Zekeriyazade Yahya Efendi
Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi (d. 1561 - 1644) 16. yüzyılın son yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında çok uzun yaşayan, Sultan I. Mustafa, Sultan IV. Murat ve Sultan İbrahim devirlerinde üç defa Şeyhülislam olarak yüksek devlet görevi yapmış bir âlim ve aynı zamanda ünlü bir Türk divan şairidir.
Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi | |
---|---|
Doğum |
1561 İstanbul |
Ölüm |
1644 İstanbul |
Meslek | Şeyhülislam, kazasker, kadı, müderris, divan șairi |
Hayatı
İstanbul'da 1561 yılında doğmuştur. Babası III. Murat devrinde şeyhülislamlık yapmış olan Bayramzade Zekeriya Efendi olup 1592de ölmüştür. Babasının adı dolayısıyla Zekeriyâzâde Yahyâ Efendi olarak da bilinmektedir.[1]
Şeyhülislam Yahyâ çok mükemmel ve başarılı bir medrese eğitiminden sonra, devlet görevinde üstün zekası ve derin bilgisi sayesinde hızla yükselmiştir. Hicri 994 yılında babası ile birlikte hacca gitmiştir. Döndükten sonra Hicri 995'te Atik Ali Paşa Medresesi, Hicri 998'de Haseki Sultan medresesinde müderrisliğe atanmıştır. İstanbul'da daha başka medreselerde müderrislikten sonra Hicri 1004'te Halep Kadısı tayin olunup İstanbul'dan ayrılmıştır. Sonra sırasıyla Şam, Bursa ve Edirne kadılığı görevlerini ifa etmiştir. Kasım 1603'te İstanbul Kadılığına atanmış; ertesi yıl azlolunmuş ise de Aralık 1605'te Anadolu Kazaskeri görevine atanmış; sonra da Nisan 1606-1607'da Rumeli Kazaskerliği yapmıştır. Rumeli Kazaskeri görevini Ocak 1610-Şubat 1611 döneminde ikinci kez ve 1617-1619 döneminde üçüncü kez ifa etmiştir.[1]
Sultan I. Mustafa'nın ikinci sultanlığının son yılında 1622'de ilk defa şeyhülislamlık makamına getirilmiştir. Bu arada I. Mustafa'nin ikinci defa saltanatı sırasında Sadrazam olan Mere Hüseyin Paşa'nin azledilip edilmemesi meselesine karışmıştır. Ancak bir yıl sonra yeni Sadrıazam olan Kemankeş Ali Paşa ile geçinmediği için bu makamdan azledilmiştir.
İki yıl sonra 1624'te Sultan IV. Murad'in velayet altında olduğu devirde ikinci defa şeyhülislamlık makamına atanmış ve 7 yıl bu makamda hizmet etmiştir. 7 Subat 1632de Sadrıazam Hafız Ahmed Paşa aleyhinde yapılan komplolar sonucu ortaya çıkan kargaşalıkta binlerce kişi Topkapı Sarayı'na yürümüş ve aralarında Sadrazam, Yeniçeri Ağası ve Şeyhülislam Yahya Efendi'nin ismi de bulunan 17 kişilik bir listeyi idam edilmeleri isteği ile padişaha sunmuşlardır. Sadrazaman Hafız Ahmed Paşa'nın hunharca öldürülmesi ile durulan bu ayaklanma dolayısıyla Şeyhülislam Yahya Efendi görevinden çekilmek zorunda kalmıştır. Fitne durulduktan sonra Sultan IV. Murad şaire iltifat ederek "Bunlar seni azlittiler amma ben azl etmedim. Çiftliğine git, bize dua ile meşgul ol. Padişahın padişah olduğu vakit sen de kemakan müfti olursun" dediği bildirilmiştir.
Şair önce Sultan Selim civarındaki konağına ve sonra da Topkapı'daki çiftliğine çekilmiştir. 1633'de Sultan IV. Murad yeni bir ayaklanmayı şiddetle bastırıp eski ayaklanma elebaşılarını ve onları kişkırtan devlet adamlarını ortadan kaldırıp devlet idaresini kendi eline aldıktan sonra, Yahya Efendi üçüncü defa şeyhülislamlık makamına atanmış ve bu kez ölümüne kadar bu makamda kalmıştır.[1]
Zekeriyazade Yahya Efendi'nin seyhülislamlığının son yılında Cinci Hoca ortaya çıkarak padişah I. İbrahim üzerinde tesir yapması devlet islerinde Zekeriyazade Yahya Efendi'nin etkilerini hemen hemen hiçe indirmiş ve onun bir kenara atılmasına neden olmuştur. Ölümü İstanbul'da Şubat 1644'dedir. Ölümünde yaşı sekseni geçmişti. Cenazesi İstanbul halkı tarafından eller üzerinde taşınmış Sultan Selim'de babasının mezarı yanına gömülmüştür. Bir şair ve iyi bir insan olarak halk tarafından da sevildiği cenaze namazındaki çok büyük bir kalabalık ile anlaşılmaktadır..
Şeyhülislam Yahya Efendi 92-93 yıl yaşamış ve 20 yıl süre ile üç defa şeyhülislamlık makamında bulunmuştur. Çağdaşları tarafından hoşsobhet, nüktedan, mütevazı, kerim bir zat olarak tanınmıştır. Özellikle Sultan IV. Murad tarafından son derece sevgi ve saygıya layık görülmüş; hatta padişah Şeyhülislam Yahya Efendi'nin elini bile öpmüştür. Bu Sultan döneminde alışılmış geleneklerin aksine Şeyhülislam Yahyâ Efendi, uğur getirir inancı ile, IV. Murad'ın Revan Seferi ve Irak Seferi (ve Bağdat'in Fethine) iştirak ettirilmiştir.
Edebî Kişiliği
Şeyhülislam Yahyâ Efendi şair olarak çağının gerçek gazel ustalarından biri olarak değerlendirilmektedir.[1] Dili zarif ve temiz, hayali zengin, ifadesi ince ve nükteli bir şairdir. Günlük zevkleri, duyguları, aşkları, samimi bir eda ile işlemiştir. Sanatlara düşkün değildir. Aşıkane, kalenderane, rindane ve bazen şûh bir edası vardır. Gazelde rubai veznini kullanan ilk şairdir.[1]
Ünlü İngiliz Türkologu Gibb Yahya Efendi'yi "Bir taraftan Baki'ye, bir taraftan Nedim'e" el veren büyük bir şair olarak tarif etmiştir. Seyhülislam Yahya Baki'yi Nedim;e yaklaştıran çizgi üzerinde değerlendirilir.[1]
Zamanının şairleri, (Nef'i, Şerif Sabri ve Naili Kadim) onu övmüşlerdir. Daha sonraki nesillerden Nedim ve Ziya Paşa özel mısralarla Şeyhülislam Yahyâ Efendi'nin şairliğini açıkça belirtmişlerdir.[1]
Ancak kökten dinci softalar, örneğin Fatih Camii vaazı olan Hurşid Çavuşoğlu, Şeyhülislam Yahyâ Efendi'nin şiirlerinden hoşlanmamışlar ve hatta onu kafirlikle suçlamışlardır. Diğer taraftan Nefinin Şeyhülislam Yahyâ Efendi aleyhindeki hicviyeleri de çok ünlüdür.[1]
Başlıca eseri
Şeyhülislam Yahyâ Efendi'nin başlıca edebi eseri Divan'ıdir. Bu Divan içinde Sultan II. Osman, Sultan IV. Murad ve Hace Efendi için yazılanlardan başka hiç kaside yoktur. Divan'in başında bulunan bir Na't ve içinde bir sâkiname ve bir tahmîs bulunmaktadır. Bunlar dışında Divan tamamen gazeller ile doludur. Zaten Şeyhülislam Yahyâ Efendi Türk edebiyat tarihinde gazelleri ile tanınmıştır.[1]
Eserlerinden örnek
Bir gazel - 'dirsün' redifli
Koymayub tâkatim feryâda nâlân olmasun dirsün
Gözüm yaşını alursun da giryân olmasun dirsün
Cefa taşıyla mir'ât-ı dilim sad pâre eylersin
Ne mümkündür yine hâtır-perişan olmasun dirsün
Melâhat mülkini teshîr idüb şemşir-i gamzenle
Güzellik kişverinde gayri sultân olmasun dirsün
Benim zannitdüğüm bu kim gurûr-i hüsnüne bir gün
Felekde mihr-i rahşân mah-i tâbân olmasun dirsün
Yine kul olmasun Yahyâ sana ey padişâh-ı hüsn
Yolumda senden özge kimse kurbân olmasun dirsün
Vezin: Mefâilün mefâilün mefâilün mefâilün
Popüler kültürdeki yeri
Muhteşem Yüzyıl Kösem adlı tarihi-Türk dizisinde Şemsi İnkaya tarafından canlandırılacaktır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Cengiz, Halil Erdogan (1983) Divan Siiri Antolojisi, Ankara: Bilgi Yayinevi say.490-
Dış bağlantılar
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.462-464
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV say.636
- Cengiz, Halil Erdogan (1983) Divan Şiiri Antolojisi, Ankara: Bilgi Yayınevi say.490
Önce gelen: Hocazade Esad Efendi |
Osmanlı Şeyhülislamı 1622 - 1623 |
Sonra gelen: Hocazade Esad Efendi |
Önce gelen: Hocazade Esad Efendi |
Osmanlı Şeyhülislamı 1625 - 1632 |
Sonra gelen: Ahizade Hüseyin Efendi |
Önce gelen: Ahizade Hüseyin Efendi |
Osmanlı Şeyhülislamı 1634 - 1644 |
Sonra gelen: Esatpaşazade Ebu Sait Mehmet Efendi |