi istekleri olmuştur. II. Basileous Bulgar-Kıran Bulgaristan'ı fethedip ortadan kaldırdıktan sonra bu bölgede bulunan köylü halkın vergisini nakit olarak değil de ürün olarak vermesini kabul etmişti. Fakat IV. Mihail Paflagonyalı döneminde ağabeyi İoannis Orfanotorfus'un mali reformları dolayısıyla Bulgar köylüsünün de nakit vergi vermesine karar verilmiş ve bu köylüler üzerine çok büyük nakit vergi yükü yüklenmişti. 1037de İslav Kilisesi'nin merkezi olan "Ohri Başpiskoposluğu"'na Rum asıllı Leo adlı bir papazın tayin edilmesi de Bulgarlar tarafından Bizans adaletsizliğine bir diğer ornek olarak görülmesine neden olmuştu. 1040'ta eski Bulgar Kralları'ndan olan Çar Samuil'in bir gayrimeşru torunu olan "Peter Delyan" adlı bir Bulgar asıllı Bulgar Krallığı'nı tekrar kurmak amacıyla bir isyana başladı. O vakit İstanbul'da yarı-rehine olarak bulunan Delyan'ın kuzeni "Alusian" da oradan kaçıp bu isyana katıldı.
Bulgar isyancılar batı Bulgaristan'ı ellerine geçirdiler ve şimdiki kuzey Yunanistan'ı tehdide başladılar. Bulgarlar Belgrad'ı ellerine geçirip orada "Peter Delyan"'ı "Bulgaristan İmparatoru" ilan ettiler. Sonra güneye inen isyancılar Üsküp kalesini ellerine geçirdiler. Doğu Adriyatik'te önemli Bizans limanve üssü olan "Dyrrachium (modern Dirac) Dükü" olan Bizanslı komutan Bulgarlar üzerine yürümekteyken Balkanlarda isyanı bastırmak hedefi ile askeri sefere çıkmış olan IV. Mihail Paflagonyalı tarafından vatana ihanet suçu ile itham edilip görevinden atıldı. Onun emri altında bulunan, çoğu Bulgar asıllı paralı askerlerden oluşan, Bizans ordusu askerleri de isyan edip Bulgarlara katıldılar. Dyrrachium Bulgarlar eline düştü ve Bulgarlar İnebahtı körfezine doğru indiler. Bizans "Hellas theması" askeri valisi Bulgarlara yenildi. [ı[Niğbolu]] theması da isyan edip Bulgarlara katıldı. Bizans ordusu, başında bulunan IV. Mihail Paflagonyalı ile birlikte Selanik civarlarından Selanik kalesine çekilmeye zorlandı.
Selanik kalesinde bulunan IV. Mihail Paflagonyalı bu sırada çok hasta bir durumdaydı. Ayakları şişmişti ve hatta kangren olma tehlikesi altıda idi ve çektiği açılardan hemen hemen yatalak olmuştu. Selanik'te kiliseleri ve manastırlarını gezip papazlar ve keşişlerin duaları ve perhizlerle acılarına çare aramaktaydı. Kiliselere, papazlara ve manastırlara büyük meblağları sadaka olarak dağıtmıştı. Fakat şaşılacak bir şekilde kendini iyi hissederek Bizans ordusuna şahsen komutanlık edeceğini ve Bulgarlar üzerine sefere gideceğini açıkladı. Bizans ordusu için yeni paralı asker toplamaya koyuldu ve çok detaylı hücum planları yapıldı. Bundan sonra 1041'de IV. Mihail Paflagonyalı 40.000 kişilik bir Bizans ordusu ile Selanik kuzeyindeki sınıra Bulgarlar üzerine yürüdü. Bu Bizans ordusu içinde paralı asker olarak ileride Norveç kralı olacak III. Harald'da bulunmaktaydı. Bu ordu ile Bulgar isyancıları arasında yapılan büyük bir muharebede imparator IV. Mihail Paflagonyalı komutasındaki Bizans ordusu isyancılara karşı galip geldi.[1]
Bu galibiyete bir neden Bulgar isyancıların başında olan Peter Delyan ile Alusian arasında çıkan çatışma idi. Selanik'e hücum eden Alusian'in ordusu büyük bir disiplinsizlik göstererek önce şehri kuşatmış ve sonra da kuşatmayı bırakıp çekilirken Bizanslılar tarafından hücuma uğrayıp büyük zayiat vermişti. Delyan, Alusian'i beceriksizlikle hatta ihanetle suçlamıştı. Buna çok kızan Alusian Delyan'a bir baskın vermiş ve onu yakalayıp gözlerini kör ettirip burnunu kestirmişti. Bundan sonra Delyan Bizans İmparatoru'na gizli bir mesaj göndererek eğer kendisi İstanbul'a götürülürse teslim olacağını bildirmiş ve bu isteği kabul edilmişti.[1]
IV. Mihail Paflagonyalı Konstantinopolis'e bir savaş galibi general olarak geri döndü ve antik Romalı geleneklerinden kalan "savaş galibi" merasimiyle karşılandı.
Son hastalığı ve ölümü
Hayatı boyunca epilepsi'den muztarip olan IV. Mihail Paflagonyalı'nın sara nöbetleri imparator olduktan sonra daha da artıp daha da şiddetlenmeye başladı. Çok ciddi şekilde ödem'den de müztarıp olmaya başladı. Ayaklarındaki şişmeler dolayısıyla doktorları kangren olmasından korkmaya başladılar. Çok dindar olmaya başlayan IV. Mihail Paflogonyalı Selanik'te iken o şehrin evliyası olan "Aya Dimitri Kilisesi" ve mezarını devamlı ziyaret etmişti. İstanbul'daki şehirdeki kiliseler ve manastırlara da papazlar ve keşişlerin iyileşme dualarını almak için büyük sadakalar dağıtmakta idi. Kendini çocuklarının vaftiz babası seçenlere de büyük hediyeler verdi. 1039'da İmparatorluk'ta bulunan her keşiş ve papaza dağıtılmak üzere büyük bir nakit sadaka dağıttı.
Fakat hastalığı gittikçe ağırlaşmaktaydı. Devlet iktidar gücünü elinden bırakmak istemeyen ağabeyi hadım "İoannis Orfanotrofos", IV. Mihail'in kızkardeşinin ve Sicilya seferinde donanma komutanı ve ordu komutanı olan "Amiral Stefan"'ın oğlu olan "Kalafatçı" adıyla anılan genç Mihail Kalafatcı'yı imparatoriçe Zoi'nin manevi evlat edinmesini sağlayıp böylece IV. Mihail'e veliaht-varis olmasını ayarladı.[1]
Artık hayatının sonu geldiğini anlayan IV. Mihail Paflagonyalı Aralık 1041 başında kendinin çok desteklediği "San Cosmas ve San Damian" manastırına çekildi ve imparatorluk giysilerini bırakıp keşiş giysilerini giydi. Yakınları ve devletin yüksek memurları onu bu manastırda ziyarete geldiler. Bu arada İmparatoriçe Zoi'de manastıra gelip bir defa daha "kocası" ile görüşmek istediyse de IV. Mihail Paflagonyalı buna izin vermedi. IV. Mihail Paflagonyalı 10 Aralık 1041'de manastırın keşişi gibi bir keşiş hücresinde hayata gözlerini yumdu.[1]
Saraylı yüksek bürokrat hadım "İoannis Orfanotrofos"un kendinin iktidarda kalması için yaptığı düzene göre IV. Mihail Paflaonyalı (ve İoannis Orfanotrofos)'in kızkardeşinin oğlu ve İmparatoriçe Zoi'nin manevi evlat olarak kabul ettiği Mihail Kalafatcı İmparatoriçe Zoi ile ortak imparator olarak 10 Aralık 1041'de tahta geçti.
Değerlendirme
Bizans İmparatorluk tahtına geçen imparatorlar arasında çok mütevazı köylü asıllı bir aileden gelmiş olan çok az sayıda imparatorlardan biri idi. Ama bu imparatorlar arasında hiç prensipsiz entrika, kadın ayırtma ve daha önceki imparatoru suikast ile öldürme ile tahta geçen tek kişidir. Ama hiçbir imparator onun hayatına son veren hastalığından çektiği eziyeti çekmemiştir.[1]
“ | Mihail bir büyük imparator olduğunu gösterebilecek yetenekliydi. II. Basileios'un 1025de ölümünden sonra başlayan yavaş yavaş imparatorluğun çökmesi sürecinin yönünü değiştirebilmesi mümkündü. Bilgeliği, ileri görüşü ve (Bulgarlara karşı seferinde şaşırtacak şekilde) nerede ise insan üstü cesaret sahibi olduğunu açıkça göstermiştir. Gerçekten tarihin trajik kişilerinden biridir. | „ |
—Cqoute |
Kaynakça
- Norwich, John Julius, (1991) Byzantium: The Apogee, Londra:Penguin ISBN 0-14-011448-3 say.176
- Psellos, Mihail (çev. Işın Demirkent) (1992) Mihail Psellos'un Khronographiası, Birinci Kitap, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları XIX.Dizi . ISBN 975-16-0485-0
Dış kaynaklar
- Psellos, Mikhail (1992). Mikhail Psellos'un Khronographiası. çev. Işın Demirkent. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. ISBN 975-16-0485-0.
- Gregory, Timothy E. (2008). Bizans Tarihi. çev. Esra Ermert. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. ISBN 978-975-08-1507-2.
- Norwich, John Julius (1991). Byzantium: The Apogee (İngilizce). Londra: Penguin. s. 278-286. ISBN 0-14-011448-3.
- Alexander Kazhdan, (Ed.) (1991). The Oxford Dictionary of Byzantium (İngilizce). Oxford ve New York: Oxford University Press. ISBN 0-19-504652-8.
IV. Mihail Doğumu: yak. 1010 - Ölümü:10 Aralık 1041 | ||
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: III. Romanos Argyros |
Bizans İmparatoru Evlendiği Zoi ile ortak hükümdar 11 Nisan 1034–10 Aralık 1041 |
Sonra gelen: V. Mihail |