Rusya-Türkiye ilişkileri
Türkiye-Rusya ilişkileri temelleri 15. yüzyıl sonlarında Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusyası arasında başlayan ilişkilerine dayanan ilişkilerdir.
Rusya |
Türkiye |
---|---|
Diplomatik Misyon | |
Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği | Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği |
Tarihçe
Rus İmparatorluğu-Osmanlı İmparatorluğu ilişkileri
15. yüzyılda Karadeniz’den ticaret yollarıyla ve 1497’de resmen başladı. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti ile Rus Çarlığı arasında savaşlar, ittifaklar, yardımlar, dostluklarla, soğuk savaşla süren ilişkiler yaşandı.
1686-1700 Osmanlı-Rus Savaşı, 1683-1699 Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşı’nın bir parçasıdır. II. Viyana Kuşatması sonrasında çok sayıda Avrupa ülkesi Osmanlı İmparatorluğu’na karşı birleşerek saldırıya geçti. 1686 yılında Rusya da Kutsal İttifak ülkelerine katıldı. 1687 ve 1689 yıllarında Kırım’a, 1695 ve 1696 yıllarında ise Osmanlılara ait Azak’a saldırıya geçtiler. Kırım’da başarılı olamayan Rusya, Azak’ı ele geçirmeyi başardı. Savaş 1700 yılında imzalanan anlaşmayla sona erdi.[1]
1700’deki İstanbul Antlaşması yla Ruslar İstanbul’da devamlı elçiliğe sahip oldu. Azak, Rus hakimiyetine girdi, Ortodoksların Kudüs haccı serbest bırakıldı. III. Ahmet dönemindeki Prut Savaşından (1711) sonra yapılan Prut Antlaşmasıyla Azak Osmanlı İmparatorluğuna yeniden geçti. 1736’da Rusya Azak’ı aldı, Kırım’a girdi. 1739’da Belgrad Antlaşmasıyla Azak Rusların oldu. 1769’da Osmanlı Devleti Hotin’de yenildi, Eflak ve Boğdan Ruslara bırakıldı. Sonraki dönemde Osmanlı İmparatorluğu Eflak ve Boğdan'ı yeniden topraklarına kattı. Ayrıca, Kuban Nehri ağzından Güneyde Bzıb ağzına kadar uzanan Çerkesya kıyılarının denetimi, Anapa Kalesi ile birlikte Osmanlı İmparatorluğunun eline geçti.[2] Daha sonraları 1774'te Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Ruslar Kırım’ı aldı, Fakat 1853-1856 tarihi savaşlarında Osmanlı İmparatorluğu büyük bir saldırı başlatmış, Rusya'ya nota verilmiş fakat Ruslar, Osmanlı sınırlarına ufak çaplı saldırılar başlatması üzerine Padişah savaş ilan etmiş ve savaşta Osmanlı Devleti Kırım'ı geri almış ve Ruslar ve ittifaklarından çatışmada 80.000 kişi ölmüş, 40.000 yaralandıktan sonra, 100.000'i hastalıktan olmak üzere toplamda 220.000 Rus askeri ölmüştür.[3] 1792’de Yaş Antlaşması yapıldı ve 1798’de iki devlet ittifaka girdi, ittifak 8 yıllıktı. Bu zamanda Fransa yükselişteydi. Rus donanması İstanbul Boğazı’ndan geçti. Akka’dan sonra 2. ittifak 1805’te yapıldı.
Ancak barış uzun sürmedi, 1806’da başlayan savaş 1812’de Bükreş Antlaşmasıyla bitti. Devletler birbirleriyle savaşırken sadece iki devletin hareketliliği veya iç isyanları, padişah veya çarların değişmesi önemli değildir, dünya konjonktürü de ilişkileri etkilemektedir. Fransız İhtilali, Bolşevik İhtilali vb. Bu yüzyıllarda devletlerin modernleşme hareketleri önemlidir.
1827’de Osmanlı donanması Navarin'de Fransa-İngiltere-Rusya ittifakınca yakıldı. 1829’da Ruslar batıdan Edirne’ye, doğudan Erzurum’a kadar Osmanlı’yı kuşattı. Edirne Antlaşması yla Osmanlı devleti Balkanlar’da topraklarını kaybetti, Yunanistan bağımsız oldu. Fransızların Cezayir işgali, Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyanı Osmanlı’yı sarstı. Mehmed Ali Paşa savaşları kazanarak İstanbul’a dayandı. 1833 Kütahya barışı ile Osmanlı Devleti tavizler verdi ve Hünkar İskelesi Antlaşması ndan 6 yıl sonra Nizip’de yenildi. İngiltere-Rusya-Prusya-Avusturya ittifakı Mehmed Ali’yi yendi. 1841 barışında Osmanlı devletinin Boğazlar üzerindeki egemenliği kabul edildi. Avrupa’da devrimler olurken, Osmanlı’da Tanzimat hareketleri yapıldı. 1853’de İngiliz-Fransız donanması Boğazlar’a geldi. İttifak, Rusya’ya savaş açtı. 1856’da Paris Antlaşması yla savaş bitti. 1876’da Rusya savaş açtı, ikinci defa batıdan Edirne’ye doğudan Erzurum’a girdi. Plevne’de Gazi Osman Paşa uzun süre direndikten sonra yenildi. 1878’de Edirne Antlaşması ve üç ay sonra Ayastefanos (Yeşilköy) anlaşmasıyla Osmanlı topraklarını kaybetti. İngiltere Kıbrıs’ı aldı. Sırbistan, Karadağ, Romanya bağımsız oldu.
Sovyetler Birliği-Türkiye ilişkileri
Kurtuluş Savaşı
Türk Kurtuluş Savaşı'nın başladığı dönemde Sovyet Rusya'sıyla diplomatik ilişkiler geliştirildi. Kurtuluş Savaşı'nı silah yardımı gibi maddi düzeyde destekleyen Sovyet Rusyası'yla Batılı emperyalist devletlere karşı savaşım noktasında işbirliği yapıldı.[4] Meclis'in açılmasından üç gün sonra Atatürk, Lenin'e bir mektup yazarak siyasi ve askeri nitelikli bağlaşmadan söz etti. Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin tarafından verilen yanıtlarda dostluk ve diplomatik ilişkinin kurulup geliştirilme dileği belirtildi. 11 Mayıs 1920'de TBMM Moskova'ya Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey başkanlığında bir heyet gönderdi. Moskova'daki görüşmeler sonucu iki ülke arasında Mart 1921'de bir Dostluk Antlaşması imzalandı. Kars ve Ardahan Türkiye'ye; Batum, Sovyetler Birliği'ne bırakıldı. Bu antlaşmanın siyasal yönden önemli noktaları şöyle sıralanabilir;
- Bu antlaşma yeni Sovyet rejiminin yaptığı ilk uluslararası antlaşmadır.
- İki ülke arasındaki ilişkiler resmileştirilmiştir.
- Türkiye, doğusundaki savaşı ve sınır düzenlemelerinin sonuçlandırmış ve bütün gücünü Batı'ya çevirmiştir; Böyle bir antlaşma yapılması, Batı'nın Ankara'yı dikkate almasında önemli bir rol oynamıştır.
- Türkiye ve Sovyetler Birliği arasında iyi bir dostluk oluşmuştur.
Cumhuriyet Dönemi
Türkiye Lozan Barış Antlaşmasında sınırlara dahile edilemeyen bölgeler, 12 Adalar ve Boğazlar vb sorunlar Batılı devletler ile Türkiye'nin ilişkilerini bir süre daha olumsuz etkilemeye devam etti. Boğazlar konusunda kimi farklılıklar taşısa da, Türkiye'ye en yakın görüşü Sovyetler Birliği savundu. 1919'dan başlayarak yirmi yıl boyunca SSCB'yle ilişkiler belli bir düzeyin üstünde tutuldu. 1928'de Cenevre'de toplanan Silahsızlanma Konferansı'na SSCB'nin önerisiyle Türkiye de çağrıldı. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Türkiye'nin ilk kez katıldığı uluslararası konferansta Türkiye temsilcisi topyekûn silahsızlanma konsusunda Sovyet tezini destekledi. Türkiye Avrupa'daki gruplaşmalar karşısında 1933-1936 yıllarında SSCB'yle işbirliğini korudu. 1935'te Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması on yıl süreyle uzatıldı. Türkiye Balkan Antantı'na SSCB'yle savaşa sürüklenmeyeceğine ilişkin çekince koydu.
1914'te I. Dünya Savaşı başladı. Osmanlı-Rus savaşları Kafkas cephesindeydi. Türkler büyük kayıplar verdi. Sarıkamış ve Çanakkale savaşlarında 300.000 asker öldü. Rusya Erzurum, Erzincan, Muş’a girdi. Bu sırada 1917 Bolşevik İhtilali oldu, Ruslar mütareke yaptı. Türk millî mücadelesindeki antiemperyalist kavgayı SSCB destekledi, 1921’deki dostluk anlaşmasıyla para ve silah yardımı yaptı. 1922’de Ruslarla savaşan Enver Paşa cephede öldü. 1920’de Türk heyeti Moskova’ya gitti. Ali Fuat Cebesoy-Medivani arasında anlaşma yapıldı. 1925'te Tevfik Rüştü-Çiçerin arasında bir dostluk anlaşması daha yapıldı. Ruskombank Türkiye’ye geldi. uzmanları çağırdı. 1927, 1929’daki Dostluk Anlaşması, 1934 ve 1937’deki ticaret anlaşmalarıyla işbirliği II. Dünya Savaşı’na kadar devam etti.
İki ülke arasındaki dostluk spor alanına da yansıdı. 1920'li yıllarda kurulan Sovyetler Birliği millî futbol takımı ilk maçını; yine aynı dönemde yeni kurulan Türkiye millî futbol takımı ile 16 Kasım 1924 yılında Moskova'da oynadı. Maç Sovyetler Birliği: 3, Türkiye: 0 skoru ile sona erdi.
1930'lu yıllarda Türkiye ve Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında diplomatik yakınlaşma meydana gelmiştir. Bu bağlamda İsmet İnönü 25 Nisan - 10 Mayıs 1932 tarihleri arasındaki Sovyetler Birliği'ne gitmiş ve birtakım görüşmeler yapmıştır. İnönü Moskova'ya gitme amacını şu şekilde izah etmektedir;[5]
« Rusya’dan komünist değil, fakat daha şuurlu olarak geliyorum. Türkiye’nin iktisat ve inşa planını yapmak, inkılap fırkasını komünist ve faşist, yani eski nizamdan yeni nizama geçen memleketlerin fırkalarından örnek alarak kurmak, bürokrasi yerine ihtilalci metodlar almak, hiç durmaksızın büyük yığının terbiyene geçmek. » | |
(İsmet İnönü, 1932) |
II. Dünya Savaşı bittikten sonra Sovyetler, Türkiye’ye nota verdi. Boğazlar’da üs ve Doğu’dan toprak istedi. Bu sırada Türkiye savaşta tarafsız iken, savaş biterken Almanya ve Japonya’ya savaş ilan ederek, Batı ittifakına girdi, 1952’de NATO’ya katılınca iki yıl sonra Sovyetler isteklerinden vazgeçti. İki devlet arasında Soğuk Savaş başladı. Stalin 1953'te öldü. 1967, 1972, 1979 yıllarında ticaret anlaşmaları yapan Türkiye ve Sovyetler farklı kamplarda yer aldılar. Türkiye Devleti 2.Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve 5.Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, dönemin Başbakanı Ecevit SSCB’yi; Özal, Demirel, Ecevit, Abdullah Gül, cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya Federasyonu’nu ziyaret ettiler. Podgorni, Kosigin, Ogarkov, Tihonov, Sovyetler'den Türkiye’ye gelen temsilcilerdi. Rusya Federasyonu olduktan sonra Silayev, Çernomirdin, Kasyanov,Medmedev, Putin Türkiye’ye geldi.
İkinci Dünya Savaşı
25 Eylül 1939'da, Polonya'nın işgalinden sonra SSCB'yi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu, İngiltere ve Fransa ile imzalanan deklarasyonu ve Almanya ile SSCB'nin imzaladığı saldırmazlık antlaşmasını görüştü. Buna karşılık SSCB, Almanya'yla antlaşmasına bağlı olarak, Türkiye'yi, Fransa-İngiltere ikilisi yanında savaşa girmekten kaçınmaya; Boğazları da savaş gemilerine kapalı tutmaya çağırdı. Türkiye ile varılan eski antlaşmayı değiştirerek kimi önerilerde bulunan Sovyetler'in bu istekleri şu biçimde özetlenebilir;
- Boğazlar'ın ortak savunulmasına dair bir paktın imzalanması,
- Türkiye ile imzalanacak antlaşmanın Sovyetler Birliği'ni hiçbir biçimde Almanya'yla silahlı bir çatışmaya sürüklenmeyeceğini öngören, Almanya lehine bir kaydın antlaşma metnine eklenmesi,
- Montreux Sözleşmesi'ne göre, Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemilerine Boğazlar'ın her zaman ve mutlak surette kapatılmasını öngören bir değişikliğin getirilmesi,
- Sovyetler Birliği'nin Beserabya'yı, Bulgaristan'ın ise Dobruca'yı ellerine geçirmeleri karşısında Türkiye'nin tarafsızlığı.
Bu öneriler Saraçoğlu tarafından reddedildi ve karşı istek olarak Türkiye, kendisini savaşa sürüklenmeyecek bir kayıt üzerinde ısrar etti. Türkiye, Fransa ve İngiltere ile imzaladığı ittifak antlaşmasında(19 Ekim 1939) Sovyetler Birliği'yle savaşa sürüklenmeyeceği hakkında bir kayıt koydu. Türkiye'nin böyle bir kaydın antlaşmaya konmasının nedeni, Sovyetler Birliği'yle ilişkilerini bozmak istememesidir. Çünkü aynı yıllarda, Sovyetler Birliği'yle bir pakt imzalanmış olmakla birlikte, iki ülke arasındaki iyi ilişkiler sürüyordu. 24 Mart 1942'de Türkiye Sovyetlerle bir saldırmazlık deklarasyonu imzaladı. Almanya'nın Sovyetler'e saldırmasından sonra Moskova Konferansı'ndaki Stalin-Eden görüşmelerinde, İngiltere'nin SSCB'yle Türkiye aleyhine uzlaşabileceğinden korkuluyordu. Bu konferansta, Stalin Bulgaristan ile Suriye'den kimi toprak parçalarıyla 12 Ada'nınTürkiye'ye bırakılmasını önerdi. İngiliz-Sovyet ittifak metninin açıklanması, Türkiye'nin kuşkularını görece giderdi.
Soğuk Savaş dönemi
Savaşın bitiminden sonra Sovyet dışişleri Bakanı, süresi dolan 1925 tarihli Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması'nın Dünya Savaşı sırasında oluşan derin değişiklikler nedeniyle yenilenmeyeceğini, 7 Kasım 1935 tarihli protokol hükümlerine uygun olarak feshi konusundaki isteğini Türkiye'nin Moskova Büykelçisi Selim Sarper'e bildirdi. Türkiye, 30 yıldır Türk dış siyasetinin temeli olan bu pakta çok önem vermekteydi. Türk Hükûmeti 7 Nisan'da verdiği yanıtta, Sovyet hükûmetinin ne gibi önerileri olduğunu sordu ve iki tarafın da çıkarına uygun yeni bir paktın yapılabileceğini bildirdi. Türk hükûmetinin bu mektubuna Haziran ayına kadar yanıt gelmedi Haziran ayında Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi ile Sovyet Dışişlei Bakanı arasındaki görüşmede Molotov, bir yeni paktın imzalanmasından önce iki ülke arasındaki kimi sorunların çözümlenmesi gerektiğini söyledi. Bu sorunlar şunlardır:
1) Türk-Sovyet sınırında değişiklik yapılarak Kars, Ardahan ve Artvin'in Sovyetler Birliği'ne terk edilmesi;
2) Herhangi bir saldırı karşısında ortak savunmayı sağlamak üzere Boğazlar'da Sovyetler'e askeri üs verilmesi;
3) Montrö Sözleşmesi'nin yeniden gözden geçirilmesi ilkesi üzerinde iki hükûmet arasında bir antlaşma.
Türk hükûmeti SSCB'nin ilk iki isteğini reddetti. Sovyetler yeni bir nota daha yolladı. Bu notada ilk istekler tekrarlanıyordu. Türkiye notadan ABD ve İngiltere'yi haberdar etti. ABD, Türkiye'den önce Sovyetler'e nota yolladı. ABD notasından sonra Türk notası da yollandı. Nota alışverişi böylece kesildi.
Sovyet önerileri karşısında Türkiye, 1945-1947 yılları arasında ordusunu savaş sırasındaki mevcudunda tutmak zorunluğu duydu. Türkiye'nin demokratik düzene geçme beyanını gösteren ve 1946 yılında yapılan tartışmalı genel seçimlerden sonra, 1947'de ABD Başkanı Truman, Harvard Üniversitesinde yaptığı tarihi konuşmada ABD sınırlarının doğuda Kars ve Ardahan'dan başladığını belirtti ve Truman Doktrini'ni ilan ederek ilk defa Sovyetler Birliği'ne meydan okudu. Türkiye'nin Truman Doktrini'yle ABD'den askeri yardım alması, Sovyetler Birliği'nin tepkisine yol açtı, fakat Stalin Doğu Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de askeri tepki göstermedi. Stalin'in ölümünden sonra Sovyetler Birliği'nin dış ve iç siyasetinde önemli değişiklikler oldu. Türkiye 1952 yılında NATO'ya tam üye olarak kabul edildikten sonra Sovyetler Birliği 30 Mayıs 1953'te Türkiye'ye bir nota vererek Ermenistan ve Gürcistan Sovyet Cumhuriyetleri'nin 1946'da istedikleri topraklardan vazgeçtiklerini, bunun sonucu olarak da artık Sovyetler Birliği'nin Türkiye'den hiçbir toprak isteği kalmadığını bildirdi.
1964-1965 yıllarında Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki ilişkilerde gözle görülür bir iyileşme oldu. 1964'ten başlayarak bu iki devlet arasında üst düzey görüşmeler yapıldı. 1964 sonlarında Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin, 1965'te Başbakan Suat Hayri Ürgüplü Sovyetler Birliği'ni ziyaret ettiler. Bu yakınlaşma 1965 seçimlerinde işbaşına gelen Adalet Partisi iktidarı döneminde de sürdü. 1965 Eylül'ünde Ankara'ya gelen bir Sovyet heyetiyle görüşmeler 12 Kasım'da bir ön protokol'un imzalanmasıyla sonuçlandı. 20-27 Aralık 1966'da Sovyet Başbakanı Aleksi Kosigin Türkiye'yi ziyaret etti. Ziyaret sonunda yayınlanan ortak bildiride iki ülke arasındaki siyasal ve ekonmik ilişkilerin geliştirilmesi üzerinde duruldu. Ancak bu gelişme öncelikle ekonomik ilişkilerde sağlandı. 23 Haziran 1978'de Bülent Ecevit'in, Sovyetler Birliği'ne yaptığı gezi sırasında iki ülkenin uluslararası sorunlarda görüş alışverişinde bulunmasını öngören bir Siyasal Belge imzalandı.[6]
Günümüzdeki ilişkiler
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Türkiye Rusya arasında müteahhitlik[7] ve bavul ticareti[8] gelişti. Sarp sınır kapısı açıldı. 1980'lerde başlayan doğalgaz anlaşmalarıyla Türkiye, Rusya'dan doğalgaz almaya başladı. Mavi Akım anlaşması yapıldı. Günümüzde Rusya'da 86.000 civarında Türk yaşamaktadır[9]. Türkiye'deki Rus sayısı ise 25.000 kadardır[10].
İki Avrasya kıtasında yer alan ülkeler arasında 2009 yılından bu yana, bugüne kadar süregelen ikili ilişkilerle karşılaştırıldığında hiç de olağan olmayan yoğun bir ziyaret trafiği yaşanmıştır. Abdullah Gül, 2009 yılının Şubat ayında, görevi sırasında Rusya'nın başkenti Moskova'yı ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olmuş, iki ülkenin Başbakanları Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin'in 2009 yılı Mayıs ayında Soçi'deki buluşmasını, aynı yıl içinde Putin'in Türkiye ziyareti, Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 2010 yılının Ocak ayındaki iade-i ziyaretleri takip etti. Yine 2010 yılının Mayıs ayında ise Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, mevkidaşı Abdullah Gül'ün konuğu oldu.
2009 - 2011 arası
18 Temmuz 2012 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Kremlin'de görüştüler. Liderler, ekonomik ilişkiler, nükleer enerji alanında ortak projeler ve buna ek olarak Suriye sorununu müzakere ettiler. Liderler, ortak basın toplantısında, görüşmelerle ilgili memnuniyetlerini dile getirdiler.
Bu arada, Moskova Devlet Dilbilim Üniversitesi mezunu, doğu bilimci Eduard Belousov, Erdoğan'ın Moskova ziyaretinin Suriye krizi konusunda Rusya ve Batının pozisyonlarının yakınlaşmasına katkıda bulunacağından şüphe duyuyordu. Belousov, Ankara'nın hem NATO hem de Rusya ile iyi ilişkilerini korumaya çalışmasına rağmen bunun gerçekleşmeyeceği görüşündeydi.
Kıbrıs sorunu
Türkiye-Rusya ilişkileri özellikle de giderek artan ekonomik çabalar başta olmak üzere kimi ortak çıkarların yanı sıra aynı zamanda sayısız farklılıklardan da oluşmaktadır. Örneğin Kıbrıs sorunu ile Kafkasya’da Türkiye ve Rusya hâlâ farklı düşünmektedir. Türkiye tarafının girişimiyle hayata geçirilen Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu (Caucasus Stability and Cooperation Platform) gibi bölgesel çatışmaların çözümüne yönelik yaklaşımların bugüne değin çok da verimli olduğunu söylemek mümkün değil.
Kırım sorunu
Viktor Yanukoviç hükûmetinin devrilmesinden sonra başlayan protestolar sonucunda Kırım ve Doğu Ukrayna'daki Rus azınlık ayaklanıp Kırım Rusya tarafından ilhak edilince Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kırım'da tarihi haklarının bulunduğunu söyledi.[11] Özellikle 2015 Rus SU-24 uçağının düşürülmesinden sonra Türkiye Ukrayna'ya açıkça destek olmaya başladı. Türkiye Ukrayna'ya hem politik hem de askeri alanda yardım etmiştir.[12][13][14][15]
Suriye Sorunu
Suriye'de devlet başkanı Beşar Esad'ın değişmesini isteyen Batılı devletler ve ABD, Özgür Suriye Ordusuna silah ve cephane yardımı yaparken, krizin çözümünde Türkiye Cumhuriyeti, Suriye hükûmetine karşı çıkarken[16] Rusya ise Esad yanlısı olduğunu beyan etmektedir.
Öte yandan 24 Kasım 2015 günü Lazkiye'den havalanan Rus Su-24 tipi uçak Türk hava sahasını işgal ettiği iddiasıyla Türkiye Cumhuriyeti tarafından uyarılmasına rağmen uyarıya cevap vermeyen Rus pilotları, devriye gezen Türk F-16'ları tarafından vurulmuştur. Paraşütle atlayan pilotlar Türkmen Dağı bölgesine düşmüşlerdir. Bir pilot ölmüş olup diğer pilot ise Rus askerleri tarafından Rusya'ya götürülmüştür.
Olayın ardından Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu angajman kurallarının değiştiğini önceden Rus yetkililere belirttiklerini ifade etti. Ardından Ürdün Prensi ile görüşmekte olan devlet başkanı Vladimir Putin, ''Sırtımızdan bıçaklandık'' ifadesini kullandı. G20 zirvesinde belirttiği "IŞİD'e destek veren G20 ülkeleri var" sözünü yineleyerek Türkiye'yi ve NATO ülkelerini IŞİD'ten petrol almakla suçladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 25 Kasım'daki Türkiye ziyaretini iptal etti ve yaptığı basın açıklamasında: "Ben Türkiye'ye gitmiyorum, siz de gitmeyin, çünkü Türkiye Mısır'dan güvenli değil" açıklaması yaptı. Ayrıca uçağın hava sahasını ihlal etmediğini ve bunu kanıtlayabileceklerini söyleyen Putin'e ise Türk Silahlı Kuvvetlerinden uçağın iz haritası belgesi yayınlandı. Türkiye uçakların iz haritasını yayınlamış AB ve ABD bu haritayı onaylamıştır. Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya bazı alanlarda karşılıklı ambargo uygulanmıştır. Rusya'nın en önemli ambargosu turizm konusudur.[17] Sonraki dönemlerde Rusya'nın Türkiye'den ithal edilen ürünlere kısıtlama getirmesi başta St.Petesburg olmak üzere tüm Rusya'da otomobil ve beyaz eşya fabrikalarını durma noktasına getirdi. Diğer gıda ve tüketim ürünleri olmak üzere Rusya ekonomisi durma noktasına geldi.[18] Rusya bu konuda geri adım atarak Türkiye'den oto yedek parça sevkiyatının hızlanması için ek önlem aldı.[19] Daha sonraları bazı Türk İş adamları, Rusya'dan ayrılma kararı aldı ve Rusya'daki merkezlerini kapatma kararı aldı.
Şu anda Türkiye'nin Rusya'dan uçağı düşürdüğü ve bir askerini öldürdüğü için özür dilemesi, Rusya'nın şu anki durumu, ilişkinin seyrini değiştirmiş; Rusya, turizm ambargosunu kaldırmıştır. İlişkiler düzelme seviyesine gelmiştir.
İlişkilerin düzelmesiyle birlikte Türkiye ve Rusya Suriye krizinin çözümü için işbirliği yolunda adımlar atmıştır. Bu bağlamda, 2016 yılının sonunda Türkiye-İran-Rusya arasında ateşkes konusunda mutabakata varılmış[20] ve 2017 yılının başında ilk Astana toplantısı gerçekleştirilmiştir. Toplantı sonrasında kurulması planlanan gözlem mekanizması üç ülkeyi Suriye’de barış ve istikrarın temini yönünde garantör konumuna getirmiştir.[21]
ABD’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesinden sonra 9 Ekim 2019’da Türkiye, terör örgütü olarak tanımladığı YPG’ye karşı Barış Pınarı Harekâtını başlattı. Bu esnada Rusya ise, Suriye’deki askeri varlığını tahkim ederek, Menbiç, Ayn el-Arab, Ayn İsa, Sırrin ve Kamışlı bölgelerinde de askeri üsler kurdu.[22] Harekâtın ilerleyen sürecinde Türkiye ile Rusya arasında varılan Soçi mutabakatı iki ülke ilişkilerini daha da geliştirdi. Soçi mutabakatının 5. maddesi "Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızlarının, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 kilometrenin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girmesini ve bu işlemin 150 saat içinde tamamlanmasını" öngörüyor.[23] Bununla birlikte, Türkiye ve Rusya İdlib’de yaşanan çatışmalarda birbirine düşman tarafları desteklemektedir. İdlib konusundaki anlaşmazlık Türkiye ve Rusya'yı karşı karşıya getirmektedir. Örneğin, 27 Haziran 2019'da Türkiye’nin İdlib'in güney kırsalında yer alan 10 numaralı gözlem noktasına yakın bölgeler Esad'a bağlı güçlerce vurulmuştur.[24]
S-400 hava ve füze savunma sistemi
Türkiye, 2011 yılında patlak veren Suriye İç Savaşı nedeniyle hava savunma sistemlerini güçlendirmek için bazı girişimlerde bulunmuştur. Bu çerçevede, NATO'ya başvuran Türkiye, ABD, Almanya ve İspanya gibi müttefik ülkelerden geçici süreyle Patriot füzelerini tedarik etmiştir.[25] Ancak daha sonra ABD ve Almanya Türkiye'ye konuşlandırdıkları Patriot'ları geri çekti.[26] Bunun üzerine, Türkiye, ahiren üst düzey stratejik ilişkiler kurduğu Rusya'yla S-400 hava savunma sisteminin tedarikine ilişkin anlaşma imzaladı.[27] Ekim 2019'da Rus devlet silah ihracatçısı Rosoboronexport Genel Müdürü Alexander Mikheev, S-400 hava savunma sisteminin Türkiye'ye tesliminin tamamlandığını açıkladı.[28] S-400 hava savunma sisteminin tedariki Türkiye-ABD ilişkilerinin bozulmasına neden oldu. Nitekim, 26 Kasım 2019'da ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemini test etmesine ilişkin olarak ABD'nin "Türkiye'ye net bir şekilde, S-400 hava savunma sistemini tam olarak operasyonel hale getirmesini istemediğini ilettiğini" söyledi.[29] Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı, S-400 hava savunma sistemin Nisan 2020'de faal hale getirilmesinin planlandığını açıkladı.[30]
Enerji
Rusya ekonomisi büyük ölçüde ham petrol, petrol ürünleri ve doğal gaz gibi emtia ihracatına dayalıdır.[31] Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin döneminde Rusya, nükleer gücün sivil boyutuna önem atfederek bölgesinde ve ötesinde nüfuzunu artırmaya çalışmaktadır.[32] Rusya'nın nüfuzunu artırmaya çalıştığı ülkelerden biri de Türkiye'dir. Örneğin, 2010 yılında Türkiye ile Rusya arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde Türkiye'nin ilk nükleer enerji santralini tesis etmeye yönelik olarak Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesi çalışmalarına başlandı.[33]
Türkiye ile Rusya'nın enerji alanındaki işbirliği 2015 yılında başlatılan TürkAkım projesiyle daha da ileri bir boyuta taşınmıştır. Yıllık 31,5 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesi olan boru hattı 8 Ocak 2020'de açıldı.[34]
Kaynakça
Genel
- Meydan Larousse, Meydan Y., İstanbul 1973, cilt 10, s. 771.
- Haluk F.Gürsel, Tarih Boyunca Türk-Rus İlişkileri, Ak Y., İstanbul 1968.
Özel
- "Arşivlenmiş kopya". 10 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Haziran 2016.
- 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı
- Kırım Savaşı
- Rusya Federasyonu Türkiye Büyükelçiliği internet sitesi 25 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 27 Ekim 2011 tarihinde erişilmiştir.
- İsmet İnönü Moskova'ya niçin ısrarla davet edilmişti?, 20 Şubat 2013, Erişim tarihi: 23 Ekim 2016.
- http://arsiv.sabah.com.tr/2007/12/01/haber,85B3BE899A534240999C9E43EC49986F.html
- "Yurt dışı müteahhitlik gelirindeki kayıp, turizmin 2 katını buldu". tr.sputniknews.com. 16 Şubat 2017. 20 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2019.
- KIRCI, Murat (2007). "TÜRKİYE'DEKİ BAVUL TİCARETİ GELİŞMELER VE YENİ ALTERNATİFLER" (PDF). havakargoturkiye.com. 4 Nisan 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2019.
- "Rusya'daki Türk vatandaşlarının sayısı yüzde 11 azaldı". hurriyet.com.tr. 19 Ocak 2016. 20 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2019.
- "YABANCI NÜFUS ADNKS 2016". antalyahayat.com. 3 Şubat 2017. 20 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Şubat 2019.
- http://www.turkrus.com/66986-erdogandan-rusyaya-mesajlar-xh.aspx
- http://www.mebnews.com/haber/905/turkiyeden-ukraynaya-askeri-destek.html
- http://www.yeniakit.com.tr/haber/turkiyeden-ukraynaya-kirim-destegi-134376.html
- http://www.sabah.com.tr/dunya/2016/02/12/turkiyeden-ukraynaya-kredi-destegi
- http://www.aksam.com.tr/ekonomi/turkiye-ukraynaya-c2yardim-elini-uzatiyor/haber-287783
- "Arşivlenmiş kopya". 13 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2016.
- http://www.cnnturk.com/turkiye/antalyaya-gelen-rus-turist-sayisinda-inanilmaz-dusus. Yazar
|ad1=
eksik|soyadı1=
(yardım); Eksik ya da boş|başlık=
(yardım) - http://www.aksam.com.tr/ekonomi/turkiye-hamlesi-putini-bin-pisman-etti/haber-490161
- http://www.yenisafak.com/ekonomi/rusya-pisman-oldu-sevkiyatin-hizlanmasini-istiyor-2357382
- Türkiye, Rusya ve İran arasındaki Suriye mutabakatının maddeleri. Erişim adresi https://www.aydinlik.com.tr/dunya/2016-aralik/turkiye-rusya-ve-iran-arasindaki-suriye-mutabakatinin-maddeleri
- Arslan, R. (2017, 25 Ocak). Astana Suriye görüşmeleri: Ne oldu; bundan sonra ne olacak? Erişim adresi https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-38741741
- TRT Haber. (2019, 2 Aralık). Rusya Suriye'nin kuzeyinde askeri üslerinin sayısını artırıyor. Erişim adresi https://www.trthaber.com/haber/dunya/rusya-suriyenin-kuzeyinde-askeri-uslerinin-sayisini-artiriyor-444091.html
- Rus askeri polisi Suriye sınırında ilk devriyesini attı. (2019, 23 Ekim). Erişim adresi https://tr.euronews.com/2019/10/23/rus-askeri-polisi-suriye-sinirinda-ilk-devriyesini-atti-ypg-baris-pinari-erdogan-putin
- Ntv. (2019, 28 Haziran). SON DAKİKA: İdlib'de gözlem noktasına saldırı (TSK karşılık verdi). Erişim adresi https://www.ntv.com.tr/turkiye/son-dakikaidlibde-gozlem-noktasina-saldiri-tsk-karsilik-verdi,06LPO5Bi5kS5Jpl4eu1c0A
- NATO'dan Patriot füzelerine onay. Erişim adresi http://www.aljazeera.com.tr/haber/natodan-patriot-fuzelerine-onay
- Onuş, S. (2015, 18 Ağustos). ABD ve Almanya, Patriotlar'ı neden çekiyor? Erişim adresi https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/08/150818_patriot_turkiye
- Ntv. (2017, 29 Aralık). Türkiye ile Rusya arasında S-400 anlaşması imzalandı. Erişim adresi https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiye-ile-rusya-arasinda-s-400-anlasmasi-imzalandi,rGJzdHMSW0qLGc0J-AEN1Q
- S-400 deliveries to Turkey completed, new deal under discussion, Russia says. Erişim adresi https://www.dailysabah.com/defense/2019/10/23/s-400-deliveries-to-turkey-completed-new-deal-under-discussion-russia-says
- S-400 - ABD Dışişleri Bakanı Pompeo: Türkiye'nin adımları kaygı verici - BBC News Türkçe. (2019, 26 Kasım). Erişim adresi https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50565654
- Ankara: S-400 savunma sistemi Nisan 2020'de faal olacak. (2019, 15 Eylül). Erişim adresi https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-49706558
- Trading Economics: Russia Exports. Erişim adresi https://tradingeconomics.com/russia/exports
- Mehmet Çağatay Güler, "Dynamics of the Russian Foreign Policy Between 2000-2019: Nuclear Energy as a Foreign Policy Tool in the Case of Turkey", 2019, s. 23-24 Erişim adresi http://etd.lib.metu.edu.tr/upload/12623637/index.pdf
- Girit, S. (2015, 12 Aralık). Akkuyu Nükleer Santrali projesine ne oldu? Erişim adresi https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/12/151212_akkuyu
- TürkAkım doğalgaz boru hattı açıldı. (2020, 8 Ocak). Erişim adresi https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-51033412