Yugoslavya'nın dağılması
Yugoslavya’nın dağılması, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin Josip Broz Tito'nun ölümünden sonra artan etnik çekişmeler, ekonomik bunalım ve Doğu Avrupa'daki değişiklikler nedeniyle 1980'lerin sonlarından 2000'li yıllara kadar yaklaşık 20 yıl süren kanlı bir süreç sonunda yedi ayrı egemen ülkeye bölünmesidir.
Yugoslavya'nın dağılması | |
---|---|
Animasyonlu harita Yugoslavya SFC’nin 1992 yılı içinde dağılması sürecini gösterir. Çeşitli renkler, kontrol edilen bölgeleri belirtir.
| |
Tarih | 1989-1992 |
Konum | Yugoslavya SFC |
Katılanlar | Slobodan Milošević, Franjo Tuđman, Alija Izetbegović, Radovan Karadžić |
Sonuç | Yugoslavya özerk cumhuriyetlerinin ayrılması, beş yeni devletin kurulması. |
Yugoslavya'yı parçalamak üzere o dönemde Batı'nın siyasi, ekonomik, ideolojik ve askerî eylemlere giriştiği belirtilmektedir.
1980'ler
Josip Tito'nun Mayıs 1980'de ölmesinden sonra ekonomik bunalım ve etnik çekişme ortamında federal birliği korumanın güçlüğü daha açık biçimde ortaya çıktı. 1980'ler boyunca 1974 Anayasasının da verdiği yetkilerle Federasyonu oluşturan cumhuriyetler ekonomik ve siyasi alanda merkezden neredeyse bağımsız davranmaya başladılar. Giderek artan borç yükü 1983'ten sonra ekonomik istikrar programı doğrultusunda köklü reformların yapılmasını zorunlu kıldı. 1981'de Kosova'da başlayan siyasi amaçlı gösteri ve eylemler (1981 Kosova protestoları) zamanla öteki cumhuriyetlere de sıçradı. Cumhuriyetler arasında gerginleşen ilişkiler parti ve devlet kademelerinde de sarsıntıya yol açarak sık hükûmet değişiklikleri getirdi. Özellikle Sırbistan ile Hırvatistan ve Slovenya arasında ortaya çıkan çatışma, 1989 sonlarında Doğu Avrupa'da başlayan değişim rüzgârının da etkisiyle köklü rejim düzenlemelerine yönelik girişimlerle birleşti.
1980'lerin sonuna gelindiğinde hem Slobodan Miloseviç'in liderliğindeki Sırbistan'da, hem de diğer cumhuriyetlerde milliyetçiliklerin yükseldiği görülmekteydi. Bu dönemde Yugoslavya'da ayrılıkçı (Slovenya ve Hırvatistan), irredantist (Sırpların “Büyük Sırbistan”'ı oluşturma, Kosovalı Arnavutların Makedonya'daki Arnavutlarla ve Arnavutluk'la birleşme) ve farklı dinsel kimliğe dayalı (Boşnaklar) milliyetçilikler bir arada yaşanıyordu.
1989'da Miloşeviç Kosova ve Voyvodina'nın özerkliğini kaldırıp, Karadağ'ın yönetimini değiştirip kendisine bağlayınca Yugoslav sistemindeki yönetsel ağırlığını artırdı. Bu da diğer cumhuriyetler için Sırbistan denetimindeki bir Yugoslavya'da yaşama sorununu doğurdu.
1989'da Yugoslavya'yı iflas ettirmek için Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası Yugoslavya hükûmetine yıkıcı şartlarla kredi verdi.[1]
1990-1995 Yugoslavya İç Savaşı
1990'lara federal yönetimden kopma çabalarının ve siyasal istikrarsızlığın yol açtığı sorunlarla girildi. Sırbistan'ın sertlik yanlısı başkanı Slobodan Milošević’in bütün Yugoslavya'ya merkeziyetçi bir yapı dayatmasından çekinen Slovenya, anayasada ülkenin kendi kaderini yalnızca Slovenya Yasama Meclisi'nin belirleyebileceğini ve gerekirse federasyondan ayrılma kararı alabileceğini öngören bir değişiklik yaptı. Bu değişiklik Sırbistan'da gösterilere ve Sırp hükûmetinin Slovenya'ya ticari boykot uygulamasına yol açtı.
1990'da Yugoslavya'yı oluşturan cumhuriyetler kendi çok partili seçimlerini yaptılar ve Sırbistan ve Karadağ dışındaki cumhuriyetlerde bağımsızlık yanlısı muhalif kesimler seçimleri kazanırken, bu iki cumhuriyette eski komünistler iktidarlarını sürdürdüler. Bu arada Hırvatistan'daki Sırp azınlık Sırbistan'ın desteğiyle yönetime karşı bir ayaklanma başlattı, Kosova'da da Arnavutların Sırbistan'ın bir yıl önce bölgeyi fiilen ilhak etmesine karşı başlattıkları mücadele kanlı çatışmalara yol açtı. Batı tarafından Yugoslavya Halk Ordusu’nu zayıf düşürmek ve Slav birliğini yıkmak için Böl ve Yönet politikası kullanılarak birbirine yakın dilleri konuşan Slav halkları birbirlerine karşı kışkırtıldı.
Ocak 1991'de ülkedeki karışıklıkları sona erdirmek için Kolektif Devlet Başkanlığı'yla altı cumhuriyetin liderleri arasında bir toplantı düzenlendi. Herhangi bir sonuç alınamadan sona eren bu toplantıda Slovenya ve Hırvatistan, Yugoslavya'nın gevşek bir federasyona dönüştürülmesi konusunda ısrar ederken, Sırbistan ve Karadağ merkezî bir federasyonun kurulmasını savunuyordu. Bosna-Hersek ve Makedonya ise federasyon ve konfederasyon özelliklerini bağdaştıracak bir yönetim modelinden yanaydı. Makedonya lideri Kiro Gligorov ve Boşnak lider Alija Izetbegović'in gevşek bir federasyon oluşturma yolundaki girişimlerinden bir sonuç alınamadı.
Mayıs 1991'de rotasyonla üstlenilen devlet başkanlığı sırası Hırvat Stjepan Mesić'e geldiği hâlde Sırbistan'ın bunu engellemesi ortak bir federasyon içinde yaşanması olanağını ortadan kaldıran bir gelişme olurken, ülkenin başkansız kalmasına da yol açtı.
25 Haziran 1991'de Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlıklarını ilan etmeleriyle Yugoslavya'da çözülme süreci ve buna eşlik eden çatışmalar başladı. İki gün sonra Hırvat olan Stjepan Mesić ve Ante Marković'ın denetimindeki Yugoslavya Halk Ordusu, Slovenya'ya karşı saldırıya geçti. Bir süre sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun girişimiyle ateşkes sağlandı, Hırvatistan ve Slovenya parlamentoları bağımsızlık kararını askıya aldı. Ordu yenilgiye uğradıktan sonra Stjepan Mesić ve Ante Marković Slovenya Savaşı’nda dahli olması suçlamasını reddetti ve bu savaştan komutanlığı sorumlu tuttular. Yugoslavya Halk Ordusu’nu dünya kamuoyunun da gözünden düşürmüştür.
Yugoslavya'nın Slovenya'ya yönelik saldırıları durduysa da Hırvatistan'daki çatışmalar devam etti. Hırvatistan’da Franjo Tuđman liderliğinde kurulan hükûmet, açıkça faşizmi savunuyor, İkinci Dünya Savaşı’nda Alman faşizmini destekleyen ve savaşın en büyük katliamlarından birine imza atan Ustaşa bayrağını kullanmaktan çekinmiyor ve Sırplara karşı ayrımcı yasalar uygulamaya başlıyordu.[2]
Yugoslavya'nın bir arada yaşamasının artık mümkün olmaması üzerine önce Eylül 1991'de Makedonya, Kasım 1991'de Bosna-Hersek bağımsızlığını ilan etti. Aralık 1991'e değin Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek ve Makedonya bağımsız bir cumhuriyet olarak tanınmak için Avrupa Ekonomik Topluluğu'na başvurdu.
28 Nisan 1992'de, artık bir kalıntıya dönüşmüş olan Federal Meclis'in kabul ettiği anayasayla, Sırbistan ve Karadağ'dan oluşan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilan edildi. Böylece, Yugoslavya Nisan 1992'den itibaren Sırbistan ve Karadağ'dan oluşan ama Sırbistan'ın denetiminde olan bir federasyon hâline geldi. Bu yeni devlet eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin devamı olduğunu iddia ettiyse de Uluslararası Toplum yeni Yugoslavya'yı eskisinin devamı olarak görmeyi reddetti. Yeni Yugoslavya devleti ancak 1996'da bu iddiasından vazgeçti.
Bu arada, 1991'in sonlarında Bosna-Hersek'te yaşayan Sırplar arasında yapılan bir referandumda ezici bir farkla Sırbistan ve Karadağ ile birlikte olma iradesi ortaya kondu. Ocak 1992'de Bosna ve Hersek Sırp Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan edilen Sırp milisler Sırp olmayanlara karşı “etnik temizlik” politikası başlattılar. Nisan 1992'de, Şubat-Mart aylarında Sırpların boykot ettiği bir referandum sonucuna dayanarak Bosna-Hersek'in bağımsızlığının ilan edilmesi bu ülkeyi yaklaşık dört yıl sürecek kanlı bir savaşa sürükledi. II. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde Avrupa kıtası üzerinde yapılan bu en kanlı savaş, 1995'te ABD'nin Dayton şehrinde yapılan Dayton Antlaşması'yla sona erdi.
Kosova’da Hareketlenme
Miloşeviç yönetimi Sırpların tarihsel nedenlerle üzerinde hak iddia ettikleri Kosova'nın özerkliğini Mart 1989'da kaldırdı.[3] 1990'lar boyunca Sırbistan'ın güneyindeki Kosova'da yaşayan Arnavut çoğunluğun liderleri bağımsızlık için şiddet içermeyen bir direniş siyasetinden yana oldular. Ancak, 1996'da radikal Arnavutlar Kosova Kurtuluş Ordusu'nu kurarak silahlı eylemlere başladılar.
CIA tarafından Büyük Arnavutluk’u kurmak için silah depoları yağmalamasıyla ve Arnavutların askerîleştirilmesiyle sonuçlandığı Şubat-Mart 1997 Arnavutluk'ta iç karışıklıklar kışkırtıcılığı yapıldı.
Yugoslavya hükûmeti Arnavut saldırılarına karşı sivilleri gözetmeksizin güç kullanarak karşılık verdi. Bunun sonucunda pek çok Arnavut evini terk etmek zorunda kaldı. 1999 yılının başlarında Sırpların UÇK eylemlerini bastırmak için uyguladığı metotların katliam boyutlarına varması, özellikle Ocak 1999'da, Kosova'nın başkenti Priştine'nin 25 kilometre güneyindeki Raçak köyünde vücutlarının çeşitli uzuvları kesilmiş ve kurşunlanmış 46 Kosovalının cesedinin bulunması[4] uluslararası kamuoyunda büyük tepki yarattı. Uluslararası toplumun tepkisi sonucunda 1999 Mart ayında Yugoslavya'ya karşı yaklaşık üç ay süren NATO bombardımanı başladı. Bombardımanlar Miloşeviç hükûmetinin NATO'nun taleplerini kabul etmesine ve Sırp kuvvetlerinin Kosova'dan çekilmesine kadar devam etti. Haziran 1999'dan itibaren Kosova NATO ve Rusya'ya (Rus birlikleri 2003'te çekildi) ait barış gücü tarafından yönetilmeye başladı. 17 Şubat 2008'de Kosova'nın Sırbistan'dan bağımsızlığını ilan etmesiyle Yugoslavya’nın dağılması sürecindeki son halka da tamamlanmış oldu.
Miloşeviç’in İndirilmesi ve Sonu
Eylül 2000'de Sırbistan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda muhalefetin zaferini inkâr eden Slobodan Milošević'e karşı kitlesel protestolar başladı. Protestolar sonunda Miloşeviç, iktidarı terk etmek zorunda kaldı. 6 Ekim 2000'de muhalefetin adayı Vojislav Koštunica göreve başladı. Mart 2001'de Miloşeviç, iktidarı kötüye kullanmak ve yolsuzluk suçlamalarıyla tutuklandı. Aynı yılın Haziran ayında Hollanda'nın Lahey kentindeki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edildi. 2002 yılında başlayan mahkemede Bosna-Hersek'te soykırım yapmak, Hırvatistan ve Kosova'da da savaş suçu işlemekle suçlandı, 11 Mart 2006'da mahkemesi devam ederken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını kaybetti.
Yugoslavya Devletinin Yıkılışı
Nisan 2002'de Yugoslavya Parlamentosu Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu işlemekle suçlanan herkesin mahkemeye teslim edilmesini kararlaştırdı. Aynı yılın Mart ayında Sırbistan ve Karadağ, aralarındaki birliği gevşeten bir düzenlemeye gittiler. Bu düzenlemeyle “Yugoslavya Federal Cumhuriyeti” olan ülkenin adı Şubat 2003'ten itibaren “Sırbistan-Karadağ” adını aldı. Bu düzenleme gereği Mayıs 2006'da Karadağ'da yapılan oylama sonucunda %55.5 oranında bağımsızlık yönünde karar çıktı. 3 Haziran 2006'da Karadağ'ın, iki gün sonra da Sırbistan'ın bağımsızlığını ilan etmesiyle Sırbistan-Karadağ'ın varlığı da sona erdi.
Sırbistan ve Karadağ’ın ayrı iki bağımsız devlet olması ardından Yugoslavya SFC’den geri kalan iki özerk bölge Kosova ve Voyvodina, Sırbistan’ın toprakları içinde kaldı. 2008 yılındaki tek taraflı bağımsız ilanı ile Sırbistan yönetiminden ayrılan Kosova’dan sonra, özerk yapıda kalan tek bölge Voyvodina’dır.
Yeni Devletler
Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin ortadan kalkmasıyla aynı topraklar üzerinde kurulan devletler;
Kaynakça
- "Milosevic: Test your Media by Michel Collon". 27 Mayıs 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2009.
- "Bir NATO yapımı: Yugoslavya'nın parçalanışı". 29 Şubat 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2009.
- EVOLUTION IN EUROPE; Serbia Suspends Government of Albanian Region 27 Ocak 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. NYTimes - 6 Temmuz 1990 (İngilizce)
- Kosova’da katliam: 46 ölü 5 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Hürriyet - 17 Ocak 1999
- Encyclopædia Britannica
- Türk Dış Politikası, Cilt II: 1980-2001, Editör: Baskın Oran ISBN 975-05-0002-4