Avar Kağanlığı
Avar Kağanlığı, Avar İmparatorluğu veya Avar Devleti[6] bugünkü Macaristan, Ukrayna, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Hırvatistan, Slovenya, Avusturya, Romanya ve Sırbistan topraklarında 562-823 yılları arasında hüküm sürmüş Avar devleti. Devlet Avar Kağanı I. Bayan tarafından kurulmuştur.
- Bu madde Avrupa'da faaliyeti gösteren Avar Kağanlığı hakkındadır. Avar halkı için Avarlar maddesine ve diğer anlamlar için Avar maddesine bakabilirsiniz.
Avar, Avarlar Avar Kağanlığı Avar Kağanlığı | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
562-823 | |||||||||||||||
1969 TRT Türk Tarihi Takvimine göre "Avar İmparatorluğu"nun bayrağı | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
Başkent | Segedin[1] | ||||||||||||||
Resmî diller | Avarca | ||||||||||||||
Yaygın diller |
Ön Slav dilleri (lingua franca)[2] Türkçe, Tunguzca, Moğolca[3][4] | ||||||||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||||||||
Kağan[5] | |||||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||||
• Kuruluşu | 562 | ||||||||||||||
• Dağılışı | 823 | ||||||||||||||
|
Türk tarihi |
İlk Çağ
Orta Çağ
Yeni Çağ
Yakın Çağ
|
Tarih
Avarlar, Orta Avrupa’da, Frank krallığı ile Bizans imparatorluğu arasında, eski Hun, Sabar kalıntıları ve Ogur (Bulgar)’lar gibi Türk kitlelerinin desteği ile kudretli bir devlet kurarak, çeşitli Germen ve özellikle kalabalık îslav kabilelerini hakimiyetleri altına almak suretiyle 250 sene kadar Avrupa siyasetine yön veren bir imparatorluk olmuştur.[7]
Kuruluşu ve Savaşlar
562 yılında Avarların başına geçen I. Bayan çok yetenekli bir yönetici ve savaşçıdır. Onun yönetiminde Avarlar, Bizans, Lombardlar ve birçok Slav ve Türk kabilelerle müttefik olmuştur. Padova'ya üs kuran Avarlar buradan Bizans, Frank ve Slav topraklarına saldırılar düzenlemişlerdir. Bu dönemde Avarlar batıda Thurungia'ya ve İtalya kapılarına kadar dayanmışlardır. Güneyde ise Pannonia, Dacis, İlirya ve Dalmaçya'da hakimiyet kurarak Konstantinopolis'e yaklaşmışlardır. Karpat Havzası'nın tamamına hakim olan Avarlar, 582 yılında Sirmium'u (Sremska Mitrovica), 584 yılında Singidunum'u (Belgrad) ve 586 yılında Selanik'i fethetmişlerdir. Slav kabileleri kendilerine sürekli saldıran ve mağlup eden Avarlara karşı birleşerek 623 yılında ayaklanmışlardır. Avarları ve Frankları hedef alan Slav saldırıları başarılı olmuş ve Sırbistan'daki topraklar geri alınmıştır.
Avarlar, 626 yılında uzun süren Sasani-Bizans savaşlarına Sasaniler tarafında müdahil olmuşlar ve Slav kabileleriyle beraber Konstantinopolis'e saldırmışlar şehri kuşatmışlardır. Sasani Ordusu ise eşzamanlı olarak şehrin Asya'da kalan bölgesine saldırmıştır. Avarlar deniz kuvveti olmadan saldırıya geçmiş ve Sasani ordularıyla birleşemeyerek tek başlarına saldırmıştır. Bu nedenle çok iyi savunulan şehri alamayarak geri dönmek zorunda kalmışlardır. Bu kuşatma, Türklerin İstanbul'a yönelik ilk taarruzudur[8]. Bizanslılar, Slav donanmasını ise Yunan Ateşi'ni kullanarak yakmış ve birliklerin birleşmesine engel olmuştur. Slav orduları da tek başlarına saldırıya geçtikleri için başarısız olmuştur. Avar hükümdarı, başarısız kuşatmadan Slav kabilelerini sorumlu tutmuştur. Konstantinopolis kuşatmaları, Avar Kağanlığı'nın en büyük askerî başarılarından biri olmuştur.[9] Orta Çağ kaynaklarında yazılan kuşatmaya katılanların anlattıklarında Ruslara benzeyen İskitlerden söz edilmektedir.
Avarların Konstantinopolis önlerinde başarısız olmasının ardından kağanlık bünyesinden Bulgarlar ayrılmıştır. 632 yılında Kutrugi, Utigu ve Onogur kabilelerini birleştiren Kubrat Kağan, Bulgar Kağanlığı'nı kurmuştur. Bulgarlar, Kuzey Karadeniz kıyılarıyla aşağı Tuna boylarında hakim olmuşlardır. 640 yılında ise Hırvatlar, Avarlardan ayrılmıştır. Bu dönemde sürekli devam eden kabileler arası savaşlar savaşan tüm tarafların güç kaybetmesine yol açmış hem Avarlar hem de Slav kabileleri güçsüz düşmüştür. Avarlar, Bulgarlar, Franklar ve Slavlar ile olan mücadeleleri sonucu olarak Macar Ovası ve Dalmaçya kıyılarını da kaybetmiştir. 670 yıllarda Bizans ile savaşların bitmiş, iki imparatorluk arasına Bulgarlar yerleşmiştir. Kubrata'nın oğlu Altsek, Avar Kağanlığı'nın tahtını ele geçirmek için savaşmış, başarısız olunca da Bulgar kabileleriyle Avarlardan ayrılmıştır. Avarların tarihi hakkında 7. yüzyıl sonu ile 8. yüzyıl sonu arasındaki döneme dair bilgi bulunmamaktadır. Bu döneme ait tek bilgi kaynağı arkeoloji bilimidir. Bu dönemde Avarlarda göçebe hayattan yerleşik hayata geçiş gözlemlenmektedir. Avarlar, artık tarım ve hayvancılıkla ilgilenmeye başlamışlardır.
Dobrovits'e göre Onogurlar Avar ismini Asya'da yaşayan Juan-Juanlardan (Orta Asya Avarlarından) çalmışlardır. Orta Asya Avarları dünya arenasında gücüyle anıldığından, Orta Avrupa'ya gelen Onogur Türkleri, Bizans ve çevre ülkelere kendilerinin Avar olduklarına inandırmışlardır. Ancak Göktürkler, Bizanslılar'a bunların Avarlar olmadıklarını, kendilerinden kaçan bir Türk boyu olduklarını söylemişlerdir[10][11].
Yıkılışı
9. yüzyılda Avarlar özellikle Franklar için en tehlikeli düşman sayılmaktadır. Bu yüzden öncelikle Avarlarla dostane ilişkiler içinde olmaya çabalamışlardır. Franklarla Avarlar arasında elçiler görevlendirilmiş, 780 yılında Avar elçisi Frank topraklarına gitmiş, Frank elçisi de Kağanlığa gelmiştir. 788 yılında Frank kralı Şarlman'a Bavaria dükü III. Tassilonu, Avarlara yardım çağrısı yaparak onlarla Franklara karşı anlaşma imzalamıştır. Aynı yıl Avarlar Bavyera'ya girmiş ve Kuzey İtalya'yı işgal etmiştir. Böylece Franklar ile Avarlar arasındaki uzun sürecek bir savaş başlamıştır. Bavaria'yı Frank ülkesinin bir parçası sayan Frank kralı Şarlman, Avarlara karşı cezalandırma seferine çıkmayı planlamıştır.
791 yılında Slovenlerin, Hırvatların da dahil olduğu Frank ordusu, Avarlara karşı büyük bir saldırı düzenlemiştir. Prens Pipin, İtalya'daki ordusuyla saldırıya geçmiş Avarlara ait kaleleri almıştır. Şarlman komutasındaki asıl Frank ordusu ise Tuna boyunca ilerler. Regensburg'da gerçekleşen savaşta Franklar galip gelmiştir ancak Frank Ordusundaki Saksonlar Avarlara destek olunca durum değişmiştir. Avarlar artık dağılmaya başlayan devletlerini bir arada tutmaya çalışmaktadır.
Avarlar içinde çıkan iç savaş sonucu Yugur kendisini kağan ilan etmiştir. 795 yılında ise Hristiyanlığı kabul ederek himayelerine girmek için Franklara elçiler göndermiştir. 796 yılında ise bizzat kendisi Şarlman'ın huzuruna giderek bağlılığını bildirmiştir. Prens Pipin komutasındaki Franklar aynı yıl Avar topraklarına saldırmışlardır. Avarların Transilvanya'daki merkezi ele geçirilmiştir. Artık Avarların siyasi bağımsızlığından bahsedilemeyecek dönemlere girilmektedir. Avarların yüzyıllar boyunca biriktirdiği muazzam zenginlikler yağmalanmaya başlamıştır. Düşmanları olan Avarları kötü durumda yakalayan Bulgarlar da durumdan faydalanmak istemişlerdir. Bütün zorluklara rağmen Avarlar yenilgiyi kabul etmemiştir. Hatta Avar soylularının büyük bir kısmı ölmüştür. 797 yılında Avarlar başarılı şekilde ayaklanmışlar, ancak büyük bir sefer sonucu Franklar isyanı bastırmışlardır. 797 yılında Avar soyluları Frank kralı Şarlman'a bağlılık yemini etmek zorunda kalsa da 799 ve 802 yıllarında Avarlar yeniden ayaklanmıştır. Bu sırada Avar topraklarında Hristiyanlık yayılmaya başlamıştır. 803-804 yıllarında Bulgarların kağanı Krum, Tuna bölgesindeki tüm Avar topraklarını ele geçirmiştir. Bulgar egemenliğindeki Avarlar ise hızla asimile edilmiştir. Avarlara ait son bilgi 823 yılında Frank sarayında Franklara bağlılığını bildiren Avar elçilerine aittir. Buna rağmen, bulgulara göre Avarlar 10. yüzyıla kadar varlıklarını sürdürebilmişlerdir.[12]
Yönetim Biçimi
Avar Kağanlığı'nın yönetim biçimi monarşidir. Kağan devletin baş yöneticisidir.[5] Diğer önemli sınıflar yugruş, tarkan, kapgan ve kağanın karısı olan hatundur.[13]
Ordu
Avarlarda devlet örgütlenmesi tümüyle askerî temellere dayanıyordu. Ordudaki her askerin silahları ve cüppeleri vardır. Avar Kağanlığı çok uluslu bir devlet olduğu için orduda Avarlar ile birlikte Cermenler, Slavlar ve Bizanslılar da vardır. Avarlar kendilerine bağladıkları kavimleri sınır bölgelerine yerleştiriyorlardı. Avar ordusu atlı ve yaya birliklerinden oluşuyordu. Atlı birlikleri Avarlardan, yaya birlikleri ise Avarlara bağlı Slavlar, Germenler gibi Avrupalı kavimlerden kurulmuştu.
Yöneticileri
- 1. Bayan (562-602)
- II. Behan (602-617)
- Onogunduri (617-630)
- Surakat han (729/730)
- Yugurus (791-795)
- I. Tudun (795-803)
- Zodhan (803 - 805)
- Thedorus (805 - ?)
- Abraham (? - ?)
- Tudun II (- 835)
Kaynakça
- "Ankara'nın Başkent Oluşunun 89. Yılı Kutlu Olsun". ttk.org.tr. 2012. 19 Nisan 2013 tarihinde kaynağından (WMV) arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ocak 2013.
- Curta, Florin (2004). "The Slavic lingua franca (Linguistic Notes of an Archeologist Turned Historian)". East Central Europe/L'Europe du Centre-Est. 31 (1). s. 132. 14 Ocak 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Aralık 2018.
- "Arşivlenmiş kopya". 6 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2019.
- Helimski, E (2004). "Die Sprache(n) der Awaren: Die mandschu-tungusische Alternative". Proceedings of the First International Conference on Manchu-Tungus Studies, Vol. II: 59–72.
- Southeastern Europe in the Middle Ages 500-1250. Florin Curta
- The Public Schools Historical Atlas edited by C. Colbeck, published by Longmans, Green, and Co. 1905.
- "Avar İmparatorluğu / Bayan Kağan.M.S. 565 - 835". AVAR İMPARATORLUĞU-Yazı:Tekin Gün. Mootol Kültür Sanat.4 Temmuz 2020. 24 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- "Arşivlenmiş kopya". 22 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2020.
- Kemal Kara "Liseler için Genel Türk Tarihi" sf. 71,73, Serhat Yayınları Yayınları.
- Dobrovits, Mihály (2003). ""They called themselves Avar" – Considering the pseudo-Avar question in the work of Theophylaktos". Ērān Ud Anērān Webfestschrift Marshak 2003
- Nechaevah E. (2011).https://www.researchgate.net/publication/291210949_The_Runaway_Avars_and_late_antique_diplomacy
- Lásd: Olajos Teréz: Az avar továbbélés kérdéséről 5 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF)
- Hannes Sköld, Die ossetischen Lehnwörter im Ungarischen. („Împrumuturile lexicale osetine (iazyge/alane) din limba maghiară”) In: Lund Universitets Årsskrift, N.F., Avd. I, sf. 20, No. 4, 1925