Saddam Hüseyin
Saddam Hüseyin Abdülmecid et-Tikriti (Arapça: صدام حسين عبد المجيد التكريتي; 28 Nisan 1937, Tikrit - 30 Aralık 2006, Bağdat), Irak'ın beşinci cumhurbaşkanı.
Saddam Hüseyin صدام حسين | |
---|---|
5. Irak cumhurbaşkanı | |
Görev süresi 16 Temmuz 1979 - 9 Nisan 2003 | |
Başbakan | Sa'dun Hammadi Muhammed Hamza Zübeydi Ahmed Hüseyin Hudeyr es-Samarrai |
Başkan Yardımcısı | Taha Yasin Ramazan |
Yerine geldiği | Ahmed Hasan el-Bekir |
Yerine gelen | Geçici Koalisyon Yönetimi |
Irak Devrim Komuta Konseyi Başkanı | |
Görev süresi 16 Temmuz 1979 - 9 Nisan 2003 | |
Yerine geldiği | Ahmed Hasan el-Bekir |
Yerine gelen | Makam kaldırıldı |
Irak Başbakanı | |
Görev süresi 29 Mayıs 1994 - 9 Nisan 2003 | |
Yerine geldiği | Ahmed Hüseyin Hudeyr es-Samarrai |
Yerine gelen | Muhammed Bahr el-Ulum (Irak Hükümet Konseyi Geçici Başkanı olarak) |
Görev süresi 16 Temmuz 1979 - 23 Mart 1991 | |
Yerine geldiği | Ahmed Hasan el-Bekir |
Yerine gelen | Sa'dun Hammadi |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Saddam Hüseyin Abdülmecid el Tikriti 28 Nisan 1937 Tikrit, Irak Krallığı |
Ölüm | 30 Aralık 2006 (69 yaşında) Bağdat, Irak Cumhuriyeti |
Partisi | Arap Sosyalist Baas Partisi (1957-1966) Bağdat merkezli Baas Partisi (1966-2006) (UİC) |
Evlilik(ler) | Sacide Telfa Semire Şahbandar |
Çocuk(lar) | Uday Hüseyin Kusay Hüseyin Raghad Hüseyin Rana Hala Hüseyin |
Bitirdiği okul | Kahire Üniversitesi |
Dini | Sünni İslam |
Arap milliyetçiliği ile Arap sosyalizminin bir karışımı olan Baasçılığı benimsemiş olan Baas Partisi'nin ve daha sonra Baas Partisi Irak Kolu'nun önde gelen bir üyesi olarak bu partiyi iktidara taşıyan 1968 darbesinde anahtar rol oynamıştır.
Saddam Hüseyin 1979'da resmen Irak'ın devlet başkanı olmasına rağmen aslında bu tarihten çok daha önce de facto anlamda ülkede iktidar sahibiydi. Sağlığı iyi durumda olmayan Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan el Bekir'in yardımcısı olarak, Baas hükûmetini yıkabileceğini düşündüğü ülke içindeki pek çok güç odağına karşı doğrudan kendisi tarafından yönetilen güvenlik güçleri oluşturdu. 1970'lerin başlarında petrol ve diğer endüstrileri millileştirdi. 1970'li yıllar boyunca petrol gelirleriyle Irak hızlı bir ekonomik büyüme yaşarken Saddam Hüseyin de devlet mekanizmaları üzerindeki otoritesini giderek sağlamlaştırdı. Bu dönemde Irak nüfusunun yalnızca beşte birini oluşturmalarına rağmen Sünni Araplar ülke yönetiminde pek çok kilit kademeye getirildi.
Hükûmeti devirmeye çalışan veya bağımsızlık çabasına girişen Şiiler ve Kürtlere karşı pek çok kez sindirme girişiminde bulundu.[1] Saddam Hüseyin, İran-Irak ve Körfez savaşlarından sonra iktidarını korumayı başardı. İsrail'e karşı olan tutumuyla özellikle Arap dünyasında belirli bir saygınlık kazanmış olmakla birlikte, özellikle Batı dünyasında genel olarak zalim bir diktatör olarak tanımlandı. Irak'ta çeşitli katliamlar ve tasfiyeler sonucunda Saddam hükûmeti altında ölen kişi sayısının 250.000 olduğu tahmin edilmektedir.[2] Saddam Hüseyin altında gerçekleşmiş, Kuveyt ve İran'ın işgali de yüzbinlerce kişinin ölümü ile sonuçlandı.
2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri başkanı George W. Bush ve Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğunu ve Saddam'ın El-Kaide ile ilişkileri olduğunu iddia etti.[3] Ardından Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık öncülüğündeki koalisyon güçleri Irak'ı işgal etti.
Harekâtın başlamasından üç hafta sonra, 9 Nisan 2003 tarihinde başkent Bağdat'ın koalisyon güçlerinin eline geçmesiyle Saddam Hüseyin iktidarı sona erdi, kısa süre sonra da Baas Partisi yasaklandı. Yaklaşık sekiz ay sonra yakalanan Hüseyin daha sonra yargılandı. 5 Kasım 2006'da, 1982'de Duceyl'de 148 Iraklı Şiinin öldürülmesinden sorumlu tutularak idam cezasına mahkûm edildi. 30 Aralık 2006'da asılarak idam edildi.[4]
Yaşamı
Çocukluk yılları
28 Nisan 1937 tarihinde, Irak'ın Tikrit kentine 13 kilometre uzaklıkta bulunan El Avja köyünde, El Hatap aşiretine mensup fakir bir ailenin bebeği olarak dünyaya geldi. Babası, henüz Saddam Hüseyin dünyaya gelmeden öldü. Annesi ona Arapça'da "karşı koyan" anlamına gelen Saddam adını verdi.[5]
Gençlik yılları
Geçim sıkıntısı içindeki annesi doğumdan sonra onu Dicle kıyısındaki Tikrit'te yaşayan dayısı Hayrallah'ın yanına gönderdi. Saddam Hüseyin hayatının ilk dört yılını subay olan dayısı Hayrallah'ın himayesinde geçirdi. Dayısı 1941'de Irak'taki Britanya etkisine karşı gerçekleştirilen bir isyana katıldı. Britanya tarafından bastırılan bu başarısız ayaklanmaya katılan Hayrallah görevinden alınıp hapse atıldı. Annesinin yanına döndüyse de kısa süre sonra dayısının yanına döndü.
1956'da dayısı tarafından askeri akademiye girmesi için teşvik edildi, ancak akademi giriş sınavlarında başarısız oldu. 1957'de Baas Partisi'ne girdi. 1959 yılında Baasçıların Irak başbakanı Abdülkerim Kasım'a karşı düzenlediği başarısız suikast girişimine katıldı; yaralanınca Suriye'ye, oradan da Mısır'a kaçtı. Sürgünde olduğu dönemde Kahire Üniversitesi'nde başladığı hukuk öğrenimini (1962-63), Baasçıların iktidarı ele geçirdiği 1963'te Bağdat'ta sürdürdü.
1963 yılında, yanında büyüdüğü dayısının kızı Sacide Talfah ile evlendi, bu evliliğinden Rana, Raghad ve Hala isimli üç kızı ve Uday ve Kusay adında iki oğlu oldu. Daha sonra iki kez daha evlenen Saddam Hüseyin'in Ali isminde bir oğlu daha vardır.
Ülkesine döndüğü yıl mareşal Abdüsselam Arif'in Baasçılara karşı düzenlediği darbe sırasında tutuklandı ve birkaç yılını hapishanede geçirdi. 1967 yılında hapisten kaçarak kısa sürede yeraltındaki Baas Partisi'nin liderlerinden biri oldu; Baas Partisi genel sekreter yardımcılığına seçildi.
Laikliği, Arap milliyetçiliğini, ekonomik modernizasyonu ve Arap sosyalizmini benimseyen Baas Partisi'nin ileri gelen bir üyesi olarak, partisini iktidara getiren Temmuz 1968'deki darbede önemli bir rol oynamıştır. Kasım 1969'da Devrim Komuta Konseyi başkan yardımcılığına getirildi.
Aynı zamanda kuzeni olan devlet başkanı Ahmed Hasan el-Bekr'e en yakın kişi olarak ülke yönetiminde büyük ağırlık kazandı. 1972'de Iraq Petroleum Company'nin millileştirilmesiyle ilgili çalışmaları yürüttü. Parti içindeki gücüne dayanarak 1976'da el-Bekr'in kalp krizi geçirmesinden sonra onun birçok yetkisini kullanmaya başladı. 16 Temmuz 1979'da, Bekr'in sağlık gerekçeleriyle istifası üzerine onun yerine geçti.
İktidar yılları
Devlet başkanlığının yanı sıra Devrim Komuta Konseyi başkanlığı, başbakanlık ve Baas genel sekreterliği görevlerini de üstlendi. Yaygın bir gizli polis ağı örerek, yönetimine karşı her türlü iç muhalefeti bastırdı; halk arasında yoğun bir propagandayla da adının çevresinde bir efsane oluşturmaya çalıştı. Saddam Hüseyin yönetiminin başlıca hedefleri, Arap dünyasının önderliğini Mısır'ın elinden almak, Basra Körfezi üzerinde egemenlik kurmak ve petrol gelirlerine dayanarak ülkenin yaşam standardını yükseltmekti. İktidar olduğu yıllarda sık sık Asurluların torunu olmakla övünmüştür.
İran-Irak Savaşı
Saddam Hüseyin, 1979'da İran'da gerçekleşen İslam Devrimi'nin Irak'taki Şii nüfusu etkilemesine tepki gösterdi. İran'ın Huzistan bölgesinde huzursuzluğun artması üzerine İran'dan, Huzistan'daki Araplar'a özerklik verilmesini, 1975'te Cezayir'de yapılan antlaşmanın yeniden gözden geçirilerek Şattülarap su yolu üzerinde Irak'ın haklarının tanınmasını, Arap ülkelerinin iç işlerine karışılmamasını istedi.
İran bu istekleri reddedince Saddam Cezayir Anlaşması'nın (1975) artık geçerli olmadığını ileri sürdü. Beş gün sonra Irak güçleri İran havaalanlarını bombalayıp, İran'ın petrol kaynaklarının bulunduğu alanları işgal etti (22 Eylül 1980). Bu işgal, sekiz yıl sürecek ve yıpratıcı bir savaşa dönüşecek olan İran-Irak Savaşı'nın başlangıcı oldu. Savaşın başlaması Hüseyin'i Irak'ın tek önderi durumuna getirdi. İran yöneticileri de onu savaşın tek sorumlusu saydılar ve o iktidardan düşene dek savaşı sürdüreceklerini açıkladılar.
Savaşın doğurduğu harcamalar ve Irak'ın petrol ihracının durması, ekonomik kalkınma programlarını büyük ölçüde aksattı. Hüseyin iki kez (ağustos 1986 ve ocak 1987) barış çağrısında bulundu ve iki tarafın da bütün dünyaca kabul edilen eski sınırlarına çekilmesini önerdi. İki tarafın da kesin bir üstünlük elde edemediği savaş Temmuz 1988'de karşılıklı ateşkesin kabul edilmesine değin sürdü. Savaşın sonuna gelindiğinde Irak'ın sırtında büyük bir dış borç yükünün birikmiş olmasına karşın Hüseyin silahlanmayı sürdürdü.
İran-Irak Savaşı'nın son yılında, 16 Mart 1988'de tarihe Halepçe Katliamı olarak geçen Kürtlere karşı kimyasal silah kullanımına izin vermiştir.
Körfez Savaşı
Saddam Hüseyin, İran-Irak savaşının sona ermesinden 2 yıl sonra, 2 Ağustos 1990'da, Irak ordusunun sürpriz bir saldırıyla komşusu Kuveyt'i işgal etmesiyle birlikte tekrar dünya gündemine gelmeyi başardı. Hüseyin'in amacı, Irak ekonomisine canlılık kazandırabilmek için Kuveyt'in çok büyük boyutlardaki petrol gelirlerinden yararlanmaktı. Ama Kuveyt'in işgali karşısında kısa sürede Irak'a karşı dünya ölçeğinde ticari ambargo uygulanmaya başlandı. Hüseyin, Birleşmiş Milletler'in işgali kınayarak Irak'a karşı askeri güç kullanılmasına izin veren kararlarına ve Suudi Arabistan'da ABD önderliğinde büyük bir askeri güç yığılmasına karşın, Kuveyt'ten birliklerini çekmesi yönündeki çağrıları görmezlikten geldi. 16 Ocak 1991'de başlayan ve altı hafta süren bir savaşın sonunda, ABD önderliğindeki askeri ittifak güçleri, Irak ordusunu Kuveyt'ten çıkardı (28 Şubat 1991).
Bu ezici yenilginin ardından Irak'ta hem Şiiler, hem Kürtler Hüseyin yönetime karşı başkaldırdı; ama Hüseyin bu ayaklanmaları bastırarak iktidarını korumayı başardı. Buna rağmen Irak'ın petrol ihracının kısıtlanması ülkeyi iktisadi olarak çok zor duruma soktu.
Savaştan sonra Irak-ABD ilişkilerindeki yüksek tansiyon devam etti. ABD uçakları, Haziran 1993'te Irak'ın Körfez Savaşı'ndan sonra uygulamaya giren uçuşa yasak bölgeyi ihlal ettiği gerekçesiyle Bağdat'ı bombaladı. Aralık 1998'de, Irak'ın Birleşmiş Milletler silah denetçileriyle işbirliğine gitmemesi nedeniyle, Çöl Tilkisi Harekatı adlı operasyonda, Basra Körfezi'nde konuşlandırılan Amerikan savaş gemilerinden havalanan bombardıman uçaklarından Bağdat’taki askeri ve stratejik noktalarını hedef alan bir saldırı düzenlendi.[6] Şubat 2001'de Irak'ta uçuşa yasak bölgelerde yapılan ihlallere tepki olarak ABD ve Birleşik Krallık hava kuvvetlerine ait uçaklar Bağdat'ı tekrar bombaladı.[7]
Devrilişi
11 Eylül 2001 tarihinde ABD'de yaşanan terör eylemlerinin ardından Saddam Hüseyin tekrar ABD'nin hedefi haline geldi. Şubat 2002'de, ABD Başkanı George W. Bush yaptığı konuşmada Irak'ı, İran ve Kuzey Kore ile birlikte Şer Ekseni olarak ilan edip, sahip olduğu kitle imha silahları nedeniyle Irak hükûmetinin devrilmesi için harekete geçebileceklerini açıkladı. 8 Kasım 2002 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınan ve Irak’daki Saddam Hüseyin rejiminin daha önce alınan kararların gereği olarak silahsızlanma yükümlülüklerini getirmesi için son uyarı niteliğini taşıyan 1441 sayılı kararının geçmesinden sonra[8] Hüseyin yönetimi BM silah denetçilerinin Irak'a dönmesine izin verdi. Ocak 2003'te BM silah denetleme heyeti komisyonu UNMOVIC'in Başkanı Hans Blix, Irak'ta kitle imha silahlarıyla ilgili yapılan incelemelerde henüz kesin kanıt bulunmadığını bildirdi.[9]
Saddam Hüseyin 24 Şubat 2003'te Amerikan CBS televizyonu ana haber sunucusu Dan Rather'la Bağdat'ta yaptığı 3 saatlik röportajda, Irak'ın elinde kitle imha silahı veya Birleşmiş Milletler'in izin verdiği menzili aşan füze bulunmadığını açıkladı. Ayrıca ABD Başkanı Bush'u ekranda tartışmaya davet etti. Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleischer, Başkan Bush'un, Saddam'ın önerisini ciddiye almadığını söyledi.[10]
20 Mart 2003'te ABD tarafından, kitle imha silahları olduğunu öne sürerek başlatılan Irak'ın işgali sırasında, Irak hükûmeti ve ordusu üç hafta içinde çöktü. 9 Nisan 2003 tarihinde, ABD güçlerinin Bağdat'a girmesiyle 24 yıllık Saddam Hüseyin iktidarı sona erdi. Bağdat'ın düşmesinden sonra izini kaybettirmesi ve nerede olduğu sorusu çeşitli komplo teorilerinin ortaya atılmasına neden oldu. 22 temmuz'da Hüseyin'in oğulları Uday ile Kusay, Irak'ın Musul kentinde düzenlenen operasyonda Amerikan kuvvetleri tarafından öldürüldü.[11] 13 Aralık 2003'te Tikrit yakınlarında bir çiftlik evinde ABD güçlerince yakalandı.
Hapsedilmesi ve yargılanması
Yakalanışından haziran 2004'e kadar, 11 üst düzey Baas yöneticisiyle beraber Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarındaki bir ABD üssünde tutuldu. 29 Haziran 2004 tarihinde Amerikalılar tarafından Irak yönetimine teslim edilmesine rağmen ABD gözetiminde tutulmaya devam edildi.[12] Irak Geçici Hükûmeti'nce kurulan Irak Özel Mahkemesi'nde ilk kez 30 Haziran 2004'te yargıç karşısına çıkarılan Hüseyin, başta insanlığa karşı suçlar olmak üzere cinayet, işkence ve yasadışı tutuklama gibi bir dizi suçlamanın muhatabı oldu.
İlk olarak, 8 Temmuz 1982'de kendisine karşı düzenlenen ve başarısız olan suikast girişiminin ardından Şii kasabası Duceyil’de 148 kişinin öldürülmesinden suçlandığı davaya başlandı. Bu davada üvey kardeşi Barzan İbrahim et-Tikriti'nin de aralarında bulunduğu 7 kişi de yargılandı. Ağustos 2006'da, 1987'de Halepçe Katliamı'nda Kürtlere karşı soykırım yaptığı suçlamasıyla yargılandığı dava başladı.
Duceyil katliamındaki rolü ile ilgili 1980'lerde Şiilere karşı alınan ölüm cezalarını onayladığını, çünkü delillerin kendisine karşı bir suikast girişiminde bulunduklarını kanıtladığına inandığını söyledi ve Şii liderliğindeki Irak İçişleri Bakanlığı'nı binlerce Iraklıyı öldürmek ve işkence etmekle suçladı.[13]
El Enfal Davası sırasındaki savunmasında: Irak yasalarını benim gibi iyi biliyorsunuz çünkü bu yasayı çıkaran benim. Irak yasası, her Iraklının iki Kimlik kartı taşımasını yasakladı. Irak kimliğine ek olarak başka bir kimlik taşıyan kişi otomatik olarak Iraklı değildir. Yani bu adam artık Iraklı değil. Duruşmaya, esas olarak Iraklı olmayan bu adamın ifadesini değerlendirmesine izin verdim. Bu adam Hollandalı doktorun hastanedeyken ona Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından bu yana bu tür yaralanmalar görmediğini söyledi. Bu Hollandalı doktora sormak istiyorum, Amerikan kimyasal silahlarından etkilenen Vietnam halkını hiç görmedi mi? Kürtler bizim halkımız...1991'de, İran'a karşı savaşı kazandığımızda pişmanlığım yok, insanlar (Kürtler) silahlarını geride bıraktı ve İran'a doğru sınırı geçtiler.[14]
5 Kasım 2006'da Duceyil Katliamı’nda insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edildi ve asılarak idamına karar verildi.[15] Karar açıklanmadan önce kurşuna dizilerek infaz edilmek istediğini söyleyen Saddam Hüseyin'in talebi reddedildi.
Karar açıklandıktan sonra Saddam'ın son sözleri: Yaşasın insanlar, yaşasın millet, hainlere ölüm, işgalcilere ölüm.. Allahu Ekber ... Yaşasın Iraklılar, yaşasın Arap milleti, hainlere ölüm, sen de mahkemen de cehenneme gitsin. Konuşamayanlar için sessizlik! Biz bunun için varız. Biz insanız. Suçlu işgalciler insanlığın düşmanlarıdır ve işbirlikçileri insanlığın düşmanlarıdır. Allah büyüktür. Susması gerekenler için sessizlik! Büyük Irak halkına eğer geri dönüp hatalarını kabul ederlerse yanlış tarafı seçenleri affetmelerini öneriyorum. Ayrıca, büyük insanların (Iraklılar) Irak'ı işgal eden ülkelerin insanlarına kızmalarını ama onları affetmeye hazır olmalarını tavsiye ediyorum. Siz karar verenler değilsiniz, işgalin, işgalcilerin ve onların takipçilerinin hizmetkarlarısınız, Tanrı harikadır, bizim için yaşam ve düşmanlarımız için ölüm, insanlar için yaşam ve düşmanları için ölüm, büyük Arap milleti yaşasın ve düşmanları için ölüm, yaşasın insanlık![16]
2 gün sonra yine mahkemede: Tüm şikayetçiler (tanıklar) mahkemeye geliyor ve itiraz almadan özgürce konuşuyorlar ve mahkeme ifadelerini kaydetmeye başlayor. (Tanıklardan birinin sırtındaki işkence izlerini göstermesi üzerine) Ama hiç kimse, ne Araplar ne de Kürtler tanıklarını (kanıtlarla) desteklemiyorlar. Bize gerçeği getirecek yöntem bu mu?[17]
3 Aralık 2006'da Saddam Hüseyin, Bender ve El Tıkriti için temyize başvuruldu. 26 Aralık 2006 tarihinde Irak temyiz mahkemesi idam kararını onadı ve idamın 30 gün içinde uygulanması gerektiğini bildirdi. Saddam Hüseyin hakkında idam kararını veren Iraklı temyiz hakimlerinden olan Munir Haddad, Şayet Saddem Hüseyin, Irak yasalarına göre yargılansaydı serbest kalırdı. Biz de onu uluslararası kanunlara göre yargıladık. dedi.[18]
İdamı
Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk gününde asılarak idam edildi. İdamından çok kısa bir süre önce Amerikalılar tarafından Iraklılara teslim edilen Saddam Hüseyin'in idam cezası, Bağdat'ın kuzey mahallelerinden Kazımiye'de bulunan bir askeri üste yerel saatle sabah 06:00'da infaz edildi. İdam cezasının gerçekleştirilmesi cep telefonlarıyla görüntülenerek saatler içinde İnternet üzerinden dünyaya dağıtılmış ve büyük bir yankı uyandırmıştır. İdamından kısa süre sonra, son yazdığı mektup avukatları tarafından açıklandı.
Irak eski Milli Güvenlik Müsteşarı Mofak Rubayi, Saddam Hüseyin'in idama götürülürken hiçbir pişmanlık duymadığını belirtti. Saddam idam sehpasına çıkarılmadan önce elinde Kuran'ı Kerim taşıdığına dikkati çekti ve ikinci şehadetinde asıldığını söyledi. Saddam'ı idam kararının okunması için yargıcın odasına götürdüğünü ve kararı duyunca "Amerika'ya ölüm", "İsrail'e ölüm", "Fars-i Mecusilere ölüm" ve "Yaşasın Filistin" sloganlarını attığını iddia etti.[19]
Saddam'ın idam sırasında son sözleri: Muhammed Allah'ın elçisidir. Allah'ın lütfu Muhammed'e ve ailesinin üzerine olsun. Allah düşmanlarına lanet etsin. Daha sonra kalabalıktan biri Iraklı Şii din adamı Moqtada Al-Sadr'ın ismini defalarca söyledi. Saddam daha sonra Bu yaptığın erkekliğe sığar mı dedi. Kalabalık Cehenneme git diye bağırdı. Saddam Cehenneme giden Irak olmasın? diye cevap verdi. Yine kalabalıktan biri bağıranların Allah için susmasını rica etti. Saddam şehadet getirdi. Kalabalıktan biri diktatörlük çöktü diye bağırdı. İkinci şehadetinde asıldı.[20]
Hüseyin'in naaşı, idamının ertesi günü, aralarında oğullarının da yer aldığı diğer aile üyelerinin mezarlarının bulunduğu, doğum yeri Tikrit yakınlarındaki El Avja köyünde defnedildi. 2015 yılının mart ayında Irak güçleri ve İran'ın desteklediği Şii milisler ile IŞİD militanları arasındaki çatışmalar sırasında, daha önce türbe haline getirilmiş olan mezarı tamamen yıkıldı.[21]
Cezanın yankıları
Saddam Hüseyin'in idamı dünyada farklı tepkiler çekti. Saddam Hüseyin'in idamı Kuveyt, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Birleşik Krallık tarafından memnuniyetle karşılandı. Libya'da 3 günlük yas ilan edilmiş ve kurban bayramı kutlamalarına son verilmiştir.[22] Pakistan, Malezya ve Rusya yönetimleri de idam cezasının uygulanmasının ülkeyi iç savaşa doğru götürmesinden endişe ettiklerini açıklamışlardır. İlkesel olarak idam cezasına karşı çıkan Avrupa Birliği olayı barbarlık olarak değerlendirdiğini, Hamas ise olayı siyasi bir cinayet olarak gördüklerini belirtmiştir.
İnfazdan sonra Irak'ta Rizkar Muhammed Emin gibi bazı hukukçuların idamın Irak yasalarına göre yasal olmadığını iddia ettikleri bilinmektedir.[23]
Kaynakça
- "U.S. Relations With Anti-Saddam Groups" (PDF). Congressional Research Service. 21 Eylül 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2012.
- "War in Iraq: Not a Humanitarian Intervention". Human Rights Watch. 25 Ocak 2004. 2 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2017.
Having devoted extensive time and effort to documenting [Saddam's] atrocities, we estimate that in the last twenty-five years of Ba'ath Party rule the Iraqi government murdered or 'disappeared' some quarter of a million Iraqis, if not more.
- "Iraq War | 2003–2011". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 10 Eylül 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2019.
- "Saddam idam edildi". Hürriyet. 30 Aralık 2006. 23 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2016.
- Mike Campbell. "Meaning, Origin and History of the Name Saddam". Behind the Name. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2014.
- Saddam’ı vurdular
- "Bush Irak'ı selamladı". 29 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2012.
- 12 Eylül 2002 tarihinde yapılan ilgili görüşmeleri kayıtları 18 Haziran 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce), 14 Ağustos 2010 tarihinde erişilmiştir
- Blix: Irak’ta hiçbir silah bulamadık
- Saddamdan Busha hodri meydan 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., milliyet.com.tr, 26/2/2003
- Uday ve Kusay Tikrit'e gömüldü
- http://www.voanews.com/turkish/archive/2004-07/a-2004-07-01-8-1.cfm 24 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Saddam Hüseyin yargı önüne çıkarıldı
- https://www.youtube.com/watch?v=zd9iOZSobDU
- "Arşivlenmiş kopya". 20 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
- http://www.ntv.com.tr/news/389883.asp 25 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Saddam Hüseyin’e idam cezası
- "Arşivlenmiş kopya". 2 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
- https://www.youtube.com/watch?v=czO116AYt6g
- "Arşivlenmiş kopya". 2 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
- "Arşivlenmiş kopya". 15 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
- "Arşivlenmiş kopya". 21 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Nisan 2020.
- Saddam Hüseyin'in mezarı IŞİD'le çatışmalarda yıkıldı, BBC Türkçe, 16 Mart 2015.
- http://www.hurriyet.com.tr/dunya/5699537.asp?gid=112&srid=3428&oid=2&l=1 29 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Dünyadan tepkiler
- "İdam Irak Kanunlarına Göre Aykırı". 5 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2015.
Dış bağlantılar
- Saddam’ın dublörünü mü astılar
- Saddam Hüseyin'in detaylı hayat hikâyesi
- Saddam Hüseyin kimdir? - soL 24 Kasım 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Saddam Hüseyin'in idam videosu (resmi yayın)
- Saddam Hüseyin'in naaş teslimi ve cenaze töreni 9 Nisan 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Ahmed Hasan el-Bekir |
Irak Cumhurbaşkanı 1979-2003 |
Sonra gelen: Geçici Koalisyon Yönetimi |
Önce gelen: Ahmed Hasan el-Bekir |
Irak Başbakanı 1979-1991 |
Sonra gelen: Sa'dun Hammadi |
Önce gelen: Ahmed Hüseyin Hudeyr es-Samarrai |
Irak Başbakanı 1994-2003 |
Sonra gelen: Geçici Koalisyon Yönetimi |