Hurşid Ahmed Paşa
Hurşid Ahmed Paşa (ö. 30 Kasım 1822, Yenişehr-i Fener), II. Mahmud saltanatında 5 Eylül 1812 - 1 Nisan 1815 tarihleri arasında iki yıl altı ay yirmi yedi gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Hurşid Ahmed Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 5 Eylül 1812 - 1 Nisan 1815 | |
Hükümdar | II. Mahmud |
Yerine geldiği | Laz Aziz Ahmed Paşa |
Yerine gelen | Mehmed Emin Rauf Paşa |
Mısır Beylerbeyi | |
Görev süresi 1804 - 17 Mayıs 1805 | |
Yerine geldiği | Ali Paşa |
Yerine gelen | Kavalalı Mehmet Ali Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Ölüm | 30 Kasım 1822 Yenişehr-i Fener |
Hayatı
Erken dönemleri
Hurşit Ahmet Paşa Kafkasya doğumlu olup Gürcü asıllıdır.[1] Gençliğinde Osmanlılar tarafından devşirilip Yeniçeri Ocağı'na girmiştir. Sonra hızla yükselip yaptığı işlerle Sultan II. Mahmut'un takdirini kazanmış, devlet yönetiminde birçok önemli makamda oturmuştur.
Mısır'da
Fransız ordularının Mısır'dan 1798'de ayrılmalarından sonra Hurşid Ahmet Paşa İskenderiye'ye sancak beyi olmuştur.[2] Mısır'da büyük nüfuz kazanan Kavalalı Mehmet Ali desteği ile 1804'te Mısır Eyalet valiliğine atanmıştır. Fakat çok geçmeden Hurşid Ahmet Paşa Kavalalı Mehmet Ali'nin Mısır'da nüfuzunu kırmak için Mısır'daki İngiltere'nin diplomatik temsilcisi desteğiyle girişime geçmiştir. Kavalalı Mehmet Paşa ve ona bağlı olan Arnavut asıllı yeniçerileri Mısır'dan atmak için Suriye'den toplanan maaşlı "Deli" birliklerini Mısır'a getirtmiştir. Kavalalı Mehmet Ali bu "Deli" birliklerini de kendi tarafına çekmeyi başarmış ve Mısır uleması ve Mısır'da bulunan tüccar ve esnaf lonca ve birliklerinin desteği ile Mayıs 1805'te Kahire'de kendisini Mısır Valisi ilan etmiştir. Ordu ve halk desteğinden yoksun kalan Hurşid Ahmet Paşa Kahire Kalesine çekilmek zorunda kalmıştır. İstanbul da Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın emrivakisini kabul etmiş ve onu Mısır Valiliğine tayin etmek üzere bir hatt-ı hümayunu Mısır'a göndermiştir. Hurşid Ahmet Paşa Kahire kalesinden ancak bu hatt-ı hümayunu gördükten sonra ayrılmıştır.
Sırp İsyanları
Sırplar 19. yüzyıl başında ayaklandılar. Sıradan bir çoban olan Kara Yorgi bu ayaklanmanın önderi oldu. İsyancılar birçok kasabaları ellerine geçirdiler ve Belgrad'ı kuşattılar. Osmanlı padişahı III. Selim isyancılarla pazarlığı denedi ama sonuç alamadı. Ruslardan aldığı destekle isyancı Sırpların lideri Kara Yorgi 13 Aralık 1806’da Belgrad’a girdi. 1806-1812 yılları arasında devam eden Osmanlı-Rus savaşı sırasında Belgrad Kara Yorgi'nin önderliğindeki isyancıların elinde kaldı ve 1808'de Kara Yorgi Sırpların kralı (Gospodar) seçildi. Bu arada Osmanlı Devletinde Kabakçı Mustafa isyanı çıktı ve saltanat iki defa el değiştirdi. Sonunda II. Mahmut'un uzun süren saltanatı başladı. Mart 1809'da Hurşid Ahmet Paşa Sırp isyancılarını tenkil etmek görevi ile Belgrad üzerine gönderildi. Osmanlı-Rus Savaşı'nın son dönemlerinde Rus desteğinde yoksun kalan Sırp isyancılar zayıflamışlardı. 28 Mayıs 1812 tarihinde Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdiren Bükreş Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmanın bir maddesi Sırplara içsel otonomi tanımasını ön görmekte idi; ama Kara Yorgi idaresindeki Sırplar tam bağımsızlık istemekteydiler. 5 Eylül 1812'de Sırplara karşı çarpışmaları yönetmekte olan Hurşid Ahmet Paşa Laz Aziz Ahmed Paşa'nın yerine sadrazamlık görevine tayin edildi. Fakat Sırbistan'dan ayrılıp İstanbul'a gitmedi ve Sırp isyancılara karşı yapılan askerî harekât için serasker tayin edildi.
Rusların Fransa'yla devam eden savaşından da yararlanan Hurşid Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Sırbistan'daki isyancıları yenerek Ekim 1813'te Belgrad'ı tekrar ellerine geçirdiler. Böylece birinci Sırp İsyanı sona ermiş oldu ve isyancılar tarafından Belgrad'da Sırp Kralı ilan edilen Kara Yorgi kaçıp Avusturyalılara sığınmak zorunda kaldı.
Fakat Hurşid Ahmet Paşa bundan sonra da Sırbistan meseleleri ile uğraşması gerekti. Bu arada 1814'te Sırp isyancı "Hacı Prodan"'ın isyanını bastırtıp bu kişinin Avusturya'ya sığınmasına neden oldu.
Hurşid Ahmet Paşa 1 Nisan 1815'te sadrazamlıktan azledilerek sadaret Mehmed Emin Rauf Paşa'ya verildi. Fakat Hurşid Ahmet Paşa'ya Bosna Valiliği verilip yine Sırbistan meseleleri ile uğraşması gerekti.
Kasım 1820'de Mora Valisi olarak tayin edildi.
Tepedelenli Ali Paşa isyanı
Yanya Aslanı olarak bilinen ve merkezi Osmanlı devletinin zayıflığı dolayısıyla gününde Balkanlarda yarı-bağımsız ayanlardan biri sayılan Tepedelenli Ali Paşa 1788'de Yanya valiliğine getirilmişti. Merkezi hükûmetin zayıflığından yararlanarak Arnavutluk ile Yunanistan arasındaki Epir bölgesinde Osmanlı Devleti'nden yarı-bağımsız bir nüfuz bölgesi kurarak bu bölgeyi genişletmişti. Bölgedeki Rumlar da Filiki Eterya Derneği gibi gizli dernekler kurarak Osmanlı Devleti'den bağımsızlıklarını kazanmak üzere çalışmalara başlamışlardı. Yanya Valisi olarak Tepedelenli Ali Paşa bu Rum bağımsızlık hareketlerini bastırmak için sert önlemler almıştı. Fakat İstanbul'da Tepedelenli Ali Paşa'nın oğullarıyla birlikte bağımsız bir devlet kuracağı kuşkusu gittikçe büyümekteydi. II. Mahmut, yakın danışmanı Mehmet Sait Halet Efendi ve belki de Fener Rum Patrikhanesi'nin etkisi ile Tepedelenli Ali Paşa'yı Yanya Valiliği'nde azlettiğini ilan etti. Tepedelenli Ali Paşa bu kararı kabul etmeyip Osmanlı devleti aleyhinde bir isyan başlattı.
Bu isyanı bastırmak üzere II. Mahmut o zaman Mora Valisi olan Hurşid Ahmet Paşa Tepedelenli Ali Paşa'yı tenkil etmek için gönderilen ordunun serdarı tayin edip bu orduyu Yanya üzerine gönderdi. Hurşid Ahmet Paşa ordusuyla, Tepedenli'nin etkisini arttırmak için ordusuyla genişlettiği faaliyet alanlarını tekrar merkezi devlet adına ele geçirdi. Sonunda Hurşid Ahmet Paşa orduyla Tepedelenli Ali Paşa'nın bulunduğu Yanya kalesini kuşattı. Canına dokunulmaması kaydıyla Tepedenli Ali Paşa teslim oldu. Tepedenli Ali Paşa'nın isyanı böylelikle başarısızlıkla sonuçlandı. İstanbul'da padişah II. Mahmut ve danışmanı Mehmet Sait Halet Efendi onun tekrar isyan çıkarma olasılığını düşünerek Tepedelenli Ali Paşa'nın idam edilmesine karar verdiler. Tepedenli Ali Paşa bu karar fermanı gösterildiğinde hemen silahına davrandı ama muhafızlar tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Sonra başı kesilerek İstanbul'a gönderildi. Bu olay Hurşit Ahmet Paşa'ya büyük saygınlık kazandırdı ve Sultan'ın tekrar gözüne girmesini sağladı.
Yunan İsyanı
Hurşid Ahmet Paşa Kasım 1820'de Mora Valiliğine tayin edilip bu valilik merkezi olan Tripoliçe'ye haremi ve maiyeti ile geldiği zaman Moralı Yunanların Osmanlı devleti aleyhine bir isyan etme hazırladığını öğrenmişti. Bu şehrin Yunan ileri gelenlerini toplayıp 8 Kasım'da bu konuda onlarla karşılıklı konuşma yapmışsa da Yunanlar böyle bir isyan planlandığını inkar etmişlerdi. Fakat Tepedelenli Ali Paşa'yı tenkil etme için serdar tayin edildiği için eyalet ordusu ile Tripoliçe'de ayrılması gerekmekteydi. Bu kentte haremi, eyalet vergi hasılatları ile kaymakamı olan Mehmet Salih komutasında ufak bir muhafaza birliği bırakmıştı. Paşanın bulunmamasını bir fırsat bilen Yunan isyancılar, yıllarca Osmanlılara karşı çok önemli direniş yapmış bir ailenin üyesi ve Yunan devrimcilerin başkomutanı olan Teodoros Kolokotronis altında birleşip Mora valilik merkezini kuşatmaya başladılar. Hurşid Ahmet Paşa Yanya kuşatması ile uğraşmakta olduğu Tripoliçe'ye gelememekle beraber oraya bir birlik gönderdi ve merkezi Yunanistan'da bulunan Köse Mehmet Paşa'yı Mora'daki isyanı tenkille görevlendirdi. 23 Eylül 1821'de Yunan devrimcileri Tripoliçe'yi ellerine geçirmeyi başardılar ve orada bulunan Türk müslüman halkını öldürdüler. Fakat yerel devlet vergileri hasılatı ve Hurşid Ahmet Paşa'nın haremi Tripoliçe'nin fethinden sağ olarak kurtarıldılar.
Hurşid Ahmet Paşa dönüp bu isyancıları tenkile hazırlanmaktayken İstanbul'da bulunan aleytarları onun Tepedelenli Ali Paşa'nın hazinesinin bir kısmını kanunsuz olarak kendi eline geçirdiğini iddia edip Hurşid Ahmet Paşa'nın valilikten azledilmesini istediler. Bunlara göre Hurşid Ahmet Paşa Tepedeleli Ali Paşa'nın hazinesi olarak 40 milyon kuruşu İstanbul'a göndermişti ve aleyhtarlar ise hazinenin 500 milyon kuruş olacağını hesaplamışlardı. İstanbul Hurşid Ahmet Paşa'dan daha ayrıntılı hesap istedi ama Paşa bunu kendine bir yersiz iftira olarak kabul ettiği için bu isteğe yanıt vermedi. Bu cevap vermeme dolayısıyla aleyhtarlarının yaptıkları ithamların doğru olduğu şüphelerini kuvvetlendirdi. Hurşid Ahmet Paşa devlet malını kendi şahsına geçirme suçu ile Mora valiliğinden alındı. Yerine Mora valisi ve Mora Yunan isyancılarının tenkili için serdar olarak Dramalı Mahmut Paşa getirildi. Hurşid Ahmet Paşa'ya Yenişehr-i Fener'de ikamet etme emri gönderildi.
Fakat Hurşid Ahmet Paşa'nın aleyhtarları yine onun aleyhinde çabalarına devam ettiler. Durumu Yenişehir'den takip eden Hurşid Ahmet Paşa bunların sultanı inandırıp ondan kendinin idam edilmesi için bir ferman alındıklarının ve cellatların İstanbul'dan hareket ettiklerinin (sonradan doğru olmadığı anlaşılan) haberini aldı. Buna karşı Hurşid Ahmet Paşa'nın reaksiyonu 30 Kasım 1822'de yine Yenişehir'de iken bir zehir içerek intihar etmek oldu.
Kaynakça
- Murat Kasap (24 Haziran 2009). "Hurşit Ahmet Paşa". Osmanlı Gürcüleri. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Şubat 2011.
- Ahmad Fadl Shabloul. "List of governors of Alexandrıa (1798-2000)" (Arapça). 16 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2008.
Dış bağlantılar
- Buz, Ayhan (2009) " Osmanlı Sadrazamları", İstanbul: Neden Kitap, ISBN 978-975-254-278-5
- Danişmend, İsmail Hâmi (1971),Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul: Türkiye Yayınevi say.71
- Tektaş, Nazim (2002), Sadrâzamlar Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı, İstanbul:Çatı Yayınevi (Google books: 7 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Laz Aziz Ahmed Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 5 Eylül 1812 - 1 Nisan 1815 |
Sonra gelen: Mehmed Emin Rauf Paşa |