Kıbrıs Harekâtı

Kıbrıs Harekâtı (TSK kod adı: "Atilla Harekâtı",[19][20] Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde "Kıbrıs Barış Harekâtı", Modern Yunanca: Τουρκική εισβολή στην Κύπρο "Kıbrıs Türk İstilası"), 20 Temmuz 1974'te Başbakan Bülent Ecevit’in liderliğinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs'ta başlattığı askeri harekât. Harekâtın ilk ayağı Yunanistan hükûmetinin desteğiyle gerçekleştirilen 15 Temmuz 1974 darbesinin ardından düzenlendi. 14 Ağustos günü başlatılan ikinci harekâtla Kuzey Lefkoşa da dahil olmak üzere adanın yüzde 37'sinin Türk kontrolüne geçmesiyle sonuçlandı.[21] 140 bin[22][23] ila 200 bin[24] Rum adanın kuzeyinden, 42 bin[25] ila 65 bin[26] Türk adanın güneyinden göçmen oldu.

Kıbrıs Harekâtı
Kıbrıs Sorunu

TSK'ye ait M-47 Tank, Başkent Lefkoşa'da bulunan Sarayönü Meydanı'na giriyor.
Tarih20 Temmuz - 18 Ağustos 1974) (1974-08-18)
Bölge
Sonuç

Kesin Türk zaferi

  • Türkiye'nin 35.000-40.000 civarındaki askeri adanın kuzeyine yerleşti.[2] Kıbrıs Cumhuriyeti[3] ve Birleşmiş Milletler[4] harekâtı "işgal" olarak nitelendirdi.[5]
  • Şubat 1975 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'ye silah ambargosu koydu.[6] 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.[7]
Taraflar
Türkiye
Kıbrıs Türk Yönetimi[8]
Kıbrıs Cumhuriyeti
Yunanistan[9]
Komutanlar ve liderler

Bülent Ecevit
Rauf Denktaş
Semih Sancar
Fahri Korutürk
Necmettin Erbakan

Nurettin Ersin
Bedrettin Demirel
Osman Fazıl Polat
Süleyman Tuncer
Sabri Demirbağ
Sabri Evren
George Karayannis
Michael Georgitsis
Konstantinos Kombokis
Nikolaos Nikolaides
Güçler

• 40.000 TSK Personeli.[10]

• 150[11]-180 Tank[12]

• 12.000 Rum Askeri[13]
40.000 (tam seferberlik)[11][13] • 32-35 Tank[11][Ayrıntı 1]

Yunanistan: 2.000+ asker[13]
Kayıplar

TSK: 498 ölü ve 1.200 yaralı[14]
Kıbrıs T.Y.: 70 mücahit ölü, 270 sivil ölü, 803 kayıp sivil[15][16][17] 1.000 dolaylarında yaralı[14]

Toplam: 3.841

Kıbrıs Cum. ve Yunanistan:
4.000 ölü ve 12.000 yaralı[11][18]


Toplam: 16.000
3 Avusturyalı asker öldü ve 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 Britanyalı ile 3 Kanadalı olmak üzere toplam 48 asker yaralı (UNFICYP)[14]

Türkiye Cumhuriyeti harekâtın Zürih ve Londra Antlaşması'nın 4. maddesine istinaden gerçekleştirildiğini savunmaktadır.[27] Fakat Birleşmiş Milletler[28] ve Avrupa Konseyi[29] bu harekâtı işgal olarak değerlendirmektedir.

20 Temmuz 1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 353 sayılı kararında[30] "Uluslararası güvenlik ve barış için ciddi tehlikeye yol açan ve bölge üzerinde olağanüstü infiale müsait bir ortam yarattığından Birleşmiş Milletler ciddi bir endişe duymaktadır...Tüm devletlerin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir...Yabancı askeri müdahaleye derhal son verilmelidir." diyerek harekata karşı olduğunu belirtti ve ateşkese çağırdı.[31][32] Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 11 Mayıs 1984 tarihindeki 550 sayılı kararında ise durumu "işgal" olarak niteledi.[4][33]

Avrupa Konseyi Parlamentler Meclisi, 29 Temmuz 1974 tarihli 573 sayılı kararında birinci harekâtın uluslararası antlaşmalar çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti.[34][35] Birinci harekâtın antlaşmalar çerçevesinde yasal bir müdahale olarak değerlendirilmesi mümkündür; ancak belli bir bölgede kontrol kurulmasını sağlayan ikinci harekât bu kapsamda değerlendirilmemektedir.[36] Uluslararası kuruluş kararlarınının çoğu, oluşan durumu "yasa dışı istila" olarak tanımlamaktadır.[34]

Tarihçe

Türkler ile Rumlar arasında ilk olaylar, Osmanlı İmparatorluğu'nun adayı 1878 tarihli 50 yıl süreli kiralama antlaşmasıyla Birleşik Krallık'a bırakmasından sonra 1920'de kiralama süresinin dolmasına 8 yıl kala başladı. Bu olaylar sadece siyasi kavgalar olmakla birlikte silahlı çatışmalar şeklinde olmamıştır. 1920 yılında Rumların, İngiltere'nin onayını almadan Yunanistan'a katılma plebisiti yapmak istemesi ve Birleşik Krallık yönetiminin buna izin vermemesi, Rumların önce Birleşik Krallık'ı adadan çıkarmaya yoğunlaşmasına sebep oldu. 1950'lerin sonuna kadar süren bağımsızlık hareketi, 1960 yılında uluslararası anlaşmalara dayanan bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasının yolunu açtı. Rumlar Birleşik Krallık'ın adadan çekilmesiyle, Türklerle birlikte ortak devlete razı olmadılar. Kıbrıs’ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; uluslararası anlaşmaları ve anayasayı çiğneyerek Türklere saldırılarda bulunmaya başladılar.[37]

Zürih Antlaşması

Zürih ve Londra Antlaşması, 11 Şubat 1959 tarihinde Birleşik Krallık, Türkiye, Yunanistan devletleri Kıbrıs'taki Rum ve Türk toplumları arasında imzalanan, bağımsız bir devlet olarak Kıbrıs halklarının durumunu belirleyen ve Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasını onaylayan antlaşmadır. Rum tarafını Başpiskopos Makarios, Türk tarafını ise Fazıl Küçük temsil etmekteydi.

Bunu takip eden 19 Şubat 1959 tarihli Londra Antlaşması ile Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak 16 Ağustos 1960 tarihinde kurulması sağlanmış oldu.

1963-1964 olayları

1960 nüfus sayımına göre Kıbrıs'ın etnik haritası

Kıbrıs'taki İngiliz egemenliği, 1960 yılına kadar adanın Londra-Zürih anlaşmaları uyarınca bağımsız bir devlet ilan edilmesine kadar sürdü. Anlaşma, cumhuriyetin iki gönülsüz topluluk arasında gerekli bir uzlaşma olarak görülmesine rağmen, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplulukları açısından Kıbrıs Cumhuriyeti'nin temelini oluşturdu.[38]

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960 Anayasası, uygulamada yaşanan sorunlar sebebiyle yalnızca üç yıl geçerli kaldı. Kıbrıslı Rumlar, 1958'de İngilizlerin izin verdiği, 1960 anlaşmalarında ise incelemeye tabi tutulan ayrı Kıbrıslı Türk belediye meclislerine son vermek istedi. Kıbrıslı Rumların birçoğu belediyelerin Taksim yolunda ilk aşamayı oluşturacağından korkmaktaydı. Kıbrıslı Rumlar enosis (Yunanistan ile birleşme) isterken, Kıbrıslı Türkler de adanın Yunanistan ve Türkiye arasında bölünmesini, yani taksimi istemekteydi.[38][39]

Kıbrıslı Rum toplumu içindeki öfke, Kıbrıslı Türklere nüfus kayıtlarının öngördüğünden daha fazla devlet makamı verilmesi sebebiyle artmaktaydı. Nüfusun %18,3'ünü oluşturan Kıbrıs Türk topluluğuna kamudaki işlerin %30'u anayasa ile tahsis edilmişti.[40] Ek olarak, başkan yardımcılığı pozisyonu Türk nüfusuna ayrılmıştı ve hem başkan hem de başkan yardımcısı önemli konular üzerinde veto yetkisine sahipti.[41]

1963-1974

Aralık 1963'te, Cumhurbaşkanı Makarios, hükûmetin Kıbrıslı Türk yasa koyucular tarafından engellenmesinden sonra on üç anayasa değişikliği önerdi. Bu açmazlarından bıkan ve anayasanın enosisi engellediğine inanan[42] Rum liderliği, 1960 Anayasası altında Kıbrıslı Türklere verilen hakların çok geniş olduğuna inanıyordu ve Akritas planını tasarlamıştı. Plan, anayasada Kıbrıslı Rumlar lehine reform yapmaya, uluslararası toplumu değişikliklerin doğruluğu konusunda ikna etmeye ve planı kabul etmemeleri durumunda birkaç gün içinde Kıbrıslı Türkleri şiddetle bastırmaya yönelikti.[43] Anayasa değişiklikleri ile Türk toplumu, hükûmetteki etnik kotaları ayarlamak ve cumhurbaşkanı ile cumhurbaşkanı yardımcısının veto yetkisini iptal etmek de dahil olmak üzere azınlık olarak konumlarından vazgeçmiş olacaktı.[41] Bu değişiklikler Türk tarafınca reddedildi ve Türk temsilcisi hükûmeti terk etti; ancak bu terk edişin protesto mu, yoksa ulusal muhafızların zoruyla mı olduğu konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. 1960 yılında anayasa dağıldı ve 21 Aralık 1963'te Kıbrıs Rum polisinin de rol oynadığı ve iki Kıbrıslı Türkün öldürüldüğü Kanlı Noel gibi toplumsal şiddet olayları gerçekleşti.[43] Türkiye, İngiltere ve Yunanistan, Kıbrıs'ın bağımsızlığına yol açan Zürih ve Londra Anlaşmalarının garantörleri, General Peter Young komutasındaki adaya bir NATO gücü göndermek istedi.

Hem Başkan Makarios hem de Dr. Küçük barış çağrısında bulundular, ancak bunlar göz ardı edildi. Bu arada, şiddetin alevlendiği bir hafta içinde, Türk ordusu birlikleri kışlalarından çıkmış ve adadaki en stratejik pozisyon olan Lefkoşa - Girne yolunda pozisyon aldı. Türk ordusu bu yolun kontrolünü 1974 yılına kadar elinde tuttu; bu yılda Kıbrıs Barış Harekâtı esnasıda bu yol önemli rol oynadı. 1963 ile 20 Temmuz 1974’te Türkiye’nin müdahalesi arasındaki dönemde yolu kullanmak isteyen Kıbrıslı Rumlara BM konvoylarının eşlik etmesi gerekmekteydi.[44]

Lefkoşa'nın kuzey banliyölerinde kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 700 Türk rehine alındı. Şiddet olayları 364 Türk ve 174 Kıbrıslı Rumun ölmesine,[45] 109 Kıbrıslı Türk veya karma köyün yıkılmasına ve 25.000-30.000 Kıbrıslı Türkün yerinden olmasına neden oldu.[21] İngiliz Daily Telegraph daha sonra "anti-Türk pogrom" olarak nitelendirdi.[46]

Olayların ardından Türkiye bir kez daha taksim fikrini öne çıkarttı. Özellikle, Kıbrıslı Türk milislerin kontrolü altındaki bölgelerdeki yoğun çatışmalar ve anayasanın başarısızlığı, olası bir Türk müdahalesinin gerekçesi olarak öne çıkmaktaydı. ABD Başkanı Johnson, 5 Haziran 1964 tarihli ünlü mektubunda, ABD’nin olası bir istilaya karşı olduğunu ve Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinin Sovyetler Birliği ile bir çatışmaya neden olması durumunda ABD'nin yardım etmeyeceğini belirtti.[47] Bir ay sonra ABD Dışişleri Bakanı Dean Rusk tarafından hazırlanan bir plan çerçevesinde Yunanistan ve Türkiye ile müzakereler başladı.[48]

Kriz, Kıbrıslı Türklerin ada yönetimine katılımının sona ermesine ve yönetimin meşruiyetini yitirdiğini iddia etmeleriyle sonuçlandı;[21] bu olayın niteliği hala tartışmalıdır. Bazı bölgelerde, Kıbrıslı Rumlar Kıbrıslı Türklerin seyahat etmelerini ve hükûmet binalarına girmelerini engellerken; bazı Türkler Kıbrıs Türk yönetiminin çağrılarına uyarak geri çekilmeyi reddetti[49] ve Ulusal Muhafızlar tarafından engellenen ve doğrudan Türkiye tarafından desteklenen Rumlarla çevrili alanlarda yaşamaya başladılar. Cumhuriyetin yapısı tek taraflı olarak Makarios tarafından değiştirildi ve Lefkoşa UNFICYP birliklerinin konuşlandırılmasıyla Yeşil Hat ile bölündü.[21] Türklerin seyahatleri ve temel ihtiyaçlara erişimi Rum kuvvetleri tarafından daha da kısıtlandı.[50]

Kıbrıslı Türklerin daha fazla seyahat özgürlüğü için bastırması ile 1967'de yeniden çatışmalar başladı. Daha önce olduğu gibi Türkiye'nin Kıbrıs Türklerini olası etnik temizliğe karşı korumak için adaya müdahale edeceği tehdidine dek de durum çözülmedi. Türkiye'nin tehdidinin ardından Yunanistan'ın bazı askeri birliklerinin adadan uzaklaştırması, EOKA lideri Georgios Grivas’ın Kıbrıs’tan ayrılması ve Kıbrıs hükûmetinin Türk nüfuslarının kaynaklarına erişimde bazı kısıtlamaları kaldırması için bir uzlaşmaya varıldı.[51]

1974 Darbesi

Harekât kararı

Kıbrıs'ta bir darbe yapıldığı haberi, Lefkoşa'da bulunan Türk Büyükelçiliği'nin gönderdiği şifreli mesajla 15 Temmuz 1974 sabahı Türk Dışişleri tarafından öğrenildi.[52] Kıbrıs'taki durumun Türkiye'nin bir askerî müdahalesini gerektirecek kadar ciddi olduğu değerlendirmesini yapan Türk hükûmeti, 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Garanti Antlaşması'nın garantör devlet olarak Türkiye'ye verdiği müdahale hakkını kullanmadan önce, diğer bir garantör devlet olan İngiltere'nin yetkilileriyle görüşerek birlikte hareket etmek üzere girişimde bulundu. İngiltere kabul etmezse, Türkiye'nin yalnız başına hareket etmesi; görüşmeler sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hazırlık yapması kararlaştırıldı.[53]

Dışişleri yetkilileri bu düşünce ve planlarını 16 Temmuz'da İngiltere ve ABD'nin Ankara büyükelçiliklerine bildirdi.[53] 16 Temmuz 1974'te muhalefet partilerinin başkanlarıyla da üç saate yakın bir toplantı yapan başbakan[52] Ertesi gün konuyu müzakere için Londra'ya gitti.[54] Kimi kaynaklara göre heyet henüz Etimesgut Askeri Havaalanı'ndan yeni kalkmışken Başbakan Vekili Erbakan Milli Güvenlik Kurulu'nu acil gündem koduyla toplamış; toplantı devam ederken Erbakan, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar'a gemilerin yola çıkması için emir vermiştir.[55]

Türkiye heyeti, İngiltere Başbakanı Harold Wilson, İngiltere Dışişleri Bakanı James Callaghan ve Kıbrıs meselesini görüşmek üzere Londra'ya gelen ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Joseph Sisco ile ayrı ayrı görüşmeler yaptı.[52] İngiltere ve ABD konuya Türkiye gibi yaklaşmamaktaydı. Bu arada Türkiye'de Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ve Maliye Bakanı Deniz Baykal, muhalefet partilerinin başkanlarıyla bir toplantı yaptı. Toplantının sonunda tüm muhalefet parti başkanlarının hükûmetin kararlığını gördüğü ve destek verdiği ifade edilir.[52]

Türk heyeti, 18 Temmuz 1974 akşamı saat 20.30'da Londra'dan Ankara'ya hareket etti;[53] Başbakan Ecevit, 19 Temmuz'da 02:00'da Ankara'ya varınca Genelkurmay başkanlığında komutanlar ile bir toplantı yaptı. İngiltere'deki görüşmelerin aktarıldığı ve hazırlıkların gözden geçirildiği bu toplantıda başbakan harekâtın amacı ve adının "Barış Harekatı" olduğunu belirtti.[56] Genelkurmaydaki toplantının ardından Bakanlar Kurulu toplanıp oy birliği ile Kıbrıs'a müdahale kararı aldı. Bakanlar Kurulu'nun yazılı kararı, 19 Temmuz 1974 sabahı Genelkurmay Başkanlığı'na ulaştırıldı.[52]

Hazırlıklar

Kıbrıs'taki Sampsons darbesinden sonra siyasal, diplomatik etkinliklerle birlikte askeri hazırlıklar yapılmış; Genelkurmay, 1964 yılından beri hazırlanmış ve geliştirilmiş planlar üzerine çalışmaya başlamış ve görev alacak birlikler alarma geçirilmişti.[56] Bu hazırlıklar çerçevsinde Türk ordusunun harekâta katılabilecek satıh birlikleriyle muharebe ve idari destek birlikleri Mersin-Taşucu bölgesi ve civarında yığınak yaptı.[57] Deniz ve Hava Kuvvetleri bir yandan savaş hazırlıklarını yürütürken buna paralel olarak Mersin-Taşucu-Kıbrıs üçgeni ve civarında keşif ve devriye harekâtını sürdürdü.[57] Türk Ordusu Güney'de Kıbrıs'a karşı hazırlanırken, Batıda da olası bir Yunan savaşına karşı önlem aldı. Trakya'daki 2. ve 5. Kolordu birlikleri Yunan sınırına hareket etti; Batı Anadolu'daki Ege Ordusu sefer görev yerini aldı.[57] Donanma Ege ve Akdeniz'e açıldı, bazı sivil gemiler ordu emrine alındı.

Türk heyetinin olumlu bir sonuç elde edemeden Londra'dan dönüşünden sonra Genelkurmay'da yapılan toplantıda hazırlıklar gözden geçirildi. Ordu, daha önce de kararlaştırıldığı gibi 20 Temmuz 1974 Cumartesi sabahı harekete hazırdı.[53] Türk çıkartma filosu 19 Temmuz sabahı saat 11.30'da Mersin'den Girne'nin batısına doğru hareket etti.[52] 6 tane boş Türk ticaret gemisinden oluşan sahte çıkarma filosu ise Mağusa'ya doğru yol aldı.[52]

Savaşı gerektirecek durumun baş göstermesi nedeniyle Ankara, İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Adana, İçel ve Hatay'da 20 Temmuz sabah saat 07.00'den itibaren bir ay süre ile, anayasanın 12. maddesi hükmüne dayanarak sıkıyönetim ilan edildi.[52][58]

Birinci harekât

1974 yılında Türk askerinin Kıbrıs'a asker girişini konu alan Çıkartma Anıtı.
Pentemillî köprübaşı civarındaki durumlar (21 Temmuz 1974).

20 Temmuz 1974 sabahı Türk ordusu, adaya saat 06.05'ten itibaren havadan indirme ve denizden çıkarma yapmaya başladı. Kıbrıs'a ayak basan ilk Türk askerleri, paraşütçülerdi. Hava İndirme Tugayının 1. Paraşüt Taburu Pınarbaşı’ya, 2. Paraşüt Taburu Gönyeli'ye indi. İlk taburlar inerken ciddi bir ateşle karşılaşmadılar. Denizden çıkarma, Deniz Piyade Tugayı'na bağlı askerlerce Karaoğlanoğlu (Pentemili) plajına yapıldı. Çıkarma harekâtı başlamadan önce Pladini plajının ilerisindeki dağlarda önceden belirlenen hedefler Türk jet uçakları tarafından bombalandı. İlk çıkarma aracı saat 08:50’de sahile kapak attı.[52]

Saat 11:15'te 3. Paraşüt Taburu Pınarbaşı'ya, 4. Paraşüt Taburu Gönyeli'ye indi. 3. ve 4. taburlar, yoğun topçu ve havan ateşine tutuldular. Bu nedenle dağınık olarak inebilen taburlar bir hayli zor şartlarda toparlanabildiler.[52]

Komando Tugayı da 20 Temmuz 1974 sabahı harekete geçti. 1. Komando Taburu saat 08:20'de Pınarbaşı'ya indi. Onu 2. Komando taburu ile Gönyeli'ye inen 3. Komando taburu ve Hamitköy'e inen Nevşehir Komando Taburu takip etti.

Tank ve zırhlı araçlarla takviyeli Yunan Alayı hava kararmak üzereyken Kıbrıs Türk Alayı'na karşı taarruza başladı Taarruz, Kıbrıs Türk Alayı tarafından geriye püskürtüldü. Diğer taraftan Rum Milli Muhafız kuvvetleri Girne Boğazı'na hakim oldu ancak 1. Komando Taburu Doğruyol Tepesini ele geçirerek Girne Boğazı'nı kontrol altına aldı.[52]

Harekâtın ikinci günü Rumlar havadan inen birliklerle, denizden çıkan birliklerin birleşmesini engellemek ve bu birlikleri imha etmek üzere harekât gerçekleştirdi. Ada topraklarında savaş sürerken haberleşme ve koordinasyon eksikliğinden dolayı Kocatepe muhribi Türk uçaklarınca batırıldı; 54 asker öldü.[56][59] Kocatepe olayı üzerine Pakistan, seyyar bir hastane, İran seyyar hastane ve sağlık malzemesi gönderirken Libya Türkiye’ye başta yedek parça olmak üzere her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu bildirmiş; bu gelişmenin ardından Türkiye için gerekli yedek parça ihtiyacı Libya tarafından karşılanmıştır.[52]

Dış baskıların artması neticesinde, Türk hükûmeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 353 sayılı kararını kabul ederek harekâtın üçüncü günü olan 22 Temmuz 1974 saat 17:00'den itibaren ateş kesmeye karar verdi ve bu karar Başbakan Bülent Ecevit tarafından saat 10:00'da düzenlenen basın toplantısında açıklandı.[56] Karar açıklandığı sırada henüz Kıbrıs'ta havadan inen birlikler ile denizden çıkan birlikler birleşmiş bir durumda değildi; akşam 17:00'ye kadar bunun gerçekleşmesi beklenmekteydi. 10:30'da Pladini Plajı'na varan Bora Özel Kuvveti, 3. Komando Taburu ile birlikte saat 17:00'de Girne'ye girdi. Çatışmalar üç-dört saat daha devam etti. Küçük Kaymaklı köyü Lefkoşa Sancağı Mücahitleri tarafından 18:30'da ele geçirildi. 22 Temmuz'dan 30 Temmuz'a kadar geçen süre içinde yaşanan ateşkes ihlalleri sonucunda, Türk birlikleri, Yukarı ve Aşağı Dikmen(Dikomo), Kaynakköy(Sihari), Taşkent(Vuno), Akçiçek(Siskilip) bölgelerini ele geçirdiler ve ayrıca Lefkoşa Havaalanı çevresinde de ilerleme kaydettiler. Lefkoşa Havalimanı'nın durumu İngiltere ve Türkiye arasında bir krize yol açmıştır. İngiltere Başbakanı Harold Wilson ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Bülent Ecevit arasında havalimanının durumu üzerine sert bir telefon görüşmesi gerçekleşti ve Wilson Türklerin Havalimanına herhangi bir taarruzda bulunmaması konusunda tehditkar bir tutum aldı.[60] 24 Temmuz 1974 tarihli Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısında Lefkoşa Havaalanı'nı kuvvet kullanmak suretiyle ele geçirmek için girişimde bulunmamayı kabul etti.[56]

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu müdahalesinin sonucunda Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ndeki Nikos Sampson Hükûmeti görevini bıraktı. Yunanistan'da da askerî hükûmet idareyi sivillere devretme kararı aldı ve yedi yıldır Fransa’da sürgünde bulunan Konstantin Karamanlis'i hükûmeti kurması için Yunanistan'a çağrıldı. Konstantin Karamanlis,'in 24 Temmuz 1974'te hükûmeti kurması ile Yunanistan'da 1967'den beri devam eden askeri rejim son buldu.

Cenevre görüşmeleri ve ikinci harekât

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 353 sayılı kararının 5. maddesine göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin Kıbrıs'ta anayasa düzeninin yeniden kurulması amacıyla, derhal görüşmelere başlaması gerekmekteydi. Bu sebeple düzenlenen Birinci Cenevre Konferansı 25 Temmuz 1974'te toplandı ve 6 gün sürdü; 30 Temmuz'da imzalanan Cenevre Antlaşması ile sona erdi. Üç Dışişleri Bakanı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde Türk ve Rum olmak üzere iki otonom idarenin mevcut olduğunu kabul ettiler ve bundan doğan sorunları gelecek görüşmelerde görüşmek için anlaştılar.

Protokol'de garantör devletlerle Türk ve Rum toplumlarının temsilcilerinin katılacağı II. Cenevre Konferansı'nın 8 Ağustos 1974 günü toplanması öngörülmüştü. İkinci konferansa kadar Rum ve Yunan askerlerin Türk bölgelerinden çekilmeleri gerekiyordu ancak bu gerçekleşmedi. Ayrıca Rumlar ve Yunanlar, Türk bölgelerine saldırılarını sürdürüp birçok Türk'ü esir almış; özellikle Muratağa, Atlılar, Sandallar ve Taşkent gibi yerlerde Türk halk kuşatma altına alınmıştı.[57]

İkinci Cenevre Konferansı 8 Ağustos 1974'te başladı. Türk tarafı Kıbrıs'ta coğrafi esasa dayalı federatif bir devlet biçiminin benimsenmesini önerdi ancak bu öneriyi Rum tarafı kabul etmedi. Türk askeri yetkililer Rum kuvvetlerine daha fazla zaman kazandırmamak, köprü başındaki Türk kuvvetlerinin ve Türk köylerinin güvenliğini sağlamak, birinci harekât sonucunda sağlanan üstünlüğü yitirmemek için, Türk hükûmeti ise Türk köylerinde soykırıma devam edildiği haberlerinin gelmesi üzerine 14 Ağustos'ta ikinci harekâtı başlatma yönünde hemfikir oldular.[57]

Cenevre'de sürdürülen görüşmeler sırasında anlaşmanın mümkün olmadığı kanaati kesinleşince harekâtın yeniden başlatılacağı anlamına gelen "Ayşe Tatile Çıksın" (Ayşe, Turan Güneş'in kızı Ayşe Güneş'in adıdır.) parolasını Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Başbakan Bülent Ecevit'e bildirdi.

14 Ağustos saat 02:20'de konferans bir sonuç alınamadan dağıldı. 14 Ağustos 1974 sabahı saat 04:30'da Kıbrıs'taki Türk birlikleri harekete geçtiler. Doğu yönünde başlayan bu saldırı harekâtını 15 Ağustos 1974'te Komando Tugayı ve Kıbrıs Türk Alayı Kuvvetleri'nin batı yönündeki saldırı harekâtı izledi ve Türk birlikleri Kıbrıs'ın kuzey kıyısında doğudan batıya doğru bir dörtgen çizmeye başladılar. Bu dörtgenin bir tarafı kuzey kıyısı, öteki kenarı ise Atilla Hattı olarak bilinen merkezi Lefkoşa olmak üzere doğuya ve batıya yayılan hattı. Varılması planlanan son hedefler doğuda Magosa, batıda ise Lefke idi. Çarpışmalar daha çok ilk gün ve Omorfo, Lefke, Çatalköy ve Ortaköy'de oldu. İkinci Barış Harekâtı'nın üçüncü günü sonunda Ada topraklarının %38'i ele geçirildi ve hedeflenen Magosa-Lefke hattına ulaşıldı. Ancak Rum kuvvetleri çekilirken geçtikleri Türk köylerini yakarak silahsız insanları katletti.[57] toplu katliamlar, harekâtın bitiminde ortaya çıkarıldı.

Sonuçlar

Kıbrıs Barış Harekâtı sonunda tarafların kayıpları şöyleydi: Türk Silahlı Kuvvetleri'nden 415 Kara, 65 Deniz, 5 Hava, 13 Jandarma olmak üzere toplam: 498 şehit ve 1.200 yaralı vermiştir. Kıbrıs Türk tarafı ise, 70 mücahit ölü, 270 sivil ölü, 1,000 yaralı.[61] Kıbrıs Türkleri genel olarak 1672 şehit ve binlerce yaralı vermiştir. Rumlar ve Yunanlar ise 4 bin ölü, 12 bin yaralı vermiştir.[11][62]

Savaşın dışında olmasına rağmen BM Barış Gücü askerleri de kayıp vermişti: 3 Avusturyalı asker ölmüş, 24 Avusturyalı, 17 Finlandiyalı, 4 İngiliz ve 3 Kanadalı asker de yaralanmıştı.

1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti, 15 Kasım 1983'te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.

Tepkiler

Kıbrıs Türklerinin görüşü

Kıbrıs Türk liderliğinin resmî görüşü ve kamuoyunun önemli kısmının düşüncesi, harekâtla Kıbrıslı Türklerin sistematik katliamlardan kurtulduğu, asayişin tesis edildiği yönündedir. Kıbrıslı Türklere göre Zürih Antlaşması'nın verdiği haklara istinaden Türkiye adaya haklı olarak müdahale etmiş, adanın Türk nüfusuna yönelik saldırıların bitmesinde etkin güç olmuştur.

Kuzey Kıbrıs'ta harekâta resmî olarak "Kıbrıs Barış Harekâtı" adı verilmekte, harekât çeşitli mezarlık ve anıtlarda yüceltilerek anılmaktadır. Adaya ilk çıkan ve burada ölen Türk askerleri için yapılan Karaoğlanoğlu Şehitliği, (Ankara Çubuk Motorize Piyade Alayı Komutanı) bunun örneklerinden biridir.

Ayrıca bugün KKTC'de bütün devlet ve diğer kurumlarda KKTC bayrağının yanında Türk Bayrağı da asılmaktadır.

Kıbrıs Rumlarının görüşü

Kıbrıslı Rum liderliğinin ve halkın önemli kısmının görüşü, harekâtın yasadışı bir işgal olduğu ve KKTC'nin gayrimeşru bir ayrılıkçı hareket teşkil ettiği yönündedir. Kıbrıs Rum resmî tezine göre Türkiye burada adadaki Türklerin haklarını savunmamakta, genişlemeci gayeler gütmekte ve Kıbrıs'ta söz hakkı almaya çalışmaktadır. 1974 sonrası resmî yayınlar Kıbrıslı Türklerle geçmişte barışçıl bir yaşantı sürüldüğünü, Kıbrıs Sorunu'yla ilgili tüm suçun işgalci "düşman" Türkiye'de bulunduğunu iddia etmektedir.[63]

Birleşmiş Milletler

Birleşmiş Milletler'e göre Kıbrıs Cumhuriyeti adanın tek hakimidir ve Güvenlik Konseyi'nin yayınladığı 550 sayılı kararla KKTC'nin Birleşmiş Milletler üyesi devletlerce tanınmamasını istemiştir. Birleşmiş Milletler'e göre Türk askeri adada işgalcidir ve buraları uluslararası herhangi bir anlaşmaya bağlı olmaksızın işgal etmiştir. Alınan bu karar neticesinde KKTC, Türkiye dışında hiçbir Birleşmiş Milletler ülkesi tarafından tanınmamıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

  • AİHM'nin Türkiye aleyhine verdiği ilk karar, Türk harekâtı sonucunda Girne'deki evinin elinden alındığını iddia eden Titina Loizidou tarafından açılmış ve Loizidou Davası[64] olarak bilinen süreç sonunda mahkeme, Türkiye'yi 1,2 milyon avro ödemeye mahkûm etmiştir. 1998 yılında sonuçlanan davada Türkiye, tazminatı 2003 yılında ödemiştir.
  • 2006 yılında AİHM, görülmeyi bekleyen bütün tazminat davalarını bağlayan bir karar almış ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde bulunan Taşınmaz Mal Komisyonunu adadaki soruna dair bir iç hukuk yolu olarak tanımlamış ve Rumlar tarafından açılmış tüm bireysel tazminat davalarını, iç hukuk yolları tüketilmediği gerekçesiyle reddetmiştir.[65][66]
  • 1994 yılında Rum hükûmeti tarafından açılan, harekât sonrası kaybolan 1491 Kıbrıslı Rum'un ailelerinin ve yerinden edilen 221 bin kişinin zararlarının tazminini öngören başvuru 1996 yılında AİHM tarafından kabul edilmiş, 2001 yılında açıklanan ara kararda Türkiye'nin İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11 maddesini ihlal ettiği sonucuna varılmıştır. Davada nihai karar 2014 yılında açıklanmış ve Türkiye, harekât sonrasında kaybolanların ailelerine 30 milyon avro, adanın kuzeyinde kalan rumların zararlarının tazmini için de 60 milyon avro olmak üzere toplamda 90 milyon avro ödemeye mahkûm edilmiştir.[67][68]

Etnik temizlik iddiaları ve savaş suçları

Kıbrıs Türkü katliamları

Harekât boyunca Kıbrıs Türklerine karşı birçok katliam gerçekleşti. Katliamlardan en büyüğü olan Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı'nda yaşları 16 günlük ve 95 arasında değişen 126 sivil EOKA-B tarafından katledildi.[69][70][71][72][73][74][75] Birleşmiş Milletler olay ile alâkalı "Yunan ve Rum silahlıları tarafından işlenen katliamın insanlığa karşı suç teşkil ettiğini" söyledi.[76] Atlılar köyünde siviller öldürülmeden önce 4 gün boyunca kadınlara ve kızlara defalarca tecavüz edildi.[77] Muratağa köyünde 11 kişi esir alınıp, birçok kişi öldürülmüş (Muratağa ve Sandallar köylerinde öldürülen siviller aynı toplu mezara gömüldüğü için köylerde ölen kişi sayısı ayrı ayrı bilinmemektedir, ancak toplamı 89'dur.[78]) nüfusun geri kalanı ise hâlâ kayıptır.[79]

Başka bir büyük katliam olan Taşkent Katliamı'nda ise köyün 9 yaşından büyük bütün Türk erkekleri, yani 84 ila 89 kişi katledildi.[80][81][82][82][83][84][85][86][87]

23 Temmuz'da Washington Post, şöyle bir katliam haberi içeriyordu: "Limasol yakınlarındaki küçük bir Türk köyüne yapılan Yunan baskınında, 200 kişilik nüfustan 36 kişi öldürüldü. Yunanlar Türk Ordusu ulaşmadan önce bütün Kıbrıs Türkü sakinlerini öldürme emrini aldıklarını söylediler."[88]

Limasol'un Kıbrıs Ulusal Muhafızları'nın eline düşmesinden sonra şehrin Türk kısmı yakıldı ve hem Türk hem de Rum görgü tanıklarına göre çocuklar vurulup kadınlara tecavüz edildi.[89][90] Tecavüz kurbanlarına "tecavüz edilip bir köşeye fırlatılan" "çok genç kızlar" da dahildi.[91] Daha sonra şehirden 1300 kişi bir kampta toplandı.[92]

Harekâtın başladığı gün olan 20 Temmuz 1974'te, Kıbrıs Ulusal Muhafızları 183 Türk'ün ve 350 Rum'un yaşadığı Alaminyo kasabasına girip Alaminyo Katliamı'nda yaşları 6 ila 80 arasında değişen 13,14 veya 15 Türkü öldürdü.[93][94][95]

Haziran 1974'te Taşpınar'da, hepsi Türk 3 kişilik bir aile ve 2 erkek öldürüldü.[96]

Rum Katliamları

Sakinleri 1974'te kaçan ve askeri kontrol altında kalınca terkedilen Mağusa'nın bir banliyösü, Maraş

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından harekât boyunca insanların yerinden edilmesi, özgürlüğünden yoksun bırakılması, kötü muamele, yaşama hakkından yoksun bırakılması ve mallarından yoksun bırakılması ile birkaç kez suçlandı.[97][98][99]

1975'te Karpaz Yarımadası'nda bulunan Rumlar, Türkler tarafından insan hakları ihlallerine maruz bırakıldı. 2001 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 14 maddesinin ihlalinden suçlu bulunca bölgede sadece 600 Rum kalmıştı.[100]

Rumlara karşı yapılan insan hakları ihlalleri, 1963-1964 yıllarında Kıbrıs Türklerine yapılan katliamlar ve harekâtın ilk aşamasında yapılan katliamların intikamı olarak görülüyordu. İhlallerin çoğu Türk askerleri tarafından değil, Türk askeri sanılan askeri üniforma içindeki Kıbrıs Türkleri tarafından işlendi.[101][102]

Kayıp şahıslar

Kıbrıs'ta kayıp şahıslar sorunu, 2007 yazında BM destekli Kayıp Şahıslar Komitesi'nin (CMP) kayıp şahıslardan kalanları ailelerine iade etmeye başladığında yeni bir dönüş yaptı. Komite 2020 yılına kadar kayıp şahıslardan 974'ünün (700 Rum, 274 Türk) kalıntılarına ulaştı. Ayrıca resmi kayıp listesinde olmayan 183 şahsın kalıntılarına ulaşıldı. Komite kayıtlarına göre 810 Rum, 218 Türk hâlâ kayıp.[103] Harekâtın bir sonucu olarak 2000 Yunan-Rum savaş esiri Türkiye tarafından ele geçirildi ve Türkiye'ye götürüldü. Bazıları daha sonra serbest bırakılmadı ve hâlâ kayıplar.[104]

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kayıp şahıslar listesi, 14 Ağustos 1974'te Taşkent'te 83 kişinin kaybolduğunu doğrulamaktadır.[105] Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı sırasında, Muratağa köyünde tutuklanan 11 kişi ve öldürülduğü kanıtlanan kişiler hariç herkes kaybolmuştur.

Kültürel mirasın yok edilmesi ve yağmalanması

Antifinotis'in içinden bir kare, kilisenin freskleri harekatta yağmalanmıştı.

1989'da Kıbrıs Hükûmeti 6. Yüzyıldan kalma 4 nadir Bizans mozaiğinin iadesi için bir dava açtı. Davayı Kıbrıs kazandı ve sonunda mozaikler iade edildi.[106] Ekim 1997'de, mozaikleri satan Aydın Dikmen, Almanya'da bir polis baskınında tutuklandı ve evinde toplam değerleri 50 Milyon $ olan 6., 12. ve 15. Yüzyıla kadar dayanan mozaikler, dini resimler ve freskler ele geçirildi.[107]

Bir Rum iddiasına göre, 1974'ten beri en az 55 kilise camiye çevrildi ve bir 50'si daha ahırlara, müzelere, otellere, dükkanlara çevrildi veya yok edildi.[108] Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hükûmet sözcüsüne göre kiliseler yıkıntılara dönüşmelerini engellemek için başka binalara çevrildi.[109]

Kronoloji

15 Temmuz; Kıbrıs'ta Başpiskopos Makarios'a karşı darbe yapıldı ve Nikos Sampson iktidarı ele geçirdi. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bülent Ecevit Afyon gezisini yarıda kesip Ankara'ya döndü ve Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulu Olağanüstü toplantıları yapıldı.

16 Temmuz; Makarios bir İngiliz helikopteriyle İngilizler tarafından Malta adasına güvenliği için götürüldü. Ankara'da Başbakan Bülent Ecevit parti liderleriyle görüştü ve Yunanistan'daki darbenin doğuracağı sonuçlara karşı askeri tedbirlerin alınmaya başlandığını bildirdi, ayrıca bu toplantıda meclis aynı hafta içinde perşembe günü toplanmak üzere toplantıya çağrıldı. Yunanistan'da askerî cunta genel seferberlik kararı alındığını açıkladı.

17 Temmuz; Makarios Birleşmiş Milletleri Yunanistan'ı kınamaya çağırdı ve eş zamanlı olarak NATO yayınladığı bildiriyle Yunanistan'daki cunta yönetimini uyardı. Başbakan Ecevit ve beraberindeki heyet Yunanistan'daki darbe konusunda görüşmeler için Londra'ya hareket etti. Nikos Sampson Kıbrıs'ta da hakim olmaya başladı. Birçok devlet başkanı soğukkanlı olmak gerektiği konusunda mesajlar yayınladı.

18 Temmuz; Ankara'da Başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan ve Maliye Bakanı Deniz Baykal ile parti liderleri toplandı ve meclis olağanüstü toplantısının cumartesi gününe ertelenmesini kararlaştırdı. Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Pekin gezisinden döndü. Londra'daki Türk heyeti, Başbakan Bülent Ecevit'in, ABD Dışişleri Bakanı Dr. Henry Kissinger'in temsilcisi Joseph Sisco ile görüşmesinin ve Savunma Bakanı Hasan Esat Işık'ın İngiliz Dışişleri Bakanı James Callaghan'la son kez görüşmesinin ardından geri döndü. Aynı gün Joseph Sisco Atina'ya gitti.

19 Temmuz; Joseph Sisco Atina'dan sonra Türkiye'ye hareket etti. Türk Deniz Kuvvetleri savaş gemileri Mersin'den demir aldı. Joseph Sisco gece de Ankara'da Başbakanlık'ta görüşmelere devam etti. Türk Ordusu'nun hazırlıkları tamamlandı. Mersin'de Çıkarma gemilerine askerler bindirilmeye başlandı. Trakya'daki Türk Ordusu'na bağlı birlikler Yunanistan sınırına doğru kaydırılmaya başlandı. Yunanistan'da darbeciler Trakya sınırındaki köyleri boşaltma kararı aldı ve Atina radyosunda "Bir günde Konstantinopolis'deyiz" mesajları yayınlanmaya başladı.

20 Temmuz; Sabah beşte Türk askeri uçakları keşif uçuşlarını tamamladı ve asıl harekât için tekrar havalandı. Sabah altıda Başbakan Bülent Ecevit radyodan yayınlanan mesajıyla çıkarmanın başladığını açıkladı. Sabah 8:30'da Türk askeri Kıbrıs'a çıktı. NATO ve Birleşmiş Milletler eş zamanlı toplantı yaptı fakat toplantı sonunda eylem kararı alınmadı. TBMM olağanüstü toplantısını yaptı. Çıkarmadan çok kısa süre önce Atina'ya ikinci kez gitmiş olan Joseph Sisco akşam Ankara'ya döndü.

21 Temmuz; Birleşmiş Milletler 353 nolu kararla "ateşkes" çağrısında bulundu. Yunan donanmasının Kıbrıs'a tekrar hareket etmesi durumunda vurulacağı Türkiye tarafından açıklandı. Nikos Sampson Türkiye'nin uyarısının dikkate alınmayacağını basın yoluyla bildirdi. Başbakan Bülent Ecevit, Joseph Sisco'ya hedeflere varılmadan durulmayacağını söyledi. Joseph Sisco, Yunan cuntasındaki fikir ayrılıkları nedeniyle görüşmek için dahi muhatap bulamadığını söyledi. Türkiye'nin uyarılarına rağmen Kıbrıs'a hareket eden Yunan gemileri ve uçakları ile Baf ve Baf açıklarında muharebe edildiği Türk, Yunan ve diğer yayın kuruluşlarından duyuruldu. Bu haberleri Türk Genelkurmay Halkla İlişkiler Bürosu doğruladı. Türk birlikleri Kıbrıs'ta Türklerin yaşadığı bölgelerde kontrolü ele geçirdi. İlerlemeye devam edildiği bildirildi.

22 Temmuz; Yunan cuntasının dağılmak üzere olduğu haberleri yayıldı fakat Atina haberleri resmi elden yalanladı. Yunanistan'da ve Türkiye'de Birleşmiş Milletlerin "ateşkes" çağrısını yerine getirme kararı alındı ve 17:00'da uygulamaya başlandı.

23 Temmuz; Muharebeler sırasında batan Türk ve Yunan gemilerinden kurtulan denizcilerin gemiler tarafından ateşkes sırasında bulunduğu basında yer aldı. Yunan cuntası iktidarı Karamanlis'e bırakma kararı aldı ve Klerides, Nikos Sampson'un yerine geçti. TBMM özel toplantısında "Türk Ordusu başarılı bir harekat gerçekleştirdi." açıklaması yapılarak tebrik edildi. Cenevre Konferansı bir gün ertelendi.

24 Temmuz; Başbakan Bülent Ecevit, Yunan yeni Başbakanı Karamanlis'i tebrik etti. Birleşmiş Milletler 354 sayılı kararında 353 nolu kararındaki "ateşkes" çağrısına uyulmaya devam edilmesini istedi.

25 Temmuz; Cenevre'de üçlü konferans akşamüstü başladı. Yunanistan ateşkesin görüşülmesini, Türkiye adaya gelecek olan yeni yapının görüşülmesini istedi. Mavros Türk Ordusu'nun genişlemeyi durdurup 22 Temmuz'da varmış olduğu hatlara geri çekilmesini istedi. Türk heyeti bu teklifi reddetti ve görüşmelere ara verildi. Aynı gün ikili görüşmeler başladı. Güneş ve Dr. Kissinger'ın özel temsilcisi Baffum, Güneş ve Callaghan ikili görüşmeleri tamamlandı. Türk heyeti konferansın devam etmesi yönünde fikirler yayınladı. Yunan heyetinin konferansa devam etmek istemediği gerekçesiyle Callaghan, Kissenger'ı müdahil olmaya çağırdı.

27 Temmuz; Kissenger'ın müdahalesiyle Yunan heyeti konferansı terk etmekten vazgeçtiğini duyurdu. Güneş-Callaghan, Güneş-Mavros ve Callaghan-Mavros-Güneş görüşmeleri yapıldı ve uzmanların (eksper) kabul edilir bir görüş hazırlayarak ertesi gün bakanlara sunmaları kararı alındı.

28 Temmuz; Uzmanların toplantıları sabah 7:00'ye kadar sürdü. Güneş, toplantının yapılacağı Birleşmiş Milletler sarayı'na girerken "Hükümetten yetki aldım. Eğer isteklerimiz kabul edilmezse çekileceğim" dedi. Başbakan Bülent Ecevit, Ankara'da verdiği demeçte "Güvenlik sorunları ve ateşkes birbirlerinden ayrılmaz" dedi. 16:00'da uzmanların eşliğinde üç bakan gayri resmi toplantıya başladı. Gece yarısına doğru Başbakan Bülent Ecevit'in "Türk birliklerinin adadan çekilmesi" maddesine itiraz ettiği açıklandı. Ecevit, Karamanlis'e Ege'de buluşma önerisi getirdi.

29 Temmuz; 3:00'da Mavros Birleşmiş Milletler Sarayı'ndan ayrıldı. Yaptığı açıklamada "Artık her şey Ankara'ya bağlı, kabine toplantısı var, kabul veya reddecekler" dedi. Bülent Ecevit "çekilme" maddesiyle ilgili tüm tekliflerin Kıbrıs'lı Türk'lerin güvenliğinin fiilen garanti edilemeyeceği gerekçesiyle kabul edilemeyeceğini açıkladı. İngiliz Dışişleri Bakanı Cenevre görüşmelerinin sonuca bağlanmasını istedi ve sonuca bağlanmaması durumunda Londra'ya geri döneceğini bildirdi. Callaghan-Güneş görüşmesi ve teknik seviyede kısa bir toplantı yapıldı.

30 Temmuz; Çekilmeyle ilgili tekliflerde anlaşmaya varıldı ve "Cenevre Deklarasyonu" imzalandı.

1 Ağustos; Mavros, Türkiye'nin Cenevre Deklarasyonu'nu ihlal ederek adada askeri ilerleme yaptığını söyledi ve ikinci kez görüşmelere gitmeyeceğini duyurdu.

2 Ağustos; Güneş, Türk köylerindeki Rum işgalinin devam ettiğini bu durumda ikici görüşmelere gidemeyeceğini bildirdi.

8 Ağustos; Üçüncü devletlerin girişimleriyle ikinci Cenevre konferansı 19:00'da başladı. Türkiye ve Yunanistan'ın görüş ayrılıkları nedeniyle uzmanlar seviyesinde üç ayrı komite kuruldu.

9 Ağustos; Görüşlerdeki ayrılıklar nedeniyle ikinci konferansa devam edilemedi. Güneş-Kissenger'ın temsilcisi Hartman, Güneş-Callaghan, Callaghan-Mavros ikili görüşmeleri yapıldı. Klerides ve Denktaş Cenevre'ye geldi.

10 Ağustos; Kelerides "Bu toplantı anayasal sorunları ele almaya yetkili değildir" dedi. Denktaş "Türkiye'nin teklif ettiği coğrafi federasyon tek çıkar yoldur" dedi.

11 Ağustos; Callaghan, Denktaş-Klerides görüşmesinin yinelenmesini istedi. Görüşme yapıldı fakat olumlu sonuç çıkmadı. Güneş-Hartman ile tekrar görüştü. Üç dışişleri bakanı arasında yemekli görüşme yapıldı, sonuçsuz kaldı.

12 Ağustos; Türkiye iki öneri açıkladı; birincisi altı kantonlu ve ikincisi iki bölgeli. Klerides'e ve Yunan heyetine yollandı. Kıbrıs'taki Türk Birlikleri takviye edildi. Güneş-Callaghan ve Güneş-Hartman görüşmeleri yapıldı. Klerides ile Mavros bu teklifleri görüşmek üzere 48 saat süre istedi. Mavros "Silah gölgesinde anlaşma imzalanmaz" dedi.

13 Ağustos; Mavros'un açıklaması üzerine Türk heyeti Yunanistan'ın süre isteğini reddetti.

14 Ağustos; 5:00'te Türkiye'nin ikinci harekâtı başladı. Türk Ordusu'na bağlı birlikler başkent Lefkoşa'ya girdi. Yunanistan, NATO müttefiki iki ülke arasındaki çatışmayı NATO'nun durduramadığı gerekçesiyle NATO nun askeri kanadından ayrıldığını açıkladı.

14 Ağustos; 4 farklı Türk köyünde katliamlar: Muratağa, Sandallar, Atlılar ve Taşkent.

15 Ağustos; Yunanistan Başbakanı Karamanlis ülkesinin Kıbrıslı'ların yardımına gidemeyeceğini açıkladı. Olayların sorumlusu olarak Yunan askerî cuntasını ve Türkiye'yi gösterdi.

İlgili belgesel

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "Arşivlenmiş kopya". 16 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2017.
  2. Hasgüler, Mehmet. Kıbrıs’ta Enosis ve Taksim Politikalarının Sonu; 44. sayfa, Alfa Yayınları, Şubat 2007, ISBN 975-297-836-3.
  3. "Cyprus Problem - Results of Invasion" (İngilizce). Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti. 4 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Haziran 2009.
  4. Hasgüler, Mehmet (Şubat 2007). a.g.e 400. sayfa.
  5. Hasgüler, Mehmet (Şubat 2007). a.g.e 45. sayfa.
  6. Bölükbaşı, Süha (2001). Barışçı çözümsüzlük: Ankara'nın ABD ve BM ile Kıbrıs macerası‎, 263. sayfa, İmge Kitabevi, ISBN 975-533-339-8.
  7. Aydoğdu, Ahmet (2005). Kıbrıs Sorunu çözüm arayışları, 448. sayfa, Asil Yayın Dağıtım, ISBN 975-984-432-X.
  8. Yolak, Seyit. 1571'den günümüze Kıbrıs Türk yönetimleri; 81. sayfa, K.K.T.C. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 1989.
  9. Solanakis, Mihail. "Operation "Niki" 1974 a suicide mission to Cyprus" (İngilizce). Welho. 25 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Haziran 2009.
  10. Keser, Ulvi (2006). Kıbrıs'ta Türk-Yunan fırtınası (1940 - 1950 - 1960 - 1970), 528. sayfa, Boğaziçi Yayınları, ISBN 9754512205.
  11. Artuç, İbrahim; Kıbrıs'ta Savaş ve Barış, Kastas Yayınları, İstanbul 1989, sayfalar 300-304 ve 317-318
  12. Η Μάχη της Κύπρου, Γεώργιος Σέργης, Εκδόσεις Αφοι Βλάσση, Αθήνα 1999, sayfa 253 (Yunanca)
  13. Η Μάχη της Κύπρου, Γεώργιος Σέργης, Εκδόσεις Αφοι Βλάσση, Αθήνα 1999, sayfa 260 (Yunanca)
  14. Artuç, İbrahim (İstanbul 1989). Kıbrıs'ta Savaş ve Barış‎, 317-318. sayfa, Kastaş Yayınları.
  15. Kayıp Şahıslar Üzerine Tarihsel Düşünme: Öğretmen Kitabı 4. Kıbrıs’ta Kayıp Şahıslar, sayfa 6
  16. Konu: Kıbrıs'ta Kayıplar Tartışması 6 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Ünal, ntvmsnbc.com, 11 Ocak 2002
  17. YORUM-Rumların kayıplar yalanı ortaya çıktı, ABHaber.com, Ata Atun, 30 Kasım 2001
  18. Manizade, Derviş (1975). Kıbrıs: dün, bugün, yarın‎, 511. sayfa, Yaylacik Matbaası.
  19. Yorumlar 5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Erişim tarihi: 9 Haziran 2009.
  20. Operation Atilla 22 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Michael Lahanas, Erişim tarihi: 9 Haziran 2009.
  21. Hoffmeister, Frank (2006). Legal aspects of the Cyprus problem: Annan Plan and EU accession (İngilizce). EMartinus Nijhoff Publishers. ss. 39-47. ISBN 978-90-04-15223-6.
  22. Tocci, Nathalie (2007). The EU and Conflict Resolution: Promoting Peace in the Backyard (İngilizce). Routledge. s. 32. ISBN 9781134123384.
  23. Borowiec, Andrew (2000). Cyprus: A Troubled Island (İngilizce). Greenwood Publishing Group. s. 2. ISBN 9780275965334. 26 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2017.
  24. Michael, Michális Stavrou (2011). Resolving the Cyprus Conflict: Negotiating History. Palgrave Macmillan. s. 130. ISBN 9781137016270. 15 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2017.
  25. Katholieke Universiteit Brussel, 2004 17 Ekim 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. "Euromosaic III: Presence of Regional and Minority Language Groups in the New Member States", p.18
  26. Smit, Anneke (2012). The Property Rights of Refugees and Internally Displaced Persons: Beyond Restitution (İngilizce). Routledge. s. 51. ISBN 9780415579605.
  27. Turan, Sibel (15-16 Mayıs 2003). Keşan sempozyumu; 323. sayfa, Keşan Belediye Başkanlığı, 2006.
  28. Simón Duke, United States military forces and installations in Europe, Stockholm International Peace Research Institute, Oxford University Press, 1989, ISBN 0198291329, p. 274. (Turkey's occupation of Cyprus...)
  29. Council of Europe, Parliamentary Assembly, Official Report of Debates, p. 212. (Cyprus is.....under Turkish military occupation.)
  30. Hasgüler, Mehmet (Şubat 2007). a.g.e 387. sayfa.
  31. "United Nations Security Council Resolution 353" (PDF) (İngilizce). United Nations. 20 Temmuz 1974. Erişim tarihi: 11 Haziran 2009.
  32. "United Nations Security Council Resolution 550 (Gravely concerned abouth the further secessionist acts in the occupied part of the Rebublic of Cyprus...)" (PDF) (İngilizce). United Nations. 11 Mayıs 1984. 25 Şubat 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Haziran 2009.
  33. Murat Metin Hakki, The Cyprus issue: a documentary history, 1878-2007, I.B.Tauris, 2007, ISBN 1845113926, p. 187.
  34. "Resolution 573 (1974)" (PDF). Avrupa Konseyi Parlamentler Meclisi. 22 Aralık 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2017.
  35. Hoffmeister, Frank (2006). Arşivlenmiş kopya. Leiden: Martinus Nijhoff Publishers. ss. 46-47. 22 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Aralık 2017. "başlıkLegal Aspects of the Cyprus Problem: Annan Plan And EU Accession" yazısı görmezden gelindi (yardım)
  36. http://www.entellektuel.org/kibrista-kanli-noel-t10543.html?s=b186c337112359d47b9df07e13ce111b&
  37. Welz, Gisela (18 Temmuz 2006). Divided Cyprus: Modernity, History, and an Island in Conflict (İngilizce). Indiana University Press. ISBN 9780253111913. Tarih değerini gözden geçirin: Tarih ve yıl parametreleri birlikte kullanılmamalı (yardım)
  38. "The Poisons of Cyprus". The New York Times. 19 Şubat 1964. 1 Temmuz 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2019.
  39. Cyprus: A Country Study" U.S Library of Congress. Ed. Eric Solsten. Washington: GPO for the Library of Congress, 1991. Web. 1 October 2010
  40. Borowiec, Andrew. Cyprus: A Troubled Island. Westport: Praeger. 2000. 47
  41. Reynolds, Douglas (2012). Turkey, Greece, and the Borders of Europe. Images of Nations in the West German Press 1950–1975 (İngilizce). Frank & Timme GmbH. s. 91. ISBN 9783865964410.
  42. Eric Solsten, ed. Cyprus: A Country Study 12 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Library of Congress, Washington, DC, 1991.
  43. Henn, Francis (2004). A Business of Some Heat: The United Nations Force in Cyprus Before and During the 1974 Turkish Invasion (İngilizce). Casemate Publisher. ss. 106-7. ISBN 9781844150816. Erişim tarihi: 16 Mart 2015.
  44. Oberling, Pierre. The road to Bellapais (1982), Social Science Monographs, p.120 22 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: "According to official records, 364 Turkish Cypriots and 174 Greek Cypriots were killed during the 1963–1964 crisis."
  45. Telegraph View (represents the editorial opinion of The Daily Telegraph and The Sunday Telegraph) (30 Nisan 2007). "Turkish distractions". The Daily Telegraph. 7 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2011. we called for intervention in Cyprus when the anti-Turkish pogroms began in the 1960s
  46. Bahcheli, Tazun. Cyprus in the Politics of Turkey since 1955, in: Norma Salem (ed). Cyprus: A Regional Conflict and its Resolution. London: The Macmillan Press Ltd, 1992, 62–71. 65
  47. Pericleous, Chrysostoms. "The Cyprus Referendum: A Divided Island and the Challenge of the Annan Plan." London: I.B Taurus &Co Ltd. 2009.84–89, 105–107
  48. Ker-Lindsay, James (2011). The Cyprus Problem: What Everyone Needs to Know (İngilizce). Oxford University Press. ss. 35-6. ISBN 9780199757169.
  49. Oberling, Pierre. The Road to Bellapais: the Turkish Cypriot exodus to Northern Cyprus. New York: Columbia University Press. 1982, 58
  50. Pericleous, Chrysostoms. "The Cyprus Referendum: A Divided Island and the Challenge of the Annan Plan." London: I.B Taurus &Co Ltd. 2009. 101
  51. Açıkgöz, Serkan. "Kıbrıs Barış Harekatı (20 Temmuz 1974)". https://tez.yok.gov.tr/. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  52. Yellice, Gürhan. "20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nı Hazırlayan Koşullar". https://tez.yok.gov.tr. Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü yüksek lisans tezi, 2007. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kası 2016. Tarih değerini gözden geçirin: |erişimtarihi= (yardım); |website= dış bağlantı (yardım)
  53. johschool.com (PDF). doi:10.14225/joh729 https://web.archive.org/web/20161122225707/https://johschool.com/Makaleler/954946619_yasincoskun.pdf. 22 Kasım 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2021. Eksik ya da boş |başlık= (yardım)
  54. "Kıbrıs Harekâtı'nın asıl mimarı Erbakan'dı". http://www.dunyabulteni.net. Dunyabulteni.net 20 Temmuz 2012. 4 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  55. Yıldırım, Mehmet. "Bütün yönleriyle 1974 Kıbrıs Harekatı". https://tez.yok.gov.tr/. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi, 2004. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  56. Akgün, Sibel. "Askeri Açıdan Kıbrıs Barış Harekatının Oluşumu, Gelişmesi ve Sonuçları". http://www.arsivbelge.com. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültes. 26 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  57. Özer, Sarp. "Kıbrıs Barış Harekatı 40 yaşında". http://aa.com.tr. Anadolu Ajansı, 19 Temmuz 2014. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  58. Hasasu, Can. "Dost ateşine 54 kurban". http://www.aljazeera.com.tr. Al jazeera. Turk , 1 Ağustos 2014. 7 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  59. Coşkun, Yasin. "1974 Kıbrıs Barış Harekâtının Türk-İngiliz İlişkilerine Etkileri" (PDF). http://www.johschool.com/. Tarih Okulu Dergisi, Haziran 2015. 22 Kasım 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2016. |website= dış bağlantı (yardım)
  60. Haydar Çakmak: Türk dış politikası, 1919-2008, Platin, 2008, ISBN 9944137251, sayfa 688 4 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  61. "Arşivlenmiş kopya". 4 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mayıs 2018.
  62. "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 2 Kasım 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2014.
  63. "Arşivlenmiş kopya". 17 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2014.
  64. "Arşivlenmiş kopya". 17 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2014.
  65. "Arşivlenmiş kopya". 15 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2014.
  66. "Arşivlenmiş kopya". 15 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2014.
  67. List of Turkish Cypriot Missing Persons 15 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı) Erişim tarihi: 18 Temmuz 2011
  68. "Muratağa ve Sandallar konusu AİHM'e götürülüyor". BRT - Kıbrıs Postası. 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ağustos 2010.
  69. Toplu katliamlarda şehit düşenler bugün anılacak 8 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (KKTC Tanıtma Dairesi) Erişim tarihi: 10 Nisan 2011
  70. Alasya, Halil Fikret. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarihi (1987), Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, "14.8.1974 Atlılar, Sandallar ve Muratağa Katliamı"
  71. Paul Sant Cassia, Bodies of Evidence: Burial, Memory, and the Recovery of Missing Persons in Cyprus, Berghahn Books, 2007, ISBN 9781845452285, s. 237. 7 Ekim 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  72. Oberling, Pierre. The road to Bellapais: the Turkish Cypriot exodus to northern Cyprus 13 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1982), Social Science Monographs, p. 185
  73. Paul Sant Cassia, Bodies of Evidence: Burial, Memory, and the Recovery of Missing Persons in Cyprus, Berghahn Books, 2007, 978-1-84545-228-5, p. 237 14 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  74. UN monthly chronicle, Volume 11 (1974), United Nations, Office of Public Information, p. 98 9 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  75. Paul Sant Cassia, Bodies of Evidence: Burial, Memory, and the Recovery of Missing Persons in Cyprus, Berghahn Books, 2007, 978-1-84545-228-5, Massacre&f=false p. 61 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  76. Δημητρίου, Μάριος (21 Ağustos 2016). "Μια παλιά μαρτυρία στην Τόχνη". sigmalive.com. Sigma Live. 26 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2018.
  77. Δημητρίου, Μάριος (20 Mart 2014). "Κηδεύτηκαν έξι Τουρκοκύπριοι της Τόχνης". sigmalive.com. Sigma Live. 19 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2018.
  78. "Τουρκοκύπριος συγκλονίζει: Έτσι έγινε η σφαγή της Τόχνης". Πρώτο Θέμα. 15 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2020.
  79. Κουκουμάς, Γιώργος (2 Ağustos 2015). "Σφαγές Τ/κ από τον ελληνοκυπριακό φασισμό". Διάλογος. 5 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2017.
  80. Gisela Welz,European Products: Making and Unmaking Heritage in Cyprus, Berghahn Books, 2015, 9781782388234 p. 53 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  81. "Arşivlenmiş kopya". 25 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Nisan 2020.
  82. Washington Post, 23 July 1974
  83. Documents Officiels, United Nations Security Council, p. 82 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: "Alaminos village has already been in the news because a massacre of 13 Turkish Cypriots was discovered there"
  84. Impact: International Fortnightly, Volumes 4-6 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.: Fourteen Turkish Cypriots were murdered at the village of Alaminos on 20 July.
  85. Massacre of Turks alleged 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (St. Petersburg Times, 29 July 1974)
  86. Records: Volume 1, Part 1-Volume 3, Part 1, UNESCO, p. 319 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  87. European Commission of Human Rights, "Report of the Commission to Applications 6780/74 and 6950/75", Council of Europe, 1976, p. 160,161,162,163. 12 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.,
  88. "Cyprus v. Turkey - HUDOC". ECHR. 24 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2020.
  89. "APPLICATIONS/REQUÉTES N° 6780/74 6 N° 6950/75 CYPRUS v/TURKEY CHYPRE c/TURQUI E" (PDF). Government of Cyprus. 4 Haziran 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2020.
  90. "Despite ruling, Turkey won't pay damages to Cyprus - Middle East Institute". www.mei.edu. 1 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Ağustos 2016. "archive" yazısı görmezden gelindi (yardım)
  91. Cassia, Bodies of Evidence, p. 55.
  92. Bryant, Rebecca (22 Mart 2012). "Partitions of Memory: Wounds and Witnessing in Cyprus" (PDF). Comparative Studies in Society and History. 54 (2). s. 335. doi:10.1017/S0010417512000060. 9 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2020.
  93. "Committee on Missing Persons (CMP)". Cmp-cyprus.org. 9 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2009.
  94. Embassy of the Republic of Cyprus in Washington 12 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Embassy of the Republic of Cyprus in Washington) Retrieved on 11 November 2012.
  95. List of Turkish Cypriot missing persons 15 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Ministry of Foreign Affairs of the Republic of Cyprus) Retrieved on 2 March 2012.
  96. Bourloyannis, Christiane; Virginia Morris (Ocak 1992). "Autocephalous Greek-Orthodox Church of Cyrprus v. Goldberg & Feldman Fine Arts, Inc". The American Journal of International Law. 86 (1). ss. 128-133. doi:10.2307/2203143. JSTOR 2203143.
  97. Morris, Chris (18 Ocak 2002). "Shame of Cyprus's looted churches". BBC News. 8 Mart 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2007.
  98. "Cyprusnet". Cyprusnet. 8 July 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 January 2011.
  99. "Cyprus: Portrait of a Christianity Obliterated" (İtalyanca). Chiesa.espresso.repubblica.it. 4 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ocak 2011.

Dipnotlar

  1. Kıbrıs-Rum teçhizatları (Yunan kaynaklarına göre):
    Tanklar:
    32-35 T-34/85 tankı
    Zırhlı araçlar:
    40 Marmon Herrington Mk.IVF Zırhlı personel taşıyıcı (2-pdr toplarıyla donatılmış (40mm))
    32 BTR-152V1 Zırhlı personel taşıyıcı (6X6)
    10 ATS-712 Zırhlı personel taşıyıcı
    5 FV1611 Humber Zırhlı personel taşıyıcı (4X4)
    Savaş topları:
    54 25-pdr topu/obüs (87.6mm kalibre)
    20 M-1944 topu (100mm kalibre)
    4 3.7in Uçaksavar topu (used as field artillery; 94mm kalibre)
    8 M116 obüsü (75mm kalibre)

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.