Tarhuncu Ahmed Paşa
Tarhuncu Sarı Ahmed Paşa (? - ö. 21 Mart 1653 İstanbul) IV. Mehmed saltanatında 20 Haziran 1652 - 21 Mart 1653 tarihleri arasında dokuz ay yirmi bir gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.
Tarhuncu Sarı Ahmed Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 20 Haziran 1652 - 21 Mart 1653 | |
Hükümdar | IV. Mehmed |
Yerine geldiği | Gürcü Mehmed Paşa |
Yerine gelen | Koca Derviş Mehmed Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Ölüm | 21 Mart 1653 İstanbul |
Hayatı
Arnavutluğun Mat kasabasındandır.[1] Eğitimini Enderun'da yaptı. Silâhdar Bosnalı Musa Ağa'nın 1633 tarihinde Mısır valiği ile saraydan çıkması sırasında o da kapıkulu süvariliği ile çıktı. Önce Musa Paşa'ya sonra da Hezarpâre Ahmed Paşa'ya kethüdalık etti. Hezarpare Ahmed Paşa'nın katlinden sonra kardeşi Oruç da, Sofu Mehmet Paşa'ya karşı olan sipahilerin isyanında öldürüldü. Ama Ahmed Ağa, şeyhülislâm Hacı Abdurrahim Efendi tarafından himaye olunarak hayati kurtarıldı. Kendisine Diyarbakır valiliği verildi. Daha sonra Hicaz'a hacca gitti. Diyabakır'da valiliğe dönmeden önce, Ocak 1649'da Mısır valiliğine nakledildi.[2]
Tarhuncu Ahmed Paşa, Ocak 1651'de Mısır'dan azlolunarak İstanbul'a geldi. Naima tarihi Mısır'a yerine vali olarak tayin edilen Hadım Abdurrahman Paşa, aslının sipahi olması dolayısıyla onu tahkir edince, Tarhuncu Ahmed Paşa tarafından gayet usta bir lisanla, ama küçük düşürücü bir şekilde, cevaplandırıldığını bildirir.[3] İstanbul'a döndüğü zaman, sadrâzam olan Gürcü Mehmed Paşa Tarhuncu Ahmed Paşa'nın büyük yetenekleri dolayısıyla sadrazamlıkta kendine rakip olabilaceğini düşündü. Önce Mısır Eyaleti hesaplarında bulunan bazı hatalar dolayısıyla Tarhuncu Ahmed Paşa'yı Yedikule'de hapse gönderdi. Sonra da onu İstanbul'dan uzaklaştırmak hedefiyle, ona Yanya Sancakbeyliği görevini verdi; ama sürgün olarak Selanik'te oturması emredildi.[1]
Bu sırada hükûmet işleri, Valide Sultan'ın mutemedi Anadolu kazaskeri Hocazade Mesud Efendi'nin nezareti altında görülmekteydi. Gürcü Mehmed Paşa'nın yerine sadrazam olarak icraatının güçlülüğünü pratikte göstermiş bir vezir aranmaktaydı. Şeyhülislâm tarafından Siyavuş Paşa sadrazam olarak teklif edildi. Ama Valide Sultan onun tavsiyesini kabul etmedi. Anadolu kazaskeri Hocazade Mesud Efendi ise Tarhuncu Ahmet Paşa'nın sadrazam olmasını tavsiye etti. Bunun üzerine Tarhuncu Ahmed Paşa İstanbul'a davet olundu. Tarhuncu Ahmed Paşa gizlice İstanbul'a gelip Hocazade Mesud Efendi'nin Süleymaniye'deki konağına indi ve geldiği Valide Sultana bildirildi. Tarhuncu Ahmed Paşa burada Padişah ve diğer devlet erkânı ile görüştü. Bu görüşmelerde Tarhuncu Ahmed Paşa devletin problemli işlerini (yani Girit sorunu, donanma sorunu ve maaş sorunu) bazı şartlarla uygun şekilde çözümlemeyi taahhüd etti ve buna karşılık kendinin üzerine eğileceği sorunları da açıkladı. İki taraf bu önemli sorunlar üzerinde anlaşınca 19 Haziran 1652'de Tarhuncu Ahmed Paşa sadrâzam olarak tayin edildi.[1]
Tarhuncu Ahmed Paşa hazine açığını kapatmak, para değerindeki istikrarsızlığı kaldırmak, gümrük gelirlerini artırmak, saray ve tersane harcamalarını azaltmak ve yolsuzluğu önlemek için gayet ciddi ve dürüstlükle gece gündüz çalışmaya koyuldu. Bundan dolayı hem devlet içinden hem de devlet dışından Tarhuncu Ahmed Paşa icraatından menfaatleri zarar görenler ona düşman olup diş bilemeye başladılar.
Önce bir kısım ulema sadrazamın aleyhine harekete geçti ve bunların yanında çarşı esnafı ve günün hükûmetine karşı her türlü eyleme katılmayı alışkanlık haline getirmiş kapıkulu sipahileri de bu harekâte katıldılar. Bu olaylar şeyhülislamlığa Bahai Efendi getirilmekle biraz yatıştırıldı.[1]
Osmanlı Devletinde ilk defa olarak devletin gelirlerini ve harcamalarını ayrıntılarla öğrenip bir devlet bütçesi hazırlamak için bir kurul kuruldu. Bu kurul Kemankeş Kara Mustafa Paşa'nın son sadrazamlık yılı olan 1643 ile 1652 yılı arasındaki yaklaṣık 10 yıl için devletin defterlerini inceledi. Bu dönemde devlet gelirleri, yeni vergiler (özellikle "değirmen vergisi" ve "hane vergisi") ihdası ile 5.329 (yük) olmuştu; devlet harcamaları ise 1643'te yaklaşık 6.000 (yük) iken 1650'de yaklaşık 5.500 (yük)e indirilmişti.
Ayrıca Osmanlı Devleti maliye sisteminde ilk kez olarak gelecek yıl için, yani 1652 yılında başlayan Hicri 1060 yılı için, Tarhuncu bütçesi adı verilen bir bütçe defteri hazırlandı. Bu bütçeye göre Hicri 1060 yılında bir yılda taşra eyaletlerinden gelen toplam cizye, avarız, mukataat bedelinden oluşan devlet gelirinin 5.329 yük olacağı hesaplanmıştı. Devlet harcamaları olarak yeniçeri ocağı, acemioğlan ocakları, bostancı ve baltacı ulufeleri ile saray, tersane, donanma, istabl-i amire, cebecihane, tophane vb giderleri 6.872 yük olacaktı. Devlet bütçe sorunlarının devamlı olarak çıktığı bilinmekteydi. "Tarhuncu Bütçesi"'ne göre Hicri 1060 yılı için devlet bütçesi açığının yaklaşık 1.600 yük olacağı hesaplandı.[1][4][5]
Bütçe sorunlarının büyük bir kısmı bu bütçe açıklığından ortaya çıkmakla beraber, bir kısmının da kısa dönem likidite sorunu olduğu, yani devlet harcamalarının devamlı olmasına rağmen, eyaletlerde gelirlerinin tam olarak zamanında toplanamaması, planlanan zamanda merkeze sevkedilmemesi ve gelirlerin düzenli olmamasına bağlı olduğu da anlaşılması gerekmekteydi.
Tarhuncu Ahmed Paşa ayrıntılı bütçe defteri hazırlandıktan sonra, özellikle sarayın ve sonra devlet ilerigelenlerinin harcamalarında kesinti yapmaya koyuldu. Bu harcamalar kısıntısı ona çok düşman kazandırdı.
20 Kasım 1652'de İstanbul çarşılarına yakın Esir Hanı'nda çıkan bir yangın başkent çarşılarının yoğun olduğu Çarşıkapı, Gedikpaşa, Çemberlitaş, Mahmutpaşa, Beyazıt ve Mercan mahallelerinde büyük zararlar verdi. Bu zararlar başkentte para darlığı sorununu tekrar gündeme getirdi. Defterdar kısa vadeli finans bulmak için 15 kese borç alıp "Mum Eminliği" imtiyazını "Devletoğlu" adlı bir gayrimüslime verdi. Saraydan ve rical konaklarından baltacılar Devletoğlu'nun idare merkezi olan dûkkanını kahve, mum, şeker istekleriyle aşındırmaya başladılar. Bu yuzden baltacılar ile Devletoğlu adamları arasında çatışmalar çıktı ve Devletoğlu şahsen dayak atılmakla tehdit edildi. Sonunda sorunlarla baş edemeyeceğini anlayan Devletoğlu defterdara verdiği nakit krediyi geri alamadan ortadan kayboludu.[5]
Padişah IV. Mehmet daha çocuk yaşlarında idi ve avcılık dışında övünecek bir yeteneği bulunmamaktaydı. Devlet erkanı, hatta padişah huzurunda bile, devamlı birbirleriyle kıyasıya rekabet hatta çatışma halindeydiler. Tarhuncu Ahmed Paşa'nın düşmanları, başta Valide Sultanı ve hatta çocuk padişahı sadrâzam aleyhine harekete sevk etmekteydiler. En sonunda bu düşmanların sadrazamın padişahı tahttan indireceği iftirası saraylıları birleştirdi ve Tarhuncu Ahmed Paşa'nın sadrazamlıktan uzaklaştırılmasına dair bir hatt-ı hümayun çıkartıldı.[5]
Nevruz günü olan 21 Mart 1653'te sadrazam yılbaşı hediyelerini pâdışâha takdimden sonra donanma işleri için tersanede bulunduğu sırada saraya davet olunarak deniz yoluyla Hasbahçe'ye girdikten sonra kendisini kızlar ağası (darüssaâde ağası) karşılayıp sadaret mührünü geri aldı. Vezir-i âzamlığı 9 ay kadar sürmüştü.
Sonra Tarhuncu Ahmed Paşa bostancılara teslim edilip onlar vasıtası ile boğuldu. Cesedi, ilk efendisi Hocazâde Musa Paşa'nın zevcesi tarafından gönderilen adam vasıtasıyla saraydan alınarak Üsküdar'a miskinler mevkiine defnedildi. Ölümünde yaşı 60'i geçmişti.[1]
Değerlendirme
Uzunçarşılı'ya göre[1]
Tarhuncu Ahmet Paşa iffeti, doğruluğu ile tanınmış olup icraatinde hiç hâtıra ve gönüle bakmadığından bütçeyi dengelemek gayretiyle çok düşman kazanmış, Valide Sultanın tekliflerini bile reddetmiş ve bu yüzden hayatını kaybetmiştir. Tarihlerde adı geçen Tarhuncu Bütçesi bunun zamanında yapılmıştır.
Devlet mâliyesi alanında topladığı objektif istatistik verilere dayanarak ıslâhat yapmaya girişen ilk Osmanlı devleti reformcusudur.
Kaynakça
- Uzunçarsılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.404
- Vecihi tarihi, say.69, Mısır'a tayininin 1648 yılı sonlarında olduğunu belirtmektedir.
- Naima Tarihi: c.5 say.327)
- 1 kese 500 kuruş olması hesabıyla, gelir 14.503 kese; harcama 16.400 kese ve Hicri 1060 yılı için bütçe açığı 1.997 kese
- Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak Say. 376
Dış kaynaklar
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.404-406
- Buz, Ayhan, (2009) Osmanlı Sadrazamları, İstanbul: Neden Kitap, ISBN978-975-254-278-5, say.109.
- Danişmend, İsmail Hami, (2011), İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi 6 Cilt, İstanbul:Doğu Kütüphanesi, ISBN 9789944397681
- Naîmâ, (haz. Mehmet İpşirli) (2007) Tarih-i Na'îmâ (Ravzatü'l-Huseyn Fî Hulâsati Ahbâri'l-Hâfikayn, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları, ISBN 9789751619754, , Cilt:III, say.:1284-1475.
Dış bağlantılar
- Özvar, Erol "Tarhuncu Ahmed Paşa" (2011)) Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:40 Sayfa:20-22 İstanbul:Türkiye Diyanet Vakfı 18 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.II s.
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Gürcü Mehmed Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 20 Haziran 1652 - 21 Mart 1653 |
Sonra gelen: Koca Derviş Mehmed Paşa |