Türk devlet geleneği
Türk devlet geleneği ya da Türk devlet kurma geleneği tarihsel süreçte Türklerin farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda ve farklı özelliklerde kurdukları devletlerin bir "gelenek" yani devamlılık içermesi kavramına dayanmaktadır. Dünya tarihinde 6000 kadar etnik topluluğun olduğu ve bunların 200'e yakın bir devletin sınırları içerisinde tarih sahnesine çıktığı düşünülmektedir. Bu topluluklardan çok küçük bir azınlık devlet kurma kabiliyetine sahip olmuştur. Türk tarihine genel olarak bakıldığında Türk topluluklarının etnik temelleriyle aynı olan bir devlet ile varlıklarını sürdürdüğü görülmektedir. Bu devamlılık bunun bir gelenek olarak görülmesine yol açmış ve en genel tabirle Türklerdeki bağımsızlık olgusuna dayandırılmıştır.
Türk tarihi |
İlk Çağ
Orta Çağ
Yeni Çağ
Yakın Çağ
|
Tarihsel süreç
Türk devletlerinin tarihsel süreçteki yapısı ve devlete yönelik düşünceleri Oğuz Kağan efsanesi ile ilk izlenimlerini ortaya koymuştur. Bu efsanelerde açık bir şekilde cihan hakimiyeti ve dünya devleti kurma ütopyası işlenmiştir. II. Göktürkler'den kalan Orhun Yazıtları'da bu bağlamda oldukça önemlidir. Bu yazıtlara göre devlet tanrının Türk kağanlarına bir bağışıdır ve toplumsal devamlılık devlete bağlıdır.[1] Aynı yazıtlarda bağımsızlık bilinci vurgulanmış, Türk kağanlarına nasihatler sunulmuş, devletin merkezinin Ötüken olması gerekliliği vurgulanmış ve Çin'in entrikalarından uzak durulması gerektiğine işaret edilmiştir.[2][3] Yazıtların Türk devlet kurma ve bağımsızlık olgusundaki yeri de önemlidir çünkü yazıtlarda bağımsızlıklarından mahrum olan toplulukları "ölmüş" kabul eden ifadeler mevcuttur ve Çin esaretinde yaşanılan süre de bu kapsamda değerlendirilmektedir.[4][5]
Türkler ilk Türk devletlerinden modern Türkiye'ye kadar olan süreçte devleti tüm gereksinimlerin üzerinde bir varlık olarak görmüşler ve törelere olan bağlılığı devletin devamlılığı ile ilişkilendirmişlerdir. Töre kavramı Orhun Yazıları'nda da geçmektedir ve genel anlamda törenin dışındaki adalet kavramı devletin temeli değerindedir.[6][7] Bu anlayış Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra özellikle Karahanlılar ve Selçuklular başta olmak üzere diğer Türk topluluklarında da devam etmiştir. Bu yüzyılların önemli baş yapıtlarından olan Kutadgu Bilig ve Nizâmülmülk Siyasetname'sinde devletlerin daha da güçlenmesi konusunda öneriler sıralanmıştır.[8] Osmanlı İmparatorluğu'na gelindiğinde devlet kavramı daha da güçlenmiş ve devlet bekası için bazı farklı uygulamalar gerçekleştirilmiştir. Bunun en önemli örneklerinden biri de Fatih Kanunnamesi sonrasında kardeş katlinin yasal hale getirilmesidir. I. Selim sonrasında ise Osmanlı padişahlarının dini bir nitelik olan "halifelik" unvanını alması devletin dinden daha önemli olması geleneğini gölgelememiştir. Osmanlı'ya göre devlet akılcı hareket etmeli ve hedeflere uygun şekilde yönetilmelidir.[9] Bu devlet üstünlüğü anlayışının Osmanlı'daki sorgulanması ise Fransız Devrimi sonrasında olmuştur.[5]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Abbasova, Cemal Anadol, Nazile Abbaslı, Fâzile (2007). Türk kültürü ve medeniyeti (2. baskı. bas.). Sultanahmet, İstanbul: Bilge Karınca. s. 100. ISBN 9756553375.
- Konur, Erdem. "Orhun Yazıtlarında Sosyal ve Siyasi Mesajlar" (PDF). 22 Ekim 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2017.
- e.d: Ülkü Çelik Şavk. "3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu" (PDF). Hacettepe Üniversitesi. 17 Mart 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2017.
- Kafesoğlu, İbrahim (2011). Türk Milli Kültürü. Ötüken Neşriyat. s. 226.
- Çiller, Yavuz (2016): Türk Siyaset Hayatında Devlet ve Hikmet-i Hükümet Geleneği, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, c.13, say.16, s. 416-430
- Tahir, Kemal (2009). Devlet Ana (7 bas.). İstanbul: İthaki Yayınları. s. 432. ISBN 9752731332
|isbn=
değerini kontrol edin: checksum (yardım). - Karakaş, Selim. "İlk ve Orta Zamanlarda Türklerde Devlet, Ülke ve Millet Fikri".
- Akşin, Sina ve diğerleri (2005). Türkiye tarihi. İstanbul: Cem Yayınevi. ISBN 9754065632.
- Türköne, M. (1997). Derin devlet. Doğu Batı Dergisi, c.1, s.1, s.47