2003 İstanbul saldırıları

2003 İstanbul saldırıları, 15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde, Türkiye'nin İstanbul şehrindeki dört farklı noktada, bomba yüklü ikişer kamyonetin infilak ettirilmesiyle gerçekleştirilen bir dizi intihar saldırısıdır.

2003 İstanbul saldırıları
Saldırıların gerçekleştiği noktaları gösteren harita
Bölge İstanbul, Türkiye
Tarih 15 Kasım 2003 (ilk saldırılar)
20 Kasım 2003 (ikinci saldırılar)
İlk saldırılar:
09.30 (ilk patlama)
09.34 (ikinci patlama)
İkinci saldırılar:
10.55 (ilk patlama)
11.00 (ikinci patlama)
(UTC+02.00)
Hedef İlk saldırılar: Şişli'deki Bet İsrael Sinagogu ve Beyoğlu'ndaki Neve Şalom Sinagogu
İkinci saldırılar: Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık'ın İstanbul Başkonsolosluğu ve Beşiktaş'taki HSBC Genel Merkezi binası
Saldırı türü
Bombalı araç saldırısı, intihar saldırısı
Silahlar Amonyum nitrat ve nitroselüloz içeren el yapımı bombalar
Ölü İlk saldırılar: 28
İkinci saldırılar: 31
Toplam: 59
Yaralı İlk saldırılar: +300
İkinci saldırılar: +450
Toplam: +750
İşleyen Mesut Çabuk ve Gökhan Elaltuntaş
(ilk saldırılar)
Feridun Uğurlu ve İlyas Kuncak
(ikinci saldırılar)
Örgüt(ler) El-Kaide'nin Türkiye yapılanması

15 Kasım günü yerel saatle 9.30 (UTC+02.00) civarında Şişli'deki Bet İsrael Sinagogu, 9.34 civarında ise Beyoğlu'ndaki Neve Şalom Sinagogu'nun önünde birer kamyonet infilak etti. Patlamalar sonucunda saldırganlar dâhil 28 kişi öldü, 300'den fazla kişi yaralandı. Olaydan beş gün sonra, 20 Kasım günü, yine bomba yüklü kamyonetlerle 10.55 civarında Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık'ın İstanbul Başkonsolosluğuna, 11.00 civarında ise Beşiktaş'taki HSBC Genel Merkezi binasına iki farklı saldırı düzenlendi. İkinci saldırılarda 31 kişi hayatını kaybederken 450'nin üzerinde kişi yaralandı. Toplamda ise 4 intihar eylemcisi dâhil 59 kişi öldü, 750'den fazla kişi saldırılardan yaralı olarak kurtuldu.

Saldırılar sonrasında başlatılan soruşturmalar sonucunda eylemleri el-Kaide'nin Türkiye yapılanmasının gerçekleştirdiği tespit edildi. Dört saldırıyla ilgili olarak Şubat 2004'te 69 sanıkla başlatılan ve yapılan eklemelerle 76 sanığa ulaşan yargı süreci Nisan 2007'de sonuçlandı ve 7'si müebbet olmak üzere 48 sanık çeşitli kademelerde hapis cezalarına çarptırıldı. Örgütün üst düzey yöneticilerinden olduğu öne sürülen ve saldırılar sonrasında Irak'a kaçan bazı isimler burada ölürken bir kısmı ülkedeki güvenlik güçlerince tutuklandı. Yargıtay'ın davada alınan kararları bazı sanıklar yönünden bozması sebebiyle yeniden yapılan yargılama sonrasında ise 16 sanık hakkında çeşitli kademelerde hapis cezalarına hükmedildi.

İlk saldırılar ve sonrası

Saldırıların gerçekleştirildiği yerlerden biri olan Neve Şalom Sinagogu

15 Kasım 2003 günü gerçekleştirilen ilk saldırılar, İstanbul'da bulunan iki sinagoga, Yahudilerce kutsal sayılan ve Şabat olarak adlandırılan cumartesi günü yaşandı.[1] Yerel saatle 09.30 (UTC+02.00) civarında, Şişli ilçesindeki Nakiye Elgün Sokağı'nda bulunan Bet İsrael Sinagogu'nun önüne park etmiş olan bomba yüklü kamyonet infilak etti.[1] Patlamayla birlikte sinagogda bulunanlar, sokaktakiler ve çevredeki binalarda yer alanlar dahil olmak üzere pek çok kişi hayatını kaybederken sinagog ile çevresinde bulunan binalarda hasar oluştu.[1]

İlk patlamadan yaklaşık dört dakika sonra, 09.34 civarında, Beyoğlu ilçesindeki Büyük Hendek Caddesi üzerinde yer alan Neve Şalom Sinagogu'nun yanından geçen bomba yüklü kamyonetin patlamasıyla ikinci bir saldırı gerçekleşti.[2] Patlama sırasında sinagogdaki üç ayrı salonda dua okunmakta, aynı zamanda bir çocuğun Bar Mitsva töreni yapılmaktaydı.[2][3] Daha önce uğradığı saldırılar sonrasında sinagogun duvarları güçlendirilmiş olduğundan yapı içerisinde fazla hasar olmazken sinagogun dış cephesi ile civardaki binalarda hasar oluştu ve sokakta bulunan kişiler patlamanın etkisiyle öldü.[2] Patlamanın olduğu yerde yaklaşık üç metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur oluştu.[2]

Saldırıların ardından her iki bölgeye de İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı, Sağlık Daire Başkanlığı, Yol Bakım Müdürlüğü, Mezarlıklar Müdürlüğü, İGDAŞ ve İSKİ ekipleri gönderildi.[4] Patlama sebebiyle oluşan enkazın altında kalanlar arama-kurtarma ekiplerince çıkarıldı ve çevredeki farklı sağlık kuruluşlarına gönderildi.[4] İsrail'den gelen arama-kurtarma ve kimlik tanımlaması konularında uzman yedi kişilik ZAKA ekibi de patlamalar sonrasındaki çalışmalarda yer aldı.[5][6]

İkinci saldırılar ve sonrası

Saldırıların düzenlendiği yerlerden biri olan Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık'ın İstanbul Başkonsolosluğu

İlk saldırı 10.55 (UTC+02.00) civarında, Beşiktaş ilçesinin Levent mahallesindeki Büyükdere Caddesi üzerinde yer alan HSBC Genel Müdürlüğü binası önüne park etmiş durumdaki bomba yüklü kamyonetin patlamasıyla gerçekleşti.[7] Bina içinde ve çevresinde bulunan kişilerden ölen ve yaralananlar olurken patlama sonrasında binanın yer üstünde bulunan ilk altı katı kullanılamaz hâle geldi ve yapının ön kısmında hasar oluştu.[7] Binanın içerisinde, patlama olduğu sırada hareket hâlinde bulunan asansör de düştü.[7]

Yaklaşık beş dakika sonra, 11.00 civarında Beyoğlu'ndaki Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan Birleşik Krallık'ın İstanbul Başkonsolosluğuna doğru hareket eden bomba yüklü kamyonetin infilak etmesiyle ikinci saldırı gerçekleştirildi.[8] Patlama sonrasında ölü ve yaralılar olurken başkonsolosluğun ön bahçe duvarı yoldan geçen araçların üzerine yıkıldı ve bahçesinde yangın çıktı.[8] Başkonsolosluk binasının yanında çevredeki binalar da hasar görürken çevredeki araçlarda da hasar oluştu.[8]

HSBC Genel Müdürlüğü binasına gerçekleştirilen saldırı sonrasında olay yerine gelen polis, güvenlik şeridi çekerek delil toplama çalışmalarına başladı.[7] Bölgedeki elektrik ve doğalgaz hatları kesilirken metro seferleri durduruldu.[7] Bina içindeki yaralılar ve diğer personel arka kapıdan tahliye edildi.[7] Bölgeye sevk edilen itfaiye, sivil savunma, il sağlık müdürlüğü, polis ve başkonsolosluk görevlileri arama-kurtarma çalışmaları gerçekleştirdi.[8] Polis ise başkonsolosluk çevresine güvenlik şeridi çekti.[8] Gün içerisinde Levent'teki patlamaların olduğu bölgeye gelen İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da incelemelerde bulundu.[9] Öte yandan saldırılardan sonraki birkaç saat içerisinde Galleria'ya yapılan bomba ihbarı sonrasında Galleria, Akmerkez ve Carousel tedbir amacıyla boşaltılsa da ihbar asılsız çıktı.[10][11]

Kayıplar

İlk saldırılar

Saldırıların gerçekleştiği gün İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, saat 15.00 itibarıyla ölü sayısının 20, yaralı sayısının ise 257 olduğunu açıkladı.[12] Birkaç saat sonra Sağlık Bakanı Recep Akdağ da ölen kişi sayısının 20 olduğunu ve patlamadan sonra 302 kişinin çeşitli hastanelere başvurduğunu söyledi.[13] İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ise tespit edilen yaralı sayısının 277 olduğunu açıkladı.[14] Akşam saatlerinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamayla ölü sayısının 23'e yükseldiği söylense de, bir süre sonra bu sayı 20 olarak düzeltildi.[15] Ertesi gün İstanbul İl Sağlık Müdürü Erman Tuncer, ölü sayısını 23 olarak tespit ettiklerini ve 4'ünün durumu ağır olmak üzere 71 yaralının hastanedeki tedavisine devam edildiğini bildirdi.[16] 17 Kasım günü olay yerinde bir kadın cesedinin bulunmasıyla 24'e yükselen ölü sayısı, aynı gün, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden kişiyle birlikte 25 oldu.[17] İstanbul Valisi Muammer Güler'in 19 Kasım'da yaptığı açıklamada, saldırılar sonucu 25 kişinin öldüğü, yaklaşık 300 kişinin ise yaralandığı belirtildi.[18] 28 Kasım günü İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz, saldırılarda toplam 27 kişinin öldüğünü açıkladı.[19] Yaklaşık 3 aydır hastanede tedavi gören bir yaralının 9 Şubat 2004'te ölmesiyle birlikte ölü sayısı 28'e yükseldi.[20] Diğer taraftan Bet İsrael Sinagogu'ndaki patlama sırasında sinagogda bulunan Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva elinden yaralanırken Türk Musevi Cemaati Başkanı Bensiyon Pinto olaydan yara almadan kurtulmuştu.[1]

Valilikten alınan özel izinle Türk bayrağına sarılan saldırılarda ölen 6 Musevi'nin cenazesi, Ortaköy Musevi Mezarlığı'nda düzenlenen tören sonrasında, 1986'da Neve Şalom Sinagogu'na düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmiş olan 23 kişinin cenazesinin yer aldığı anıt mezarın ön bölümüne defnedildi.[21]

İkinci saldırılar

Saldırıların gerçekleştiği gün İstanbul Valiliği Asayiş Harekât Merkezi tarafından yapılan açıklamada, HSBC Genel Müdürlüğü binasına yapılan saldırıda 11, Birleşik Krallık Başkonsolosluğu'na yapılan saldırıda ise 16 kişi olmak üzere patlamalar sonucunda saldırganlar dâhil 27 kişinin hayatını kaybettiği ve 450'den fazla yaralı olduğu belirtildi.[22] 24 Kasım'da İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre saldırılarda yaralananlardan 432'sinin tedavilerinin tamamlanarak taburcu edildiği, 30 yaralının tedavisinin sürdüğü ve bunlardan 6'sının yoğun bakımda olduğu bildirildi.[23] 28 Kasım günü İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz, saldırılarda toplam 30 kişinin öldüğünü açıkladı.[19] 13 Ocak 2004'te, tedavi altındaki bir yaralının hayatını kaybetmesiyle ikinci saldırılarda ölen kişi sayısı 31'e ulaştı.[24]

İlk patlamada ölenler arasında oyuncu ve seslendirme sanatçısı Kerem Yılmazer,[25] ikinci patlamada ölenler arasında ise Birleşik Krallık'ın Türkiye Başkonsolosu Roger Short da bulunmaktaydı.[8]

Hasar

Muammer Güler, 19 Kasım'daki açıklamasında sinagog saldırılarında Beyoğlu'nda 58 bina üzerinde yapılan incelemede 9 ağır hasarlı, 3 orta hasarlı, 8 az hasarlı bina olduğunu ve 38 milyar TL zarar meydana geldiğini; Şişli'de ise incelenen 52 binanın 7'sinde orta, 12'sinde az hasar olduğunu ve 33 milyar TL'lik zarar meydana geldiğini belirtti. Ayrıca Beyoğlu'nda 15, Şişli'de ise 18 taşıtın kullanılamayacak hâle geldiğini ifade etti.[18]

İkinci saldırılar sonrasında Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş Beyoğlu'ndaki patlamada 38 binanın, Beşiktaş Belediye Başkanı Yusuf Namoğlu ise ilk belirlemelere göre Beşiktaş'ta 75 binanın hasar gördüğünü belirtti.[26]

Soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar

İki saldırıda da Isuzu marka kamyonet kullanıldığı belirlenirken kamyonetler sırasıyla 34 UHK 68 ve 34 ZR 099 plakaları taşıyordu.[27][28] HSBC Genel Müdürlüğü binasına yapılan saldırının 34 UVD 06 plakalı, Birleşik Krallık Başkonsolosluğu'na yapılan saldırının ise 34 VCV 25 plakalı 1995 model beyaz renkli kapalı kasa Hino marka kamyonetlerle gerçekleştirildiği tespit edildi.[29] Saldırılarda, amonyum nitrat ve nitroselüloz içeren el yapımı bombaların kullanıldığı belirlendi.[30] Yaklaşık 300-400 kilogram oldukları tahmin edilen bombalar büyük bidonlar içine yerleştirilmiş, bidonlar çuvallara sarılarak kamyonetlere konulmuş ve deterjan paketleriyle kamufle edilmişti.[31][32]

Adli Tıp Kurumu Başkanı Keramettin Kurt, saldırıların gerçekleştiği gün bölgede yapılan incelemede, parçalanmış cesetler arasında Orta Doğulu özellikleri taşıyan iki kişinin üzerinde kablo düzeneği bulunduğunu ve saldırıların intihar saldırısı olabileceğini söyledi.[2] Aynı gün Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürlüğünü telefonla arayan bir kişi, saldırıyı İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi adına üstlendiğini söylemiş ve saldırının gerekçesini "Müslümanlara yapılan baskıyı önlemek" olarak sunmuştu.[33] Londra merkezli el-Kuds el-Arabi gazetesinin 16 Kasım tarihli sayısında gazeteye, el-Kaide'ye bağlı Ebu Hafsa el-Mısri Tugayları'ndan saldırıyı üstlendiklerine dair bir e-posta geldiği belirtildi.[34][35][36] 20 Kasım'daki saldırılar sonrasında ise, 12.40 civarı Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürlüğünü arayan bir şahıs, saldırıları el-Kaide ile İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi'nin birlikte gerçekleştirdiğini söyleyerek eylemleri üstlendi.[37] Yakın saatlerde Doğan Haber Ajansı'nı arayan birisinin ise saldırının MDG adlı örgüt tarafından gerçekleştirildiği bilgisini verdiği belirtildi.[37] Ebu Hafsa el-Mısri Tugayları, el-Mücahidun adlı web sitesinde yayımlanan bildiriyle birlikte 20 Kasım'daki saldırıları da üstlendiğini açıkladı.[38]

18 Kasım'da, Bet İsrael Sinagogu'ndaki saldırıyı gerçekleştiren kişinin olay yerinde pasaportu bulunan Mesut Çabuk, Neve Şalom Sinagogu'ndaki saldırı gerçekleştiren kişinin ise Gökhan Elaltuntaş olduğu bilgisi basında yer aldı.[27][28] İlk saldırıda kullanılan kamyonetin ruhsatının Metin Ekinci, ikinci saldırıdaki kamyonetin ruhsatının ise Ahmet Uğurlu adına kayıtlı olduğu belirlendi.[27][28] Bingöl'de bulunan Metin Ekinci, 1 Mayıs günü gerçekleşen deprem sonrasında evine hırsız girdiğini ve kimliğinin çalındığını öne sürdü.[39] Saldırıyı düzenleyenlere arabayı temin eden kişilerin Metin Ekinci'nin kardeşi Azad Ekinci ile Ahmet Uğurlu'nun oğlu Feridun Uğurlu olduğu ve her ikisinin de 28 Ekim günü Dubai'ye gittiği bilgisi basında yer aldı.[28] Muammer Güler'in 19 Kasım'daki açıklamasında, saldırıların bomba yüklü kamyonetler tarafından gerçekleştirilen bir intihar saldırısı olduğunun kesinlik kazandığı ifade edildi.[18] Yapılan DNA testi sonucunda ise saldırıyı gerçekleştirenlerin Mesut Çabuk ile Gökhan Elaltuntaş olduğunun doğrulandığını söyledi.[18] Güler ayrıca, saldırıların hedefi, şekli ve saldırıyı gerçekleştiren kişilerin bağlantıları göz önüne alındığında el-Kaide'nin dünya genelindeki diğer saldırılarıyla paralellik gösterdiğini belirtti.[18]

Yapılan DNA testi sonucunda başkonsolosluk saldırısını düzenleyen kişinin, 15 Kasım'daki Neve Şalom Sinagogu'na gerçekleştirilen saldırıda kullanılan kamyoneti temin eden Feridun Uğurlu olduğu saptandı.[40] HSBC Genel Müdürlüğü binasına yapılan saldırıyı gerçekleştiren isim ise en başta kesin olarak tespit edilemedi ve basında bu saldırganın Habib Aktaş olduğu öne sürüldü.[41] Kasım ayı sonunda, yapılan DNA testi sonucunda Levent'teki saldırıyı düzenleyen kişinin İlyas Kuncak olduğu tespit edildi.[42] Kamyonetlerin motor ve şasi numaralarından HSBC Genel Müdürlüğü'ne yapılan saldırıda kullanılan kamyonetin Yüksel Çelebi, Birleşik Krallık Başkonsolosluğu'na yapılan saldırıda kullanılan kamyonetin ise Cahit Öztürk adına tescilli olduğu belirlendi.[30] Her iki saldırıyı gerçekleştiren isimlerin de el-Kaide'nin Türkiye yapılanmasına mensup olduğu belirlendi.[43] Saldırılarla alakalı olarak açılan davanın iddianamesinde; ilk kamyoneti satan Murat Aydaş'ın, araç tescil dosyasında Yüksel Çelebi adına düzenlenmiş nüfus cüzdanındaki fotoğraftan Feridun Uğurlu'yu teşhis ettiği, aracı satın almaya geldiğinde yanında olan kişinin de İlyas Kuncak'a benzediğini söylediği bilgisi yer aldı. Diğer kamyonetin trafik işlemlerini yapan Aydın Temizel'in de, işlemler için vekalet aldığını söylediği Cahit Öztürk ile emniyette yüzleştirildiği; ancak Öztürk'ü teşhis etmediği kaydedildi. İddianameye göre Öztürk ise nüfus cüzdanı ve sürücü belgesini telefon hattı alması için Feridun Uğurlu'ya verdiğini ve Uğurlu'nun Cahit Öztürk adına aldığı pasaportta da kendi fotoğrafının bulunduğu ifade etmişti.[30]

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, 19 Kasım günü 8 kişiyi gözaltına aldı.[44] Gözaltına alınan kişilerden Süleyman Uğurlu, İsmail Duru, Osman Eken, Metin Ekinci ve Mehmet Helvacı el-Kaide ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle tutuklanıp Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderilirken diğer iki kişi serbest bırakıldı.[45][46][47] Balıkesir, İstanbul ve Mardin illerindeki yedi farklı noktada yapılan operasyonlarda yakalanan 18 zanlıdan Yusuf Dural, Cemile Aktaş ve Mediha Yıldırım 26 Kasım günü tutuklandı, kalan 15 zanlı ise serbest bırakıldı.[48] 27 Kasım günü, "yasa dışı İmamlar Birliği örgütü üyesi oldukları" gerekçesiyle Ziya Çelik, İbrahim Yerli, Bülent Yıldız ve Ahmet Aslanoğlu tutuklandı.[49] Aynı gün İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz tarafından yapılan açıklamada, iki farklı gün gerçekleşen saldırılarla bağlantısı olduğu öne sürülen 51 kişinin gözaltına alındığı ve 18 kişinin tutuklandığı belirtildi.[49] Jandarma Genel Komutanlığından 30 Kasım'da yapılan açıklamada, dört saldırıyla bağlantısı olduğu öne sürülerek Suriye'de yakalanan 22 kişinin Türkiye'ye iade edildiği bilgisi yer aldı.[50] Türkiye'ye gelen 20 kişi sorgulanmalarının ardından Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından serbest bırakılırken Hilmi Tuğluoğlu 4 Aralık'ta "yasa dışı örgüte yardım" suçlamasıyla tutuklandı.[51]

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Yılmaz 30 Kasım günü, Bet İsrael Sinagogu'na yapılan saldırıda istihbarat ve gözcülük yaptıktan sonra eylem talimatı veren kişinin Yusuf Polat olduğunu ve önceki gün tutuklandığını açıkladı.[52][53] Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı nezaretinde yapılan olay yeri tatbikatı kapsamında Bet İsrael Sinagogu'na düzenlenen saldırının gerçekleştirildiği yere getirilen Polat, saldırı sabahı keşif yaptığı sırada sinagogun ana girişinin bulunduğu sokağın müsait olmaması üzerine saldırgan Mesut Çabuk'a telefon açarak sinagogun arka kapısını kullanması yönünde talimat verdiğini, saldırıdan 10 dakika kadar önce bölgeden ayrıldığını ve Neve Şalom Sinagogu'na düzenlenen saldırıdan haberi olmadığını söyledi.[52] Polat'ın 25 Kasım günü, sahte bir pasaportla İran'a geçmek isterken Gürbulak Sınır Kapısı'nda yakalandığı belirtildi.[53] Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yapılan sorgulamanın ardından "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi.[52] Polat ile birlikte gözaltına alınan beş kişi ise serbest bırakıldı.[53] Kendisine yapılan sorgulamada Yusuf Polat, örgütün lideri Habib Aktaş ile Azad Ekinci'nin, el-Kaide'nin ikinci adamı Eymen ez-Zevahiri ile birebir görüştüğünü söylemişti.[47]

20 Kasım'daki saldırılar sonrasında, dört saldırıyı da el-Kaide'nin Türkiye yapılanmasına mensup 10 kişilik grubun gerçekleştirdiği tespit edildi.[54] Daha önceleri, 15 Kasım'daki saldırılardan 15 gün önce Dubai'ye gittiği iddia edilen Feridun Uğurlu'nun, yapılan DNA testleri sonucunda, 20 Kasım'da Birleşik Krallık Başkonsolosluğu'na gerçekleştirilen saldırıyı gerçekleştirilen isim olduğu belirlendi.[40] Yapılan soruşturmalarda, eylemleri gerçekleştiren grubun bombacısı olarak tespit edilen ve Hakkâri'de yakalanan Fevzi Yitir'in gösterdiği depoda yapılan aramada patlayıcı hammaddesi, kablolar ve çeşitli işlemler sonucunda patlayıcıya dönüştürülebilen aseton, oje ve ruj gibi kozmetik malzemeleri bulundu.[55] Soruşturmalar sonucunda grubun asıl bombacısının ise Gürcan Baç olduğu belirlenmişti.[55]

Saldırılarla ilişkisi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan 10 kişiden Murat İdrak, Bülent Tozoğlu ve Ahmet Özaydın "yasa dışı örgüte üye olmak", Harun Gecü "yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek" suçundan 2 Aralık'ta;[56] gözaltına alınan 3 kişiden Mustafa Atlıhan "yasadışı örgüte üye olmak" suçundan 5 Aralık'ta;[57] gözaltına alınan 7 kişiden Tarkan Kalaycı, Hakan Çalışkan ve Burhan Perk "yasadışı örgüt üyesi olmak ile yardım ve yataklık etmek" suçundan 7 Aralık'ta;[58] gözaltına alınan 2 kişiden Nurettin Gündüz 11 Aralık'ta;[59] gözaltına alınan 5 kişiden Ramazan Tahta "yasadışı örgüte üye olmak" suçundan 12 Aralık'ta;[60] Fevzi Yitiz 14 Aralık'ta;[61] Muhammedül Emin Bastın "yasadışı örgüt üyesi olmak" suçundan 15 Aralık'ta;[62] Adnan Eröz "anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" suçundan 18 Aralık'ta;[63][64] Mehmet Kuş "yasadışı örgüt üyelerine yardım ve yataklık yapmak" suçundan 22 Aralık'ta;[65] Ahmet Demir "yasadışı örgüte üye olmak" suçundan 2 Ocak 2004'te,[66] Seçkin Mandacı, Ümit Bayrak ve Evren Hıdıroğlu ise 8 Ocak'ta[67] tutuklandı. Afganistan'daki el-Kaide kamplarında eğitim aldığı yönünde beyanda bulunan Yitiz, saldırılarda kullanılan bombaları hazırlayanlardan biri olduğunu, intihar saldırılarını gerçekleştiren kişileri kendisinin bulduğunu ve saldırı emrini Habib Aktaş ile Azad Ekinci'den aldığını itiraf etti.[61] Örgüt üyelerinden olduğu tespit edilen Harun İlhan, 22 Aralık'ta Konya'da düzenlenen bir operasyonda yakalandı ve sonrasında İstanbul'a getirildi.[68] Polis tarafından yapılan sorgulanmasında Neve Şalom Sinagogu'ndaki patlamadan bir hafta önce sinagog ve çevresinde dört gün keşif yaptığını ve Gökhan Elaluntaş ile saldırıdan 20 gün önce yüz yüze, saldırı günü ise üç kez telefonla görüştüğünü söyledi. Örgütün üst düzey isimleri olarak lanse ettiği Azad Ekinci, Gürcan Baç ve Habib Aktaş ile yaptığı toplantıda bu iki sinagogu hedef olarak belirlediklerini ifade etti.[69]

Saldırılarla ilgili iddianamenin tamamlanmasından sonra, eylemlerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle aranan Engin Vural 7 Nisan 2004'te polise teslim oldu.[70] Suriye asıllı Louai Sakka ile Hamed Obysi ise el-Kaide üyesi olduğu gerekçesiyle Ağustos 2005'te yakalandı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklandı.[71]

Saldırganların profilleri

  • Mesut Çabuk: 1974 yılında Bingöl'de doğan Çabuk'un kendisi gibi Bingöl doğumlu olan Azad Ekinci ile lise arkadaşı olduğu belirtildi.[44]
  • Gökhan Elaltuntaş: 1981'de Bingöl'de doğan Elaltuntaş, beş kardeş arasında ikinci büyüktü. Bingöl Lisesi'nden mezun olmasının ardından saldırıdan önceki yıl Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'ni kazandı. 1 Mayıs'ta gerçekleşen Bingöl depremi sonrasında İstanbul'a geldiği ve Azad Ekinci ile arkadaş olduğu belirtildi.[44]
  • Feridun Uğurlu: 1976'da Eskişehir'de doğan Uğurlu, Kartal Semiha Şakir Lisesi'ni bitirdikten sonra bir vakıf aracılığıyla Pakistan'a gitti. Annesi Elif Uğurlu, oğlunun orada 3 ay kaldıktan sonra hastalandığı için geri döndüğünü söyledi.[72] Bir tekstil şirketinde İngilizce tercüman olarak çalışan Uğurlu, aynı şirkette çalışan Habib Aktaş ile burada tanıştı.[73] Uğurlu aynı zamanda Neve Şalom Sinagogu'na yapılan saldırıda kullanılan kamyoneti temin eden isimdi.[74]
  • İlyas Kuncak: 1956'da Ankara'da doğan İlyas Kuncak;[42][75] oğlunun yaptığı açıklamalara göre 25 yıl boyunca tekstil işçiliği yapmış, Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olmuş, tekstil dükkânı açsa da yürütememiş, saldırılardan yaklaşık beş ay önce Çağlayan'daki bir konfeksiyon atölyesinde çalışmaya başlamış, kısa süre sonra buradan ayrılmıştı. Basında yer alan bilgilerin aksine baharatçı dükkânında çalışmamış, eniştesi Abdülkadir Karakuş'un sahip olduğu Bağcılar'daki dükkân Abdülkadir Karakuş tarafından üzerine yapılmıştı. Kuncak ile Feridun'un, saldırıdan önceki yaklaşık bir yıl boyunca Bağcılar'da bulunan aynı apartmanda oturduğu belirlendi.[76]

Yargı süreci

İddianame

25 Şubat 2004'te, Devlet Güvenlik Mahkemesi İstanbul Başsavcılığı tarafından 50'si tutuklu 69 sanık hakkında dört saldırıyı da kapsayacak bir şekilde dava açıldı, yakalanamamış olan 9 sanığın dosyaları ise yakalanamadıkları gerekçesiyle ayrıldı. Hazırlanan 128 sayfalık iddianamede sanıklardan 5'inin; Fevzi Yitiz, Adnan Ersöz, Yusuf Polat, Harun İlhan, Osman Eken'in Türk Ceza Kanunu 146. maddesine göre "anayasal düzeni silah zoru ile ortadan kaldırmaya kalkışmak" suçundan ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına, 64'ünün ise en ağırı 22,5 yıl olmak üzere çeşitli hapis cezalarına çarptırılmaları istendi.[77][78] Fevzi Yitiz patlayıcıları hazırlayıp kamyonlara yerleştirmekle, Adnan Ersöz el-Kaide'nin Türkiye yapılanmasının finansal sorumlusu olmakla, Yusuf Polat Bet İsrael Sinagogu saldırısını organize etmekle, Harun İlhan her iki sinagog saldırısına bombalı intihar eylemi talimatını vermekle, Osman Eken bombalı kamyonetlerin hazırlanmasında aktif görev almakla, Süleyman Uğurlu anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye kalkışmak eylemine iştirakle, Metin Ekinci anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüse iştirakle, Seyit Ertul el-Kaide'nin Türkiye yapılanmasının Konya ve Adana sorumlusu olduğu öne sürülerek örgütün özel görevli üyesi ve yöneticisi olmakla, Baki Yiğit ise örgütün kurucu liderlerinden olduğu iddiasıyla suçlanmaktaydı.[77]

Duruşmalar

Dava öncesinde tutuklu bulunan 50 sanıktan 24'ü, 4959 sayılı Topluma Kazandırma Yasası kapsamında af ve ceza indirimi talebinde bulundu.[79] İstanbul 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşması 31 Mayıs'ta, 12 sanığın dinlenmesiyle başladı ve beş güne yayılan beş oturum hâlinde gerçekleştirildi. İlk oturumda, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırıldığı belirtilerek 2845 sayılı "DGM'lerin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un hâlen yürürlükte olmasına karşın bu kanunun dayanağı olan Anayasa'nın 143. maddesi yürürlükten kalkmış olması sebebiyle davanın esasla ilgili herhangi bir işlem yapılmaması ve yeni yasanın beklenmesine hükmedildi.[80][81] 1 Haziran'da gerçekleştirilen ikinci oturumda da 12 sanık dinlenirken tutuklu durumda bulunan sanıkların tahliye talebi mahkeme tarafından reddedildi.[82] 2 Haziran'daki oturumda 14 sanık dinlenirken[83] tutuklu yargılanan Ahmet Aslanoğlu tahliye edildi.[84] 10 sanığın dinlendiği 3 Haziran'daki dördüncü oturumda,[85] tutuklu sanıklardan Bülent Tozoğlu ile İsmet Alçık'ın tahliyesine karar verildi.[86] 4 Haziran'daki beşinci ve son oturuma ise 18 sanığın katılımıyla ilk duruşma tamamlandı.[87] Öte yandan oturumlar sırasında ayakta duran ve bunun gerekçesini "Müslüman bir kişi olarak laik rejim karşısında oturup kalkmak istemiyorum. Bu durumu temel hak ve özgürlüklerle de bağdaştıramıyorum." sözleriyle ifade eden bazı sanıkların avukatı Abdurrahman Sarıoğlu hakkında, bu söylemleri sebebiyle Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı ile İstanbul Baro Başkanlığına suç duyurusunda bulunuldu.[88][89]

29 Haziran'da gerçekleşen davanın ikinci duruşmasının ilk oturumunda Serkan Altay tahliye edildi.[90] 30 Haziran'daki ikinci oturum, anayasa ve yasa değişikliği sebebiyle İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi sıfatıyla gerçekleştirildi. Bu oturumda Ziya Çelik tahliye edildi.[91] 12 tutuklu sanığın dinlendiği 1 Temmuz'daki üçüncü oturumda Ahmet Aydoğmuş, Ahmet Özaydın, Badettin Yıldırım, Hıdır Elibol, Harun Gecü ve Mehmet Kuş serbest bırakıldı.[92] 2 Temmuz günü yapılan duruşmanın son oturumunda 16 tutuksuz sanığın ifadesi alındı.[93]

13 Eylül 2004'te gerçekleşen üçüncü duruşmada Fevzi Yitiz, Adnan Ersöz, Yusuf Polat, Harun İlhan, Osman Eken, Süleyman Uğurlu, Metin Ekinci, Seyit Ertul ve Baki Yiğit'in ifadeleri alındı.[94] Duruşmada Harun İlhan, Türkiye'deki eylemlerin sorumluluğunun Habib Aktaş başkanlığında Gürcan Baç ve kendisine ait olduğunu ve el-Kaide'ye bağlı olduklarını itiraf etti. İlk hedeflerinin Alanya'daki İsrail'e ait bir askerî gemi olduğunu; ancak uygunsuz hava şartları sebebiyle eylemin sinagoglarla sınırlı kaldığını anlatan İlhan, Amerika Birleşik Devletleri Konsolosluğu'nun yeni taşındığı ve yeri müsait olmadığı için burada bir eylem yapmaktan vazgeçtiklerini ifade etti.[95] Adnan Ersöz, 2003 yılında Pakistan'da Ebu Hafs adlı el-Kaide üyesiyle görüştüğünü ve Ebu Hafs'ın kendisine, Habib Aktaş'ın saldırılarda kullanılmak üzere talep ettiği $150.000 kadar para talebinin karşılandığını söylediğini belirtti. Ebu Hafs'dan, CIA tarafından yakalanan Halid Şeyh Muhammed'in bu para meselesinden haberi olduğunu, konuşursa Türkiye'dekilerin tehlike içinde bulunacaklarını öğrendiğini söyleyen Ersöz, bunun üzerine Aktaş'ı uyarmak üzere Türkiye'ye dönerek Aktaş'a durumu anlattığını, Aktaş ile olan görüşmesinde ise Aktaş'ın parayı, Suriyeli Alaaddin'den aldığını öğrendiğini söyledi. Ersöz, patlamaları İnternet üzerindeki haberlerden öğrendiğini ve olaylarla herhangi bir ilişkisi olmadığını, eşinin gözaltına alındığını öğrendikten sonra ise Türkiye'ye dönerek teslim olduğunu belirtti.[94] el-Kaide üyelerinden Alaa Fettahi tarafından verildi. Saldırılarda kullanılan patlayıcı yüklü kamyonetleri Habib Aktaş hazırlarken sanıklar Fevzi Yitiz ve Gürcan Baç da Aktaş'a yardımcı oldu. Duruşmalarda gizlilik kararı alınması ve yayın yasağı konulması talebi ise mahkeme heyetince reddedildi.[94] 22 Kasım'daki duruşmada, tutuklu sanıklar Zafer Mert, Güngör Mandacı ile tutuksuz sanık Ömer Öztürk hakkında açılan dava dosyası, hukuki ve fiili bağlılık bulunduğu gerekçesiyle bu davayla birleştirilmesi kararı çıktı. Aynı duruşmada tutuklu sanıklardan Memiş Arlı ile Burhan Perk'in tahliyelerine karar verildi.[96]

14 Şubat 2005'teki duruşmada Cemile Aktaş ile Mediha Yıldırım, Mehmet Helvacı, Abdullah Demir, Yusuf Dural, Ahmet Selami Demir, Hüseyin Suat Öz ve Muhammedül Emin Bastın'ın tahliyesi kararı çıktı. Duruşmadaki ifadesinde Harun İlhan, eylemleri turizmin yoğun olduğu yaz aylarında yapmayı planlasalar da bombaları hazırlayamadıklarından dolayı daha geç gerçekleştirdiklerini, amaçlarının sinagogların yıkılması olduğunu ve istedikleri sonuçları alamadıklarını söyledi.[97] Sanıklardan Hüseyin Suat Öz, Kasım ayında Konya'da "el-Kaide üyesi olmak" iddiasıyla tekrar tutuklandı.[98]

4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu'nundan yararlanmak için 22 sanığın yaptığı başvuruyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğünün görüşlerini içeren rapor, 22 Şubat 2005'te İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ulaştı. Hiçbir sanığın bu kanundan yararlanamayacağı belirtilirken Adnan Ersöz, Seyit Ertul ve Seçkin Mandacı'nın örgütün üst düzey yöneticisi konumunda olması, 7 sanığın verdiği bilgilerin doğru olsa da bu kişilerin de yaptıkları eylemlerin kanunun yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşmesi, 11 sanığın ise verdiği bilgilerin örgütün dağılması ve meydana çıkarılmasına yeterli olmadığı gerekçe olarak gösterildi.[99]

11 Nisan'daki duruşmada Harun İlhan, gözaltında bulunduğu dönemde işkence gördüğünü öne sürerken aranan sanıklardan Saadettin Aktaş ile Burhan Kuş'un Irak'taki Ebu Gureyb Cezaevi'nde tutuklu olduğu bildirildi.[100] 27 Haziran'daki duruşmada esas hakkındaki görüşlerini açıklayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz; Harun İlhan, Fevzi Yitiz, Adnan Ersöz ve Yusuf Polat'ın lehlerine olduğu için eski Türk Ceza Kanunu'nun 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı değiştirmeye cebren teşebbüs etmek" suçundan müebbet ağır hapis, örgütün Konya yapılanmasının sorumlusu olduğu ileri sürülen Seyit Ertul ile Usame bin Ladin ile yapılan görüşmede eylemlerin yapılması kararında yer alan Baki Yiğit'in yeni Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesinin 1. fıkrası uyarınca "yasadışı örgütün yöneticiliğini yapmak" suçundan 15 ile 22,5 yıl arasında ağır hapis, 18 sanığın yine lehe olduğu için eski Türk Ceza Kanunu'nun 169. maddesi uyarınca "yasadışı örgüte yardım ve yataklık etmek" suçundan 4,5 ile 7,5 yıl arasında ağır hapis, 15 sanığın yeni Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesinin 2. fıkrası uyarınca "yasadışı örgüte üye olmak" suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar ağır hapis, 1 sanığın "6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek" suçundan 1 ile 3 yıl arasında cezasına çarptırılmalarını, kalan sanıkların ise beraatını istedi.[101][102] 24 Ocak 2006'daki duruşmada, savcı değişikliği yapılıp Zekeriya Öz'ün yerine atanan Süleyman Ersöz'ün esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması amacıyla erteleme kararı çıktı.[103]

20 Mart 2006'da, Louai Sakka ve Hamed Obysi hakkında açılan davanın, İstanbul'daki bombalı saldırılarla ilgili dava ile birleştirilmesine karar verildi.[104] Aynı gün ana davadaki tutuklu sanıklardan Ümit Bayrak, Güngör Mandacı, Evren Hıdıroğlu, Seçkin Mandacı ve Tarkan Kalaycı;[105] 22 Mayıs'taki duruşmada ise Ramazan Tahta, Süleyman Uğurlu, Zafer Mert ve Metin Ekinci tahliye edildi.[106]

4 Ağustos'ta yapılan duruşmada ilk kez Sakka'nın ifadesi alındı. Antalya'ya gelen İsrail askerî gemilerine yönelik bir saldırı için Türkiye'ye geldiğini belirten Sakka, elektrik kontağı sebebiyle evinde yangın çıktığını, eve gelen polislerin planlarını öğrendiğini, İstanbul'daki saldırılarla ilgisi olmadığını ve sivillerin öldürülmesine karşı olduğunu ifade etti.[107] 14 Kasım'daki duruşmada Sakka ve Obysi ile ilgili esas hakkındaki görüşlerini açıklayan Cumhuriyet Savcısı Süleyman Ersöz, Sakka'nın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak", "resmî evrakta sahtecilik" ve "genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması" suçlarından da 9 ila 26,5 yıl arasında hapis, Obysi'nin ise "suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüte üye olmak", "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak", "resmî evrakta sahtecilik" ve "genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması" suçlarından 15 ila 35,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Aynı duruşmada ayrıca Mustafa Atlıhan, Şükrü Hakan Yiğit, Halil Ökçe, Ahmet Demir, Nurettin Gündüz, Servet Özcan, Abdülmenaf Dağaç, Mehmet Yılmaz, Suat Sarman, Hayrettin Basınlı, Cahit Öztürk, Ali Yaman, Murat İdrak ve İsmail Duru'nun tahliyesine karar verildi.[108]

Karar

Yapılan eklemelerle birlikte 76 sanığa ulaşan ve 16 Şubat 2007'de sonlanan davanın gerekçeli kararı Nisan 2007'de açıklandı. 7'si müebbet olmak üzere 48 sanık çeşitli hapis cezalarına çaptırıldı, 26 sanık ise beraat etti.[109] Gıyabi tutuklu olan Habib Aktaş ile Gürcan Baç ise dava devam ederken ölmüştü.[110] Sanıklar ve haklarında verilen kararlar şu şekildeydi:

  • Fevzi Yitiz, Yusuf Polat, Harun İlhan, Baki Yiğit, Louai Sakka - El-Kaide üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil ve ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisini ıskata veya vazifesini yapmaktan mene cebren teşebbüs babında, iddianameye göre 15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde 4 bombalı saldırının planlanması eyleminin yapılması, kaynak sağlanması ve iştirakte bulunulması suçlarıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
  • Adnan Ersöz, Osman Eken - El-Kaide üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti Teşkilatı Esasiye Kanununun tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil ve ilgaya ve bu kanun ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisini ıskata veya vazifesini yapmaktan mene cebren teşebbüs babında, iddianameye göre 15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde 4 bombalı saldırının planlanması eyleminin yapılması, kaynak sağlanması ve iştirakte bulunulması suçlarıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı; ancak duruşmadaki hâl ve tavırları indirim sebebi olarak değerlendirilerek cezası müebbet hapis cezasına çevrildi.
  • Seyit Ertul - El-Kaide'nin Konya bölgesindeki grubunu kurmak ve yönetmek suçuyla 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
  • Hamed Obysi - El-Kaide üyesi olmak suçuyla 6 yıl 3 ay, patlayıcı madde imal etmek suçuyla 3 yıl 9 ay, sahte kimlik kullanmak suçuyla ise 2 yıl 6 ay hapis cezası olmak üzere toplam 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • İsmail Duru, Mehmet Helvacı, Şükrü Hakan Yiğit, Mustafa Atlıhan, Halil Ökçe, Ahmet Demir, Ramazan Tahta, Nurettin Gündüz, Abdülmenaf Dağaç, Mehmet Yılmaz, Suat Sarman, Hayrettin Basınlı, Cahit Öztürk, Yusuf Dural, Ali Yaman, Murat İdrak, Tarkan Kalaycı, Güngör Mandacı, Zafer Mert, Ömer Öztürk, Cemile Aktaş, Metin Ekinci, Süleyman Uğurlu, Hüseyin Suat Öz, Engin Vural, Hakan Çalışkan, Seçkin Mandacı, Ümit Bayrak, Evren Hıdıroğlu, Bülent Yıldız, Feyzullah Birışık - Örgüt üyesi olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • Serkan Altay, Abdullah Demir, Mediha Yıldırım, Ahmet Özaydın, Ahmet Aydoğmuş, Hıdır Elibol, Servet Özcan, Memiş Arlı, Mehmet Kuş, Burhan Perk - Örgüte yardım suçundan üçer yıl dokuzar ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • Ahmet Aslanoğlu, Ahmet Selami Demir, Bülent Tozoğlu, Badettin Yıldırım, İbrahim Yerli, Ali Süngü, İsmet Alçık, Harun Gecü, Kubilay Erdoğdu, Seyrani Aktepe, Ufuk Tokat, Yunus Dural, Hakkı Özgün, Mehmet Ali Etiz, Niyazi Karadaş, Onur Şengül, Metin Bak, Selami Özdoğan, İsmail Adıgüzel, Muhammedül Emin Bastın, Ziya Çelik, Bülent Uzun, Ufuk Korkmaz, Birol Çoruh, İrfan Kavak, Ali Üzüm - Beraat etti.

Yeniden yargılanma

2009 Haziran'ında Yargıtay 9. Ceza Dairesi, davada alınan kararların bazılarını sanıklar yönünden onaylarken bazılarını sanıklar yönünden bozdu. Niyazi Karadaş, Onur Şengül, Metin Bak, Selami Özdoğan, İsmail Adıgüzel ve Muhammedül Emin Bastın'ın beraatlarına ilişkin kararı "eksik soruşturma" sebebiyle; Ziya Çelik, Bülent Uzun, Ufuk Korkmaz, Birol Çoruh ve İrfan Kavak hakkındaki beraat kararları "delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğü" sebebiyle, Ali Üzüm hakkında verilen beraat kararı "el-Kaide terör örgütünün Türkiye yapılanmasıyla ilgili bağlantılarının belirlenmesi" istemiyle, Cemile Aktaş hakkındaki mahkûmiyet kararı "delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğü ve üzerine atılı suçun oluşumunda manevi unsurun oluşmadığı" sebebiyle; Metin Ekinci hakkında verilen mahkûmiyet kararı "silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulması" sebebiyle; Servet Özcan hakkındaki mahkûmiyet kararını "bomba imalinde kullanılan malzemeleri evinde saklamaktan ibaret eyleminin silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturduğu dikkate alınmadan suç niteliğinde yanılgıya düşülerek hüküm kurulması" sebebiyle; Hüseyin Suat Öz'e verilen mahkûmiyet kararı "Öz'ün eylemlerinin terör örgütüne yardım suçunu oluşturması" sebebiyle; Louai Sakka'nın "patlayıcı madde imal etme, taksirle yangına neden olma ve sahtecilik suçlarından cezalandırılması gerekirken bu suçlardan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi sebebiyle; Hamed Obysi hakkında ise "sahte kimlik kullanmak" suçundan verilen cezada artırıma gidilmesi sebebiyle yeniden yargılanma kararı verildi.[111]

26 sanıkla tekrar başlanan dava Nisan 2013'te sonuçlandı.[112] Louai Sakka'nın "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması", "resmî belgede sahtecilik", "taksirle yangına neden olmak" suçlarından 9 yıl 6 ay hapis ve 18 bin lira adli para; Baki Yiğit'in "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" ve "resmî belgede sahtecilik" suçlarından 20 yıl 6 ay hapis; Seyit Ertul'un "ruhsatsız silah bulundurmak" suçundan 6 ay, Hakan Yiğit'in aynı suçtan 5 ay hapis; Hamed Obsysi'nin "resmî belgede sahtecilik" ve "taksirle yangına neden olmak" suçlarından 2 yıl 11 ay hapis; 11 sanığın "terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmalarına; Cemile Aktaş, Feyzullah Birışık ve diğer 1 sanığın beraatına; Metin Ekinci, Servet Özcan, Hüseyin Suat Öz ve Süleyman Uğurlu hakkındaki davanın zaman aşımı sebebiyle düşürülmesine, 3 sanık hakkındaki davanın ise ayrılmasına hükmedildi.[113][114]

İlişkili diğer davalar

Esas davanın iddianamesinin tamamlanmasından sonra polise teslim olan Engin Vural hakkında yapılan soruşturmalar Nisan 2004'te tamamlandı ve zanlı hakkında "yasa dışı silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanmak üzere dava açıldı.[115] Bu dava daha sonra esas davayla birleştirildi. Tutuklu sanıklar Zafer Mert, Güngör Mandacı ile tutuksuz sanık Ömer Öztürk hakkında açılan dava dosyası da 22 Kasım 2004'te esas davayla birleştirildi.[96] Ağustos 2005'te yakalanan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tutuklanan Louai Sakka ile Hamed Obysi hakkında yürütülen soruşturma sonrasında hazırlanan iddianame Şubat 2006'da tamamlandı.[71][116] İddianamede Sakka'nın, İstanbul'da düzenlenen saldırıların sorumlusu olduğu ileri sürülerek ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, Obysi'nin ise "yasadışı örgüte üye olmak", "izinsiz patlayıcı madde imal ve ithal etmek" suçlarından 35 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.[116] İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın 20 Mart 2006'daki duruşmasında, bu dava ile İstanbul'daki bombalı saldırılarla ilgili davanın birleştirilmesine karar verildi.[104]

Saldırılarla ilişkileri olduğu iddiasıyla Suriye'de yakalanmalarının ardından Türkiye'ye iade edilen Hilmi Tuğluoğlu ile eşi Leyla Tuğluoğlu'na Ankara 1 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde, Türk Ceza Kanunu'nun "yasa dışı örgüte yardım ve yataklık" suçunu düzenleyen 169. maddesi ve Terörle Mücadele Yasası'nın artırım öngören 5. maddesi uyarınca 7,5'ar yıla kadar hapis cezasıyla dava açıldı. İstanbul'da sürdürülen soruşturmalar dolayısıyla dosya İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilse de yetkisizlik kararı verilerek dosya Ankara'ya döndü.[117] Sanıklar, 25 Mart günü yapılan ilk duruşmada tahliye edildi.[117] Ankara 1 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde, 25 Mart 2004 günü gerçekleştirilen ve iki isme ek olarak Mustafa Ömer Hız'ın da sanık olarak yer aldığı ilk duruşmada Tuğluoğlu tahliye edildi.[118] 20 Temmuz 2004'teki duruşmada ise dava, tüm sanıkların beratıyla sonuçlandı.[119]

Ekim 2012'de Türkiye'ye iade edilen Burhan Kuş'un yargılanmasına Aralık 2013'te, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.[120] Nisan 2015'te İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tamamlanan davada, Kuş'un "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması kararı alındı.[121]

Halid Şeyh Muhammed'in itirafı

Guantanamo Kampı'nda tutuklu bulunan el-Kaide'nin üst düzey yöneticilerinden Halid Şeyh Muhammed; Mart 2007'de başlayan Savaşçı Statüsünün Gözden Geçirilmesi Mahkemesi'ndeki duruşmalarda, Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı tarafından yayımlanan mahkeme tutanaklarına göre saldırıların finansal desteğini gerçekleştirdiğini itiraf etti.[122][123]

Firari sanıkların akıbetleri

Şubat 2005'te, Irak'ta, bir kimlik kontrolü sırasında yakalanan Burhan Kuş ve Sadettin Aktaş (Habib Aktaş'ın kardeşi), koalisyon güçlerinin kontrolündeki Ebu Gureyb Cezaevi'ne konuldu. Türk makamlarının iade talebi sonrasında Ekim 2012'de Kuş'un Türkiye'ye iadesi gerçekleştirildi.[124] Habib Aktaş, 2004 Eylül'ünde Irak'ta, Amerikan kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen hava saldırısında öldürüldü.[125][126] Azad Ekinci, 14 Aralık 2004'te, Irak'ın el-Halidiye şehrindeki bir polis karakoluna düzenlediği intihar saldırısı sonucu öldü.[127] Gürcan Baç, Şubat 2005'te Irak'ın Felluce şehrinde girdiği çatışmada öldü.[124] Temmuz 2005'te ise Abdulkadir Karakuş ve Muhammet Tokaç'ın da Irak'taki Ebu Gureyb Cezaevi'nde tutuklu olduğu açıklandı.[128][129]

Tazminat ödemeleri

Türk Musevi Cemaati 28 Ekim 2013'te, saldırılar sonrasında devlet tarafından aldıkları ödenekler ve sinagogların tadilatları için harcanan masrafları konu alan bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre hasar gören sinagoglar için Beyoğlu Musevi Hahamhanesi Vakfı'na 28 Ocak 2004'te 66.766,50 ve 14.189, 16 Mayıs 2011'de 620.725; Neve Şalom Sinagogu Vakfı'na 28 Ocak 2004'te 1.491,60 ve 40.906,80 ödeme yapıldı. Neve Şalom Sinagogu'nun tamiratı ve güçlendirilmesi için 175.661,70 masraf yapılırken İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Yönetim Kurulunun 25 Haziran 2008'deki toplantısında yapılan görevlendirme kararı ile hazırlanan teknik rapor doğrultusunda sinagogun güçlendirilmesinin mümkün olmadığı, yapının kültür varlığı yönünden de bir değer ifade etmediği hususu dikkate alınarak yıkılması ve yeniden inşa edilmesinin statik yönden zorunlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığından Bet İsrael Sinagogu'nun ek binası yıkılarak tekrar yapıldı. Ancak bu süreçte sinagogun "korunması gerekli kültür varlığı" olarak tescil edilmiş olması sebebiyle ek binanın tekrar inşası için Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulundan izin alınması gereği doğdu. Alınan izinler sonrasında ek bina tekrar inşa edildi ve masrafların ödenmesi için İstanbul Valiliğine başvuruldu. İstanbul Valiliği Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı tarafından sinagogun ek binasında 764.835 zarar doğduğu bundan daha önce ödenen tazminatın düşülmesi sonucunda 620.725 ödenmesine karar verildi ve bu ödeme 16 Mayıs 2011'de gerçekleşti.[130]

Tepkiler

İlk saldırıların ardından

  • Almanya - Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer tarafından yapılan yazılı açıklamayla saldırılar kınandı.[131] Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ise Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a başsağlığı mesajı gönderdi.[131]
  • Amerika Birleşik Devletleri - Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak taziyelerini iletirken yayımlanan yazılı açıklamasında saldırıları "olabilecek en güçlü ifadelerle" kınadığını belirtti.[131] Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Colin Powell, Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü telefonla arayarak başsağlığı diledi.[131]
  • Avrupa Birliği - Avrupa Birliği Ortak Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana yaptığı yazılı açıklamayla saldırıları kınadı.[131] Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi ise saldırıların ardından Milano'daki bir sinagogu ziyaret etti ve Yahudi toplumuna tüm Avrupa Birliği ülkeleri adına başsağlığı diledi.[131]
  • Avrupa Konseyi - Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer yaptığı yazılı açıklamada saldırıyı kınadı ve "hiçbir gerekçe bu tür bir barbarlığa mazeret olamaz." ifadelerini kullandı.[132] Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Álvaro Gil-Robles de yayımladığı yazılı mesajla saldırıları kınadığını belirtti.[132]
  • Belçika - Saldırılar sebebiyle "derin bir şok" yaşadığını ifade eden Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Louis Michel, "nitelendirilmesi mümkün olmayan bu alçakça saldırıları" kınadığını belirtti.[131]
  • Birleşik Krallık - Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Jack Straw, Abdullah Gül'ü telefonla arayarak taziyelerini iletti.[131]
  • Birleşmiş Milletler - Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan saldırılardan dolayı derin üzüntü duyduğunu belirtirken "bu iğrenç saldırının sorumlularının adalete teslim edilmesi için gereken bütün önlemler alınacak" dedi.[133]
  • Bulgaristan - Bulgaristan Dışişleri Bakanı Solomon Pasi, Gül'ü arayarak başsağlığı diledi.[132]
  • Fas - Fas Kralı VI. Muhammed, Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderdiği başsağlığı mesajında saldırıları kınadığını belirtti.[132]
  • Çin - Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Vın Ciabao, Erdoğan'a başsağlığı ve geçmiş olsun mesajı gönderirken Çin'in Ankara Büyükelçiliği'nden yapılan yazılı açıklamada saldırılar dolayısıyla Çin hükûmetinin "büyük şaşkınlık" yaşadığı ifade edilerek saldırı kınandı.[132]
  • Filipinler - Filipinler Devlet Başkanlığı Sözcüsü Ricardo Saludo, saldırı dolayısıyla Türkiye'ye üzüntülerini ilettiklerini belirtti.[132]
  • Filistin Ulusal Yönetimi - Filistin Ulusal Yönetimi tarafından yayımlanan açıklamada, "Filistin halkı, hükûmeti ve Filistin lideri Yaser Arafat; Türkiye, Musevi cemaati ve kurbanların ailelerinin acılarını paylaşıyor" denilirken Başbakan Ahmed Kurey'in de "barbarca ve haince" olarak nitelendirdiği saldırıyı Türkiye'deki Filistin büyükelçisi aracılığıyla kınadığı belirtildi.[132]
  • Fransa - Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Sezer'e gönderdiği mesajla "Fransa'nın Türkiye'nin acısını paylaştığını" ifade ederek taziyelerini iletti.[131] Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hervé Ladsous, "iğrenç" olarak nitelendirdiği saldırıları kınadıklarını belirtti.[131] Fransa'daki Yahudi Kurumları Temsilcileri Konseyi, saldırıları kınadığı ve ölenlerin yakınları ile Türkiye hükûmetine başsağlığı dilediği bir mesaj yayımladı.[132]
  • Güney Afrika Cumhuriyeti - Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada saldırılardan duyulan üzüntü ifade edilirken silahsız ve masum sivillere karşı herhangi bir siyasi amaca yönelik şiddet kullanımının kınandığı belirtildi.[132]
  • İran - İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamid Rıza Asefi yaptığı açıklamayla saldırıları kınadı.[132] İran'ın Ankara Büyükelçisi Firuz Devletabadi, saldırıların el-Kaide'ye faydası olamayacağını öne sürerek, saldırıların Türkiye'nin Kuzey Irak'taki gelişmelere müdahale gücünü kırmayı, Araplar ve İran'la olan bağlarını koparmayı amaçlayan Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in gerçekleştirmiş olabileceğini, saldırıların hedefinin Yahudiler değil Müslümanlar olduğunu söyledi.[134]
  • İspanya - İspanya Başbakanı José María Aznar, Erdoğan'a gönderdiği telgrafla İspanya hükûmetinin saldırıları kınadığını bildirdi.[131] İspanya Dışişleri Bakanı Ana Palacio ise Abdullah Gül'ü arayarak başsağlığı diledi.[131]
  • İsrail - İsrail'in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi, saldırıların ardından Ankara'dan İstanbul'a geldi.[135] İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Türk yetkililere yardım talebinde bulunduklarını açıklarken İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom saldırılar sonrasında uluslararası topluluğa "şer güçleriyle mücadele" çağrısı yaparken uluslararası topluluğun "saldırıları kınamakla yetinmeyip terörizme karşı güçlü bir şekilde harekete geçileceğini umduğunu" belirtti.[135]
  • İtalya - İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi saldırıyı kınadı ve İtalya Yahudi Cemaatleri Birliği Başkanı Amos Luzzatto ile yaptığı telefon görüşmesinde Yahudi cemaatiyle dayanışma içinde olduğunu ifade etti.[132]
  • Kanada - Kanada Dışişleri Bakanı Bill Graham, saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dilediği bir mesaj yayımladı.[132]
  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş saldırıları kınadı ve terörün kimseyi başarıya ulaştırmadığını söyledi.[132]
  • Lübnan - Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud, Sezer'e gönderdiği mesajla saldırıları kınadı.[132] Başbakan Refik el-Hariri ise Erdoğan'a gönderdiği mesajda "saldırıların devletler, halklar ve dinler arasına nifak sokma amacını taşıdığını, bununla mücadele etmek amacıyla herkesin olağanüstü önlemler alması gerektiğini" ifade etti.[132]
  • Malezya - Malezya Başbakanı Abdullah Ahmad Badawi saldırıları kınadığı açıklamasında bu tür saldırıları "İslam değerlerinin ihlali" olarak tanımladı ve "Müslümanların, başka dinlerin ibadet yerlerine zarar vermemesi" gerektiğini ifade etti.[132]
  • NATO - NATO Genel Sekreteri George Robertson, "bu iğrenç saldırıların kabul edilemez kin ve hoşgörüsüzlük eylemleri" olduğunu ve "masum insanlara yönelik bu barbar saldırıları şiddetle kınadığını" belirtti.[136]
  • Pakistan - Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref, Sezer'e gönderdiği mesajda Türk halkına olan desteğini ifade etti.[132] Pakistan Başbakanı Zaferullah Han Cemali de Erdoğan'a gönderdiği başsağlığı mesajında saldırıları kınadıklarını bildirdi.[132]
  • Romanya - Romanya Dışişleri Bakanı Mircea Geoană, Gül'ü arayarak başsağlığı diledi.[132]
  • Rusya - Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Yakovenko yaptığı açıklamayla saldırıları kınadı ve ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.[132]
  • Türkiye - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yaptığı yazılı açıklamada saldırıları kınadı ve ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.[137] Başbakan Recep Tayyip Erdoğan saldırıları "Türkiye'nin istikrarına ve barışına yönelik" olarak tanımlarken "hangi taraftan olursa olsun ve hangi düşünce, eylem grubu olursa olsun kesinlikle lanetliyorum" sözleriyle saldırıyı kınadığını ifade etti.[138] Erdoğan ayrıca Türkiye Hahambaşı İsak Haleva'ya gerçekleştirdiği taziye ziyaretinde "Müslüman, Yahudi veya başkası, hepsi benim vatandaşım. Sadece Müslümanların değil, hepsinin başbakanıyım. Türkiye tarihinde hahambaşını ziyaret eden ilk başbakanım" sözlerini kullandı.[139] Türkiye Hahambaşılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada saldırıların "sadece kutsal mekânlarda yüce Tanrı'ya ibadet etmekte olan Yahudilere karşı değil, tüm vatandaşlara ve devlete yönelik işlenmiş terörist bir saldırı" olduğunu bildirdi.[1][140] Adalet Bakanı Cemil Çiçek saldırıları "vahşet" ve "insanlık dışı" sözleriyle tanımlarken Türkiye'nin terörizme karşı uluslararası alanda defalarca mücadele çağrısı bulunmasına rağmen bu çağrılara "gerekli, samimi ve zamanında" bir cevap alamadığını söyledi ve "Birçok ülke Türkiye'de can döken canilere destek olmuştur, lojistik destek sağlamış, himaye etmiştir. Şimdi yaşanan bu vahşetten sonra bize taziye mesajı gönderen bazı ülkeler vicdan muhasebesi yapmak zorundadır. Aksi takdirde döktükleri gözyaşları timsah gözyaşlarıdır." ifadelerini kullandı.[141]
  • Vatikan - Papa II. Ioannes Paulus, Aziz Petrus Meydanı'nda yaptığı konuşmada her türlü terör eylemini kınadığını söyledi.[132] Papa'nın yardımcılarından Kardinal Angelo Sodano tarafından yapılan açıklamada Papa'nın saldırılar sonrasında barış çağrısında bulunduğu ve Türk halkına başsağlığı dilediği bildirildi.[131]
  • Yunanistan - Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla arayarak kurbanlar için başsağlığı diledi.[131] Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu yaptığı yazılı açıklamada ise "barbarca, iğrenç ve kör şiddet eylemini şiddetle kınadığını" ve "kin, şiddet, terör, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve antisemitizme karşı mücadelenin sürekli olması gerektiğini" ifade etti.[131] Ülkedeki ana muhalefet partisi Yeni Demokrasi'nin lideri Kostas Karamanlis ise Erdoğan'a başsağlığı mesajı yolladı.[131]

İkinci saldırıların ardından

  • Almanya - Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü telefonla arayarak başsağlığı diledi.[142]
  • Amerika Birleşik Devletleri - Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, resmî ziyaret için bulunduğu Londra'da Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair ile birlikte düzenlediği basın toplantısında "Terörün doğası bu işte, masum insanları nasıl öldürdüklerini görüyoruz. Özgür uluslardan nefret ediyorlar." sözlerini kullanarak "teröristlerin bu amaçlarında başarısız olacaklarını" ifade etti.[143] Beyaz Saray Basın Sekreteri Scott McClellan yaptığı açıklamada olayları "terörizm" olarak nitelediğini belirtti.[142]
  • Avrupa Birliği - Avrupa Birliği Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Türkiye ve Birleşik Krallık hükûmetleri ile saldırılarda ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.[142]
  • Azerbaycan - Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sezer'i telefonla arayarak başsağlığı mesajını iletti.[142]
  • Belçika - Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Louis Michel, saldırıların yalnızca Türkiye'ye değil tüm devletlere yönelik olduğunu ve "Türk halkı ve hükûmetiyle sarsılmaz bir dayanışma içinde olduğunu" ifade etti.[144]
  • Birleşik Krallık - Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair, George W. Bush ile birlikte düzenlediği basın toplantısında "Bizi korkutmalarına izin vermeyeceğiz. Terörizmi nerede bulursak, onu bulacağız ve onu sindireceğiz." ifadelerini kullandı ve "son saldırılarda ölenlerin çoğunun Müslüman olduğuna" dikkat çekerek "terörizmi 21. yüzyılın tehdidi" olarak nitelendirdi.[143] Dışişleri Bakanı Jack Straw saldırıların "el-Kaide ve bağlantılarının, korkakça ve hiçbir ayrım gözetmeksizin düzenlendiği terör eylemlerinin" bütün işaretlerini taşıdığını belirtti ve hükûmet yetkililerinden oluşan 16 kişilik bir terörle mücadele ekibinin Türkiye'ye gönderileceğini söyledi. Kraliçe II. Elizabeth, Sezer'e gönderdiği mesajla ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.[142] Dışişleri Bakanlığı web sitesinde yapılan duyuruyla Birleşik Krallık vatandaşları, zorunlu olmadıkça İstanbul'a gitmemeleri konusunda uyarıldı.[145] Saldırının gerçekleştiği gün İstanbul'a gelen Straw, saldırıların "medeniyete yönelik" olduğunu ifade etti.[146]
  • Birleşmiş Milletler - Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan saldırıları kınadığını belirtirken saldırıları "insanlık dışı" olarak niteledi ve düzenleyenlerin "insanlığa saygıları bulunmadığını" söyledi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de "uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturan terörist eylemlerle mücadelenin gerekliliğini" vurguladığı 1516 sayılı kararıyla saldırıları kınadı ve hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.[142]
  • Çek Cumhuriyeti - Çek Cumhuriyeti hükûmetinden Sezer'e, saldırıların kınandığı bir başsağlığı mesajı gönderildi.[142]
  • Danimarka - Danimarka Dışişleri Bakanı Per Stig Møller gerçekleşen saldırıların sebebini "bazılarının Türkleri, İsrail'e destekleri ve Saddam rejiminin devrilmesine katkıları dolayısıyla cezalandırmak istemesi" olarak gösterdi.[142]
  • Fransa - Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac saldırıları kınadı ve başsağlığı mesajı yolladı.[142]
  • Hollanda - Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende saldırıları "korkunç ve iğrenç" olarak nitelerken İstanbul'daki Hollandalı görevliler için kaygı duysa da terörizme taviz vermeme amacıyla yerlerinin değiştirilmesinin söz konusu olmadığını ifade etti. Hollanda Dışişleri Bakanı Jaap de Hoop Scheffer de saldırıları kınadığına dair açıklamada bulundu.[142]
  • İran - İran İçişleri Bakanlığının Güvenlik Polisi İşleri Yardımcısı ve İran-Türkiye Yüksek Güvenlik Komitesi Başkanı Ali Asger Ahmedi, Türk mevkidaşını arayarak saldırıları kınadı ve İran'ın her türlü yardıma hazır olduğunu belirtti.[142]
  • İspanya - İspanya Kralı I. Juan Carlos, Sezer'e gönderdiği mesajla saldırıları kınadı ve ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. İspanya hükûmetinden yapılan yazılı açıklamada "Türkiye ve Birleşik Krallık hükûmetlerine dayanışma çağrısı yapıldı.[142]
  • İsrail - İsrail Başbakanı Ariel Şaron saldırıların "özgür dünyayı, terörle mücadele etmesi gerektiğini hatırlamaya zorladığını" belirterek "terörizmin Türkiye'yi yine vurması, bizi, özgür dünyanın terörle mücadele etmesi gerektiğini hatırlamak zorunda bırakıyor" dedi. Başsağlığı da dileyen Şaron, "bu artık sadece İsrail ile ilgili değil. Tüm özgür dünya için tehlike. Terörle uzlaşma olmaz." ifadelerini kullandı.[142] Dışişleri Bakanı Silvan Şalom da saldırıları öğrendiğinde "şoke olduğunu" belirtirken "demokratik ülkeler, nereyi vurursa vursun, terörizme boyun eğmeyecektir" ifadelerini kullandı.[144]
  • İtalya - İtalya Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi ile Başbakan Silvio Berlusconi saldırıları kınadı ve başsağlığı mesajı yolladı.[142][144]
  • Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Derviş Eroğlu saldırılardan büyük üzüntü duyduğunu belirterek geçmiş olsun mesajını iletti.[142]
  • Lüksemburg - Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker yaptığı açıklamada "şoke olduğunu" belirtirken "demokratik düzeni hedef alan saldırıları büyük şiddetle kınıyorum" ifadelerini kullandı.[147]
  • Mısır - Mısır Sağlık Bakanı Muhammed Avad Taceddin saldırıları kınadığını bildirdi.[142]
  • NATO - NATO Genel Sekreteri George Robertson saldırılar sebebiyle büyük şok yaşadığını belirterek "bu son trajik olaylar dayanışmamızı artırmıştır" ifadelerini kullandı.[142]
  • Polonya - Polonya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü "terörle mücadelenin sürmesi" yönünde çağrıda bulundu.[144]
  • Portekiz - Portekiz hükûmetinden Sezer'e, saldırıların kınandığı bir başsağlığı mesajı gönderildi.[142]
  • Rusya - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, uluslararası terörizme karşı mücadele verebilmek için ortak bir mekanizme oluşturulması gerektiğinden bahsetti.[144] Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Yakovenko saldırıları şiddetle kınadıklarını belirtti.[142]
  • Suriye - Suriye Dışişleri Bakanı Faruk eş-Şara, "terör saldırısı" olarak nitelediği olayları kınadı.[142]
  • Suudi Arabistan - Suudi Arabistan Savunma Bakanı Sultan bin Abdülaziz "Türkiye'de olup bitenleri üzüntüyle karşılıyoruz. Hiçbir terör eylemi kabul edilemez" beyanında bulundu.[142]
  • Türkiye - Türkiye Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, saldırıların ardından yayımladığı başsağlığı mesajında "Devletimiz, ulusumuzla birlikte her türlü sorunun üstesinden gelecek güçtedir. Yurttaşlarımızı sağduyulu davranmaya, görevlilere yardımcı olmaya çağırıyorum." ifadelerini kullandı.[148] Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu saldırıyı da "lanetlediğini", saldırının "Türkiye'nin barış ve istikrarına yönelik" olduğunu ve "terörün hiçbir zaman meşru bir yöntem olmadığını ve hedefine ulaşamayacağını" söyledi.[149] Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın yayımladığı mesajda "Türkiye, maruz kaldığı terörist eylemler nedeniyle hedeflerinden, gelecek için tasarılarından ve hayallerinden vazgeçmeyecektir. Kimse, Türkiye'nin huzurunu engelleyecek güçte değildir." sözleri yer aldı.[148] Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yaptığı basın toplantısında "Türkiye organize bir şekilde terör saldırısına muhatap olmaktadır. Türkiye kendi bildiği yolda devam edecektir. Teröre karşı bütün ülkelerle işbirliği içinde olduğumuz bir gerçektir. Dünya ülkeleri bize destek vermeye devam edecektir." ifadelerini kullandı.[149]
  • Ürdün - Ürdün Dışişleri Bakanı Mervan el-Muaşer taziye ve kınama mesajında "terörizmin her türlüsüyle mücadele için uluslararası bir çaba gerektiğini" söyledi.[147]
  • Vatikan - Papa II. Ioannes Paulus "yalnızca masum insanların ölümüne yol açan terörizmin barbarca mantığını" kınadığını belirten açıklamada bulundu.[142]
  • Yunanistan - Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis "Kör şiddet, kör politikadan kaynaklanır. Kör politika, sorunları çözmediği gibi çıkmaz yaratır. Bu saldırıların sorumluları, uyguladıkları yöntemin kendilerini hiçbir yere götürmeyeceğini anlamalıdırlar" şeklinde bir açıklamada bulundu. Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu "masum insanları hedef alan bu barbarca ve kör şiddet eylemlerini" kınadığını belirtti ve başsağlığı dileğinde bulundu. Yeni Demokrasi lideri Kostas Karamanlis de Erdoğan'a başsağlığı diledi.[142] Basın ve Medya Bakanı Hristos Protopapas saldırıyı kınama amacıyla yaptığı konuşmasında "terörizme karşı mücadelede uluslararası işbirliğinin daha da güçlenmesi gerektiğini" vurguladı.[147]

Etkileri

Saldırılarla ilgili soruşturmayı yürüten İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığının başvurusu üzerine İstanbul Nöbetçi 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde 18 Kasım günü alınan karar doğrultusunda, saldırılara ilişkin hazırlık tahkikatı ve toplanan delillerle ilgili sürdürülen çalışmaların yayınlanmamasına ilişkin yayın yasağı konuldu.[150] İkinci saldırıların gerçekleştiği gün aynı mahkeme tarafından alınan kararla bu eylemlerle ilgili de yayın yasağı getirildi.[151]

20 Kasım'daki saldırılar sonrasında ülkedeki bazı Amerikan tesisleri çalışanlarına izinli oldukları tebliğ edildi ve bazı kurumlarda güvenlik önlemleri arttırıldı.[152] Aynı gün British Airways Atatürk Havalimanı dışındaki ofislerini, Citibank ise ülkedeki tüm şubelerini yalnızca bir günlüğüne kapattığını duyurdu.[153] Saldırıların yaşandığı gün işlemleri geçici olarak durduran İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 21 Kasım'da da işleme kapalı olma kararı aldı.[154]

20 Kasım'da UEFA, Galatasaray ile Juventus arasında 25 Kasım'da İstanbul'da oynanması planlanan UEFA Şampiyonlar Ligi maçının, saldırılar sebebiyle 2 Aralık'a ertelendiğini duyurdu.[155] 25 Kasım'da ise UEFA, Galatasaray'ın Juventus ile 2 Aralık'ta, Beşiktaş'ın ise Chelsea ile 9 Aralık'ta İstanbul'da oynayacağı UEFA Şampiyonlar Ligi maçlarının Türkiye dışındaki başka bir ülkede oynanması kararı aldığını açıkladı. Her iki maç da Almanya'da oynandı.[156][157]

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer tarafından konsey adına personele gönderilen bir mesajda, 2003 yılı sonuna kadar Türkiye'de yapılması planlanan ve hangileri olduğu açıklanmayan bazı faaliyetlerin ileri bir tarihe ertelenme kararı alındığı duyuruldu. Yazıda ayrıca personelin resmî nitelikli Türkiye ziyaretlerinde de özel izin alınması gerektiği belirtilmekteydi.[158]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. "'Hahambaşı'nı kolon kurtardı". Milliyet. İstanbul. 16 Kasım 2003. s. 20.
  2. "Saldırı yapanlar Ortadoğulu mu?". Milliyet. İstanbul. 16 Kasım 2003. s. 18.
  3. Collins, Catherine (16 Kasım 2003). "20 dead in bombings at synagogues in Turkey". Chicago Tribune (İngilizce). 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  4. "Türkiye'yi karartma eylemi". Zaman. 16 Kasım 2003. 6 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  5. "Yaşlı kadının cesedini ZAKA ekibi buldu..." Milliyet. 18 Kasım 2003. 19 Nisan 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  6. "İsrail ekibi "Zaka" Kuledibi'nde çalışmalara başladı". Zaman. 16 Kasım 2003. 1 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  7. "Kâbus önce Levent'i vurdu". Milliyet. İstanbul. 21 Kasım 2003. s. 2.
  8. "Araç hızla geldi, tısladı ve patladı". Milliyet. İstanbul. 21 Kasım 2003. s. 14.
  9. "'Araç ve bomba tipi hemen hemen aynı'". Milliyet. 21 Kasım 2003. s. 5.
  10. "Galleria'ya sahte bomba ihbarı". Hürriyet. Anadolu Ajansı. 20 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  11. "Alışveriş merkezleri boşaltıldı". Sabah. 21 Kasım 2003. 13 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  12. "İl Sağlık Müdürlüğü ölü sayısını 20 yaralı sayısını 257 olarak açıkladı". Zaman. 15 Kasım 2003. 6 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  13. "'Hastanelerimize başvuran 302 kişiden 217'si taburcu edildi'". Zaman. 15 Kasım 2003. 6 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  14. "Aksu: 'Her iki olayın da aynı örgüt tarafından işlendiği tahmin edilmektedir'". Zaman. 15 Kasım 2003. 6 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  15. "İstanbul Emniyet Müdürlüğü, ölü sayısı 20 olarak düzeltti". Zaman. 15 Kasım 2003. 6 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  16. "İstanbul İl Sağlık Müdürü Tuncer: Ölü sayısını 23 olarak kesinleştirdik". Radikal. 16 Kasım 2003. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  17. "3. günde ölü sayısı 25'e çıktı". Milliyet. 18 Kasım 2003. s. 15.
  18. "15 Kasım 2003 Tarihinde Meydana Gelen Sinagog Saldırıları İle İlgili Vali Muammer Güler in Yaptığı Basın Açıklaması". İstanbul Valiliği. 19 Kasım 2003. 18 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  19. "Polisten hatalı bilgilendirme!". Milliyet. 28 Kasım 2003. s. 17.
  20. "İstanbul'daki saldırılarda yaralanan Celal Dilsiz hayatını kaybetti". Zaman. 9 Şubat 2004. 27 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2015.
  21. Oğuz, Serhat; Aktaş, Pınar ve Aksu, Tahsin (19 Kasım 2003). "Aynı kader, aynı anıt". Milliyet. İstanbul. s. 17.
  22. "İkiz dehşet". Milliyet. İstanbul. 21 Kasım 2003. s. 4.
  23. "6'si ağır 30 yaralı halen hastanede". Hürriyet. Anadolu Ajansı. 24 Kasım 2003. 4 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  24. Özdabak, Mustafa; Yener, Taner (15 Ocak 2004). "Bombalı eylemin 64 gün sonra 59'uncu kurbanı". Hürriyet. İstanbul. 4 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Kasım 2015.
  25. Altuntaş, Birsen (21 Kasım 2003). "Dublaja giderken öldü". Milliyet. İstanbul. s. 4.
  26. Pelek, Semra (22 Kasım 2003). "Bombanın bilançosu: 113 binada hasar var". Milliyet. İstanbul. s. 19.
  27. Şardan, Tolga ve Kılınç, Erdal (18 Kasım 2003). "Bombacılar Türk çıktı". Milliyet. s. 16.
  28. Atilla, Toygun (18 Kasım 2003). "60 saatte çözüldü". İstanbul: Hürriyet. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  29. Ünal, Serhat (28 Kasım 2003). "4 'canlı bomba' parçalandı". Milliyet. İstanbul. s. 17.
  30. "Polis, İstanbul'daki saldırılarda ipuçlarını nasıl değerlendirdi?". Milliyet. 13 Eylül 2004. 16 Eylül 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  31. Kılınç, Erdal (17 Kasım 2003). "Deterjanla kamuflaj yaptılar". Milliyet. İstanbul. s. 17.
  32. "Bombalar 300-400 kilogram ağırlığında". Radikal. 16 Kasım 2003. 30 Ocak 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  33. "İstanbul'da bomba dehşeti". Hürriyet. 15 Kasım 2003. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  34. "İstanbul'u da Ladin vurmuş". Milliyet. 17 Kasım 2003. s. 17.
  35. Karmon, Ely. "The Synagogue Bombings in Istanbul: Al-Qaeda's New Front?" (İngilizce). Policy. 1 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  36. Moore, Molly (17 Kasım 2003). "Al-qaeda Says It Was Behind Blasts In Turkey" (İngilizce). İstanbul: The Washington Post. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  37. "İBDA-C ve El Kaide üstlendi". Milliyet. 21 Kasım 2003. s. 14.
  38. "Hain saldırıları El Kaide üstlendi". Milliyet. 22 Kasım 2003. s. 20.
  39. "'Canlı bombalar' bu kez iz bıraktı". Milliyet. İstanbul. 19 Kasım 2003. s. 16.
  40. Kılınç, Erdal (24 Kasım 2003). "Tanıdık bombacı". Milliyet. s. 19.
  41. "Dördüncü bombacı Mardin'den çıktı". Milliyet. 28 Kasım 2011. s. 17.
  42. Kılınç, Erdal; Demirkaya, Mehmet (1 Aralık 2003). "HSBC'yi baharatçı vurdu". Milliyet. İstanbul. s. 16.
  43. Çakan, Şeyhmus; Aslan, Ferit, Cebe, Özgür ve Avuka, Adnan (29 Kasım 2003). "Bombacı aranıyordu". Milliyet. s. 16.
  44. "Bombacılar Çabuk ve Elaltuntaş". Hürriyet. 19 Kasım 2003. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2015.
  45. "Sinagog saldırısına DGM'den 6 tutuklama". Hürriyet. 20 Kasım 2003. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2015.
  46. Ocak, Serkan (8 Mayıs 2011). "Ladin öldü, hücreleri Türkiye'de kaldı". Radikal. 16 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2015.
  47. Kılınç, Erdal (2 Aralık 2003). "'El Kaide'nin ikinci adamıyla görüşüldü'". Milliyet. 27 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2015.
  48. Özcan, Beril (27 Kasım 2003). "Savcıdan 'İmamlar Birliği' sorgusu..." İstanbul: Milliyet. 27 Ocak 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  49. Usta, Ayşegül (28 Kasım 2003). "4 terörist de paramparça oldu". İstanbul: Hürriyet. 27 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  50. Karaçalı, Fatih; Aktuğ, Ufuk; Ezer, Mehmet (2 Aralık 2003). "Hizbullah kuşkusu". Hürriyet. 27 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  51. "Hilmi Tuğluoğlu tutuklandı". Radikal. 4 Aralık 2003. 1 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  52. Gün, Ercan (30 Kasım 2003). "'Sinagoga ana girişten saldıracaktık sokak sıkışıktı'". İstanbul: Zaman. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  53. "Eylemci hapiste". İstanbul: Radikal. 30 Kasım 2003. 11 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  54. Kılınç, Erdal (30 Kasım 2003). "İşte ölüm hücresi". Milliyet. İstanbul. s. 15.
  55. Şardan, Tolga (18 Aralık 2003). "Deşifre olunca eylem yaptılar". Milliyet. Ankara. s. 15.
  56. "Dört zanlıya tutuklama istemi". Radikal. 2 Aralık 2003. 16 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  57. "Bomba sanığı tutuklandı". Sabah. 6 Aralık 2003. 28 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  58. "29 kişi tutuklandı". Hürriyet. 7 Aralık 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  59. "Bombalı saldırılarda bir tutuklama daha". Milliyet. 12 Aralık 2003. 9 Mart 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  60. "Saldırılara 31. tutuklama". Radikal. 13 Aralık 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  61. Kılıç, Erdal (15 Aralık 2003). "Saldırı emrini Aktaş ve Ekinci'den aldık". Milliyet. 2 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  62. "Bombalamalarda bir tutuklu daha". Radikal. İstanbul. 16 Aralık 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  63. "Adnan Ersöz tutuklandı". Radikal. 19 Aralık 2003. 12 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  64. "Bombacı tutuklandı". İstanbul: NTV.com.tr. 19 Aralık 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  65. "Saldırı zanlısı Mehmet Kuş tutuklandı". Radikal. 23 Aralık 2003. 10 Mayıs 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  66. "DGM'ye sevkedilen Ahmet Demir tutuklandı". Hürriyet. Anadolu Ajansı. 2 Ocak 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015.
  67. Ayaz, Ergün (9 Ocak 2004). "'Hamza'nın 3 bombacısı yakalandı". Hürriyet. Doğan Haber Ajansı. 3 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  68. Kılınç, Erdal (24 Aralık 2003). "Kamplara girişi organize etti...". Milliyet. İstanbul. s. 16.
  69. Pelek, Semra; Ünal, Serhat; Aydın, Şakir; Bozdağ, Mutlu (27 Aralık 2003). "Hedefleri gemiydi". Milliyet. İstanbul. s. 16.
  70. Ünal, Serhat (8 Nisan 2004). "Engin Vural polise teslim oldu". İstanbul: Milliyet. 13 Nisan 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  71. Kocaer, Soner (11 Ağustos 2006). "İşte El Kaide'nin saldırı teknesi". Milliyet. Antalya: Doğan Haber Ajansı. 13 Ağustos 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  72. Dündar, Uğur (21 Aralık 2003). "Terörist direksiyonda". Hürriyet. 8 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  73. Akyol, Fuat (15 Aralık 2003). "Bomba Soruşturmasındaki Üç Müthiş Bulguyu Açıklıyoruz". Aksiyon. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  74. Kılınç, Erdal (24 Kasım 2003). "Tanıdık bombacı". Milliyet. s. 19.
  75. "HSBC bombacısı İlyas Kuncak". İstanbul: NTV.com.tr. 30 Kasım 2003. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  76. Kardeşoğlu, Semra (2 Aralık 2003). "Bombacılar kapı komşusu çıktı!.". Milliyet. İstanbul. s. 14.
  77. Alkan, Nezahat (31 Mayıs 2004). "İstanbul HSBC Bank ve Sinagog İntihar Saldırılarının Sanıkları Yargı Önünde". BirGün. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2015.
  78. Alus, Esra (26 Şubat 2004). "Türk El Kaidecilere müebbet hapis istendi". Milliyet. İstanbul. s. 18.
  79. Alus, Esra (13 Şubat 2004). "Katliam pişmanları!". Milliyet. İstanbul. s. 13.
  80. Alus, Esra (1 Haziran 2004). "'El Kaide davası'na AB'ye uyum molası". Milliyet. İstanbul. s. 18.
  81. "El Kaide davasında yetkisizlik kararı". İstanbul: Hürriyet. 31 Mayıs 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2015.
  82. "El Kaide davasında tahliye yok". Milliyet. İstanbul. 2 Haziran 2004. s. 17.
  83. Alus, Esra (3 Haziran 2004). "Mahkemeyi karıştıran avukat". Milliyet. İstanbul. s. 17.
  84. "Yetkisiz mahkemeden tahliye kararı". İstanbul: Hürriyet. 2 Haziran 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  85. Alus, Esra (4 Haziran 2004). "'Sahneye de çıkarım İsrail için de çalışırım'". Milliyet. İstanbul. s. 16.
  86. "'Bomba'da tahliye üçledi". İstanbul: Radikal. 4 Haziran 2004. 18 Mart 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  87. Sarıboğa, Veli; Atar, Ersan (5 Haziran 2004). "Sarıoğlu hakkında 'gereği' yapılacak". İstanbul, Ankara: Sabah. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  88. Usta, Ayşegül; Özdabak, Mustafa (5 Haziran 2004). "Laiklik karşıtı avukata suç duyurusu". İstanbul: Hürriyet. 23 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  89. "İstanbul saldırıları davasında avukata suç duyurusu". İstanbul: NTV.com.tr. 4 Haziran 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  90. "El Kaide Davası'nda bir tahliye". Hürriyet. 29 Haziran 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  91. Usta, Ayşegül (1 Temmuz 2004). "Bombacının tutuklu eşi: Kocam cani". İstanbul: Hürriyet. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  92. "'Afganistan'da eğitim aldık'". İstanbul: Radikal. 2 Temmuz 2004. 21 Nisan 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  93. Aydın, Deniz (3 Temmuz 2004). "DGM'de başlayan El Kaide davası Ağır Ceza'da sürüyor". Zaman. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  94. "Mahkemede müthiş açıklamalar: CIA eylemi önceden bilen birini sorguladı!". Milliyet. 13 Eylül 2004. 15 Eylül 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  95. "El Kaide militanı İlhan: Eylem yapmak için anlaşmış savaşçılarız". Milliyet. 13 Eylül 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  96. "Terör örgütü El-Kaide davasında ilginç itiraflar..." İstanbul: Milliyet. 22 Kasım 2004. 24 Kasım 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  97. Kesler, Musa; Şeref, Dinçer (15 Şubat 2005). "'El Kaide'de 8 tahliye". İstanbul: Milliyet. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  98. Elçin, Süleyman (15 Şubat 2005). "El Kaide üyesi baba- oğul tutuklandı". Hürriyet. Konya: Doğan Haber Ajansı. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  99. Kesler, Musa (23 Şubat 2005). "Bombacı sanıkların 'pişmanlığına' ret". İstanbul: Milliyet. 5 Nisan 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  100. "El Kaide davasında tahliye yok". Sabah. 11 Nisan 2005. 29 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  101. "El Kaide davası sürüyor". Sabah. Anadolu Ajansı. 27 Haziran 2005. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  102. Aydın, Deniz (28 Haziran 2005). "El Kaide sanıklarına müebbet talebi". Zaman. 28 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  103. "Savcı değişikliği El Kaide davasını uzattı". Hürriyet. Anadolu Ajansı. 24 Ocak 2006. 28 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  104. "Kaideci Sakka şov yapınca..." İstanbul: Radikal. 21 Mart 2006. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  105. "El Kaide davasında 5 sanık tahliye edildi". Zaman. 20 Mart 2006. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  106. "Terör örgütü El Kaide davasında 4 tahliye". Hürriyet. Anadolu Ajansı. 22 Mayıs 2006. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  107. "Sakka, İstanbul'daki patlama ile ilgili ilk kez ifade verdi". Zaman. 3 Ağustos 2006. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  108. "Savcı, Sakka için ağırlaştırılmış müebbet istedi". Zaman. 14 Kasım 2006. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  109. "El Kaide Davası'nın gerekçeli kararı". Hürriyet. Anadolu Ajansı. 24 Nisan 2007. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  110. "El Kaide davası 3. gününde". Hürriyet. 2 Haziran 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  111. "El Kaide davasında karar onandı". Zaman. 10 Haziran 2009. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2015.
  112. Çolak, Metin (1 Mayıs 2013). "El Kaide davasında sanıklara ceza yağdı". İstanbul: Zaman. 25 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2015.
  113. "El Kaide davasında salon karıştı". Haberturk.com. 30 Nisan 2013. 2 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  114. "Louai Sakka yine hakim karşısındaydı". Dünya Bülteni. Anadolu Ajansı. 30 Nisan 2013. 1 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  115. "Engin Vural'ın 22.5 yıl hapsi istendi". NTV.com.tr. 30 Nisan 2004. 3 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  116. Kesler, Musa (11 Şubat 2006). "Talimat Ladin'den para Zerkavi'den". Milliyet. 1 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  117. Aydın, Murat (9 Haziran 2004). "Savcı, Suriye'den getirilen Hilmi Tuğluoğlu'nun beraatini istedi". Zaman. 28 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  118. "Sinagog tutuklusu tahliye edildi". Hürriyet. 25 Mart 2004. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  119. Aydın, Murat (21 Temmuz 2004). "Medyanın bombacı diye infaz ettiği Tuğluoğlu aklandı". Zaman. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  120. Karaman, Nazif (15 Aralık 2013). "El Kaide bombacısına 10 yıl sonra dava". Sabah. 17 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  121. Coşkun, Canan (23 Nisan 2015). "12 yıl sonra müebbet". Cumhuriyet. 28 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2015.
  122. "Verbatin Transcript of Combatant Status Review Tribunal Hearing for ISN 10024" (PDF) (İngilizce). Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı. 10 Mart 2007. 9 Mart 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2015.
  123. "Khalid Sheikh Mohammed's '31 plots'" (İngilizce). BBC News. 15 Mart 2007. 17 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2015.
  124. Kılınç, Erdal (11 Ekim 2012). "İstanbul bombacısı Irak'tan getirildi". İstanbul: Milliyet. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2015.
  125. Avuka, Adnan (12 Eylül 2004). "Habib Aktaş'ın babası: Oğlum benim için 10 yıl önce ölmüştü". Vatan. 22 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2015.
  126. Çağrı, Hakan (20 Şubat 2006). "Azad Ekinci'yi Zarkavi'ye teslim ettim". Aksiyon. 23 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2015.
  127. Aydın, Salih (29 Ocak 2004). "Irak'ta patladı". Sabah. 27 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ekim 2015.
  128. Aydın, Çetin (13 Temmuz 2005). "Ebu Garib'deymiş". İstanbul: Hürriyet. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  129. Aydın, Çetin (14 Temmuz 2009). "Ebu Garib Cezaevi'nde bir Türk terörist daha". İstanbul: Hürriyet. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2015.
  130. "15 Kasım 2003 Sinagog bombalamaları ile ilgili Türk Musevi Cemaati'nden Açıklama". İstanbul: Türk Musevi Cemaati. 28 Ekim 2013. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2015.
  131. "Dünyadan başsağlığı ve kınama". Hürriyet. 15 Kasım 2003. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  132. "İstanbul'da teröre dünyadan tepkiler". NTV.com.tr. 16 Kasım 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2015.
  133. "Annan: İğrenç bir saldırı". Radikal. 16 Kasım 2003. 26 Ocak 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  134. Çakırözer, Utku (19 Kasım 2003). "İran: El Kaide olamaz". Milliyet. Ankara. s. 18.
  135. "İsrail'den Türkiye'ye yardım önerisi". Hürriyet. 15 Kasım 2003. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  136. "Robertson'dan İstanbul'daki saldırıya kınama". Zaman. 15 Kasım 2003. 6 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  137. "Ankara saldırıyı lanetledi". Sabah. 16 Kasım 2003. 17 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  138. "Başbakan Erdoğan: Hangi taraftan olursa olsun lanetliyorum". Zaman. 15 Kasım 2003. 6 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  139. "Erdoğan ilk kez İsrail basınına konuştu". Ankara: NTV.com.tr. 3 Haziran 2014. 3 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  140. "İstanbul Hahambaşılığı: Saldırılar sadece Yahudilere değil". Hürriyet. 15 Kasım 2003. 18 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Ağustos 2015.
  141. "Bazı ülkeler timsah gözyaşı döküyor". Hürriyet. 18 Kasım 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2015.
  142. "Dünya terör saldırılarını kınadı". NTV.com.tr. 20 Kasım 2003. 7 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi.
  143. "Bush-Blair: Korkutamazlar". NTV.com.tr. 20 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  144. "Saldırıya dünyanın öfkesi büyük oldu". Milliyet. 21 Kasım 2003. s. 18.
  145. "İngiltere'den uyarı: İstanbul'a gitmeyin". Hürriyet. 21 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  146. "Jack Straw Türkiye'de". NTV.com.tr. 20 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  147. "Dünya liderleri kınadı". Hürriyet. 20 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  148. "Sezer: Sorunu aşacağız". Ankara: Radikal. 21 Kasım 2003. 4 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Kasım 2015.
  149. "Erdoğan: Sinagog saldırısıyla örtüşüyor". Hürriyet. 20 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  150. "'Sinagoga saldırı' haberine yayın yasağı". Milliyet. İstanbul. 19 Kasım 2003. s. 16.
  151. "DGM'den 'jet' yayın yasağı". Milliyet. İstanbul. 21 Kasım 2003. s. 13.
  152. "Terör korkusu okulları tatil etti". Milliyet. 21 Kasım 2003. s. 16.
  153. "British Airways ofislerini, Citibank bugün için şubelerini kapattı". Milliyet. 20 Kasım 2003. 7 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  154. Hatısaru, Songül (21 Kasım 2003). "Bomba patladı borsa kapandı Merkez Bankası rahatlattı". Milliyet. İstanbul. s. 8.
  155. "Galatasaray-Juventus maçı ertelendi". Madrid: NTV.om.tr. 20 Kasım 2003. 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2015.
  156. "Juventus tamam Chelsea sırada". Sabah. 27 Kasım 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2015.
  157. "Beşiktaş-Chelsea maçı Almanya'da". Nyon: NTV.com.tr. 2 Aralık 2003. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2015.
  158. Karaca, Kayhan (28 Kasım 2003). "Avrupa Konseyi faaliyetlerini kısıtlıyor". Strasbourg: NTV.com.tr. 31 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2015.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Şuşoğlu, Önder (2004). Sarı Duman. İstanbul: Alfa Yayıncılık. ISBN 978-975-297-581-1.
  • Mango, Andrew (2005). Türkiye'nin Terörle Savaşı. İstanbul: Doğan Kitap. ISBN 978-975-293-377-4.
  • Demiray, Uğur; Gökçe, Orhan (2007). Terörün Görüntüleri, Görüntülerin Terörü. Konya: Çizgi Kitabevi. ISBN 978-975-8867-16-5.

Dış bağlantılar

This article is issued from Wikipedia. The text is licensed under Creative Commons - Attribution - Sharealike. Additional terms may apply for the media files.