Kemankeş Kara Mustafa Paşa
Kemankeş Kara Mustafa Paşa (ö. Ocak 1644) IV. Murad saltanatının son yıllarında ve Osmanlı Padişahı İbrahim saltanatının ilk yıllarında, 23 Aralık 1638 - 31 Ocak 1644 tarihleri arasında beş yıl bir ay sekiz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Kemankeş Kara Mustafa Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 23 Aralık 1638 - 31 Ocak 1644 | |
Yerine geldiği | Tayyar Mehmed Paşa |
Yerine gelen | Sultanzade Mehmed Paşa |
Osmanlı Kaptan-ı Derya | |
Görev süresi 1635-1637 | |
Yerine geldiği | Deli Hüseyin Paşa |
Yerine gelen | Bostancı Cafer Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Elbasan veya Avlonya |
Ölüm | 31 Ocak 1644 İstanbul |
Hayatı
Arnavut asıllı olup Elbasan'lı veya Avlonya'lıydı.[1] Devşirme olarak İstanbul'a getirildi. Yeniçeri Ocağı'na katıldı.[2] Bu ocakta iken Ferhad Ağa'dan okçuluk dersleri aldı ve okçulukta büyük bir yetenek göstererek "Kemankeş" lakabı ile anılmaya başlandı.[3] Bu ocakta çorbacılığa, kul kethüdalığına terfi ettirildi. Önce kul kethüdalığından azledildi ise de 1634'te Sekbanbaşı yapıldı.
IV. Murat'ın Revan Seferi'ne iştirak etti. Abaza Mehmet Paşa, af edildikten sonra padişaha intisab ettiği sırada Kara Mustafa Ağa'nın ehliyeti hakkında bazı sözler söylendiğini bilen IV. Murat ocakta temizlik yapmak istediğinde, Revan Seferi'ne başlarken Nisan 1635'te Mustafa Ağa'yı Yeniçeri Ağası olarak tayin etmiş ve onun vasıtasıyla Yeniçeri Ocağı'nda istediği gibi temizliğin yapılmasını sağlamıştır.[1]
Revan seferinden dönüşten sonra 17 Ekim 1635'te Kara Mustafa Ağa, Deli Hüseyin Paşa'nın yerine kaptan-ı derya görevine getirilmiştir. Burada da temizlik yapmıştır. Sultan Murat'ın Bağdat Seferi'ne başlamasından önce sadrâzam Bayram Paşa'nın padişahtan önce Anadolu'ya, geçmesi sırasında da kaptan-ı deryalık üzerinde kalmak üzere sadaret kaymakamı olmuştur. Kaptan-ı derya görevi yine üzerinde bulunduğu halde padişahla birlikte Bağdat seferine hareket etmiştir.[1]
Sadrazam Bayram Paşa'nın Urfa civarında vefat etmesi ile sadaret görevi açılmıştır ve bu göreve en uygun kişinin Kemankeş Kara Mustafa olduğu bilinmekle beraber Silâhtar Mustafa Paşa ile Ruznameci İbrahim Efendi IV. Murat üzerinde etkili olarak sadrazamlık görevi Tayyar Mehmet Paşa'ya verilmiştir. Aralık 1638'de ise Tayyar Paşa'nın Bağdat kuşatması sırasında şehit olması üzerine Kemankeş Kara Mustafa Paşa vezir-i âzam yapılmıştır. Bağdat kalesinin düşmesi Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın sadrazamlık zamanında olmuştur. Padişahın İstabul'a dönüşünden sonra sadrazam arkada kalarak Mayıs 1639'da İranlılarla Kasr-ı Şirin Antlaşması'nı imzalamıştır. Aynı zamanda sınır kalelerini tamir ettirmiş, hudut işlerini düzeltmiş ve gerekli idari reformları tamamladıktan sonra İstanbul'a dönmüştür.[1]
Kara Mustafa Paşa, IV. Murat altındaki sadaret döneminde Silahdar Mustafa Paşa ile Deli Hüseyin Paşa rekabeti ile karşılaşmıştır. Bu iki rakip Kara Mustafa Paşa'nın azledilerek ya Yemen valiliğine veya kadılık görevine getirilmesi için padişahı etkilemeye çalışmışlar ama başarılı olamamışlardır.[3]
IV. Murat'ın ölümünden sonra Sultan İbrahim dönemi başlangıcında da Kemankes Kara Mustafa Paşa sadrazamlık görevine devam etmiştir. Bu sırada eski iki rakibinden intikam aldığı belgelidir. Silahdar Mustafa Paşa'yı önce Budin valiliğine tayin ettirmiş ve ardından idam edilmesine neden olmuştur. Deli Hüseyin Paşa'ya ise Özi valiliği verdirip onu İstanbul'dan uzaklaştırmıştır.
Bundan sonra çok kapsamlı askeri, idari ve mali reformlar uygulamaya girişmiştir. Askeri reform olarak kapıkulu askeri sayılarının azaltılması ile uğraşmış; sadareti zamanında yeniçeri mevcudu 17,000'e ve sipahi ocağı mevcudu da 12,000'e inmiştir. Donanma için ise her yıl 40 kadırga yapılması kanununu uygulamaya geçirmiştir.[4]
Uyguladığı parasal ve mali reformlar gününde kabul edilen klasik ve Merkantalist ekonomi kurallarına göre başarılı olmuştur. Ama modern ekonomi bilimine göre Osmanlı ekonomisini geriye götürdüğünün kabul edilmesi gerekir. Modern ekonomi bilimi prensiplerine göre piyasalarda fiyatlar her ne kadar (monopoli yaratmadan) serbestçe tayin edilirlerse o ülkenin ekonomik refahı o kadar fazla artacağı beklenmektedir. Halbuki Kemankeş Kara Mustafa Paşa piyasalarda fiyatların antik Romalılardan kalma narh usulüne göre merkezi olarak idare edilmesini zorlamak hedefi almıştır. Böylece "narh meselesi" olarak gördüğü merkezi sabit fiyatlama için gereken kanunsal kuralları daha sıkı uygulanmasını başarı olarak görmüş ve narhlarda düzenlemeler yaparak alım-satım fiyatlarını denetleme altına almıştır. Hedefinin piyasada ucuzluk ve bolluk sağlamak olmasına rağmen, modern ekonomi bilimine göre bu sabit fiyatların sabitliğinin geçici olacağı ve çok geçmeden ortaya darlıklar çıkacağı aşikardır. Kendi anlayışına göre eşya ve hayvan satışlarını "normal şekle" sokmuştur. Bu uygulamayı müfettişler kullanmak suretiyle ve nizam ve kanuna aykırı hareket edenleri pek ağır cezalara çarptırmak suretiyle, ekonomi bilimi esaslarına aykırı olarak, zorlamaya çalışmıştır. Ekonomide sirküle eden sikkelerin ayarını değiştirmemeye kararlı olarak yeni ve tam ayarlı sikkeler kestirmiştir. Devletin en önemli harcamalarından olan kapıkulu ocaklarının maaşlarını her biri 80 "akçeye" eşit olan safi "riyal kuruş" üzerinden vermiş ve kesinlikle ne akça ne de riyal kuruş sikkelerinde bulunan maden alışımı karışım oranlarını değiştirmemiştir.[1]
O maliye meselelerine gelince bunda paralı devlet işlemlerinde modern devlet maliyesine esas sağlayan hazine senetleri kullanılmasından ayrılarak eski ekonomi anlayışına uygun olarak tüm devlet işlemlerinin nakit ile yapılmasını sağlamıştır. Vergi tahsilinde de adaletli düzen sağlamak ve halka büyük acımasızlık yapılmasını önüne geçmek için tüm ülkeyi yeniden tahrir ettirmiştir. Bu suretle devlet bütçesinin gelir ve giderini dengeli hale sokmaya çalışmıştır. Bu reformları başında uzun zamandır ilk defa Osmanlı devleti bütçesi 6 bin kese "fazla gelir" sağlamıştır. Bu sağlanan fazla geliri iç hazineye koydurmak suretiyle harcama fırsatlarını atıl yapıp, battal edip hazineyi doldurmuştur.[1] Bu kadar parayı piyasadan çekip, piyasalarda para darlığı ve bunun neticesinde eksik toplam talep yaratması ve bu paranın hiç ekonomiye katkısı olmadan atıl olarak hazinede saklanması ile modern ekonomi bilimi kurallarına göre büyük istihdam problemleri yaratması gayet aşikardır. Modern iktisat bilimi kurallarına uygun olarak bakılırsa, sonradan Sultan İbrahim'in hiç rasyonel olmayan saray harcamalar yapması ortaya çıkmasaydı, Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın "reformlar"ının Osmanlı ekonomisini büyük işsizliğe ve darlıklara sokması ihtimal dahilindeydi.
Bu dönemde de kendine rakip olan diğer devlet adamları ile uğraşmaya başlamıştır. Bunlar Sultan İbrahim'in silâhdarı olan "Yusuf Paşa" ile meşhur Cinci Hoca Hüseyin'dir. Kemankeş Kara Mustafa Paşa gerek bu iki rakibinin ve gerekse asabi ve rasyonel olmayan Sultan İbrahim'in her işe karışmasından dolayı iki defa vezir-i âzamlıktan istifa etmiştir ama bu istifalar kabul edilmemiştir.
Rakiplerini saf dışı bırakmak için bu sefer kapıkulu askerini isyana teşvik etmiştir. Bu isyan teşviki gerçeği Sultan İbrahim'e yetişince padişah Kemankeş Kara Mustafa Paşa'yı 31 Ocak 1644 sadrazamlıktan azletmiş ve idam edilmesini emretmiştir. İdam edildiğinde 50 yaşlarındaydı. İki padişah döneminde yaptığı sedareti 5 yıl 1 ay sürmüştür.[3]
Cenazesi İstanbul'da Bayezid semtindeki Parmakkapı'da, Çarşıkapısı'nda 1641 yılında yaptırmış olduğu medresesi yanındaki türbesine gömülmüştür. Günümüzde hem türbesi ve hem de medresesi İstanbul'da 1950'lı yıllarda "imar" adıyla genişletilen yol dolayısıyla ortadan kaybolmuşlardır.
Değerlendirme
Sicill-i Osmani'de şöyle değerlendirilmektedir:[2]
Yiğit, cesur, tedbirli, ummî idi
Uzunçarşılı şöyle değerlendirme yapmaktadır:[1]
Yüksek himmetli, hamiyyetli ve faal bir vezir olduğunda tarihler müttefik gibidir. Bazı hasımlarını affetmemek gibi hataları felâketine sebep olmuştur.
Hadıselerin tetkiki neticesinde kendisine hasım olanlarla kendisine üstün gelecek olanları birer suretle İstanbul'da uzaklaştırdığı görülüyor.
Tarihsel belgelere göre Kemankeş Kara Mustafa Paşa, "Körkadı" diyecek kadar doğru sözlü, aynı zamanda asabi ve hırçın, işlerinde titiz olduğundan dolayı epey düşman peydah etmişti; kendisi okumak yazmak bilmediği için -lüzumu halinde pâdişâh tarafından huzura kabul âdeti olmadığından- pâdişâha gizli olarak arzedilecek şeyleri başka birisine yazdırmak suretiyle bunun duyulmasından sıkılır ve :
Ben bu makama lâyık değilim; bir kaht-i rical (adam kıtlığı) olduğu için beni tayin ettiler; zira sadaret makamının şartı okuyup yazmaktır, pâdişâh ile vezir arasında esrara müteallik nice umur vardır ki kâtibin ona vakıf olmaması icap eder"
derdi.
Eserleri
İstanbul'da Çarşıkapı'da bir medrese ve türbe yaptırmıştı. Ama günümüzde bu medrese ve türbe, meydan ve yol açılmak gereği ile hiç iz bırakılmadan yıkılıp yok edilmiştir.[5] Galata'da Kurşunlu Mahzen'de bulunan kapalı kiliseyi camiye dönüştürtmüştür.[6] Karagümrük ile Balat arasında bulunan "Salma-tomruk" semtinde yaptırdığı bir başka mescid de vardır. Bu camii Odalar Camii ismi ile de anılmakla beraber, bugün harabe halindedir.
Sivas ile Tokat arasında bulunan "Mehmed Paşa Hanı (Yenihan)"'nın onarlanmasını sağlamış ve bunun yanına cami ve hamam yaptırmıştır. Buraya 500 yeni göçmen getirip yerleştirek "Yenişehir" adı ile yeniden bir kadılık kurmuştur. Edirne'de Kösemihal Köprüsü'nü yeniden inşa ettirmiştir. Macaristan'da Eğri kalesinde büyük bir hamam, mektep ve baruthane yaptırmıştır. Çok sayıda çeşmeler yaptırmıştır. Üsküdar'da ve Pendik'te çeşmeler yaptırmıştır. Kıztaşı yakınındaki İskender Paşa Camii karşısındaki 1637 tarihli çeşme de hayır eserlerindendir. Mekke'ye Arafat'tan gelen suyu akıttıran da bu kişidir.[2] Anadolu ve Rumeli'de yollar, köprüler yaptırmıştır. Hicaz'da Zerka kalesini yaptırıp buraya koyduğu muhafızlarla Harameyn fukarasına kendi vakfından maaş tahsis etmiştir.
Kendisinden sonra, vakfına kızı Fatma Hanım mütevelli olmuştur. Serezli Şeyhzâde Mehmed Abdurrahman Efendi, Nahlistan-ı turab fî mehaşin-i arzu'l-arab isimli Mısır tarihini Kemankeş Kara Mustafa Paşa adına yazmıştır.
Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın kardeşi Elbasanlı Mevlevi ve şair Sinecâk Munzevî Osman Dede (1640 veya 1645), Gülşen-i İrfan isminde hüsn-i ahlâk ve nasihatlardan bahseden 10 cüzlük bir eserini Mustafa Paşa'ya hediye etmiştir. Kara Mustafa Paşa, kardeşini görmek istemişse de Munzevi Osman Dede kabul etmemiştir.
Karaçelebizâde Abdülaziz Efendi, "Zafer-nâme" ismindeki tarihî risalesini Kemankeş Kara Mustafa Paşa'ya ithaf etmiş ise de sonradan yazdığı tarih eserinde Mustafa Paşa'yı yermiştir. Yine Kara Mustafa Paşa'yı yakından tanıyan Kâtip Çelebi ile şair Vecihi onu övmüşlerdir.
Popüler kültürdeki yeri
Muhteşem Yüzyıl Kösem adlı tarihi-Türk dizisinde İsmail Demirci tarafından canlandırılmaktadır.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) s.387-391
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV s.390
- Yılmaz, Mehmet "Mustafa Paşa (Kemankeş, Kara)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, c.2 c.310-311, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-08-0071-01.
- 1634-1644 döneminde tüm denizci ülkelerde yelkenli kalyonlar yapılıp kullanılırken Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın Osmanlı donanmasını kadırgalarla donatmak istemesi bu ıslahatında ne kadar tutucu olduğuna güzel bir nişanedir.
- "Kemankes Mustafa Paşa". 30 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2013.
- Kemankeş Kara Mustafa Paşa Cami
Dış kaynaklar
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954, Altıncı Bas: 2011 ) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu ( ISBN 978-975-16-0010) say.387-391
- Buz, Ayhan, (2009) Osmanlı Sadrazamları, İstanbul: Neden Kitap, ISBN 978-975-254-278-5, say.109.
- Danışmend, İsmail Hami, (2011), İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi 6 Cilt, İstanbul:Doğu Kütüphanesi, ISBN 9789944397681
- Yılmaz, Mehmet "Mustafa Paşa (Kemankes, Kara)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, Cild.2 Sayfa.310-311, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-08-0071-01.
Dış bağlantılar
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.IV s.390
- Özcan, Abdülkadir (2002) "Kemankeş Kara Mustafa Paşa" Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopesi Cilt:25 Sayfa:248-280, Ankara: TDV Online: 16 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Tayyar Mehmed Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 23 Aralık 1638 - 31 Ocak 1644 |
Sonra gelen: Sultanzade Mehmed Paşa |
Askerî görevi | ||
Önce gelen: Deli Hüseyin Paşa |
Kaptan-ı Derya 17 Ekim 1635 - 1637 |
Sonra gelen: Bostancı Cafer Paşa |